• 603
    2011-12 play-off sezonu da dahil galatasaray'ın başta fenerbahçe olmak üzere futbol federasyonu da dahil herkese karşı olduğu başka bir sezon yaşandığına şahitliğim olmadı...
    her hafta "bu da olmaz" denilen bir olayla galatasaray karşı karşıya kalıp, ligi zirvede bitirme yarışı içinde...

    geçen hafta kasımpaşa deplasmanında 2 puan kaybedince "karşı" taraf 4 puan geride olmasına rağmen ana akım medya ve sosyal medyadaki algılarla beraber "galatasaray bitti" havası yaratarak okan buruk ve takımına bir darbe de saha dışında vurmaya çalıştı...

    buna karşı da yönetim ve okan buruk takımı alanya'ya erken "kaçırıp", maça normalden daha fazla kamp yaparak hazırlama imkanı sundu...

    son haftaların aksine daha arzulu bir galatasaray beklerken alanya karşısında, yine ilk yarıyı "çöpe" atan bir takım vardı. üstelik de soyunma odasına geride giriyordu. ev sahibi ilk atakta golü bulmuştu vilhena ile. uzun zamandır takip ettiğim ve galatasaray'da faydalı olacağını düşündüğüm yusuf özdemir ile de pozisyonları vardı alanya ekibinin...

    okan buruk ise mertens'i unutup, kasımpaşa maçının benzer kadrosuyla sahadaydı, sadece sallai yerine moratta sahadaydı. osimhen'in partneri ispanyol golcü olacaktı, okan hocanın aklında hala tottenham maçında ıcardi-osimhen uyumu vardı... ama maalesef o maçın havası yakalanamıyordu uzun zamandır zira en kritik eleman sara'nın formsuzluğu devam ediyordu... elde lemina varken, ki o da son maçlarda beklenileni veremiyor, sara yerine mertens'le başlamak orta sahada torreira-lemina denenebilirdi...
    altıncı dakikada moratta'nın pasında frankowski'nin şutu gol olsa galatasaray adına bambaşka bir ilk devre olabilirdi de, ertuğrul bu sert şutta başarılıydı.

    maçtan sonra pek beğenilen hakem yasin kol da memleket futbol havasından etkilenmiş olacak ki, galatasaraylılara "patır patır" sarı kart verirken ev sahibi 2 sarı kartla bitiriyordu oyunu. sadece kartlar değil, ilk yarı biterken moratta'nın kapalı koluna çarpan topa düdük çalıp, gol pozisyonunu engellerken, bir kaç dakika sonra da ev sahibi savunma oyuncusunun topu elle "kepçelemesine" de var'la birlikte seyirici kalıyordu...

    bitiyor muydu hakemin "marifetleri", soyunma odasına giderken yedek kaleci günay'a da kırmızı kart çıkartıyor, ev sahibi yöneticiler bile günay'ın bir hatası yok diye isyan ediyordu... kaptan muslera'ya gösterdiği sarı kart, yunus'un ayağına müdahaleye "devam" kararı gibi sadece galatasaray aleyhine verilecek kararlar da yasin kol'un diğer yaptıklarıydı...
    ikinci kırkbeş dakikaya lemina yerine yunus oyuna girince, galatasaray biraz daha hareketlendi, ev sahibi ise tamamen savunmaya gömüldü. ve geçen yıl yine burada iki gol atan barış alper o geceyi hatırlatıp, uzaktan vurduğu top kaleciden sekip savunmaya çarpınca maça eşitlik geliyordu.

    on dakika sonra da yine barış ortalıyor, "özcimbomlu" osimhen kafayla takımını öne geçiriyordu. galatasaray biraz "silkelenince" bu ligin çok üstünde olduğunu gösteriyor, 67de osimhen'in fişi çekecek topunu ertuğrul yine başarılı bir refleksle çıkarıyordu. ve bitime 5 dakika kala yine osimhen kaleciyi de geçip boş kale yerine topu dışarı atınca fark ikiye çıkmıyordu...

    girizgahta da belirttiğim gibi "apacayip" bir sezonda galatasaray'ın şampiyon olması için geriye 10 maçı kalıyor ve bu süreçte dün gece fatih terim'in trt spor'a verdiği röportajda belirttiği gibi "şampiyonluk, galatasaray'ın hakkı. beşinci yıldız, galatasaray'ın hakkı. galatasaray'ın camia olarak, sezonun böyle bir anında buradan geri adım atmayacak tecrübesi var. gönlüm, galatasaray'ın şampiyonluğundan yana. bunun için de bir arada olmaya ihtiyacımız var."

    iyi oyun, kötü oyun demeden "herkese" karşı savaşan bu takımı sonuna kadar desteklemek için bir arada olmalıyız...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-2galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın