• 601
    sonuç olarak bakarsak yorucu liverpool galibiyeti üzerine takım çok iyi savaştı ve 1 saat eksik oynadığı derbi maçında puanı almayı başardı. davinson sanchez'in kırmızı kartına kızmaya gerek yok, kırmızı kart görmese ve skor 0-2 olsa puan alamayabilirdik. belki de sanchez'in kırmızı görmesiyle puan almış olduk. sağlık olsun, rotasyon konusunda teknik ekip umarım ders çıkarır. çok takılmadan devam etmek gerekiyor.
  • 605
    30 eylül 2025 galatasaray liverpool maçı'da fiziksel olarak çok yıprandık ama mental olarak da bir o kadar yıprandık. bu sebeple bu maçta ilk yarıda 1-0 geriye düşüp 10 kişi kalmış olmamıza rağmen maçın içinde çok iyi kaldık. sonuçta derbilerde sürpriz sonuçlar çıkabiliyor. beşiktaş için ligin geri kalanı için en hedef maç bu maçtı.

    ligin ilk 8 haftalık periyodunda 7 galibiyet ve 1 beraberlik oldukça iyi bir sonuç.
  • 606
    valla ben genel olarak üzgünüm, kendi evimizde 8'de 8 yapıp liverpool üstü beşiktaş galibiyetiyle milli araya girmek çok iyi olacaktı.
    liverpool maçı 11'i ile beşiktaş maçına başlamak bence yanlıştı, maçın yorgunluğunu geçtim o maç zaten defansif oynanması gereken bir maçtı ve ona uygun bir kadro vardı.
    aynı 11'in içeride daha baskılı oynaman gereken bir maçta derinde bekleyen beşiktaş'a karşı üretememe sorunu yaşayacağı aşikardı.
    maçtan önce de yazdım, sol bek eren, orta saha torreira, sara, ilkay kanatlar barış sane olması lazımdı.
    şimdi böyle başlıyıpta aynı senaryoyu yaşayabilirdin ama en azından biz niyeti anlardık. 10 kişi kalana kadar sıfır üretim vardı sahada.
    garip birşey oldu ama 10 kişi kalmak bizim işimize geldi, beşiktaş skoru koruma iç güdüsüne kapıldı ve sadece zamana oynamaya başladı. bizde 10 kişi kalmanın getirdiği iç güdüyle riskli minimalize ettik ve topu daha doğru kullanmaya ve ayağa oynamaya başladık. sonucunda bir şekilde gol bulup maçı kitledik.

    maç 1-0 11'e 11 devam etseydi beşiktaş büyük ihtimalle bizim saçma sapan uzun oynayıp geride vereceğimiz geçişlerle 2-0 bulurdu.

    benim asıl kızdığım nokta bu, beşiktaş'ın bu maçı geçiş oynacağını sokakta ki çocuk bile biliyodu. bizde biliyoduk.
    niye maça dan dun uzun vurarak başladık hiç anlamadım. hem okan hoca hem ilkay maç sonunda; daha sakin kalıp daha garanti pas yapmamız lazımdı dedi.

    resmen maçın başında intihar ettik, tam beşiktaş'ın kıvamına oyunu getirdik hem gol yedik hem kırmızı gördük maçı zaten orada kazanma şansımızı kaybettik, allah yüzümüze baktı 1 puan aldık ama maç öncesinde ki hayalimle maç sonunda 1 puana sevinir hale geldiğim için çok üzgünüm.

    galatasaray 3 yıldır kesin favori çıktığı maçlarda aşırı zorlanıyor, 3 yıldır şampiyon olan takım sakinliğini, tecrübesini o maçlara yansıtamıyoruz, gereksiz bir panikle maça başlıyoruz ve sürekli uzun oynayıp bir an önce gol bulabilme iç güdüsüne kapılıyoruz ve maçın sonu hüsran oluyor.

    bu huyunu hiç sevmiyorum bu takımın, neyse şu şartlarda alınan 1 puanı alıp başımızın üstüne koyalım diyip geçelim.
  • 607
    başta okan hoca ve takım olarak, teknik yönetimden ve kulübeden razı olduğum maç.

    tff, mhk, pfdk gibi bir galatasaray düşmanı yapının atadığı hakem bozuntusu yüzünden beklentilerimi düşürmüştüm ama şu maçtan alınacak 1 puana ben razıyım. zaten maçtan önce hakem yüzünden katliam bekledikten sonra şu skora itiraz etmenin lüzumu yok.

    iyi gidiyoruz, daha iyi olacağız ve sezon sonunda üst üste 4. şampiyonluğa kavuşacağız.
  • 609
    bu maç uefa şampiyonu olduğumuz kadronun 2 futbolcusunu( sergen avrupa kadrosunda yoktu ama o takımdaydı) rakip teknik direktörler olarak karşı karşıya getirdi. hayat çok ilginç ve zaman gerçekten acımasız. bu açıdan da güzel bir raslantı oldu diyebilirim. onun haricinde maalesef okan hoca döneminde beşiktaş'a karşı üstünlük kuramadık desek yalan olmaz. bu maç da bunu kanıtlar nitelikte idi.
  • 610
    maç başlangıç planı arızalıydı yahut uygulamada sıkıntı vardı. ama okan buruk da ilkay da aynı şeyi söylüyor: topla işi olmayan beşiktaş'a karşı sabırlı olup pas yapmalıydık diyorlar. ama ne hikmetse takım ısrarla bunu görmezden geldi. yerleşik savunma düzenindeki beşiktaş'a uzun vura vura ne kompakt kalabildik ne de organizeyi geçtim bir atak üretebildik. üstüne iki takım da kötü oynarken beşiktaş golü buldu, üstüne galatasaray 10 kişi kaldı. beşiktaş bu kırılma anında aynı düzende kaldı skora güvenerek. işte galatasaray o zaman topun değerini bilmeye başladı. lemina stoperde ilkay ve torreira orta sahada fark yaratmaya başladı. en azından bu baskıyla üst üste kornerler geldi, sanki beşiktaş 10 kişi gibiydi. derken golü artık. yine oyun düzeni değişti. galatasaray topu bıraktı. ama beşiktaş topu aldıktan sonra o kadar etkisiz takıma dönüşüyor ki 1 net fırsat dışında üretemediler. galatasaray 1-1'den sonra yine topu alabilir miydi. işte orada liverpool maçını hesap etmemiz gerekiyordu sanırım. bu şartlarda beraberlik iyi sonuç olurdu ve oldu. beşiktaş büyük bir fırsat kaçırdı. aldıkları 1 puan işe yaramaz, galatasaray'a yaklaşamamış oldun ama fener sevindi tabi bu sonuca.

    sevindirici taraflar: taraftarımız yine muhteşemdi. takım da 10 kişi kaldıktan sonra karakter koydu. eskiden dağılırdı bu takım. şimdi ise direnç koyabiliyoruz.
    üzücü taraflar: sadece 2-3 diri oyuncunun takıma girmesiyle, maçın başında disiplinli bir oyunla bu kötü beşiktaş'ı rahatlıkla yenebilirdik. bence iki takım arasında seviye olarak uçurum var. bu 2-3 oyuncuyla kapatılacak fark da değil. ve maalesef singo ve davinson'u kaybettik ki şu maçta sallai, eren, sara ve sane ilk 11 başlasa; singo, jakobs, lemina, yunus, icardi sonradan oyuna girse yenilir miydik, hiç zannetmiyorum. maçta dakikalar geçtikçe daha mı güçlü olurduk, evet. okan buruk'un rotasyon üzerinde düşünmesi gerekiyor. milli aranın olmayacağı aralık sonu gibi takımını fiziksel olarak yine bitirecek bu kafayla. bu sert eleştiri olabilir ama altı doludur. geçmiş sezonlardan ders al hocam.
  • 611
    açık şekilde kural hatası yapılan maç. her takım oyuncu değişikliği için maçı en fazla 3 kez durdurabilir. beşiktaş'ın değişiklik yapması için, maçın hakemi akan oyunu durduruyor ve beşiktaş maçı toplamda 4 kez durdurmuş oluyor. üstelik bir takımın oyuncu değiştirmesi için hakemin akan oyunu durdurduğunu ilk kez görüyorum.

    https://x.com/AlpC1905/status/1974575868673716546
  • 612
    konuk ekibin maçı değişiklik için 4 sefer durdurduğunu, dolayısı ile bir kural hatası yaptığını iddia edilen maç. böylesi bir durumda hükmen galibiyet diğer takıma verilmeli elbet, ama neler döndüyse dolaştırılır, hakem hata yaptı, 4. hakemin kafası karıştı o yüzden oyun durduruldu hata düzeltildi olur.

    https://x.com/sporx/status/1974575205210034272
  • 613
    bence de bjk değişiklik yapmak için maçı 4 kez durdurdu ama raporlarda iki oyuncu değişikliğini işaret ettim biri yapıldı diğerini yapmadan oyuna başlamak istediler izin vermedim oyunu tekrar hakem atışıyla başlattım gibi şeyler yazılacak. gözlemcide bunu onayacak ki hacıosmanoğlunun köylüsü bu hakem mecbur onaylayacak. anlayacağımız hiç bir şey olmayacak. çünkü yönetimimiz kimseyle kötü olabilecek bir yönetim değil. hiç bir kurum ya da kişi üstünde bir yaptırımı yok. sen ben tv karşısında ya da stadyumda ne kadar etkiliysek onlarda o kadar etkililer işte.
  • 614
    beşiktaş'ın attığı golden önce torreira'ya yapılan faulun es geçildiği mac. ekran başında ben dahil çoğunluk torreira'nin kendini kolay yere bıraktığını düşündük. ancak durum bundan tamamen farklı, pozisyon ayağa darbe sonucu gerçekleşiyor. orkun'un torreira'nin sağ ayağına yapmış olduğu hamle torreira'nin ayaklarının birbirine takilmasina sebep oluyor. hadi diyelim hakem bunu görmedi, var nasıl uyarı yapmıyor ?

    https://x.com/...3VOjSH4V8gA&s=19
  • 616
    bu maçta razı olduğumuz bir puan gayet iyidir. üç gün önce ölüm kalım maçından sağ çıktık. bu maçta en iyi oyuncularımızdan biri atıldı biri sakatlandı.

    hem olağan yorgunluk hem de bir kişinin eksikliğini kapatma çabası ile artık dermansız kalmıştık.

    biz ligi her türlü böyle götürürüz. şl de iyi gitti mi her şey yoluna girer. bu tökezlemelerde takıma destek atılmalı. gösterilen emeklerin farkında olduğumuzu bilmeliler.
  • 617
    hem kural hatası yapılan hem de 2 net penaltımızın çalınmadığı maç. bu verilmeyen penaltıları benden başka konuşan da yok sanırım. ikinci devre'nin başında osimhen'e, sonunda icardi'ye ceza sahası içinde yapılan hareketlere kimse sesini çıkarmadı.

    dün gece yorgunduk ama konsantrasyon ve birliktelik açısından biraz dağınıktık. misal osimhen'in ilk yarıda rakiple olan dalaşmasında adamı tek başına bıraktık. bu hiç hoş bir görüntü olmadı.
  • 618
    iyi başlamadığımız, 0-1 geriye düştüğümüz ve maçın 60-65 dakikalık bölümünde 10 kişiyi oynadığımız maç. net bir pozisyonumuz da yok açıkçası. aynı zamanda yorgunduk da. tüm bunları düşündüğümüzde 1 puan çok iyi sonuç, sezonun ilk 2 aylık döneminde geldiğimiz yer çok iyi bana kalırsa.

    tek sorun rotasyonda var olması gereken sara ve sane'den istediğimiz katkıyı alamamak bana kalırsa. bu oyunculara da şanslar verildi aslında, oyuncuların kendi yeteneklerinin farkına varıp fizik kalitelerini güçlendirmeleri gerekiyor.
  • 619
    futbol kuralları hakkında temel bilgiye dahi sahip olmayan, torpilli bir hakemin kural hatasına yol açtığı maç.

    bjk iki oyuncuyu kenara getirmiş ve değiştirmek için oyunun durmasını bekliyordu. oyun durdu, biri sahaya girdi öteki neden bekledi anlamadım ama oyun başladı ve 10 saniye sonra durdurup yeniden oyuncu değişikliğine izin verildi. sonra oyun taçtan değil hakem atışıyla başladı. daha sonra bjk 4. değişikliği de yaptı. bu kadar bariz bir hata yapılamaz. sonuca etki etmedi demek de niyet okumaktır. o zaman şöyle düşünelim; 4. değişikliği yapmasına izin verilmese ve bir oyuncu sakatlanıp çıksaydı bjk de 10 kişi kalırdı. ben de böyle niyet okuyorum. kırmızı gören bir oyuncunun 1 dakika daha sahada kalması da genel olarak sonuca etki etmiyor diyelim o zaman. olur mu öyle şey? taç işaret edilip faul kullanılması gibi basite indirilmemeli bu konu.

    maç için konuşacak olursak; neden kötü bir bjk'nin en kötü yeri olan jurasek kanadını hiç denemedik onu çözemedim. oraya yoğunlaşsak çok rahat pozisyon bulurduk. okan buruk'un hatası olarak görüyorum bunu. hadi hoca dememiş olsun oyuncular neden hiç denemedi aklım almıyor.
  • 620
    galatasaray 8/8'de yapmasın da ne olursa olsun maçı. federasyonun yaptığı hakem atamasından tut bein sports'da maçı anlatan spikerin stüdyodan yapılan ilk bağlantıda "her zaman favoriler kazanmıyor" diye lafı açmasına kadar her adım bunu hissettiriyordu. tabi galatasaray'ın başında dursun aydın özbek ve avanelerinden oluşan aciz bir yönetim olunca bunların yaşanması çok normaldi. daha bir menajere ve yarım akıllı futbolcusuna diş geçiremeyen adamlar gizli atamayla gelen federasyon başkanına mı gider yapacaktı yani?

    ilk 15dakikada maçın adı derbi olunca kalemizde yaşanması normal iki pozisyondan birini uğurcan müthiş çıkardı, diğerinde de ilk topu çıkarsa da kale ağzındaki diğer takım arkadaşları uyuyunca golü yememiz kaçınılmaz oldu. bir de uzun topta davinson ile belalısı rafa silva baş başa kalınca yine tuzağa düşüp hamle yapmadan temas yapan ve kırmızı kart gören davinson oldu.

    kırmızı karta kadar çok sorunlu görünen oyun planına rağmen 3 tane atak şansı verdik beşiktaş'a. bir gol bir de kırmızı kart çıkarmayı başarmaları onlar adına şans anıydı. beşiktaş'ın hocası her ne kadar postu yere sermemek için "bir hatanın bedeli beraberlik oldu" dese de aslında bu açıdan şanslıydı beşiktaş. golde kale ağzındaki iki futbolcumuz uyumasa, kırmızı kart pozisyonunda davinson biraz akıllıca davranıp koşu yönünü değiştirse; tüm yorgunluğa ve sorunlu oyun planına rağmen ilk yarıyı 11-11 ve 0-0 ile geçecektik.

    kırmızı karttan sonrasında ise aslında sadece bu maçta değil, sezonun tamamında yapmamız gereken şeye döndük. geride, topa hakim olarak oynamak ve rakibe geçiş hücumu şansı vermemek. karşıdaki rakip ne kadar zayıf olursa olsun, geçiş hücumlarında götü başı dağıttığımızı artık sokaktaki çocuk değil avrupa'da rakibimiz olan antrenörler bile öğrendi.

    hele ki takımın yorgun olduğu ve kağıt üzerinde 10 gerçekte ise 7-8 kişi ile oynadığımız bir ortamda gaza gelmeyip itidalli oynamak o noktada doğru hareketti. nitekim beşiktaş ile aramızdaki kadro kalitesi farkı sayesinde tüm bu handikaplara rağmen 10-11 oyunda daha üstün gözüktük. çünkü bu takımın oynayabileceği oyun bu. dar alanda ya da set halinde savunmada neredeyse üst düzey bir defans hattı var ama geçiş oyunlarında hallaç pamuğundan hallice bir dirence sahip. kendi güvenliğini koruyarak hücuma çıktığı senaryoda bu takımın gol yemeyi bırak pozisyon vermesi bile türkiye ligi'nde zor bir olay.

    nitekim beşiktaş takımının biz yorgunluktan gelemiyorken bile 11 kişi geriye yaslanması ve sergen yalçın'ın kenarda "ileriye çıkın" diye el kol yapmaktan yorgun düşmesi bu tezin saha içindeki gerçekliğini gösteriyordu adeta.

    hatta ve hatta kaleci mert'in 13. dakikada ömer çatkıç misali her kale atışını 1 dakikada kullanmaya başlaması bile ne kadar acınası halde olduklarının itirafıydı adeta...

    ama gol ve kırmızı kart geldi diye korkup sinen yunusla, menajerinin aklına uyup kendisini adam eden galatasaray'a trip atan barış'la, bir oyuncu da eksik kalarak anca bu kadar top oynanabilirdi. netice itibarı ile akşam 18:00 civarı için kötü, 19:00* civarı için normal, 20:30* civarı içinse iyi bir şekilde bitirmeyi başardık.

    sezonun tamamına bakına ise güzel bir sonuçtu muhtemelen. ikinci milli maç arasına, şampiyonlar ligi'nin ilk iki maçı sonrasına 4 ya da 5 puan önde girmeyi başardık. derbi maçını 1 saat 10 kişi oynayıp da kaybetmedik.

    fikstürün çok sertleşeceği 2 hatta 3 aylık bir süreç var. buraya güçlü ve önde girmek önemliydi.

    gerisi biraz da günlük meseleler...
  • 625
    galatasaray'in türkiye sınırları içinde kaybettiği son maç geçen sezon deplasmanda oynadığı beşiktaş maçıydı. bu gece de ligde ilk puanını siyah-beyazlı rakipleri karşısında kaybetti galatasaray... hakeminden kırmızı kartın olduğu dakikaya, atılan gollerden yaratılan pozisyonlara kadar aslında birbirine o kadar benzer ki iki karşılaşma, rafa 73te bomboş plaseyi kaleyi isabet ettirse, skor bile aynı olacaktı, bu yazı yerine ufak tefek dakika değişikliği yaparak geçen seneki yazıyı "copy-paste" yapsak hiç fark edilmeyecekti bile...

    geçen seneki maç yazısının büyük bölümünü yasin kol'a ayırmıştım, bu yazıda da baş rol federasyon başkanının memleketlisi olması dışında kendisini ön plana çıkaracak hiç bir vasfı olmadığı halde derileri yöneten hakemin olacak... üstelik dün gece sadece hakem hataları yapmadı, kural hataları da yaptı yasin kol... tarihe not düşmek adına yine sıralayalım hataları:
    12' beşiktaş'ın golü öncesi orkun'un torreira'ya faulü verilmedi.

    21' galatasaray'ın kornerinde kaleci mert topu elinden kaçırdı hemen faul çaldı oysa ikinci yarı uğurcan'a aynı müdahalede oyna devam dedi.

    32' galatasaray'ın kendi yarı sahasından çıkarken orkun'un topsuz halde jakobs'a müdahalesinde sarı kart vermedi.

    34' sanchez'e kırmızı kart doğru, rafa'nın ayağı takılıyor ve düşüyor, sanchez daha dikkatli olmalıydı ama emirhan'ın ceza sahasında osimhen'in ayapına basıp, kramponun çıkmasına neden olan pozisyonuna "devam" kararı verdi.

    39' osimhen ve emirhan didişmesinde iki topçuya da sarı kart verdi ki birine kırmızı verse yanlış olurdu...
    63' osimhen emirhan'dan sıyrıldı yunus'a verdi, hakem faul çaldı.

    65'27'' de beşiktaş oyuncu değişikliği yapıyor, emirhan'ın yerine udokhai giriyor. 65'35''te oyun başlıyor. topçular pas yapıyorlar ve 65'49'' da hakem oyunu durduruyor ve beşiktaş'a cerny-cengiz değişikliğine izin veriyor.

    66' atılan hava topunda osimhen djalo'dan sıyrılırken, djalo yüzüne vuruyor, sarı kart olması gerekirken faul dahi vermiyor.

    68' beşiktaş'ın atağından yardımcı hakem ofsayt bayrağı kaldırıyor ki pozisyonda ofsayt olduğu şüpheli, topu kapan uğurcan'a hakem yasin kol devam et diyor ve eliyle "avantaj" işareti yapıyor, galatasaray 2-3 pas yapıp topu sallai'ye atıp, ani atağa çıkarken hakem düdük çalıp, avantaj-oyna dediği ofsaytın düdüğünü çalıyor.

    90' beşiktaş'ın atağında el bilal toure, sallai'nin yüzüne vuruyor, hakem pozisyonu görmese de faul veriyor ama kart çıkmıyor. oysa var uyarsa, beşiktaşlı oyuncu kırmızı kart görmeli.

    90' sallai yerde yatarken, pozisyona itiraz eden orkun hakemi itiyor, yasin kol sarı kart çıkarıyor, oysa kırmızı kart olmalı hakeme temas...

    beşiktaş hakemin oyuncu değişikliği için oyunu durdurmasıyla 4 defa oyunu durdurarak değişiklik yaptığı için kural hatası yaşanırken, yasin kol'un galatasaray atağını ofsayt kesmesi ise arda kardeşler'in trabzonspor-gaziantep fk maçında atağı kesmesi ile aynı. o gece televizyon ekranlarına bağlanan ve arda kardeşler'in hakemliğini bitireceğini belirten federasyon başkanı hala yasin kol için bir açıklama yapmadı...

    yasin kol ve var'daki ali şansalan'ın "katlettiği" maç aslında son yıllardaki derbilere aksine oldukça dostane görüntülerle başladı. bir hafta evvel sergen yalçın, galatasaray'a liverpool karşısında başarılar dilerken, salı gecesi zaferden hoca okan buruk da kendisine teşekkür ediyordu. maç öncesi sahayı gezmeye gelen iki takım topçuları da birbirleriyle el ele göz göze samimi muhabbetler ederken, ultraslan geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden kardeşi için sergen yalçın'a "başın sağ olsun sergen yalçın" pankartı açıyordu.

    iki takımın teknik adamları da liverpool ve kocaelispor karşısında kazanan takımlarını bozmazken, galatasaray ev sahibi olmanın avantajıyla baskın başlarken, beşiktaş ise daha kontrollü ve rafa silva ve cerny'nin kanatlardan gelmesiyle ani ataklar aradı. maçtan sonra ilkay'ın da analiz ettiği gibi:
    "ilk 30 dakika çok sabırsız oynadık. çok aceleciydik, oyunumuzun dengesi çok iyi değildi. kolay top kaybıyla zaten 10 kişi kaldık. gol yediğimiz pozisyonda hata yaptık. oyunun kontrolünü iyi yapmamız gerekiyordu fakat yapamadık."

    aynen öyle, bir an evvel gol atmak için acele ve sabırsızlıklar birleşince, top kayıpları yapıldı, devamında da rakip uğurcan'ın kalesine geldi. genç kaleci cerny'nin ortasında emirhan'ın kafasını başarıyla çelerken, iki dakika sonra barış'ın orkun'u kovalamaması sonrası orkun'un şutunu çıkardı ama boşta abraham golünü atıyordu. erken gol iç sahada sıkıntı değildi ama singo'nun atılan uzun topu kovalarken baldırını tutması daha fazla yüreğimizi yakıyordu. bereket yedeği sallai de formdaydı da oyun formasyonunda bir değişiklik olmadı ama barış'ın kaptırdığı topla başlayan atakta sanchez rafa silva'yı düşürünce okan buruk ilkay'ı yanına çağırdı ve 10 kişilik yeni formasyon oluşturdu: lemina stopere çekilirken, önlerine torreira ve ilkay geliyordu.

    geriye düşen galatasaray 25'te ilkay'ın ortasında "apokerim"in kafayla pasında sanchez iki adımdan eşitliği sağlayabilse, belki maç çok daha farklı yere gidecekti ama 36'da toure'nin kafasını uğurcan kurtarmasa beşiktaş adına da çok değişik bir senaryo yazılabilirdi.
    ilk yarı sona erdiğinde soyunma odasında okan buruk maçı kurtarmanın taktiklerini verirken topçularına sosyal medya ise yangın yeriydi, belki de tribünler de öyle. kimi barış'ı linçliyor, kimi de rotasyon yapmayan okan buruk'un hocalık meziyetlerini sorguluyordu. oysa ne maçın bitmediği hatırlanıyor, ne de bu topçuların ve hocanın 4 gün önce yere göğe sığdırılamadığı...

    bir kişi eksik olmasına rağmen ikinci yarıya daha baskılı ve arzulu başlayan galatasaray'da 47de lemina uzaktan denedi, top auta giderken, torreira inönü'deki maçta olduğu gibi yine mert'i uzaktan avlamak istedi, milli kaleci iki hamlede topa sahip oldu. ve bir dakika sonra galatasaray'ın torreira'lı futbolunun "alamat-i farikası" ile uruguaylı rakibinden topu kapıp, ilkay'a hayallerini kurduğu o golü attırıyordu.

    sonraki dakikalar ise yağan yağmurla birlikte ağırlaşan zemin, topçuların yorulması ve daldaki kuştan ziyade eldeki kuşu koruma iç güdüsüyle daha dikkatli oynamalarıyla orta saha mücadelesine dönerken, lemina-abdülkerim stoper ikilisinin rafa silva'yı kaçırması dışında dikkate değer başka bir atak olmadan sonlanıyordu.
    7 maçlık galibiyet serisinin ardından 8 maçı kazanıp, beşiktaş'ı yarış dışına itmek ve milli araya çok daha huzurlu girmek galatasaray için çok vahimken, liverpool gibi yıpratıcı bir maçın ardından, bir de 10 kişiyle rakibine gol atıp, puanı kopartmak ise olumlu olarak ileriki maçlara yansıyacak tecrübeler olarak hesaba katılabilir. ilkay'la bitirirsek:

    "ilk 30 dakikanın bize bir ders olması lazım, iyi analiz etmemiz gerekiyor. fakat yine de bir puan bizim için böyle bir maçta iyi. üç de olabilirdi ama bir puan iyi. ikinci yarı oynadığımız anlayışla devam etmemiz gerekiyor."

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray1-1besiktas.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın