625
galatasaray'in türkiye sınırları içinde kaybettiği son maç geçen sezon deplasmanda oynadığı beşiktaş maçıydı. bu gece de ligde ilk puanını siyah-beyazlı rakipleri karşısında kaybetti galatasaray... hakeminden kırmızı kartın olduğu dakikaya, atılan gollerden yaratılan pozisyonlara kadar aslında birbirine o kadar benzer ki iki karşılaşma, rafa 73te bomboş plaseyi kaleyi isabet ettirse, skor bile aynı olacaktı, bu yazı yerine ufak tefek dakika değişikliği yaparak geçen seneki yazıyı "copy-paste" yapsak hiç fark edilmeyecekti bile...
geçen seneki maç yazısının büyük bölümünü yasin kol'a ayırmıştım, bu yazıda da baş rol federasyon başkanının memleketlisi olması dışında kendisini ön plana çıkaracak hiç bir vasfı olmadığı halde derileri yöneten hakemin olacak... üstelik dün gece sadece hakem hataları yapmadı, kural hataları da yaptı yasin kol... tarihe not düşmek adına yine sıralayalım hataları:
12' beşiktaş'ın golü öncesi orkun'un torreira'ya faulü verilmedi.
21' galatasaray'ın kornerinde kaleci mert topu elinden kaçırdı hemen faul çaldı oysa ikinci yarı uğurcan'a aynı müdahalede oyna devam dedi.
32' galatasaray'ın kendi yarı sahasından çıkarken orkun'un topsuz halde jakobs'a müdahalesinde sarı kart vermedi.
34' sanchez'e kırmızı kart doğru, rafa'nın ayağı takılıyor ve düşüyor, sanchez daha dikkatli olmalıydı ama emirhan'ın ceza sahasında osimhen'in ayapına basıp, kramponun çıkmasına neden olan pozisyonuna "devam" kararı verdi.
39' osimhen ve emirhan didişmesinde iki topçuya da sarı kart verdi ki birine kırmızı verse yanlış olurdu...
63' osimhen emirhan'dan sıyrıldı yunus'a verdi, hakem faul çaldı.
65'27'' de beşiktaş oyuncu değişikliği yapıyor, emirhan'ın yerine udokhai giriyor. 65'35''te oyun başlıyor. topçular pas yapıyorlar ve 65'49'' da hakem oyunu durduruyor ve beşiktaş'a cerny-cengiz değişikliğine izin veriyor.
66' atılan hava topunda osimhen djalo'dan sıyrılırken, djalo yüzüne vuruyor, sarı kart olması gerekirken faul dahi vermiyor.
68' beşiktaş'ın atağından yardımcı hakem ofsayt bayrağı kaldırıyor ki pozisyonda ofsayt olduğu şüpheli, topu kapan uğurcan'a hakem yasin kol devam et diyor ve eliyle "avantaj" işareti yapıyor, galatasaray 2-3 pas yapıp topu sallai'ye atıp, ani atağa çıkarken hakem düdük çalıp, avantaj-oyna dediği ofsaytın düdüğünü çalıyor.
90' beşiktaş'ın atağında el bilal toure, sallai'nin yüzüne vuruyor, hakem pozisyonu görmese de faul veriyor ama kart çıkmıyor. oysa var uyarsa, beşiktaşlı oyuncu kırmızı kart görmeli.
90' sallai yerde yatarken, pozisyona itiraz eden orkun hakemi itiyor, yasin kol sarı kart çıkarıyor, oysa kırmızı kart olmalı hakeme temas...
beşiktaş hakemin oyuncu değişikliği için oyunu durdurmasıyla 4 defa oyunu durdurarak değişiklik yaptığı için kural hatası yaşanırken, yasin kol'un galatasaray atağını ofsayt kesmesi ise arda kardeşler'in trabzonspor-gaziantep fk maçında atağı kesmesi ile aynı. o gece televizyon ekranlarına bağlanan ve arda kardeşler'in hakemliğini bitireceğini belirten federasyon başkanı hala yasin kol için bir açıklama yapmadı...
yasin kol ve var'daki ali şansalan'ın "katlettiği" maç aslında son yıllardaki derbilere aksine oldukça dostane görüntülerle başladı. bir hafta evvel sergen yalçın, galatasaray'a liverpool karşısında başarılar dilerken, salı gecesi zaferden hoca okan buruk da kendisine teşekkür ediyordu. maç öncesi sahayı gezmeye gelen iki takım topçuları da birbirleriyle el ele göz göze samimi muhabbetler ederken, ultraslan geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden kardeşi için sergen yalçın'a "başın sağ olsun sergen yalçın" pankartı açıyordu.
iki takımın teknik adamları da liverpool ve kocaelispor karşısında kazanan takımlarını bozmazken, galatasaray ev sahibi olmanın avantajıyla baskın başlarken, beşiktaş ise daha kontrollü ve rafa silva ve cerny'nin kanatlardan gelmesiyle ani ataklar aradı. maçtan sonra ilkay'ın da analiz ettiği gibi:
"ilk 30 dakika çok sabırsız oynadık. çok aceleciydik, oyunumuzun dengesi çok iyi değildi. kolay top kaybıyla zaten 10 kişi kaldık. gol yediğimiz pozisyonda hata yaptık. oyunun kontrolünü iyi yapmamız gerekiyordu fakat yapamadık."
aynen öyle, bir an evvel gol atmak için acele ve sabırsızlıklar birleşince, top kayıpları yapıldı, devamında da rakip uğurcan'ın kalesine geldi. genç kaleci cerny'nin ortasında emirhan'ın kafasını başarıyla çelerken, iki dakika sonra barış'ın orkun'u kovalamaması sonrası orkun'un şutunu çıkardı ama boşta abraham golünü atıyordu. erken gol iç sahada sıkıntı değildi ama singo'nun atılan uzun topu kovalarken baldırını tutması daha fazla yüreğimizi yakıyordu. bereket yedeği sallai de formdaydı da oyun formasyonunda bir değişiklik olmadı ama barış'ın kaptırdığı topla başlayan atakta sanchez rafa silva'yı düşürünce okan buruk ilkay'ı yanına çağırdı ve 10 kişilik yeni formasyon oluşturdu: lemina stopere çekilirken, önlerine torreira ve ilkay geliyordu.
geriye düşen galatasaray 25'te ilkay'ın ortasında "apokerim"in kafayla pasında sanchez iki adımdan eşitliği sağlayabilse, belki maç çok daha farklı yere gidecekti ama 36'da toure'nin kafasını uğurcan kurtarmasa beşiktaş adına da çok değişik bir senaryo yazılabilirdi.
ilk yarı sona erdiğinde soyunma odasında okan buruk maçı kurtarmanın taktiklerini verirken topçularına sosyal medya ise yangın yeriydi, belki de tribünler de öyle. kimi barış'ı linçliyor, kimi de rotasyon yapmayan okan buruk'un hocalık meziyetlerini sorguluyordu. oysa ne maçın bitmediği hatırlanıyor, ne de bu topçuların ve hocanın 4 gün önce yere göğe sığdırılamadığı...
bir kişi eksik olmasına rağmen ikinci yarıya daha baskılı ve arzulu başlayan galatasaray'da 47de lemina uzaktan denedi, top auta giderken, torreira inönü'deki maçta olduğu gibi yine mert'i uzaktan avlamak istedi, milli kaleci iki hamlede topa sahip oldu. ve bir dakika sonra galatasaray'ın torreira'lı futbolunun "alamat-i farikası" ile uruguaylı rakibinden topu kapıp, ilkay'a hayallerini kurduğu o golü attırıyordu.
sonraki dakikalar ise yağan yağmurla birlikte ağırlaşan zemin, topçuların yorulması ve daldaki kuştan ziyade eldeki kuşu koruma iç güdüsüyle daha dikkatli oynamalarıyla orta saha mücadelesine dönerken, lemina-abdülkerim stoper ikilisinin rafa silva'yı kaçırması dışında dikkate değer başka bir atak olmadan sonlanıyordu.
7 maçlık galibiyet serisinin ardından 8 maçı kazanıp, beşiktaş'ı yarış dışına itmek ve milli araya çok daha huzurlu girmek galatasaray için çok vahimken, liverpool gibi yıpratıcı bir maçın ardından, bir de 10 kişiyle rakibine gol atıp, puanı kopartmak ise olumlu olarak ileriki maçlara yansıyacak tecrübeler olarak hesaba katılabilir. ilkay'la bitirirsek:
"ilk 30 dakikanın bize bir ders olması lazım, iyi analiz etmemiz gerekiyor. fakat yine de bir puan bizim için böyle bir maçta iyi. üç de olabilirdi ama bir puan iyi. ikinci yarı oynadığımız anlayışla devam etmemiz gerekiyor."
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray1-1besiktas.html
geçen seneki maç yazısının büyük bölümünü yasin kol'a ayırmıştım, bu yazıda da baş rol federasyon başkanının memleketlisi olması dışında kendisini ön plana çıkaracak hiç bir vasfı olmadığı halde derileri yöneten hakemin olacak... üstelik dün gece sadece hakem hataları yapmadı, kural hataları da yaptı yasin kol... tarihe not düşmek adına yine sıralayalım hataları:
12' beşiktaş'ın golü öncesi orkun'un torreira'ya faulü verilmedi.
21' galatasaray'ın kornerinde kaleci mert topu elinden kaçırdı hemen faul çaldı oysa ikinci yarı uğurcan'a aynı müdahalede oyna devam dedi.
32' galatasaray'ın kendi yarı sahasından çıkarken orkun'un topsuz halde jakobs'a müdahalesinde sarı kart vermedi.
34' sanchez'e kırmızı kart doğru, rafa'nın ayağı takılıyor ve düşüyor, sanchez daha dikkatli olmalıydı ama emirhan'ın ceza sahasında osimhen'in ayapına basıp, kramponun çıkmasına neden olan pozisyonuna "devam" kararı verdi.
39' osimhen ve emirhan didişmesinde iki topçuya da sarı kart verdi ki birine kırmızı verse yanlış olurdu...
63' osimhen emirhan'dan sıyrıldı yunus'a verdi, hakem faul çaldı.
65'27'' de beşiktaş oyuncu değişikliği yapıyor, emirhan'ın yerine udokhai giriyor. 65'35''te oyun başlıyor. topçular pas yapıyorlar ve 65'49'' da hakem oyunu durduruyor ve beşiktaş'a cerny-cengiz değişikliğine izin veriyor.
66' atılan hava topunda osimhen djalo'dan sıyrılırken, djalo yüzüne vuruyor, sarı kart olması gerekirken faul dahi vermiyor.
68' beşiktaş'ın atağından yardımcı hakem ofsayt bayrağı kaldırıyor ki pozisyonda ofsayt olduğu şüpheli, topu kapan uğurcan'a hakem yasin kol devam et diyor ve eliyle "avantaj" işareti yapıyor, galatasaray 2-3 pas yapıp topu sallai'ye atıp, ani atağa çıkarken hakem düdük çalıp, avantaj-oyna dediği ofsaytın düdüğünü çalıyor.
90' beşiktaş'ın atağında el bilal toure, sallai'nin yüzüne vuruyor, hakem pozisyonu görmese de faul veriyor ama kart çıkmıyor. oysa var uyarsa, beşiktaşlı oyuncu kırmızı kart görmeli.
90' sallai yerde yatarken, pozisyona itiraz eden orkun hakemi itiyor, yasin kol sarı kart çıkarıyor, oysa kırmızı kart olmalı hakeme temas...
beşiktaş hakemin oyuncu değişikliği için oyunu durdurmasıyla 4 defa oyunu durdurarak değişiklik yaptığı için kural hatası yaşanırken, yasin kol'un galatasaray atağını ofsayt kesmesi ise arda kardeşler'in trabzonspor-gaziantep fk maçında atağı kesmesi ile aynı. o gece televizyon ekranlarına bağlanan ve arda kardeşler'in hakemliğini bitireceğini belirten federasyon başkanı hala yasin kol için bir açıklama yapmadı...
yasin kol ve var'daki ali şansalan'ın "katlettiği" maç aslında son yıllardaki derbilere aksine oldukça dostane görüntülerle başladı. bir hafta evvel sergen yalçın, galatasaray'a liverpool karşısında başarılar dilerken, salı gecesi zaferden hoca okan buruk da kendisine teşekkür ediyordu. maç öncesi sahayı gezmeye gelen iki takım topçuları da birbirleriyle el ele göz göze samimi muhabbetler ederken, ultraslan geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden kardeşi için sergen yalçın'a "başın sağ olsun sergen yalçın" pankartı açıyordu.
iki takımın teknik adamları da liverpool ve kocaelispor karşısında kazanan takımlarını bozmazken, galatasaray ev sahibi olmanın avantajıyla baskın başlarken, beşiktaş ise daha kontrollü ve rafa silva ve cerny'nin kanatlardan gelmesiyle ani ataklar aradı. maçtan sonra ilkay'ın da analiz ettiği gibi:
"ilk 30 dakika çok sabırsız oynadık. çok aceleciydik, oyunumuzun dengesi çok iyi değildi. kolay top kaybıyla zaten 10 kişi kaldık. gol yediğimiz pozisyonda hata yaptık. oyunun kontrolünü iyi yapmamız gerekiyordu fakat yapamadık."
aynen öyle, bir an evvel gol atmak için acele ve sabırsızlıklar birleşince, top kayıpları yapıldı, devamında da rakip uğurcan'ın kalesine geldi. genç kaleci cerny'nin ortasında emirhan'ın kafasını başarıyla çelerken, iki dakika sonra barış'ın orkun'u kovalamaması sonrası orkun'un şutunu çıkardı ama boşta abraham golünü atıyordu. erken gol iç sahada sıkıntı değildi ama singo'nun atılan uzun topu kovalarken baldırını tutması daha fazla yüreğimizi yakıyordu. bereket yedeği sallai de formdaydı da oyun formasyonunda bir değişiklik olmadı ama barış'ın kaptırdığı topla başlayan atakta sanchez rafa silva'yı düşürünce okan buruk ilkay'ı yanına çağırdı ve 10 kişilik yeni formasyon oluşturdu: lemina stopere çekilirken, önlerine torreira ve ilkay geliyordu.
geriye düşen galatasaray 25'te ilkay'ın ortasında "apokerim"in kafayla pasında sanchez iki adımdan eşitliği sağlayabilse, belki maç çok daha farklı yere gidecekti ama 36'da toure'nin kafasını uğurcan kurtarmasa beşiktaş adına da çok değişik bir senaryo yazılabilirdi.
ilk yarı sona erdiğinde soyunma odasında okan buruk maçı kurtarmanın taktiklerini verirken topçularına sosyal medya ise yangın yeriydi, belki de tribünler de öyle. kimi barış'ı linçliyor, kimi de rotasyon yapmayan okan buruk'un hocalık meziyetlerini sorguluyordu. oysa ne maçın bitmediği hatırlanıyor, ne de bu topçuların ve hocanın 4 gün önce yere göğe sığdırılamadığı...
bir kişi eksik olmasına rağmen ikinci yarıya daha baskılı ve arzulu başlayan galatasaray'da 47de lemina uzaktan denedi, top auta giderken, torreira inönü'deki maçta olduğu gibi yine mert'i uzaktan avlamak istedi, milli kaleci iki hamlede topa sahip oldu. ve bir dakika sonra galatasaray'ın torreira'lı futbolunun "alamat-i farikası" ile uruguaylı rakibinden topu kapıp, ilkay'a hayallerini kurduğu o golü attırıyordu.
sonraki dakikalar ise yağan yağmurla birlikte ağırlaşan zemin, topçuların yorulması ve daldaki kuştan ziyade eldeki kuşu koruma iç güdüsüyle daha dikkatli oynamalarıyla orta saha mücadelesine dönerken, lemina-abdülkerim stoper ikilisinin rafa silva'yı kaçırması dışında dikkate değer başka bir atak olmadan sonlanıyordu.
7 maçlık galibiyet serisinin ardından 8 maçı kazanıp, beşiktaş'ı yarış dışına itmek ve milli araya çok daha huzurlu girmek galatasaray için çok vahimken, liverpool gibi yıpratıcı bir maçın ardından, bir de 10 kişiyle rakibine gol atıp, puanı kopartmak ise olumlu olarak ileriki maçlara yansıyacak tecrübeler olarak hesaba katılabilir. ilkay'la bitirirsek:
"ilk 30 dakikanın bize bir ders olması lazım, iyi analiz etmemiz gerekiyor. fakat yine de bir puan bizim için böyle bir maçta iyi. üç de olabilirdi ama bir puan iyi. ikinci yarı oynadığımız anlayışla devam etmemiz gerekiyor."
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray1-1besiktas.html