resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 4201
    iki senedir binbir türlü bela ile boğuşan basket takımı için teknik ekipten gelen her isteğe olumlu cevap verip anında transfer yapan adamdır. hataları yok mu, elbet vardır. ama şu an yönetimde adnan polat olsaydı gizlice voleybol takımından bir oyuncumuzu basket takımına almış çaktırmadan oynatıyor olurdu. neler gördük unutmayalım. kıymetini bilelim kıymetini... *
  • 4202
    hakkında en doğru yorumu ozankirmizi yapmıştı twitter'da. iki yıl önce futboldan anlamayan adam bugün her maç öncesi soyunma odasında motivasyon konuşması yapıyor. dünkü konuşmalarını da dinledim bütün basiretsiz adamlar gibi gizli düşman dış mihrak vs vs. fatih terim'e de sadece onun başarısı değil bunu böyle gösterdiği için geçici demiş. bildiğin geri planda kalmasıymış sebep. çok güzel siktin takımı egon için başkan. bravo aynen devam. adnan polat'ın kaderini hakettin.
  • 4203
    motivasyon konuşması yapması için futbolun tekniğini bilmesine gerek olmayan başkan. motivasyon ik işidir. ünal aysal da bu işi gayet iyi bilmektedir.

    kendisi fatih terim döneminde de zaman zaman motivasyon konuşmaları yapardı ama o zaman göze batmıyordu nedense.

    https://twitter.com/...s/398143179385344000

    https://twitter.com/...s/397986935123107840

    edit: bu girdi aysal'ın başarısını/başarısızlığını ölçmemektedir.
  • 4204
    aziz yıldırım'dan daha zeki adam olduğu kesin,bu yüzden de onun gibi olmak isteyeceğini zannetmiyorum.
    her şampiyonlukta ne yönetimi ne t.heyetin katkısını yok sayamayacağınıza göre,terim 8.takımı aldı şampiyon yaptı derken bilmeden
    aysal'ı da onore ettiğinizi unutmayın.*hamasi sözler söyleyenlerin peşine takılmaktansa bu adama güvenmeye devam etmeyi tercih ederim.
    ortalama olarak başarılı başkan.
  • 4205
    başkan hangi konuda başarılıdır;
    spk nın kurallarının arkasından dolaşarak, küçük yatırımcıyı silindir gibi ezmesi mi,
    başkanını şikayet etmiş kulübü ve başkanın evini aratmış bülent tulun mu,
    gelirin %1 ini verdiği sinan kalpakçıoğlu ve ottoman fund ilişkisi mi,
    sabah 3 yıl anlaştığı hocasını (fatih terim) akşama evine yönetici göndererek 1+1+1 ile çırak muamelesi yapması mı;
    konuşmayacağım diyerek her gördüğü mikrofona konuşması mı;
    borcun 500 trilyonu aşması ve bunun kısa vadeli olarak ( 1 yıl ) 208 trilyon olması mı;
    stadın daha yolları ve çevre düzenlemesini yapması mı,
    riva nın polat döneminde çıkarılan imarı nın üstüne daha taş koyamaması mı,
    florya nın taşınamaması mı;
    oktay mahmudi yi ve fatih terim i sudan sebeplerle yedikten sonra sıranın engin atamana gelmesi mi,
    ben futboldan anlamam deyip çilek alacağım demesi mi,
    tff yi topa tutup sonra başını kuma gömmesi mi;
    geliri arttıran futbol takımının başarısının azalması ile gelirinde azalacağını hala anlayamaması mı,
    yönetimde çat başbakana 24 saat ulaşabilen albayrak, futbol branşını a - z ye mükemmel yöneten dürüst, çıktığı zaman her yerden gol atabilen öztürk gibi güçlü simaları göndererek, kedi gibi uysal adamları, köpeğiyle yönetim kurulu toplantısına gelen sanatına aşık olduğumuz erçetini, getirerek mi;
    terimin gittiği gün otobüsün önüne bir komutan edasıyla oturmuş tulun un maçın sonunda apar topar kaçması mı;
    sözcü diye koyduğunuz adamın ülkenin en itici adamlarından biri olduğunu ve sittin sene taraftar ve halk ile yıldızının barışamayacağını anlayamaması mı,

    ünal aysal yabancı gibi başladı yönetmeye ve her geçen gün türkleşerek devam etti, artık transformasyonunu tamamladı, yakında gider arkasında kocaman borç ve trilyonluk bağlayıcı anlaşmalarla.

    galatasaray içindeki pislikler yüzünden uefa gibi bu şike dönemini de iyi kullanamamıştır;
    başta ünal aysal ve terim olmak üzere bizi bu hale getiren her kim varsa ben hakkımı helal etmiyorum...
  • 4210
    adamın dibidir. oportünistlerin ve pragmatistlerin ipliğini pazara çıkaracaktır. bu kulübü babasının çiftliği gibi görenlere tekmeyi vuracaktır.

    ama çok yaşlı be bizim başkan. keşke 35 yaşında olsaydı. uzun yıllar bizimle olurdu. cahit sıtkı şiiri yazardım ona: 'yaş otuz beş, yolun yarısı eder'.

    ah ah duygulandım. *
  • 4211
    yapılan onca duygusal, hamasi konuşmalardan sonra, bağırışlar, gürültüler, patırtılar, teknik direktör değişikliği falan derken artık resim herkes tarafından görülmeye başlandıkça, daha da iyi anlaşılan galatasaray başkanı.

    zaten ünal aysal da fatih terim ile klübün yollarını bu yüzden ayırdı. artık galatasarayda suların durulma zamanı. sancılı oldu ama artık işlerimize odaklanma zamanı.

    futbolumuzla, basketbolumuzla misyonumuzu yerine getirmek için çalışma zamanı.
  • 4212
    kendisi bu kulübü karanlık çağdan çıkaran başkandır. teknik direktör ile başarı odaklı anlaşmalar yapması doğal ve hakkı olan bir şeydir. bunu kabüllenemeyip, 2 yıldır yapmadığı kaprisi bırakmayan fatih terim'i göndermiştir.

    terim galatasaray'da efsanevi işler başardı, kimse itiraz edemez. isteyen kendi efsanesi olarak görür, saygı duyarım. ancak başarısı ve kalkınma sürecimizdeki emeği yadsınamaz olan başkana karşı kendisinden yana saf tutma fetişizminden kurtulmak gerekiyor. fatih terim sevgisi çok başka bir olgu, eleştiri yaptığın anda kafaya darbeyi yiyorsun. teknik direktör ile yolları ayırmak başkanın ve yönetimin gerekli gördüğü takdirde yapabileceği bir eylemdir. neyi bu kadar büyütüyoruz? hatalı olduğu yanlar vardır aysal'ın ama fatih terim'in çelişkileri ve akıl almaz egosu da katlanılabilecek gibi değil. bunu göremiyor musunuz cidden? kendisi en vahşi, en gözü kara futbol katilleriyle birlikte olmayı tercih etti. her seferinde aslolan galatasaray diyorsan ve namını yürütüyorsan, bugüne kadar her koşulda arkanda olan yegane kitleye, galatasaray taraftarına bunu yapamazsın. karakterine en güvendiğim adamlardan biriydi terim ama bu yaptıkları sonrası hislerinde ya da fikriyatında en ufak oynama olmayanları gerçekten anlamıyorum.

    daha halen kurumsallık kelimesini dilimize dolayarak ünal aysal'a gönderme yapmaktan bile vazgeçemiyoruz. çok mu ihtiyacınız var takıma küsmeye, galatasaray düşmanlığına ortak olmaya? ntvspor'a falan başvurun bari, bu devirde çok para ediyor yaptıklarınız.
  • 4214
    adam iş adamıdır

    ekonomiyi de biliyor şirket yönetmeyi de, fakat futbol ayrı

    evet o da endüstriyel ama bir yere kadar, sonuç olarak topu futbolcu oynuyor ve bu işin bir psikolojisi bir motivasyonu var

    sen şimdi finansal yönden sıkıntı çeken bir firmaya p&g den bir finans direktörü getirirsen ve altına da sağlam bir ekip kurarsan adamın zikip atma olasılığı çok yüksek

    aysal bunu biliyor ve aynı felsefeyi futbola da uyguluyor; başarılı ve isim yapmış bir hoca ve ekibini getiriyor, lakin bu iş futbolda yemiyor

    çünkü dünyanın her yerinde faiz ve anüte hesapları aynı şekilde yapılırken dünyanın her yerinde futbol farklı şekilde oynanıyor

    o nedenle mancini kararı kısa vadede yanlış uzun vade de muallak bir karardı

    allah sonumuzu hayır etsin ...
  • 4215
    kendisi "kurumsallaşma" kavramı üzerinden sık sık eleştiriliyor veya anti tezi olarak buradan övülüyor. ben eleştirenlerin ve övenlerin pek azının gerçekten bu kavramın doluluğunu tartarak yorum geliştirdiğine inanıyorum. bu eleştiri tipindeki yol haritası, bir aşağılama kalıbı olarak entel kelimesinin kullanılışı sırasında geçilen aşamaların tıpa tıp aynısıdır.

    esas eleştirilerin gerçekten "kurumsallaşma" üzerinden yapılması gereklidir bana kalırsa. günümüz dünyasında şirketleri şirketin sahibi olan aile yönetmez, onlar sadece sahipliğin getirdiği ayrıcalığın sefasını sürerler. teknolojik yapı olarak adlandırılan, her iş alanında uzmanlaşmış kişilerden oluşan pek çok farklı kademenin kendi alanları açısından bir olayı değerlendirmesi, bu uzman kadroların şirketlerin karar mekanizmasını oluşturmasıdır gerçek kurumsallaşma. kendisi göreve ilk geldiğinde bir takım isimler gündeme gelmişti. şimdi hatırlayamıyorum fakat mutlaka hafızası daha güçlü arkadaşlar hatırlayacaklardır, chelsea ceosu peter kanyon bunlardan birisi idi. daha sonra bu işe itirazlar geldi, o iş yattı. işte aslında kurumsallaşamayacağımız o noktada belliydi. bundan öte yapılan bütün kurumsallaşma temalı konuşmalar, bir takım geçiştirici laklaklardır. maddi, hukuki, teknik, taktik... aklınıza gelebilecek her alanda karar alıcı sorumluluk ve yetki ile donatılmış, ciddi profesyoneller yoksa bir yapıda; orada kurumsallık yoktur.

    bütün bunları anlatmamın sebebi; başta da belirttiğim gibi ortada konuşulan konunun konuşanlarca bilinmemesidir. "ünal aysal bir iş adamıdır" argümanı doğrudur, fakat bu kulüp kurumsallaşmamıştır ya da daha hafif bir tabirle iki yılda atılabilecek adımların bir kısmı atılmamış, atılan adımlardan vaz geçilmiştir. ünal aysal kulübü bir iş adamının pragmatistliği ile idare etmektedir; ki bu zaman zaman faydalı olmaktadır da. kurumsallık ile aradaki farkı idrak etmek kulüpte olan bitenleri algılamak adına bir adım olacaktır fikrimce.

    gündem el vermediği için şimdilik burada keselim; daha münasip bir vakitte belki konuyu biraz daha açabiliriz.
  • 4217
    bayan basketbol takımı ikinci lige düşmüş, oyuncuları fenerbahçe tarafından "batan geminin malları" misali toplanmış; düzenlenen yardım kampanyalarındaki banka hesaplarına, fenerbahçeliler'in "nataşa parası", "iyi muamele parası", "bahşiş" vs. gibi aşağılık açıklamalarla para yatırdığı; franck ribery'i 3 kuruş para için elinden kaçıran; skandallara batmış; stad açılışında siyasiler karşısında el-pençe bağışlanmak için yalvarır yönetimlere kalmış, "kümede kal" diye alay edilen bir galatasaray'ı görmüş biri olarak, minnet duyduğum başkandır. ne mutlu galatasaray camiasına ki en kritik döneminde içerisinden böyle bir nefer bulup ortaya çıkarabildi.
  • 4220
    gereksiz yere şişirilen kötü bir başkandır. bundan önceki iki sezonda gelen başarılar yanındaki yöneticilerin çok güçlü olmasındandır. kendisi geldiği ilk sezon, rakibimizin başkanı kulübünün başında değildi. ikinci sezon yine şike işleriyle uğraştılar. ünal aysal da ali dürüst, adnan öztürk gibi yöneticilerle çalışmanın kaymağını yedi. ama fenerbahçe işleri yoluna koydu. bu sırada ünal aysal ise koskoca galatasaray kulübünü egoları yüzünden tek başına yönetmeye çalışması ile her şeyi berbat etti. galatasaray'a, fenerbahçeli bir adamın veremeyeceği zararı verdi. amatör branşlar falan diye de abartmayın. o şubeleri futbol takımını batırsa da adnan polat yönetimi bir yerlere getirdi. şu anda sponsorlardan gelen desteklerle çok daha iyi işler yapılması gerekiyordu. ama adnan polat'ın bıraktığı yerde duruyor hepsi.

    ünal aysal iyi bir başkansa yanında saydığım isimler olmadan, fenerbahçe'de işleri yoluna koymuşken futbolda, baskette, voleybolda şampiyonluklar alsın o zaman biz de haklıymışsınız diyelim.
  • 4221
    ellen glasgow'un değişimle ilgili şu sözünü kendisine armağan ediyorum '' her hareket ileri olmadığı gibi, her değişim de gelişme değildir ''
    mükemmel bir eğitim, başarılı bir iş hayatı, harika bir kariyere sahip kendisi. dünyaya hitap eden milyon dolarlık şirketleri yönetme iradesine sahip, profesyonelliği ve iş ahlakı son derece muazzam bir iş adamıdır başkan. türkiye’yi yurtdışında en üst seviyede temsil eden iş adamlarından biri sıfatı ile cumhurbaşkanı tarafından bakanlar kurulu’nun onayı ile yüksek liyakat madalyası ile onurlandırılmış, 2012 yılı ekim ayında ise belçika prensi h.e philippe leopold louis marie tarafından belçika hükümeti adına leopold ii yüksek takdir madalyası ile ödüllendirilmiştir. hakkındaki her bir ince ayrıntı gerçekten çok dikkat çekici ve imrendirici. gel gelelim bizim futbol dünyamızdaki '' hatır, gönül, vefa, rica '' işlerine. böylece profesyonel iş ahlakı olan bir kişi bu olgulara sahip olmaması veya uzak olması şaşırılması gerekilen bir durum değil aslında. her şeyin boka sardığı şu vaziyette çok ince, enteresan, on ikiden vuracak birkaç zeki hamle ile işleri bir anda yola koyabileceğine inanıyorum, bekliyorum. en az fatih terim in gönderilmesi kadar '' garipsenecek '' birkaç hamle ile yakın zamanda bizleri şaşırtacaktır kendisi.
  • 4223
    iyi başkandır. kulüp başkanına posta koyan, galatasaraylılık ayağına yatıp net konuşmayan, her lafı eveleyip geveleyen ve şikecilerle ilgili konuşacağım dedikten sonra gidip onlarla işbirliği yapan teknik direktörü kovmuştur. çok iyi yapmıştır. bu galatasaray'a kısa vadede elbette zarar verecektir. belki şampiyonlar liginden elenip şampiyon olamayacaktır takım ama iyi bir başkan kulübünü kısa vadede değil uzun vadede başarıya götürmek için uğraşmalıdır. ünal aysal tam da böyle yapmıştır.
  • 4225
    kendisi isteyerek ya da istemeyerek, galatasaray spor kulubü içinde, en azından taraftarları arasında bir kutuplaşmaya sebebiyet vermiştir. taraftarın yarısı olan bitenden kendisini sorumlu tutarken, diğer yarısı milli takım-federasyon olaylarından sonra bütün ihaleyi fatih terim'e yıkmaya çalışmaktadır.

    destanlar yazıyor arkadaşlarımız maşallah, fatih terim hocamızın inciğini cinciğini sermişler ortaya. öyle bir hava estiriliyor ki, geçen 2 sezondaki başarılarda en büyük pay ünal aysal'a ait, 'kümede kal galatasaray'dan 'şampiyonlar ligi çeyrek finaline koşulan 2 sene içerisinde takımı yoktan var eden yalnızca kendisiymiş, allah'tan bu 2 sene boyunca hayattaydık da bu mavraları yemiyoruz. en nihayetinde taraftar dediğin eşhas, mazotunu başarıdan alan, başarısızlık olduğunda geçmişe anında çizgi çeken, günibirlikçi kişilerden oluşmaktadır. gelinen durumda elbette ki birileri harcanacak, futbol takımı berbat durumda, yerli kalitesi yerin dibinde.

    üç aşağı beş yukarı aynı kadro var 2 senedir. bu kadroyu kuran kim? fatih terim. başarılar kimin hanesine yazılacak? ünal aysal. niye? çünkü eşeğin zikinden dolayı.

    ünal aysal özelinde öyle bir başkanlık imajı var ki, kendisi her şeyin kontrolünü eline almış, ticari zekasını ve iş hayatında kendisini başarıya götüren disiplini galatasaray üzerinde de kullanıyor, hiçbir şekilde taviz vermiyor, her şeyi yüce bir feraset ve zeka ile yönetiyor gibi yanlış bir algılama söz konusu insanlarda. oysa 'acımasız bir realite' olarak karşımıza çıkan durum şudur ki, ünal aysal beyefendi galatasaray üzerine çalışmıyor, b planı hiçbir zaman yok, kendisini zaten ilk geldiğinde taç çizgisinin dışına atıverdi, 'ben futboldan anlamam' sözü ile. profesyonellere bırakırım dedi, fatih terim'i getirdi, hoca takımı aynı sene düze çıkardı, peşinden gelen sezonda da başarılar geldi. takım aynı takım, kadro drogba, sneijder ile güçlendirilmiş. 3. sene baktığımızda ise fatih terim eleştiriliyor, mancini'ye enkaz bıraktı diye.

    yanlış anlaşılma olmasın, takımın bu halinden elbette tek sorumlu ünal aysal değil. fatih terim de en az ünal aysal kadar hatalıdır, yanlış transfer politikası izlemesinden dolayı, yerli oyuncu seçimindeki hatalardan dolayı. burada adam kayırmıyoruz, galatasaray için hizmet eden her kimse biz onun yanındayız. geri gelelim bütün ihale fatih terim'e bırakılmamalı, sen koca galatasaray spor kulubünün başkanıysan, olan bitenden kendini soyutlayamazsın, sorumluluktan kaçamazsın.

    fatih terim başlığına 13 kasım'da şunları yazmışım. 13 kasım derken 13 kasım 2012, tam 1 sene önce yani. şimdi mal bulmuş mağribi gibi, milli takım anlaşmasını koz göstererek fatih terim'e bel altı vuranların argümanlarını şampiyonluk zamanlarında, başarı zamanlarında yazmışız. her şey kötüye giderken, piyasaya çıkıp veryansın etmek en kolayıdır çünkü.

    --- alıntı ---

    (bkz: #1090714)

    şu an için gördüğümüz ise şampiyonluk sonrası bir rehavet olduğu ve transfer konusunda akıllı hamleler yapılmadığı. bu noktada da eleştirmemiz gereken kişi yine hocamızdır. farz-ı muhal emmanuel eboue'nin transferi konusunda dik bir duruş sergileyerek benim gözümde mevkisinin dünyada sayılı isimlerinden birini 3.5 milyon euro'ya kendisi transfer ederken; tipini bile gözümüzde canlandıramayacağımız yiğit gökoğlan'a yaklaşık aynı meblağı ödeyerek transfer eden de kendisi. ya da yedeğin yedeği olarak alınan bir furkan özçal'a yıllık 750 bin euro veren yine kendisi. altyapıda kendisinin 4'te birine oynayacak futbolcu mu yok yedeğin yedeği olarak duracak? ya da koca transfer sezonunda çok büyük rakamlara transferler yapılmışken, hala doğru düzgün as futbolcusu olmayan mevkilerimiz var. sol bek misal 2 senede bir sol bek bulunamaz mı?

    şimdi bu verdiğim örnekler üzerinden fmci damgası yemek de var ama bir noktaya işaret etmeye çalışıyorum. fatih terim'i fatih terim yapan genç ve kaliteli türk futbolcu bulması ve yetiştirmesidir. gururla andığımız bütün başarıları fatih hocanın bu çalışmaları sayesinde kazandık. peki ne oldu da şimdi bu türk oyuncu havuzu oluşturulamıyor, alınan oyuncular ise hiç şans verilmeden yok olup gidiyor? üstelik yüksek maliyetle gelmelerine karşın? türkiye'de artık futbolcu mu yetişmiyor ya da gurbette? yok yani kökü mü kurudu futbolcuların? 10 sene önce anadolu'nun çeşitli yerlerinden diyarbakır'dan, karabükten, samsun'dan sakarya'dan gelen adamlar artık yok mu, bitti mi? ergün penbeler, hakan ünsallar, ümit davalalar, hasan şaşlar? yok mu artık yani?

    teknolojik imkanlar da bu kadar gelişmişken yeni oyuncu bulunamaması bence kesinlikle 'futbol piyasası'na uzak durulmasıyla, yakından takip edilmemesiyle ilgilidir. fatih terim de bu noktada eksiktir ya da teknik kadrosunu bu yönde kurmamaktadır. galatasaray taraftarının fatih terim'den beklediği altın bir jenerasyon daha oluşturmasıdır, üstelik yukarıda saydığım maddi durumu kötü bir kulüp varken. 8 milyon eurolar, 5 milyon eurolar verip olmuş oyuncuları çok afedersiniz beğenilmeyen christophe daum alır. fatih terim ise imparatorluğunu genç ve yürekli, bir şeylere ihtiyaç duyan isimler kazandırarak sağlamıştır. bu kadar zor bir durumda olup da bu kadar para harcanan bir kadro hala önemli temel eksiklere sahipse ve başımızda fatih terim gibi taptığımız bir isim varsa taraftar olarak geleceğe güvenle bakamayız ne yazık ki.

    --- alıntı ---

    demem o ki, şu an fatih terim'i nasıl eleştiriyorsak, kulüp başkanı olarak aynı dönemde işlerin başında olan ünal aysal'ı da aynı şekilde eleştirmeliyiz. borsa işlerinden başka kulubün üzerine düşmeyen, takımın hakkını savunamayan, 'bu ateş üfleyerek sönmez' diyip şu an fatih terim'i işbirlikçi olarak yaftalayıp, yerin dibine soktuğumuz federasyona karşı kulubün haklarını koruyamayan, futbol takımı üzerine çalışma yapmayan, b planı olmadan maceralara sürükleyen, şöhretli hoca getirirsem olayı götürürüm mantalitesindeki bir adam da en az fatih terim kadar eleştiriyi hak etmektedir. fatih terim futbol piyasasına uzak eyvallah, peki sen neden bu işte anlayan profesyonellerine danışmıyorsun, yerli oyuncu havuzu oluşturmuyorsun, nordin amrabat'ı transfer ederken gösterdiğin inat ve sebatı yerli futbolcu transferinde göstermiyorsun? kafamda deli sorular.

    *******************

    aynı entrynin sonuna şunu da eklemişim vay anasını ya, şom ağzımı eşekler zikseymiş.

    --- alıntı ---

    buraya geçmişe övgü dolu duygusal bir şeyler karalamak isterdim, şimdi gelecek fatih terim düşmanlığı mesajlarına maruz kalmamak için en azından. popüler olan bu ama hiçbir zaman boş rüzgarların arkasına kapılmamak lazım. geçmiş her zaman için geçmişte kalacaktır, hayat acımasızdır, hatalara fırsat varken müdahale edilmezse bu rüzgara kapılan insanlar, işler cidden kötüleşince ilk idam fermanını yazanlar olacaktır. biz ise üzüldüğümüzle kalacağız. bunu çok gördük, farz-ı misal 2. fatih terim döneminde.

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın