muhasebeci taraftarın her sene kullandığı türkiye şampiyonluğu için x milyon harcamak şablonunun, bu sezon osimhen, singo ve uğurcan gibi pahalı transferlerle vites yükselttiğimiz için kullandıkları 2025-2026 sezonu versiyonu.
kimse kusura bakmasın da bunu söyleyenlerin bu savlarını destekleyecek 2. bir geçerli argümanı yok. ''yahu avrupada başarı olmayacaksa neden bu kadar para harcıyoruz'' diyorlar ama şu sorulardan birine bile makul ve mantıklı cevap veremiyorlar;
-150 milyonluk transferler yerine kaleye onana kiralasak, osimhen yerine 10-15 milyona ortalama bir santrfor alsak veya morata ile devam etsek, okan hoca'nın ısrarla istediği singo yerine jelert gibi bir transfer daha yapsak veya yine kendisiyle devam etsek bu sefer de
yangıncı taraftar ''adamlar asensio, duran, kökçü, abraham, ederson, skriniar, semedo çekmişken biz bunlarla mı oynayacağız?'' demeyecek mi?
-150 milyonluk transferler yerine günay, berkan, eyüp, ahmed, köhn gibi oyuncularımızın yanına 2-3 de altyapı oyuncusu akman(lar), gürpüz, luş gibi oyuncu eklesek bunları taraftar ilk fırsatta çekirdek gibi çitlemeyecek mi?
-150 milyonluk transferler yerine yatırım ayağına inanılmaz altyapı ve tesis projelerine gidileceğini açıklayan, türkiye gerçeklerine inanılmaz zıt bir yönetimimiz olsa o yönetim mayıs ayındaki seçimi görebilecek mi? üstte yazdığım ilk iki madde tekrar gündeme gelmeyecek mi? hepsini geçtim gerçekten bu utopik senaryoyu faaliyete geçirsek bile yangıncı olmayan taraftar bile sadece bir sezonluk dahi başarısızlığa sabredecek mi?
-150 milyonluk transferler yerine daha akıllıca ve hatta kurnazca hamleler yapıp aynı oyuncuları
yarı pahasına alsak bu sefer de ''tr ligi şampiyonluğu için 75 milyon euro harcamak'' diye karşımıza gelmeyecek misiniz?
*tekrar ediyorum; başta başlığı açan renktaşım olmak üzere bu şekilde düşünen kimse alınmasın, gücenmesin ama bu türk ligi için x milyon şablonu, geçmişteki ''ee başımızdakiler böyle olduğu sürece..'' punchlinelı olacak o kadar skeçleri, 15-20 yıldır her gün anahaber bültenlerinde izlediğimiz ''ekonomi çok kötü pazarda filemizi dolduramıyoruz'' haberleri gibi geliyor bana. türkiye uzun süredir vahşi kapitalizmin üreten değil tüketen çevre devletlerinden birisi konumunda. pek tabi, bu durum futbolumuza da yansıyor. tüketim çılgınlığının futbola yansımasını her transfer sezonunda görüyoruz. hemen hemen herkes transfer obezi oldu. her takıma 500 tane oyuncu yazılıyor hepsine de ekmek banmak için sıraya giriyor futbolseverler. muhabir ayağı yapan duyumcu tipitiplere etkileşim verip adam yerine koyuyorlar. bu tabloda lig için mi şl için mi konferans için mi para harcadığının önemi yok. radikal bir reform ile üretime odaklanmadıkça harcamaya mahkumuz.