1
sözluk yazarlarinin maclardan sonra belli bir format dahilinde, kendi mac analizlerini yayinlamalari icin dusunulmus basliktir. bu sekilde, hem yazarlarimizin mac göruslerini hem de gözumuzden kacan detaylari daha derli toplu okuma sansi bulabiliriz. ayrica aramiza yeni katilan usta kalemlerin de yazilarini takip etmis oluruz. futbolcularin maca göre performanslarini ve genel göruslerimizi bildirmemiz icin de iyi bir baslik olur dusuncesindeyim.* (u: ve her basliga girip tek tek yazmak yerine mac basligi - futbolcular - genel analiz sekilde kisa ve öz olarak okumak daha keyifli olur kanatindeyim) örnek olarak baslayalim;
22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı
futbolcu analizi :
fernando muslera : kendisine butun mac boyunca 3-4 top geldi ve yedigi gollerde yapacak bir seyi yoktu. baroni'nin sutunu yine cok iyi cikardi.
tomas ujfalusi : kadiköy'de 2-2 biten macta, uzaklastirmaya calistigi top alex'in önune dusmustu ve gol olmustu. bu macta ise, yine kafayla indirdigi top baroni'nin önunde kaldi ve duzgun bir vurus gelse ikinci golu kalemizde görebilirdik. ikinci yedigimiz golde, bence hatasi olmamasina ragmen, pozisyon baslangicinda kendisinin yaklasik 4 metre gerisinden gelen stoch'un golu attiginda kendisine 2 metreye yakin bir fark atmis olmasi, ujfa'nin aslinda yavas ve arkasina atilan toplarda zaafinin oldugunun göstergesi. oyunu cok buyuk tecrubeyle oynamasi dolayisiyla cok nadir hatalar yapiyor. bu macta da böyle bir sanssizlik yasadi.
hakan balta : macin nereydese tamamini fenerbahce yari sahasinda oynadi, cok sayida kenar bindirmesi ve pozisyon yaratmasina ragmen, yaptigi ortalarin hicbirinde isabet saglayamadi. söyle tertemiz iceri kesecegi gunu sabirsizlikla bekliyorum
semih kaya : bugun yine tecrubesizliginin kurbani oldu, ve yenilen özellikle ikinci golde ayakta kalabilmeliydi.
emmanuel eboue : ben kendisinde performans dusuklugu oldugunu dusunmuyorum ancak son bir aydir oyunu umursamaz sekilde oynuyor. super finalin ilk macinda quaresma'yi bir pozisyonda kosmadigi icin kacirmisti, yine bu macta ikinci gol öncesi kafaya cikmaliydi. uzerinde sanki bir bezginlik var gibi ama an itibariyle ligimizde kendisini zorlayacak bir kanat oyuncusu da yok.
selçuk inan: her mac oldugu gibi bu macta da belli bir istikrarla oynadi ama o bildigimiz derinlemesine öldurucu asistlerini yapabilmesi icin defans arkasina sarkacak forvet veya kanat oyuncularimizin olmasi gerekir.
felipe melo : macin ilk 20-25 dakikasinda cok savruk ve isteksiz bir goruntu cizmesine ragmen sonradan acilarak normal kimliginde oynadi.
engin baytar: bu macta cok calisti, cok top kovaladi ve pozisyon yaratmaya calisti. daha önceden alisik oldugumuz yere yatmalarini da azaltmisti. belli bir cizgide ilerliyor ancak kesinlikle bir kanat oyuncusu degil.
emre çolak : gunun en etkisiz ismiydi. ben sahsen riera'nin ilk 11 oynamasindan yanaydim.
johan elmander : kendisi "iyi de oynasam kötu de oynasam sonuna kadar kosar ve mucadelemi veririm" demisti. geldigi gunden beri bu cizgisinden hic sapmadi. fenerbahce macinda da cok kostu cok cabaladi, ancak bitirici özelliginin dusuk olmasi dolayisiyla girdigi bir kac pozisyonu da harcamis oldu.
necati ateş : galatasaray formasinin kiymetini bilip kapasitesi dogrultusunda elinden geleni yapan bir oyuncu necati. bazen 40 metreden vurup lamba gibi gol atarken bazen 4 metreden kalecinin kucagina topu birakiyor. yine de bu performansiyla sahsen baros'tan daha faydalidir. super bir golcu olmamasina ragmen mucadelesini sonuna kadar veriyor.
sabri sarıoğlu : oyuna 89ncu dakikada girdi ve sanirim ayagina top bile degmeden mac bitti. kendisinin 89ncu dakika da neden oyuna girdigini ben de anlamadim.
aydın yılmaz : selcuk sahin'in kendisine yaptigi faul ve gördugu sari kart öncesine, topa öyle hizli hareketlendi ki agzim acik kaldi. inanilmaz suratli bir futbolcu ve kendisi oyuna girince kanatlarimiz calismaya basladi. 30 dakikaya tam 3 tane cok önemli gol pozisyonu sigdirdi ve sansiz bir aksam gecirdi. girdigi pozisyonlardan birini bile degerlendirebilseydi su an cok farkli seyler dusunup konusuyor olurduk. kacirdigi pozisyonlardan sonra morali cok bozuldu.
milan baros : 78nci dakika da oyuna girecek bir futbolcu degil milan baros. kendisini ya ilk 11 oynatacaksin ya da ikinci yari baslarken oyuna sureceksin. malesef girdikten sonra pek bir etki gösteremedi.
analiz : en azindan berabere kalip aradaki puan farkini korumamiz gereken macta, belkide fenerbahce'ye karsi en etkili oyunumuzu oynamamiza ragmen, yedigimiz iki basit golle maci kaybettik. bu mac sonucunda ben sahsen sampiyonluk dugumunu son maca birakirsak sampiyon olamayacagimizi dusunuyorum. cunku 15-20 gol pozisyona girip gol dahi atamiyorsak artik "fenerbahce bali" mi dersiniz, ne derseniz deyin ama fenerbahce'ye sansimiz tutmuyor. bu sezon fenerbahce ile 270 dakika top oynadik ve belki de rahat 40-50 net gol pozisyonuna girmisizdir. bu 270 dakikanin da 240-250 dakikasi fenerbahce yari sahasinda oynanmasina ragmen, girdigimiz bu 40 ustu pozisyondan sadece 6 gol cikarirken, 30 dakika etkili olmus ve toplamda 7-8 pozisyona ancak girmis fenerbahce'nin kalemize 5 gol göndermesinin dunya uzerinde tarifi yoktur.
oynanan oyuna inancim dolayisiyla, kadiköy'e kadar puan kaybetmeden gidecegimizi dusunuyorum. ama umarim o zamana kadar sampiyonlugu garantilemis oluruz aksi takdirde isimiz cok ama cok zor olacak.
edit: moderatör renktaslardan biri basliktaki "i" harflerini "ı" seklinde duzeltirse sevinirim. lanet olsun turkce olmayan klavyeye...
22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı
futbolcu analizi :
fernando muslera : kendisine butun mac boyunca 3-4 top geldi ve yedigi gollerde yapacak bir seyi yoktu. baroni'nin sutunu yine cok iyi cikardi.
tomas ujfalusi : kadiköy'de 2-2 biten macta, uzaklastirmaya calistigi top alex'in önune dusmustu ve gol olmustu. bu macta ise, yine kafayla indirdigi top baroni'nin önunde kaldi ve duzgun bir vurus gelse ikinci golu kalemizde görebilirdik. ikinci yedigimiz golde, bence hatasi olmamasina ragmen, pozisyon baslangicinda kendisinin yaklasik 4 metre gerisinden gelen stoch'un golu attiginda kendisine 2 metreye yakin bir fark atmis olmasi, ujfa'nin aslinda yavas ve arkasina atilan toplarda zaafinin oldugunun göstergesi. oyunu cok buyuk tecrubeyle oynamasi dolayisiyla cok nadir hatalar yapiyor. bu macta da böyle bir sanssizlik yasadi.
hakan balta : macin nereydese tamamini fenerbahce yari sahasinda oynadi, cok sayida kenar bindirmesi ve pozisyon yaratmasina ragmen, yaptigi ortalarin hicbirinde isabet saglayamadi. söyle tertemiz iceri kesecegi gunu sabirsizlikla bekliyorum
semih kaya : bugun yine tecrubesizliginin kurbani oldu, ve yenilen özellikle ikinci golde ayakta kalabilmeliydi.
emmanuel eboue : ben kendisinde performans dusuklugu oldugunu dusunmuyorum ancak son bir aydir oyunu umursamaz sekilde oynuyor. super finalin ilk macinda quaresma'yi bir pozisyonda kosmadigi icin kacirmisti, yine bu macta ikinci gol öncesi kafaya cikmaliydi. uzerinde sanki bir bezginlik var gibi ama an itibariyle ligimizde kendisini zorlayacak bir kanat oyuncusu da yok.
selçuk inan: her mac oldugu gibi bu macta da belli bir istikrarla oynadi ama o bildigimiz derinlemesine öldurucu asistlerini yapabilmesi icin defans arkasina sarkacak forvet veya kanat oyuncularimizin olmasi gerekir.
felipe melo : macin ilk 20-25 dakikasinda cok savruk ve isteksiz bir goruntu cizmesine ragmen sonradan acilarak normal kimliginde oynadi.
engin baytar: bu macta cok calisti, cok top kovaladi ve pozisyon yaratmaya calisti. daha önceden alisik oldugumuz yere yatmalarini da azaltmisti. belli bir cizgide ilerliyor ancak kesinlikle bir kanat oyuncusu degil.
emre çolak : gunun en etkisiz ismiydi. ben sahsen riera'nin ilk 11 oynamasindan yanaydim.
johan elmander : kendisi "iyi de oynasam kötu de oynasam sonuna kadar kosar ve mucadelemi veririm" demisti. geldigi gunden beri bu cizgisinden hic sapmadi. fenerbahce macinda da cok kostu cok cabaladi, ancak bitirici özelliginin dusuk olmasi dolayisiyla girdigi bir kac pozisyonu da harcamis oldu.
necati ateş : galatasaray formasinin kiymetini bilip kapasitesi dogrultusunda elinden geleni yapan bir oyuncu necati. bazen 40 metreden vurup lamba gibi gol atarken bazen 4 metreden kalecinin kucagina topu birakiyor. yine de bu performansiyla sahsen baros'tan daha faydalidir. super bir golcu olmamasina ragmen mucadelesini sonuna kadar veriyor.
sabri sarıoğlu : oyuna 89ncu dakikada girdi ve sanirim ayagina top bile degmeden mac bitti. kendisinin 89ncu dakika da neden oyuna girdigini ben de anlamadim.
aydın yılmaz : selcuk sahin'in kendisine yaptigi faul ve gördugu sari kart öncesine, topa öyle hizli hareketlendi ki agzim acik kaldi. inanilmaz suratli bir futbolcu ve kendisi oyuna girince kanatlarimiz calismaya basladi. 30 dakikaya tam 3 tane cok önemli gol pozisyonu sigdirdi ve sansiz bir aksam gecirdi. girdigi pozisyonlardan birini bile degerlendirebilseydi su an cok farkli seyler dusunup konusuyor olurduk. kacirdigi pozisyonlardan sonra morali cok bozuldu.
milan baros : 78nci dakika da oyuna girecek bir futbolcu degil milan baros. kendisini ya ilk 11 oynatacaksin ya da ikinci yari baslarken oyuna sureceksin. malesef girdikten sonra pek bir etki gösteremedi.
analiz : en azindan berabere kalip aradaki puan farkini korumamiz gereken macta, belkide fenerbahce'ye karsi en etkili oyunumuzu oynamamiza ragmen, yedigimiz iki basit golle maci kaybettik. bu mac sonucunda ben sahsen sampiyonluk dugumunu son maca birakirsak sampiyon olamayacagimizi dusunuyorum. cunku 15-20 gol pozisyona girip gol dahi atamiyorsak artik "fenerbahce bali" mi dersiniz, ne derseniz deyin ama fenerbahce'ye sansimiz tutmuyor. bu sezon fenerbahce ile 270 dakika top oynadik ve belki de rahat 40-50 net gol pozisyonuna girmisizdir. bu 270 dakikanin da 240-250 dakikasi fenerbahce yari sahasinda oynanmasina ragmen, girdigimiz bu 40 ustu pozisyondan sadece 6 gol cikarirken, 30 dakika etkili olmus ve toplamda 7-8 pozisyona ancak girmis fenerbahce'nin kalemize 5 gol göndermesinin dunya uzerinde tarifi yoktur.
oynanan oyuna inancim dolayisiyla, kadiköy'e kadar puan kaybetmeden gidecegimizi dusunuyorum. ama umarim o zamana kadar sampiyonlugu garantilemis oluruz aksi takdirde isimiz cok ama cok zor olacak.
edit: moderatör renktaslardan biri basliktaki "i" harflerini "ı" seklinde duzeltirse sevinirim. lanet olsun turkce olmayan klavyeye...
