• 113
    1- oyun içinde tutkulu ama sabırlı olmak. avrupa maçlarında yenilmemizin büyük sebebi tutkulu oynayacağım derken sabırsız bir anlayışla hurra hücum hurra pres yapalım gibi bir kafaya bürünmemizdir.

    2- tempoyu düşürebilmek. bu top sendeyken de top rakipteyken de ara ara becerebilmelisin. aslında 1. madde ile biraz alakalı. sürekli saldırıp sürekli pres yapmaktan ziyade takımının oyun aklı olan bir orta sahan olmalı ve bu adam bazen topu tutup oyunu sakinleştirmeli.(örnek : hagi) top sendeyken de top rakipteyken de takım liderleri ve hoca takımı sakinleştirmeli. her şey iyi gidiyor iyi oynuyoruz derken 6 tane yediğimiz maçlar var.

    3- yerli futbolcular. bence şampiyonlar liginde özellikle türk takımları için olmazsa olmaz. biraz çimento görevi görüyor. kaliteli ilk 11 oyuncun en az 3 4 tane olmalı. aksi halde takımın ruhsuz olma ihtimali artıyor. çünkü buraya gelen yabancılar yüksek para ile geliyor ve doymuşlukları söz konusu oluyor.

    4- teknik direktörün grup aşamasını kafasında önceden oynaması. planlanan gibi gitmeyebilir ama mancini'yi bu konuda tebrik ediyorum tekrardan. juventus'a 3 puan alacağım diye değil beraberliğe gitmelisin bazen. yenilebilirsin ama planına göre bazı maçları bekleyerek oynamanda sakınca yok.

    5- orta sahanın ortasında koşulsuz 3 oyuncu ile çıkmak. bir tanesi öne bir adım çıkabilir ama geri gelmek koşuluyla. o arenada büyük takımlarla mücadele edeceksin ve orada senden daha iyi daha formda futbolcularla oynayacaksın. ki bu takımların bile bir çoğu 4-3-3 sistemini kullanıyor. biz ise tek orta saha ile mücadele ettik desem yeridir son iki yılda. orta sahanın üçlü sisteme geçmesi kanat oyuncularının patlayıcılığını ve kontra şanslarımızı arttıracaktır.

    6- paslı çıkış. paslı çıkmanın bokunu çıkarmadan önde yediğimiz baskıyı nasıl kırabileceğimize yönelik yoğun çalışmalar yapılmalı.

    7- set oyunu+kontra atak. her ikisini de becerebilecek yapıda bir takımı kurmak (ki kurduk.)
  • 66
    1. galatasaray’in dna’sina veya formulune gore normalinden de ustun performans gosterecek ikili.

    2000-2001:
    hagi-jardel

    2001-2002:
    sergen yalcin-umit karan (arif erdem)

    2012-2013:
    hamit altintop - burak yilmaz

    ve son basarili saydigimiz
    2013-2014:
    wesley sneijder-didier drogba.

    dengeli oyun savunma falan bunlar guzel ama ne yaparsak yapalim avrupa takimlari ile aramizda cok acik bir makas var. basarili oldugumuz sezonlarda da ikili oyuncularin mucizevi ve skora katkilari sayesinde basarili oluyoruz.

    2. buldugunu atacaksin. gol kacirma luksun yok.

    gecen sene de icardi-kerem ile bir ust tura cikip cok daha iyi yerlere gidebilirdik ancak hem fikstur dezavantaji hem de gerek ic saha bayern macinda gerekse bir diger ic sahadaki kophenag macinda comertce harcadigimiz firsatlar yuzunden 2 haftada 4 puanla basladigimiz seruveni 5 puanla avrupa ligi biletiyle bitirdik.

    3. ve en gereklisi. on elemelere iyi hazirlanip orta seviye avrupa takimlarini ama 1-0 ama 3-2 yenip surprizlere mahal vermeyeceksin.
  • 32
    bu arenada en öncelikli olan gol yememektir. hele kendi evinde yenik duruma düşmeyeceksin. yaşı yetenler hatırlayacaktır lucescu yönetiminde kiralık oyunculardan kurulu takım denge oyunuyla tüm devleri dize getirmişti. aceleyle dengesiz bir şekilde hücum yaparak ve arkada geniş alanlar bırakarak risk alırsak cezayı bize hemen keserler burası farklı bir arena. tam konstrasyon ve akıllı dengeli oyun gerekiyor, risk alınacaksa son 15-20dk denenebilir.
  • 74
    makas diyene asla katılmıyorum. nasıl 5-10 milyon euroluk takımla bizim aramızda 50 kat makas varsa bizimle en tepe arasında 3-5 kat makas var. 50 kat gerideki takım gelip koskoca galatasaray'a çelme takıyorsa, galatasaray da 5 kat ilerisindeki barcelona, madrid'e çelme takabilir, eleyebilir, önüne geçebilir.

    iş takım oyununa bakar. kompakt savunma kompakt hücum bu ikisini düzgün yap, yenemeyeceğin takım yok.
  • 43
    her maçı kazanmamız lazımmış gibi haldır huldur plansız programsız hücum yapmamaktır. anlıyorum kendi sahamızda oynayınca rakip kim olursa olsun boğalım istiyoruz, ben de aynı gaza geliyorum ama şampiyonlar ligi öyle bi yer değil maalesef. her maçı kazanmak zorunda gibi desteksiz yüklenerek oynayınca son maçları gerçekten kazanmak zorunda kalıyorsun...
  • 13
    gecis oyununu iyi oynayip iyi savunma yapabilmektedir. kapali savunmalara hucumunu gelistirememis buyuk takimlardan puanlar almanin tek yolu budur. biz benzer seviye takimlara karsi fatih terim son uefa doneminde gosterdik. schalke deplasmaninda gollerimiz gecis oyunu bireysel yetenek golleri. senol gunes besiktas ile grubundan sampiyon cikti, milli takim ile fransa hollanda gibi takimlari ezerek gecti. bir formul de asiri guclu pivot santrafor oyunlari oynayabilmekten geciyor. drogba bizi torino deplasmanindan karli mactan cekip almisti duzgun kosular duzgun pozisyon alan oyuncularla.
    baska onemli olay da grubun cikmayi garantilemis ingiliz takimini 6. macta evinde agirlamak. premier lig'i dusundukleri icin rotasyon yapip yenilmeye en yakin olduklari donemi yasiyorlar. fener yendi biz yendik. hele manchester united olursa deme keyfine.
  • 100
    öncelikle kadrosunun yeterli sayıda ve nitelikli oyuncularla doldurulmuş olmasıdır.

    son yıllarda yürütülen yanlış transfer politikaları yüzünden a takım kadrosuna 25 oyuncu yazamayıp 20-21 oyuncuyla mücadele etmeye çalışıyoruz. haliyle sakatlık ceza vb. durumlar ortaya çıkınca ya devşirme oyunculardan ya da hiç a takımda yer vermediğimiz alt yapı oyuncularından fayda almaya çalışıyoruz ve tabii başarısız oluyoruz.
  • 94
    evvela iyi bir savunma yapmak. bunun ön koşulu da az pozisyon vermek. bunun ön koşulu da topa daha çok sahip olmak. bunun ön koşulu da pas ağının iyi ve kalecinin dahi pas yeteneğine sahip olmasıdır. tabi tek başına bu da yetmez. olabildiğince sert bir orta sahaya ihtiyacımız var. kanat hücumcularının kanat beklerine yardımı da şart. geçen sezon avrupa'da 12 maçta 24 gol gol yedik. aynı defansı şampiyonlar ligi'nde yaparsak 48 gol yeriz.
  • 104
    disiplinli, proaktif çalışma, doğru transfer stratejisi ile alternatifli kadro imkanı ve en önemlilerinden biri kontrollü oynamak, bir nevi en zayıf rakibe karşı bile haddimizi bilerek oynamak. topla tüfekle saldırıp, bizim bütçemizin 1/4'ü bütçeye sahip takımlara yenilmemek. en zayıf takımlar bile bizden disiplinli ve ciddi oynadıkları için bizi mat ettiler yakın geçmişte. okan buruk'un bu sene buna kafa yoracağına inanıyorum.
  • 115
    geniş oyuncu grubu, zart zurt takımları yenmek ve şansın yanında olması gereken formül. müthiş bir 8 maç geçirip averaj ile 9.olup alt taraftan bayern falan çekebilirsin. geçen yıl grup aşamasını silindir gibi geçen liverpool bu yeni sistem yüzünden son 16 turunda şampiyon psg ile eşleşti. ilk hedef şampiyonlar liginde ilk 24’e kalmak olmalı. sonrasına tur tur bakılır ama bu takım çeyrek yapamadı diye de hemen başarısız damgası vurulmamalı.
  • 107
    şampiyonlar liginde her takım "kazanamıyorsan, kaybetme" diyerek oynar. bizim de sabırlı olup, fırsatları iyi değerlendirecek bir takım olmamız lazım.
    okan hocanın ligdeki uzun maratonda kazanmasını sağlayan aşırı risk alma olayı avrupa'da pek işe yaramıyor. çünkü telafisi çok zor. umarım ders çıkartmışızdır ve buna göre hazırlık yapıyoruzdur.
  • 1
    evet, beklediğimiz günler yaklaştı. şampiyonlar ligi logosundaki yıldızlardan biri olan galatasaray, avrupa'nın en büyük futbol organizasyonuna geri döndü. peki ama burada yer almak mı önemli, yoksa burada başı dik bir şekilde futbol oynamak mı? son yıllarda gittiğimiz her sezon hiç birimiz ne oyun olarak, ne de sonuç olarak tatmin olmadık. tempo olarak, takım stratejisi ve taktiksel derinlik olarak hiçbir şekilde modern futbola uygun olmayan bir galatasaray vardı. kurulduğu günden beri şampiyonlar ligi izleyen biri olarak bu ligde başarılı olmanın bazı kriterlerini saymak gerekirse:

    1- önce yenilme
    2- hiçbir pozisyonu atlamadan oyna, her an konsantre ol ve %100'ünü ver.
    3. duran topları iyi savun ve mutlaka duran toplardan ekstra skor bulmaya çalış.
    4- bireysel olarak ne kadar yetenekli oyuncuların olursa olsun kolektif olarak yardımlaşmıyorsan bu ligde seni harcarlar. hangi stratejiye sahip olursan ol, mutlaka kolektif oyna.
    5- tempo tempo tempo... 2020'lerin futbolunda fiziksel değilsen ezer geçerler. iyi antrenman yapacaksın. oyuncular kendine bireysel olarak iyi bakmak zorunda. türkiye liginin 0.5x hızından şampiyonlar ligine geçince sudan çıkmış balığa dönmeyeceksin.

    bu maddeleri uygulayan takımlar kalitelileri ölçüsünde mutlaka iyi işler yapıyor. işte en son inter gitti final oynadı. biz vasat kadrolarla çok iyi işler yaptık zamanında. tam tersi bazen süper yıldızlarla dolu kadrolar bu eksikliklerden dolayı elenip gidiyor.
    bizim elimizde iyi bir malzeme var. bir iki kaliteli ekleme ile her takıma karşı sonuna kadar mücadele etmemiz lazım. her şeye varım ama, birbirinden kopuk, rakipten korkan, iyi antrenman yapmayan, yardımlaşmayan galatasaray'a yokum.
    elimizde icardi gibi dünyada aktif en mükemmel avcı golcülerden biri varken bütün takım sahada her şeyini verecek ve bu adama top atılacak. zaten iki top atsan birini içeri sokuyor. yeter ki bedava gol yemeyelim, yeter ki boş alan bırakmadan, yalandan savunma yapmayalım.

    staff ve tüm oyunculardan winner karakterle "avrupa fatihi" mind setiyle oynamasını bekliyoruz.

    aslan gibi savaşın!
App Store'dan indirin Google Play'den alın