şampiyonlar ligine katılamamak da değildir. fenerbahçe büyüklüğü ölçülemez. mourinho, okan buruk'un kaç metre girdiğini ölçeceğine bu büyüklüğü ölçsün.
islam çupi'nin fenerbahçe'ye ve taraftarına attığı en büyük kazıktır bu laf salatası. galatasaray'ın 4 kez üst üstte şampiyon olmasının yanı sıra 2000 mayısı'ında uefa kupasını ve ağustos'unda da süper kupayı kazanması sonrası yazılmış bir yazıdır. muhtemelen kendisini ve dönemin fenerlilerini bu andersen masalıyla avutmaya çalıştı ama bu safsata olması gerektiğinden fazla büyüdü. yazık oldu fener'e.
429
fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.
"şimdi bak sen bu cümleyi okuyunca iki seçenekten biri oluyor: ya 'vay be, çok büyük laf' diyorsun ya da 'ulan bu nasıl boş bir laf böyle' diye kafanı kaşıyorsun. ama işin güzelliği de burada zaten. şampiyonluk desen yok, kupa desen arada bir, ama yine de 'büyüğüz' diyorsun. nasıl? işte adı konamayan bir şeyle. bence bu büyüklük, tanımlanamayan bir şey değil de, tanımlanmaktan özellikle kaçırılan bir şey. çünkü tanımlarsan, ölçersin. ölçersen yetmez. böylece her sene 'ama biz başka bir şeyiz' diyerek, kendine özgü bir metafizik alan yaratıyorsun: kupasız büyüklük evreni.
hadi şimdi köyünüze.
430
yetmişler ve seksenler türk spor basının ne kadar çapsız 'spor yazarı' barındırdığının ispatı niteliğinde aforizmaya ait söz kalıbı. aynı şeyi osasuna taraftarı da söylüyor.
431
fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.
müjde fenerbahçe büyüklüğünün adı kondu; 26.kez ikinci olma büyüklüğü. beyler eğri oturalım doğru konuşalım, biz 26.kez ikinci olma rekorunu ele geçirebilir miyiz. adamlar bize 15 fark attı bu kulvarda.
432
öyle bir büyüklük ki başkanı indirecek yeterli sayıda kişi bir araya gelemiyor. o kadar büyümenin böyle de zararları oluyor işte. adı konulamayan bu büyüklük kuru gürültü büyüklüğü işte.
ali koç 5 üyenin aidatını ödediği her seferde 1 üye daha bulmaları gerekiyor. bu öyle bir oyun ki ali koç bitmesini istediği ana kadar devam eder.
on binlerce genel kurul üyesi olan ama bir tane sahibi olan kulübün büyüklüğüdür. adını koysan ayıp olur. öyle bir büyüklük.
keşke bunlar adil bir rakip olsalardı da fırsatını bulunca suyunu çıkarana kadar dalga geçmek zorunda hissetmeseydik. gerçekten de daha başarılı ama düzgün bir camia olmalarını daha çok isterdim.
433
tarifi, yapı ile karşılştırılabilecek kadar zor olan sanal kavram. hepsinin ağzında ama kimse açıklayamıyor.
başarı gelmeyince yine bu konuya dönüş yapmışlar. sırada 59 öncesi yalanı, 2011 kumpası(!), son on yılın puan durumu, otobüs kurşunlanması, vs var.
434
başarı gelmeyince ve eldeki yegane dayanaklar da bir bir tükenmeye başlayınca (kadıköy'deki yenilmezlik serisi gibi), ve de mevcut zihniyetlerine devam edildiği sürece daha uzun bir süre adının konabileceğini pek sanmadığım büyüklüktür... fenerbahçe büyüklüğü = untitled.doc
435
tarif edilemez bir büyüklük olduğunu tarif etmek için fenerbahçeli yorumcuları dinlemek gerekir. hiçbiri fenerbahçe'den fubol takımı olarak bahsetmiyor. sürekli bir camia muhabbetti. camianın dinamikleri, hassasiyetleri falan filan. ne camiaymış arkadaş! gına geldi anket yaptım: