resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 29676
    gerek kulüp, gerekse taraftarla olan ilişkisinin bence artık odağı kaymaya başladı ve sağlıksız bir hal alıyor. birkaç maddede anlatmaya çalışayım:

    1-"hoca giderse, şampiyonluklarımız gasp edilecek, biz de yok olup gideceğiz."

    velev ki böyle olacak. kendisi bir insan. yani biyolojik açıdan bulunduğu görevi sonsuza kadar sürdürmeyecek. bir gün illa gidecek. o yüzden "giderse mahvoluruz" şeklindeki yorumların çok tartışılacak bir yönü yok. tartışılacaksa daha mühim olan, mesela gittiğinde arkasında nasıl bir miras bırakacak bunu tartışabiliriz. gelen kişinin devralacağı futbol mirası ne? ya da neden hoca öngörülü davranıp yerine birini yetiştiremedi? bu görevi değil diyebilirsiniz. o zaman ben de bir teknik direktörden fazlası olduğunu söyleyen hocamın neden futbol kültürününü sürdürülmesi gibi hayati bir bu konuda bir teknik direktörden azı olmayı seçtiğini sorarım. zaten buradan da bu maddeye geçeceğim.

    2-"bir teknik direktörden fazlası." bu hoş ama bir o kadar tehlikeli bir anlam içeriyor bana göre. bir teknik direktör + fazlası. şimdi bakalım:

    bir teknik direktör=takımı kurduğu düzene göre oynatan, oyuncularla spor kulübü arasında ilişkileri düzenleyen kişi. şimdi hoca hangi takımı kurdu, takım hangi düzene oynatıyor, oyuncularla ilişkisi nasıl bunlar ayrı ayrı tartışılır. ancak teknik direktörün asli görevi takımı oynatmak diyebiliriz. yani ilk işi bunu yapacak. gelelim fazlasına... fazlası nedir ve fazlası olmaya gerek var mıdır? fazlası... bir açıdan asli sorumluluğu dışında kulübe çeşitli yönlerden katkı sağlamak olabilir. bu da hoş karşılanacak bir şey elbet. ama bu müdahaleler kulüp ve ilişkilerinde daha fazla söz sahibi olma boyutuna çıkıyorsa asli ve ikincil görevlerde karışma var demektir. işin diğer yanı, ilginçtir hoca gibi taraftar da artık daha çok bunu istiyor kendisinden. yani galatasaray haklarını savunsun, diğer kurumlarla, kulüplerle diyaloga girsin vs. o halde burada şöyle bir soru doğuyor: hoca ve taraftar kendisini teknik direktör mü yoksa başka bir sıfatta mı görmek istiyor? bence ikinci şık çok daha ağır basmaya başladı. öte yandan bir teknik direktör takımı iyi oynatıyorsa, fazlasına gerek var mı diye de sormak gerek. bence yok. fazlasına gerek varsa da bu yönetimi ilgilendiren, daha makro bir meseledir. çözümü de yönetimseldir. o nedenle teknik direktörün her iki işi idame ettirmeye çalışması nereden baksanız sağlıksız bir düşünce. bu beklenti doğru da değil. hocaya da haksızlık bana göre.

    3- taraftar "hocanın sözü var" ; hoca "taraftar için dayanıyorum" ilişkisi. bu da işin duygusal ve psikolojik yönü. ama nereden baksanız sağlıksız. taraftar sözünü tutsun diye hocaya kal baskısı yapacak, hoca ne olursa olsun yumruğunu sıkacak, ne olursa olsun yine kalacak. birincisi bir işi düzgün yapabilmek için psikoloji ve sağlık çok önemli. böyle bir koşullamada ne hoca ne taraftar sağlıklı düşünemez. zaten demeçler de bunu gösteriyor. iki ve daha önemlisi, ortada olan da hepsinin üzerinde olan galatasaray. "ne olursa olsun kalmalı", "sözüm var, kalacağım"derken olana da bakmak gerek. ortada koskoca bir kulübün kaderi var ve bu söz ve duygusal ilişkilerin çok üzerinde. o nedenle bu psikolojik gerilimlerin de artık bırakılması akli düşünülmeye başlanması gerek.

    sonuç olarak, gerek hoca gerek taraftarın ilişkilerini, beklentilerini daha akılcı bir şekilde gözden geçirmesi gerekiyor. bence bu asıl mesele olan galatasaray için çok daha doğru sonuçlar verecektir. hem taraftar hem de hocanın bunu istediğine şüphem yok.
  • 29677
    hoca saha dışında çok yalnız bırakılmıştır, transferler yine zamanında gelmemiştir, her şeyden önemlisi de hakemler ekmeğimize kan doğramıştır hepsi doğru.

    ancak yine de fatih hocamız daha önce hepsini yenecek formülü bulmak konusunda gösterdiği dirayeti iki senedir gösteremiyor.

    bunun altında da bana göre şampiyon olduğumuz son iki sene de dahil olmak üzere yeteri kadar saha içi istikrarı olan takım kuramamamız yatıyor. fernando ve gomis gittiğinden beri onların saha içinde ki özgül ağırlığını dolduracak karakterleri takıma karamadık.

    elde ki fena olmayan maya da bir türlü bu sebepler parlamıyor.

    teker teker bakınca muslera, omar/yedlin, marcao, luyindama, saracchi, taylan, gedson, emre kılınç, mostafa, onyekuru, kerem gibi performansı yüksek olabilecek fiziken ve tempo olarak ligin üzerinde olarak değerlendirebileceğimiz futbolcular var kadromuzda.

    ancak gelgelelim hepsi bir süre sonra geldikleri seviyenin altına iniyor. bu durumda bir takım saha içi uygulamaların artık sorgulanması tabi ki de gerekiyor. hocayı eleştirilemez bir noktaya götürmek de yukarıda ki saha dışı etmenleri göz önüne alarak gitmesini istemek de bu açıdan en azından şu aşamada aynı derecede yanlış.

    yapılması gereken evvela iyi ve bizi temsil değeri olan bir yönetimin göreve gelmesi. sonrasında da saha içinde huzurlu ortamın kurulması. ardından da hocayı eleştirilebilir konumuna çekerek bu kendini yenileme baskısını en azından yeniden yaşanmasını sağlamak. ona rağmen zaten güncelleme yapamıyorsa maalesef ki çok sevdiğimiz ve kalbimizi defalarca elimize götürdüğümüzde orada olan hocamızın bu sefer son seferi olarak tarihe geçme zamanı gelmiş demektir.

    ama bu olacaksa da genetiğimize uygun biçimde olmalı artık. daha fazla kavga, bölünme, değer çıkmazı yaşanmamalı.
  • 29678
    yönetim güzel bir başlangıç yaptı. taraftarın gözünü boyamaktan ziyade ffp anlaşmalarına uyarak önce takımın ceza almasını engelledi. ve defalarca fatih hocam tarafından taraftarın basının önüne atıldı.
    peki o dönem yine de fatih hocama karşı çıktılar mı? hayır sustular ve en sonunda da istediği oyuncuları getirdiler bir şekilde. hataları mali yönden değil, transfer ve nerde nasıl konuşulacağını bilmemeleriydi. ama dikkat edin bu da son dönemde artık takımın da iyi oynamaması sonucu sinirlerin iyice gerilmesiyle oldu.
    şimdi takım transferlere rağmen kötü oynamaya devam edince ne oldu; yok merkez orta saha, yok sağlam bekler gibi argümanlarla yeterki fatih hocam eleştirilmesin diye eleştirilen yine kendileri oldu. arkadaş beşiktaş da kaleci yok gencecik çocuğu kaleye geçirdiler, rıdvan diye bir oyuncu çıkardılar, gökhan töreyi tekrar ayağa kaldırdılar. biz ne yaptık defansta oyuncu kalmadı gedsonu defansa koyduk. kenardaki ozonwafor’un ruh halini gelin siz düşünün.
    demek ki neymiş herşey transfere bağlanamaz, sen de çıkar genç bir oyuncu, sende yunus akgün’e güven, sen de atalay’a şans ver. kerem’e daha erken güven. okan varken gidip fatih’i alma.
    şimdi bende bir de şöyle bir düşünce oluştu artık. hani geldiği takımlarda çatır çatır top oynayan emre kılınç, muhammed bizde sıradan oyunculara dönüştü ya!!! acaba diyorum en çok ben eleştirmeme rağmen emre akbaba da kötü futbolcu değil mi? veya takımda en iyi ayaklardan biri olan babel de daha iyi oynayabilir miydi? acaba bunlar bizim ne olduğu belirsiz oyunumuzun veya hiçbirimizin doğru dürüst şahit olmadığı antremanlarımızın mı kurbanı!!!
    evet yönetimin de ciddi hataları oldu ama artık korkmayın arkadaş fatih hocam da insandır hata yaptı deyin. fatih hocamı da severim yönetimin eksikliklerini de görürüm ama bu başarısızlıktaki aslan payı teknik heyet de. kimse niye şampiyon olmadık demiyor. bu takım ne oynuyor herkes bunu çözmeye çalışıyor sadece fatih terim hariç.
    artık maalesef ya geri çekilme ya da başka kademelerde görev alma zamanı gelmiştir. aslında başka kademeler derken şüphelerim var çünkü fatih hocam burada da çok sakin duracağını sanmıyorum. çünkü öyle bir yapıya sahip değil. bir bakmışsın bir maç sonu teknik direktörünü basına şikayet ederken görmüşüz.

    işin özü bu takıma hizmet eden herkesi sever sayarız ama zamanı gelen herkes de bu takımdan ayrılmasını bilmeli.
  • 29679
    bir sezon daha takımın başında kalması gereken imparator. sürekli olarak tarihin en kolay şampiyonluğunu verdiği söyleniyor. tarihin en kolay şampiyonluğunu falan vermemistir. evet çok zor virajları kayıpsız dönüp, rahatlıkla alacağımız maçları kaybettiğimizi düşünüyor olabiliriz ama bu sadece bizim başımıza gelmedi. en basiti fenerbahce'nin evinde kaybettiği konya, malatya, gençlerbirliği ve göztepe maclaridir. hele gençlerbirliği maçını kaybedeceklerini en azılı gs taraftarı bile hesap etmemiştir. 42 haftalık, sürekli maç oynanan, ne doğru düzgün sezon başı kampı olan ne devre arası kampı olan ilginç bir sezon yaşadık. ve bu noktada galatasaray takımı oyuncuları mental olarak bu durumu kaldıramadı. sivas ve rizespor maçlarında yediğimiz goller bunun en net örneğidir. aynı çöküşü terim'de yaşadı ve beni asıl hayrete düşüren oydu. tüm bunlarla beraber 4 sezondur sürekli söylediğim büyük oyuncumuzun olmaması bu sıkıntıyı yaşatıyor. galatasaray takımının lider karakterli, hakem ya da rakipten sertlik gördüğünde sinmeyen, karşı koyacak oyuncusu yok. hatay maçında sener'e adam yumruk attı kimsenin umrunda olmadı. haklı olduğumuz konularda bile hakeme baskı kuramadik. bu takıma isyan eden oyuncu gerekiyor. melo gibi rakip faul yaptığında, bir sonraki pozisyonda kurallar çerçevesinde cevabını verecek adam lazım.
  • 29680
    şampiyon yaparsa çok iyi oynattığı içindir. yapamazsa çalmışlardır şampiyonluğunu.

    takımın 3 senedir top oynadığı yok. tamam ligdeki her takım 3 senedir kötü avrupa'daki sonuçlar da bunu net gösteriyor zaten ama ligde kötünün iyisi şampiyon oluyor işte. kötünün iyisi bile olamıyoruz iki senedir. üstelik geçen seneki rakip bu sene kümede çırpınan ibb.

    yapboz gibi 11 değişir mi yahu? luyindama bir var bir yok. evlat kontenjanı her dönemde olduğu gibi yine sınırsız.
    takım ruhu sıfır. muslera bile bıkmış vaziyette eski heyecanı yok. takımın başında terim değil erol bulut, aykut kocaman falan var sanki. öyle bitik karanlık bir enerji var takımda.

    sözün özü, bam bam top oynatan eski terim yok artık. bunu yaşlılık veya doygunluğa bağlayabiliriz ama ben doygunluğa bağlamam. başarıya doymayacak, hep daha fazlasını isteyecek bir karakter fatih hoca. ama istemek keşke yetseydi başarılı olmak için.

    öte yandan ağzını açıp iki cümle kursa 5 maçtan başlıyor. tff de bu konuda darlıyor adamı. yönetimle de arası kötü. futbolcularla da iletişimi zayıf ki saha içinde tek bir karara isyan eden futbolcu yok, kabullenmiş durumdalar her şeyi. bitse de gitsek havası var.

    bir de fütursuzca ve bıkmadan yan pas yapan takımı izlerken kaç maç uyuyakaldim bu sene hatırlamıyorum.

    istifa etmemesi için tek bir sebep yok artık.

    bugün takımı küme bile düşürse fatih terim galatasaray'ın en büyük efsanesi olarak kalacaktır.

    ama istifa ederek de takımına çok güzel bir hizmet sunabilir.

    geçen sene ligi 6. bitirdik, bu sene de en kötü 3. olacağız. bundan daha kötüsü de olabilir ama 11. olmakla 6. olmak arasında hiçbir fark yok.

    ama artık neden daha iyisi olmasın?
  • 29681
    1997'de 17 yaşında şampiyonlar ligi dortmund maçında deplasmanda 30. dakikada oyundan aldığı emre belözoğlu'na bir bjk maçında yine güvenmiş 3-2 kazanılan maçta 3. golü son dakikada emre atmıştır.
    emre'nin aldığı ilk arabanın anahtarını emre'den alıp florya'da odasında çekmecesinde tutmuştur.

    ince ayarlarınla gerdi dön baba...

    https://www.youtube.com/watch?v=6OCzFHgGRHA
  • 29682
    fatih terim'in oyun anlayışının mircea lucescu'nun oyun anlayışına benzemeye başlaması gibi bir durum var son dönemlerinde nedense.

    son yıllarda böyle bir huy edindi. dünya tersine dönse olmaz dediğim şeyler listesindeydi. ama tam da lucescu gibi defans yaptırmıyor böyle. saçma sapan sürekli yan toplarla pas yaptırıyor takıma ve pozisyona giremiyoruz bir türlü.

    mesela 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçında özellikle son 15 dk çıldırtmıştı beni takıma atak yaptırmak yerine durmadan yana pas yaptırmasından.

    hocam bari ya capello gibi 1-0 için oyna ya da eskisi gibi durmadan hücum ettir. ama şu sağa pas, dur biraz da sola pas durumundan bir kurtul lütfen. sen koşan ve pres yapan takım severdin.

    ti prego :(
  • 29683
    3 senedir doğru düzgün bir oyun planımız olmasa bile kötü bir oyun oynasak bile fatih hoca canımızdır, bir sene daha kalmalıdır. kendisine ne kadar kızsak bile, kredisi sonsuzdur. hocam lütfen bırak şu saçma sapan sağa sola pas yapan futbol anlayışını. dikine dikine yardıran bam güm saldıran bir takım izlemek istiyorum. 80 dakika mıy mıy oynayıp son 10 baskı kuran takım görmekten sıkıldım.
  • 29684
    sadece şu kadro yetersizdi lafına basit bir soru sormak istiyorum.
    elinde beşiktaş’ın kadrosu olsa 2020-2021 sezonunda şampiyon olabilir miydi?
    kalede ersin, sağbek rıdvan, alanya’dan gelmiş ilk zamanlar dalga geçilen nskala, stoperde yine güldüren alanya’dan gelen wellinton, transfer yapamadıkları için elde kalan larin, futbolu bitmiş gökkan töre, kimsenin istemediği souza, geçen sene birşey oynamayan nkoudu, 40 yaşındaki atiba, futbola küşmüş llajiç ve benzerleri.
    yanlış bilmiyorsam transfer sezonu ikinci yarısında transfer yapmadılar üstelik.
  • 29685
    hoca konusunda sözlükte farklı başlıklarda gırla geçiyor siyaset ve siyasi isimler üzerinden karşıt örneklemeler, gün yüzüne çıkan terimspor lafları. çünkü x cümlesini kuran kişi direkt olarak y partisine mensuptur. aksi düşünülemez. a-b-c partilerine kendini yakın hissedemez. niye? çünkü dünyanın en büyük siyaset bilimcileri galatasaray sözlükte bu şekilde buyuruyor, yaptıkları tarihe geçecek çıkarımları bizimle paylaşıyorlar. ha yanlış olmasın, x cümlesi üzerinden yapılan çıkarımın kaynağı da siyasi bir tartışma değil bu arada. konu futbol. sahi ya siz de o zaman birkaç yılda bir tuttuğunuz takımları değiştiriyor musunuz? hani örnekler insanların oy verdikleri partileri -kimi zor kimi kolay şekilde- değiştirebildiği siyaset tartışılırken değil de futbol tartışılırken veriliyor ya. o zaman bu insanlara göre futbol da bu kategoride demek ki. yani taraftarlar mesela maddi çıkarları, geçim kaygıları nedeniyle galatasaray'ı, fenerbahçe'yi, beşiktaş'ı seviyorlar öyle mi? bugün galatarasaray'ı seven 4 yıl sonra galatasaray'ı bırakıp fenerbahçe'yi sevebilir. ya da fenerbahçe olmasa da mesela renkleri sarı kırmızı olan herhangi başka bir takımı tutabilir mesela. kulüp efsanesi bir figürü sevmekle, siyaset üzerinden karşı argüman üretiliyor ya, o zaman buyursunlar bu arkadaşlar madem biat kültüründen örnek vermeye bu kadar hevesliler, öncü olarak bu kültüre bir başkaldırı yapıp galatasaray'a biat etmeyi bırakabilirler fenerbahçeye geçebilirler. futbol taraftarlığı da siyaset/politika gibi değişken bağlılığa sahip çünkü. her tartışmada benzer bir örnek veren çıkıyor o yüzden tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var bu saçma sapan benzetmenin gereksizliğini.

    fatih terim'e yönelik en büyük eleştiri, kendisinin sıklıkla sahanın dışına taşması. herkes fatih terim'i eleştiriyor da niye kimse tersini düşünmüyor. terim özelinden gittiğimiz için devam edelim, hoca görevdeyken niye hiçbir başkan için bu eleştiri yapılmıyor. terim kötü ya şimdi tu kaka. hatta çoğuna göre işini yapmadığı için o makam da boş. doldursalar ya yönetim kurullarından biri o görevi. çıksın yapsın basına açıklama taktik konusunda, oyuncu seçimleri konusunda. öyle 2-3 cümlelik 20-30 saniyelik maç sonu yorumlamadan bahsetmiyorum. alsın basını karşısına konuşsun gerekirse bir saat. niye yapılmıyor bu? çünkü orada o görevi yapan biri var. bazen formunda bazen formsuz farketmez, takımın başında bir teknik direktör var ve işini yapmaya çalışıyor. o zaman başkan da işini yapacak, sözcüsü de işini yapacak, başkan yardımcıları da işini yapacak, yönetim kurulu üyeleri başta olmak üzere tüm genel kurul üyeleri işini yapacak, tff'nin ve yancılarının bu adam ile girdiği anlamsız savaştan onu tereyağından kıl çeker gibi kurtaracak hamleleri gerçekleştirecekler. o zaman bu adam ağzını açmasından ceza yemeyecek ki takım zarar görmesin, hakemler önyargısız maçlara çıkıp adaletli yönetim gösterecekler ki 10-15 puanımız alenen gasp edilmesin. sonra yok efendim kendini başkanlardan üstün mü görüyor. yöneticiler için yeri geliyor ağza alınmayacak laflar bile ediliyor her mecrada. bunlardan hiçbirisi o lafların binde biri etmeyen "niye saha içinde aktif değilsiniz" eleştirisi değil. fakat hoca için 100 eleştiriden 90'ı saha içinde konsantre olması gerektiği yönünde. bu söylem haksız bir eleştiri değil ki zaten. gayet yerinde bir istek. yapılan haksızlık; hocamız niye saha dışı etmenlerle mücadele etmek zorunda bırakılıyor? sorusunu bir kez bile sormamak. varsa yoksa hoca başkandan, yönetimden üstün değil!!!!!!!. ee birader ülkedeki futbol ortamı, senin başkanından da yönetiminden de üstün. üstünlükleri senin sesini çıkarmamandan geliyor. ensene vurup lokmanı alıyorlar, hakemler yoruma mahal bırakmayacak şekilde seni doğruyorlar. kimseden çıt yok. nerede dostum o zaman bu yönetimlerin büyüklüğü? bu büyüklük sadece fatih terim eleştirilirken mi hatırlanıyor? bu arada yoruma mahal bırakmayacak gasp deme sebebime gelirsek; tabi ki her takım için lehine aleyhine hatalar oluyor. bu seneki sistematik sıkıntı, bizim zarar gördüğümüz hakem kararlarının aynılarını çok yakın zaman dilimi içinde başka takımların maçlarında defalarca gördük ve onlara tamamen zıt kararlar çıktı. sonucunda ne oldu peki? gören de bu düzen içerisinde 40 puan fark yemişiz zanneder. nolacak canım 3-4 maçta hakem hataları oluversin demekle geçiştirilecek mevzu mu bu? 2 maç hakemle kazanmasalar, 2 maç hakemler de bizim önümüzü kesmese şu an şampiyonluk kupasını müzede nereye koyacağımızı konuşuyor olurduk. onun yerine konuştuklarımıza bak.

    ben hoca takımın başında kalsın istiyorum. hatta güçlü bir yönetim ile çalışsın ve yine yurt içinde ve dışında başarıdan başarıya koşalım istiyorum kendisiyle. ha ayrılırsa takımı sevmeyi bırakacak halimiz yok. ne kadar ısrarla aksi vurgulansa da, bu durum boş beleş ithamdan ötesi değil. bizzat genellemelerden nefret eden biri olarak, hani fatih terim'i sevenler olarak kategorize ediliyoruz ya, bu grup içerisinde böyle düşünen yoktur diye düşünüyorum. hani hiç yaşanmamış bir örnekten de bahsetmiyoruz neticede. adam 3 kere ayrıldı kulüpten, bu ayrılışlar sonrası galatasaray'ı bırakan var mı? kendisini sevmeyenler de çevrelerinden böyle örneklere şahitler mi anlatsınlar. münferit 2-3 kişiden bahsetmiyorum tabi ki de. organizasyonlar yapmak, ne bileyim terim yoksa biz de yokuz derneği filan mı kuruldu da bu kadar dert ediliyor bu terim sevgisi. neymiş bu yaygaranın ve xsporlu etiketi sevdasının sebebi öğrenelim biz de.
  • 29686
    bambaşka yönetimler veya transferlerle artık başarılı olması pek mümkün görünmeyen hoca. başarılı fatih terim'i bildiğimiz gibi başarısız fatih terim'i de biliyoruz. başarısız döneminin içindeyiz ve ilerisi içinde bir umut gözükmüyor. yaşı 70 olmak üzere. her şey güllük gülistanlık olsa dahi artık emekliliği gelmiş durumda. kendisinden sonrası için planlı bir geçiş yapmamız gerek ama buna en büyük engel maalesef kendisini galatasaray dan bile üstün tutanlar. kırgın ve kötü ayrılmamak için sezon sonu vedalaşalım.
  • 29687
    (bkz: 2 mayıs 2021 gençlerbirliği galatasaray maçı)

    geçen hafta babel ve emre akbaba oyuna girdikten sonra attığımız gol sayesinde kazandığımız için bu maça hemen 11 başlamışlar, hala geçen hafta bu iyi oynadı diye 11 kuruyoruz ki aynı senaryoları sezon içinde çok defa yaşamamıza rağmen.

    kimse beşiktaş über oyun oynadı şampiyon oldu demiyor ama ligin bitimine 4 hafta kala hala arayışa devam ediyorsan sorun ne hakemde, ne zeminde ne de oyuncu kalitedendedir.
  • 29693
    az önce galatasaray uygulamasını açtım karşıma fatih terim çıktı, bana hocamlı mocamlı cevap verdiriyordu uygulama. gerilmeye başladım tabi, sonrasında ilk 11’e baktım ve beni bir gülme aldı. ciddi ciddi kahkaha attım şu 11’i görünce.

    ne diyeyim, allah seni başımızdan eksik etmesin hocam.

    (bkz: 2 mayıs 2021 gençlerbirliği galatasaray maçı)
  • 29694
    bu sezon kaç ilk yarı hiç ettiğini sayamadığım hocam. hatalı ilk 11 ile silik geçen ilk yarının ardından ikinci yarının başında oyuna 2-3 hamle yaparak 45 dakikada maç kazanmaya çalışmamızın taktiki sebebini de izah ederse memnun olacağım.

    yeni prenslerimiz kaybedene kadar halil, babel ve emre akbaba. kaybedince yeni prens mustafa. bir daha kaybedersek prens falcao diye gidiyor sanırım forma hakkı sırası.

    (bkz: 2 mayıs 2021 gençlerbirliği galatasaray maçı)
  • 29698
    galatasaray ve turkiye futbol tarihine adini altin harflerle yazdirmis gencligimizin bas kahramani.
    ıkinci fatih terim doneminde lige havlu attigimiz bir donemdi sanirim kendisinin istifa ettigi rize maci. bu macta cafercan mulayim eyup gibi genc oyunculara yer vermisti bu gencler galatasaray in gelecegi diye. bugune geldigimizde ise takimdaki belli seviyenin ustundeki ve bonservisi alindigi takdirde oyun ve ekonomik olarak ciddi katki saglayacak birkac oyuncudan biri olan mostafa mohamed i oynatarak kazanmak yerine oynatmayarak kusturmeyi tercih ediyor ve hem kendisine hem galatasaraya zarar veriyor. bu tercihin kimseye faydasi yok degerli hocam.
  • 29700
    hocam artık futbolculara ayar vermek için zırt pırt yedek bırakma hevesinden kurtulman lazım. bu şekilde messi, ronaldo bile verim veremez. bu takımın 1.forveti muhammed ise muhammed oynayacak. 1 hafta oynat gol atsın kahraman, 1 hafta oynat kötü oynasın oyundan 45.dakika al sonraki hafta ise yedek bırak kafasıyla kimseden verim filan alınmaz. iyice tripcoliğe bağlamaya başladın lütfen kurtulman lazım bu halden. bu şekilde zamanında 5-6 hafta gol orucuna giren hakan şükür mesela hakan şükür olamazdı...
App Store'dan indirin Google Play'den alın