• 599
    maç öncesi çok uzun uzun bahsettiğim bir durum vardı, hatların arasına girecek oynayacak oyuncuların önemi, formu ve haleti ruhiyeleri… buralardan yola çıkarak 3’lü bir formül dökmüştüm. özellikle frankowski’nin kullanımıyla alakalı bir durumdu bu, hatların arasında oynayabilecek bir adamdı.

    neydi bu hatlar arasında oynayabilmek. daha farklı anlatımla akışkan oyuncu, gerek çalım yeteneği, gerek dribling kabiliyetiyle, gerek hızlanmasıyla, gerek çevikliğiyle takımların iri, sert, uzun bacaklı fakat biraz hantal adamlarının aralarında, onlar daha pozisyonlarını bulamadan hareketlerini yapmaları. dün morata ve sara hatların arasında buluştu topla, ara ara torreira… morata sakatlıktan çıktı ayrıca bu iş için biçilmiş kaftan olmasa da bunu oynamayı biliyor. bunu tek başına yapamaz. illa yanına adam lazım.

    sara beli dönmez, tahmin edilebilir bir adam. ancak geriden kaleye yüzü dönük olduğunda pas kabiliyetini çok daha efektif gösteriyor. bununla beraber hiç de fena alan kapatmıyor, dolayısıyla torreira gibi top kapma becerisi, mücadele gücü yüksek ayrıca sürekli “garanti” pas tercihiyle klasik bir 6 numara için biçilmiş bir kaftan oyuncuyla oynamak sara’yı en etkin kullanma yöntemi olacak.

    torreira’yı da satır arasında geçirdim. klasik bir savaşçı oyuncu. top tekniği sınırlı olmasa da oyun tercihi topun ayakta kalmasına yönelik. geçen haftaki top kaybını da 8 numaralık yapmaya çalışırken yapıp gol yedirmişti. ancak 6 görevlerini yaparken belki bir kez top kaybetmişti, 5 şubat deprem öncesi trabzonspor maçıydı sanırım. hele ki lemina torreira beraber oynadığında bizzati üst üste biniyorlar. lemina’da ona keza sırtı dönük topu alıp yüzünü kaleye dönebilecek süratte değil. o da hat arasında kaybolangillerden.

    kim bu akışkan topçular. yunus ve mertens. yusuf demir de bunlardan biri. çok az morata ve ileri çıkarabilirsek frankowski.

    yunus ikinci devre oyuna girdiğinde rezalet bir üretim performansı gösteren galatasaray’ın %90 pas isabet oranı vardı. galatasaray iki 6 numara bir 8 numara ve bence 3 santrafor ile sahada olduğu için bağlantıyı kurabilecek akışkan adam eksikliğinden bu topa sahip olma oranıyla çok rezalet bir oyun oynadı. elleri yana açıp ileriden bağlantı beklediler koca 45 dakika geri hattaki adamlar.

    ikinci yarı pas isabet oranı %82. fakat çok daha etkin bir hücum performansı gösterdik. yunus bunu tek başına mı yaptı? tabi ki tek başına yapmadı ama dişlinin parçası gibi o profil sahada olmadan olmuyor… örneğin hem yunus hem mertens hem morata hem osimhen sahada oynayamayabilir. çünkü bu kez de topu geri kazanmak sorun haline gelir.

    akışkan oyuncuların ve sert oyuncuların dengesinden çıkar iyi takımlar. bu bir takım oyunu. takımda bir hagi olmazsa bir hakan şükür olmaz. bülent korkmaz olmazsa popescu dayanamaz ki tam tersinde de geçerli. bir okan buruk olmazsa hagi hiç bir işe yaramaz. ama hagi olmadan da şampiyonluklar olmaz.

    bunu en iyi kendisi biliyor okan buruk, şirazesi kaydı, hakem diyor, bir şey diyor, başka şeyler anlatıyor ancak sahaya daha detay ve dikkatli bakmak zorunda. yoksa bu futbol ve bu bakış açısıyla rekorlarla tarihe geçtiği takıma bir daha geri dönememek üzere tenekeyle gönderilecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın