• 25884
    "gençler bilse, ihtiyarlar yapa-bilse" diye çok sevdiğim bir söz var.
    şuraya bağlayacağım, bizim takımdaki, özellikle ön bölgede oynayan oyuncuları 3 grupta değerlendirirsek;
    1-) maalesef takımda ayağı kaliteli ancak biraz da yaşları ve stilleri itibarıyla statik oynayan, durarak, ayağına top bekleyen, arkaya koşu atamayan, savunmayı önde başlatamayan oyuncularımız var; arda, babel, feghouli, diagne hadi falcao'yu da sayalım......gibi
    2-) yine maalesef bir grup oyuncumuz da var ki dinamik, hareketli, önde basabilen, arkaya koşu atabilen ama ne var ki bitiricilik anlamında kalite olarak vasat olan (şu an için diyelim) oyuncular bunlar; oğulcan, emre kılınç, sekidika, ömer bayram, kerem ....gibi
    3-) bir de aradakiler var, kalitede ilk gruptan aşağıda ikinci gruptan yukarıda, dinamik oyunda ise ilk gruptan yukarıda ama ikinci gruptan aşağıda; emre akbaba, belhanda...gibi.

    hal böyle olunca ilk 11'de ön bölgede ilk gruba ağırlık versek takım kalitesi artıyor ama top rakipteyken etkinlik azalıyor.
    ikinci gruba ağırlık verilse bu sefer takım sertleşiyor, rakibe baskı ön alanda başlıyor, gel gör ki rakip kaleci de milli oluyor, sürekli üzerine vurulan, dağa taşa atılan şutlar, bitiricilik zayıf oluyor özetle.
    gönül isterdi ki ilk grupta yer alanlar biraz da dinamik, sert ve hareketli olabilse, ikinci gruptakiler de biraz bitiricilikte iyi olsalar ama zaten her ikisini yapanlar yıllık en az 3-4 mil € arası maaş alıyor.
    ez cümle, takımı oluştururken kalite ve dinamizmde bir optimizasyon şart, takım ne güçten ne de kaliteden düşmeli...

    (bkz: 22 aralık 2020 galatasaray göztepe maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın