cyberpunk 2077; kontrolcü ile zorlandığım için klavye-mouse ikilisine dönüp oynadığım bir oyun. oyunun açılması 4-5 saat sürüyor. biraz karmaşık ama türkçe olması büyük kolaylık sağlıyor. özellikle siberpunk tarzını yaratan william gibson'ın "neuromancer" kitabını okuduysanız daha sevebilirsiniz. baya bir esinlenme var. oyunu çok büyük ve çok iyi yapmak için uğraşmışlar. sonuç büyük ve iyi. o kadarda değil yani. 15 saatim var şimdilik, bittiğinde tadı damağımda kalırsa, epic indirimleri bitmemişse phantom liberty eklentisini de alabilirim. birde oyunda baya cinsel seks sahneleri var beklemediğim şekilde.
*gta vice city; gta 3 embesilliğiyle aylarca boşuna uğraştıktan sonra pes edip adam gibi ilk gta oyununa giriş yaptım. çıktığı ilk dönemlerde ya kafelerde ya da akraba çocuklarında oynamaya çalışmıştım. ilk defa bitirme imkanı buldum definitive edition versiyonu ile. vice city haritası baya güzel. 3. oyuna göre 1 senede çok iyi gelişmişler. yine de kazma tarafları yok değil. mesela helikopter bölümleri çok meşhurdur. o kısımları kontrolcü ile oynadığımda 2-3 denemede fazla sinirlenmeden geçtim. esas sıkıntı bir noktadan sonra oyun size görev vermiyor. çünkü 7-8 tane mülk almanız gerek ve bunu size söylemiyor oyun. neyse ki teknoloji çağındayız. haritanın nerelerinde olduğunu hemen buluyoruz. ancak para için hile kodu girmek gerekiyor. bunu yapınca para çoğalıyor ama oyun size başarım vermemeye başlıyor. başarım, kupa takıntılı iseniz cheat açmayın. ama aksi taktirde günlerinizi taksicilik vs. ile para kazanmaya çalışmakla boşa geçireceksiniz. genel olarak güzel bir tecrübe oldu bitirmek.
gta san andreas; daha önce mobilden satın almıştım. telefonda yüklü duruyor. ama pc de oynamak şarttı. definitive edition beni gayet tatmin ediyor. sonlara doğru geliyorum gibi. hikaye bittikten sonra da bir süre oynarım gibi. ilginç bir şekilde gta 5 den daha büyük bir haritası var gibi geldi bana. özellikle san fierro denen san francisco şehri gta 5 de yok. oyun her yönüyle efsane. gta 5 ile birlikte en sevdiğim oyunlar sıralamasında başlarda birlikte bulunur.
ghost of tsushima; şu sıralar ps5'e yeni oyunu çıktı. japonca dublajla oynadım, ana hikayeyi bitirdim. birkaç yan hikaye kaldı. ara ara açıp onları oynuyorum. japoncasında one piece'de ki zoro seslendiriyor karakteri. dövüş komboları olsun, doğa grafikleri olsun, moğol reislerin orta asya çadırları, şaman kültürleri olsun, oyun kendini oynatıyor. öneri isteyene öneririm.
detroit become human; sadece yönlendirme ve seçimlerden oluşan bir oyunun bu kadar etkileyeceğini ve seveceğimi düşünmezdim. muhteşem bir bir bilimkurgu-drama. epic games de indirimlerde 42 lira gibi komik rakamlara düşüyor. olay akışları ve sonunun yüzlerce farklı sonu var. bir kere oynamak yetmiyor. yıllar boyunca ara ara indirip oynadığınızda farklı oyun oynamış hissi alacaksınız.
like a dragon gaiden: the man who erased his name ; yakuza serisinin kiryu üstüne yan hikayesi. like a dragon ile infinite wealth arasında geçiyor. eski usul pata küte adam dövmece. ana hikaye dışında yapacak çok şey var yine. sandbox denen şeyin uç noktalarından. yalnız xbox pc app de arada oyundan çat diye atma sorunu var. dövüş adasında baya kariyer kasmışken atınca save almadan, sinirlenip sildim. neyse ki hikaye bittikten çok sonraydı. belki bir ara tekrar indirir o kısımlarda dövüş kariyeri yaparım. yakuza sevenler baksın.
the crew 2 ; ubisoft'un kitaplıklardan kaldırarak bolca haklı küfür yediği yarış oyunun ikincisi. forza horizon ile grand tourismo'nun offroad sporlarla karşımı diyebiliriz. geçenlerde offline mod getirdiler. yani satıştan kalkınca da oyun bizde kalacak. forza'nın iki gömlek aşağısı ama araba dışı yarışlarında olması ile indirimlerde baya ucuz bir alternatif.
marvel's spider-man 2 ; ilkinden daha çok sevdiğim bir oyun oldu. hele venomlu olması ve onunla geçen bazı sekanslar var ki inanılmaz haz verici bir şey. ilk oyunu beğendiyseniz mutlaka bakın. playstation oyunları pc'de çok daha iyi gözüküyor cidden. tsushima gibi bu da öyle. kontrolcü ile akıyor.
max payne 2 ; ilk oyun çıktığında liseye başlamıştım. cbnc-e de yeni bir kanaldı ve hafta sonları anlatıma dublaj yapılan yabancı bir oyun programı veriyorlardı. aklımı başımdan almıştı grafikleri, efektleri. çağının ötesindeydi. bu oyun çıktığında ise lise sondaydım. daha da aşmışlardı işi. ancak ps 2 alamayınca oynayamamıştım. sonradan pc'ye çıktığında da ne zaman vardı ne ergenlikteki gibi oyunlara ilgim. uzun yıllar sonra tekrar oyunlara, çizgi romanlara, animelere sarınca niyetlendim ve indirimde aldım. ilk oyunun modern sistemlerde çalışmadığı söylendiği için bunu alarak başladım max payne özlemine. aldım ve hemen indirdim çalışmazsa iade ederim diye. ve çalıştı. ve yine 15-17 yaşlarındayken gibi aklımı başımdan aldı. yeni nesilleri pek sarmayabilir ama 90 öncesi doğan tayfa için muhteşem bir şey. remake çıkınca onu da hayvan gibi oynarız.
uncharted 4 ; ilk 3 oyun pc'ye çıkmadığı ve ps3 emülatörüyle uğraşmak istemediğim için oynayamadım. mecburen 4. oyundan başladım. neyse ki karakterlerin baştaki geçmişlerini bolca anlattığı için yabancılık hissettirmedi. aksiyonu, platform tarzı atlama zıplama işleri ile doyurucu bir oyun. kontrolcüyü ilk aldığımda ilk oynadığım oyun da bu sanırım. tetiklerin titremesi ile hatırlayacağım bu yüzden.
*