22120
süper lig 2019-2020 sezonunun ilk haftasının bitmesiyle birlikte aşağı yukarı her takımın hazırlık kampları sonrası, son durumunu görme şansımız oldu. favori takımların çoğunun tam hazır olmadığını da görmüş olduk.
bu ilk izlenimler ışığında galatasarayımızın son durumunu analiz etmeye çalışalım.
uzun yıllardır olduğu gibi kaleci mevkiinde yine sıkıntısız sayılabilecek bir şekilde sezona giriyoruz. artı olarak yine uzun yıllardır eksikliğini hissettiğimiz yedek kaleci mevkii konusunda da neredeyse herkesin içinin daha rahat olduğu genç bir kalecimiz var. beklerimiz ve defans hattımız geçen sene şampiyon olan kadronun aynısı. niteliği tartışılabilir olsa da nicelik olarak sol bekte 4 (nagatomo, linnes, emre taşdemir, ömer bayram) sağ bekte 3 (mariano, linnes, şener) alternatifli bir kadromuz var. defans hattında ana problem stoper yedeği konusunda birinci alternatifimizin orta sahadan geliyor olması. ki o orta sahanın ana parçaları da yeni transferler ve onların da nitelikli yedekleri olduğunu söylemek zor. yapılan transferleden sonra belki de beklentimizi en çok yükselten hat da bu hat. geçen sene ligimizin çok üzerinde miktarlarda bonservis ödenmiş, kariyerli 2 yeni oyuncuyla orta sahada kalitemizi kağıt üstünde yükselttik. hücum hattımızda da ligimizi tanıyan babel ve geçen sene ki şampiyonluğun ana parçalarından feghouli var. falcao'nun da gelmesi ile bu hattın son yılların en efektif hücum hattı olabileceğini düşünüyor neredeyse tüm galatasaraylılar.
peki biz bu malzeme ile ne oynamayı düşünüyoruz?
bu günlerde klasikleşen ifade ile topun kendisinde kaldığı bir galatasaray'dan bahsediyor herkes. ayağı iyi stoperler, oyun kurmaya yardımcı en azından bir bek, ayağı iyi ve pas özelliği baskın merkez orta sahaların defans önünde olduğu neoklasik bir defansif orta saha anlayışı. en azından nzonzi gelene kadar kah selçukla kah seri'yle hazırlık maçlarında gördüğümüz sistem buydu. peki bu kurgunun başarılı olduğunu düşünebileceğimiz tek bir hazırlık maçımız var mı? yok.
topun bizde kalması için defansın önünde konumlandırdığımız oyuncular fiziken yetersiz kaldıkları gibi pas oyununda dahi başarılı gözükmediler. rakip orta sahanın arasında kaybolduğumuz, topu kanatlara aktaramadığımız, defansa yardım konusunda yetersiz kaldığımız bir orta saha izledik. top defansın önünden nitelikli çıkamadıkça orta saha üçlülerinin neredeyse hepsinin defansın önüne gelerek top aldığı ama hiç bir şekilde atak yönü değiştirecek paslarla oyunu açamadığı, kaotik, sahadaki rollerin tam oturmadığı her halinden belli bir galatasaray orta sahası. nihayetinde tüm işin yetenekli futbolcuların anlık kişisel becerilerine kaldığı bir atak organizasyonu.
peki biz neden top bizde kalsın istiyoruz? başlangıçta saçma bir soru gibi görülebilir ancak topun ayağınızda kalması amaç değil araçtır malum. sahada hiç hareket etmeyen, hızlı paslaşmayan, topun yerini ve atağın yönünü hızlı değiştiremeyen bir takımın ayağında topu tutması neye yarar? kaldı ki biz top ayağımızdayken etkili olamadığımız gibi top rakipteyken de çok etkisiz bir takımız.
nzonzi, feghouli ve artık geleceğine inandığım falcao'nun katılması ile bu oyun nereye evrilir kısaca tahminde bulunmaya çalışayım. biraz uzattım. nzonzi klasik bir çapa değil. fizik üstünlüğü, uzun bacaklar ve hava toplarında etkili olması, tempo hariç onu defansif orta saha rolünde zaten ligimiz için çok yeterli bir defansif orta saha yapıyor. esas katkı fiziğine oranla üstün bir teknik ve pas yeteneğine sahip olması. top rakipteyken pozisyon alma konusunda da gayet iyi bir oyuncu olması. feghouli de zaten klasik bir kanat oyuncusundan öte topu saklayan, dağıtan bir ekstra oyun kurucu aynı zamanda. bu iki oyuncunun katılımı topun bizde amaçsızca kalmasından topun bizde kalmasının bir sebebe oturacağı oyuna geçişimize katkı sağlayacaktır. falcao ise yaşına rağmen asla çakılı bir sanrtafor olmadı. gelirse onu da sık sık orta sahanın ortasına kadar gelip, ters bir topla topu kanatlara açıp içeri koşu yaparken göreceğiz.
yaşlı beklerimizin geç form tutma problemi halledilip, seri ve belhanda rakip kaleye daha yakın oynamaya başladıkça, oyunu ilerde de kurabilen ve orta sahaya gelip top dağıtımına katkı sağlayacak hücum hattı ile galatasaray ezici bir güce dönüşebilir. gereken tek şey, doğru rollerde, fiziksel yeterlilikte ve tempolu, hareketli bir hücum takımına evrilebilmek. potansiyel ortada...
bu ilk izlenimler ışığında galatasarayımızın son durumunu analiz etmeye çalışalım.
uzun yıllardır olduğu gibi kaleci mevkiinde yine sıkıntısız sayılabilecek bir şekilde sezona giriyoruz. artı olarak yine uzun yıllardır eksikliğini hissettiğimiz yedek kaleci mevkii konusunda da neredeyse herkesin içinin daha rahat olduğu genç bir kalecimiz var. beklerimiz ve defans hattımız geçen sene şampiyon olan kadronun aynısı. niteliği tartışılabilir olsa da nicelik olarak sol bekte 4 (nagatomo, linnes, emre taşdemir, ömer bayram) sağ bekte 3 (mariano, linnes, şener) alternatifli bir kadromuz var. defans hattında ana problem stoper yedeği konusunda birinci alternatifimizin orta sahadan geliyor olması. ki o orta sahanın ana parçaları da yeni transferler ve onların da nitelikli yedekleri olduğunu söylemek zor. yapılan transferleden sonra belki de beklentimizi en çok yükselten hat da bu hat. geçen sene ligimizin çok üzerinde miktarlarda bonservis ödenmiş, kariyerli 2 yeni oyuncuyla orta sahada kalitemizi kağıt üstünde yükselttik. hücum hattımızda da ligimizi tanıyan babel ve geçen sene ki şampiyonluğun ana parçalarından feghouli var. falcao'nun da gelmesi ile bu hattın son yılların en efektif hücum hattı olabileceğini düşünüyor neredeyse tüm galatasaraylılar.
peki biz bu malzeme ile ne oynamayı düşünüyoruz?
bu günlerde klasikleşen ifade ile topun kendisinde kaldığı bir galatasaray'dan bahsediyor herkes. ayağı iyi stoperler, oyun kurmaya yardımcı en azından bir bek, ayağı iyi ve pas özelliği baskın merkez orta sahaların defans önünde olduğu neoklasik bir defansif orta saha anlayışı. en azından nzonzi gelene kadar kah selçukla kah seri'yle hazırlık maçlarında gördüğümüz sistem buydu. peki bu kurgunun başarılı olduğunu düşünebileceğimiz tek bir hazırlık maçımız var mı? yok.
topun bizde kalması için defansın önünde konumlandırdığımız oyuncular fiziken yetersiz kaldıkları gibi pas oyununda dahi başarılı gözükmediler. rakip orta sahanın arasında kaybolduğumuz, topu kanatlara aktaramadığımız, defansa yardım konusunda yetersiz kaldığımız bir orta saha izledik. top defansın önünden nitelikli çıkamadıkça orta saha üçlülerinin neredeyse hepsinin defansın önüne gelerek top aldığı ama hiç bir şekilde atak yönü değiştirecek paslarla oyunu açamadığı, kaotik, sahadaki rollerin tam oturmadığı her halinden belli bir galatasaray orta sahası. nihayetinde tüm işin yetenekli futbolcuların anlık kişisel becerilerine kaldığı bir atak organizasyonu.
peki biz neden top bizde kalsın istiyoruz? başlangıçta saçma bir soru gibi görülebilir ancak topun ayağınızda kalması amaç değil araçtır malum. sahada hiç hareket etmeyen, hızlı paslaşmayan, topun yerini ve atağın yönünü hızlı değiştiremeyen bir takımın ayağında topu tutması neye yarar? kaldı ki biz top ayağımızdayken etkili olamadığımız gibi top rakipteyken de çok etkisiz bir takımız.
nzonzi, feghouli ve artık geleceğine inandığım falcao'nun katılması ile bu oyun nereye evrilir kısaca tahminde bulunmaya çalışayım. biraz uzattım. nzonzi klasik bir çapa değil. fizik üstünlüğü, uzun bacaklar ve hava toplarında etkili olması, tempo hariç onu defansif orta saha rolünde zaten ligimiz için çok yeterli bir defansif orta saha yapıyor. esas katkı fiziğine oranla üstün bir teknik ve pas yeteneğine sahip olması. top rakipteyken pozisyon alma konusunda da gayet iyi bir oyuncu olması. feghouli de zaten klasik bir kanat oyuncusundan öte topu saklayan, dağıtan bir ekstra oyun kurucu aynı zamanda. bu iki oyuncunun katılımı topun bizde amaçsızca kalmasından topun bizde kalmasının bir sebebe oturacağı oyuna geçişimize katkı sağlayacaktır. falcao ise yaşına rağmen asla çakılı bir sanrtafor olmadı. gelirse onu da sık sık orta sahanın ortasına kadar gelip, ters bir topla topu kanatlara açıp içeri koşu yaparken göreceğiz.
yaşlı beklerimizin geç form tutma problemi halledilip, seri ve belhanda rakip kaleye daha yakın oynamaya başladıkça, oyunu ilerde de kurabilen ve orta sahaya gelip top dağıtımına katkı sağlayacak hücum hattı ile galatasaray ezici bir güce dönüşebilir. gereken tek şey, doğru rollerde, fiziksel yeterlilikte ve tempolu, hareketli bir hücum takımına evrilebilmek. potansiyel ortada...