• 557
    maçın istatistiklerine bakarsak:

    galatasaray---------------------------------konyaspor
    topla oynama %58--------------------------%42
    şut 9/18---------------------------------------0/7
    xg 2.29----------------------------------------0.34
    rcs topla buluşma 30-------------------------10
    pas 346/410----------------------------------196/279
    pas isabeti %84------------------------------%70
    orta 4/20--------------------------------------3/22
    ofsayt 2-----------------------------------------2
    korner 6---------------------------------------- 2
    faul 15-----------------------------------------18
    rakip yarı sahada pas 169/219---------------92/154
    rys pas isabeti %77---------------------------%60
    hava topu 29/43-------------------------------14/43
    top kapma 15/18-------------------------------8/14
    10+ pas dizisi 9---------------------------------0
    ve son olarak topun oyunda kalma süresi 48 dakika 4 saniye.

    maç değerlendirmesine geçersek de,
    ilk yarı istediğimiz bir oyun ortaya koyamadık. penaltı pozisyonu dışında, ki onu da osimhen yoktan var etti, net pozisyon bulamadık. hatta şut bile çekemedik desek yeridir. bu sürede mücadelesini elden bırakmayan ve bir şeyler yapmak için çabalayan sadece iki oyuncumuz vardı: barış ve osimhen.
    konyaspor ise orta sahayı çok çabuk geçerek zor anlar yaşattı ama belli bir yere gelip sonrasını yapacak yetenekte olmadıkları için tıkanıp kaldılar.

    ikinci yarının ilk 5 dakikası ise tıpkı ilk yarıdaki gibi kötü bir oyun vardı. yusuf erdoğan'ın sağdan 60-70 metre top sürüp ceza sahamıza kadar gelmesi bir hayli sinirlendirmişti beni. muslera açıyı iyi kapatmasa veya yusuf biraz daha içe kat etse muhtemelen golü yemiştik.
    50. dakikadan sonra ipleri tamamen elimize aldık. rakibe uzaktan şut imkanı tanıdık ama her seferinde bloklamayı başardık. bir iki cılız atak dışında bir şey üretemediler. biz ise kaan ve osimhen'le birkaç fırsat yakaladık ama kaleciye takıldık. gol de attık ama bu sefer de var hakemine takıldık çünkü buz gibi golü yediler.

    sözün özü, ilk 50 dakikalık performansı bir kenara bırakıp, sonraki dakikalara odaklandığımızda iyi bir maç çıkardığımızı söyleyebilirim. ilk 50 dakikayla birlikte genellersek de vasattık.
    ayrıca bu maçtaki galibiyet elbette önemliydi ama en önemlisi de hem gol yememek, hem de eski maçlara nazaran pek gol şansı vermemekti. bunu kısmen başardığımız için mutluyum. umarım takım halinde defans yapmayı alışkanlık haline getirerek gol yemememe serisi başlatırız.
  • 558
    cumartesi sabah 7'de evden çıkmamla başlayıp, pazar sabah 3'te eve girmemle sona eren maç.

    bir hafta on gündür yaşanan krizi bitirmese bile pause tuşuna basmış olmak bile çok değerliydi.

    bilet için uanil2'ye, 4x4 ağırlaması ve müthiş sohbeti için canım sisli meydanlarinda dolasan'a, müthiş enerjileriyle hem maçı hem de envai çeşit duyguyu maç boyu yaşattıkları için lecce ve saz arkadaşlarına , ayrıca bir şekilde kazanmayı başarıp içinde olduğumuz krizi daha da büyütmeme başarısı için futbolcu arkadaşlara yürekten teşekkür ederim...
  • 559
    dünkü maçta muslera,jacobs, davinson, barış ve osimhen'i beğendim. kaan, oyunun pek içine girmese de özellikle ikinci yarı faydalı ve akıllıca oynadı. torreira'yı yine beğenmedim, ne oynadığı ne yaptığı belli değil. sadece birkaç pozisyonda pas arası yaptı, savunma yapmayışının çok göze gelmemesinin sebebi de kaan'dı bence. yunus ilk yarı şovmen, ikinci yarı ise faydalı oldu. özellikle pasör özelliğini kullanınca çok daha etkili oynadığını attığı paslarla gösterdi. ben, yunus'un yerinde olsam barış ve osimhen gibi sürekli deplase olan iki isme yemem içmem servis yaparım. okan da eşek değildir artık uyarır zira herkes bu durumun farkına vardı. sallai, savunma kısmında fena değildi ama yusuf gibi ortalama bir kanada dahi zaman zaman geçiş izni verdi, bunu pozisyon bilgisi de etkilemiş olabilid tabii haksızlık etmeyelim ama sallai, sağ bek olunca neden savunmacı bir sağ beke evrildi, hocanın isteği mi bilemedim. fiziği yeterli ama hücumda yok, sağ bek kangrenimiz sürüyor kısaca. abdülkerim'i de vasat buldum. sol stoper yedeği şart bize..

    kenardan gelen ahmet kutucu, maçı kaybetmemize sebep olabilirdi kırmızı yemiş olsa okan niye yeni transferi hemen oynatmazın açıklaması gibi oldu maalesef. sara'yı özlemişiz ama bıraktığımız sara'dan uzak gözüktü, düzelecek inş. berkan yine enerji kattı. jelert'e maç başı bonus falan kazandırıyoruz herhalde son dakika girmese ne olur bilemedim.

    nelsson'u da kazanmalıyız bu arada muslera ile tribünlerin bir araya gelmesi, uzun süredir ilk defa kaleye gelen toplarda nedendir bilinmez endişe etmedim, öyle bir enerji aldım. nelsson için de bu enerjiyi açığa çıkarmalıyız.

    okan'ın yeni oyuncularla daha iyi olacağız açıklamasına da katılmıyorum, bu takıma doğru oyun oynatmak için yeni transfer şart mı? rakip konyaspor.. kendine gel burası galatasaray!
  • 560
    önce şunu söylemek lazım ki çok kritik bir maçtı. matematiksel olarak değil ancak mental açıdan kazanamasak çok ağır bir hasar alırdık çünkü birden fazla şeyle uğraşıyoruz bu ara. neyse ki kazandık.

    ilk yarıda çok kötüydük, özellikle de toplu oyunda. sanki 2.5 yıldır aynı hocayla devam eden bir takımı değil de ilk kez birlikte oynayan bir takımı izliyordum. topu ayağımıza aldığımızda o kadar ne yapacağımızı bilemez, nasıl yerleşeceğimizi bilemez haldeydik. hakemin de berbat yönetimiyle rezil bir 45 dakika yaşandı. 2. yarı daha konsantre ve istekli, daha üretken ve tempoluyduk. yeteri kadar üretemesek de en azından baskıyı kurduk ve devamlılığı sağladık.

    maç boyunca olumlu en önemli kısım savunma konsantrasyonumuzdu. bence yine haddinden fazla geçiş yedik, yine rakibin topla oynamasına biraz müsaade ettik ancak hiç alan bırakmadık. boş şut imkanı vermedik. umarım bu konsantrasyonumuz devam eder. davinson'un performansı da belirleyici oldu bunda.

    davinson'un yaklaşık 1 ay sonra dominat ve konsantre oyunu, osimhen'in sahadaki etkisi bizim için olumluydu. muslera'nın da bu sezon kadıköy'den sonra ilk defa konsantre durduğunu gördüm kalede. kurtarış anlamında çok iş düşmedi ancak içeri çevrilen toplarda, hava toplarında ceza sahasında çok aktifti.
  • 561
    oynadığımız son 2 maçta aldığımız 2 beraberlikle** bizim için telafisi olmayan bir maç haline gelmişti. yunus, barış ve mertens'in uzun zamandır süregelen yorgunlukları, sara'nın olmayışı ile orada torreira'nın yanında berkan-kaan ikilisine mecbur kalıyor olmamız derken aslında kendi kendimize bu maçı daha da zor hale soktuk.

    gole kadar da aslında üretken bir görüntümüz yoktu. zaten attığımız golde penaltıyı resmen savaşa savaşa osimhen aldı. geriden başladığı deparında müthiş sürati ile rakibini geçemese veya ayağını topa uzatamasa önemsiz bir pozisyon olup kaybolabilecekken osimhen oradan golü çıkardı.

    yunus'ta biraz kıpırdanma var. nitekim hırsından ve isteğinden kaybolan bir şey yok, bu en önemli husus. fiziğini de günden güne geliştiriyor çok belli. rakibi ile girdiği şiddetli omuz omuza mücadelelerde ayakta güçlü kalmayı başardı.

    3 puanın, oynanan oyundan önemli olduğu bu maçta kazanmış olmamız her şeyden önemli.
    kadroyu biraz genişletmemiz şart kere şart.
    yoksa önümüzdeki koca 2. devreyi bu halde bitirmeye kalkarsak beklemediğimiz bir hüsran yaşayabiliriz.
  • 562
    tam bir sene sonra canlı izleme şansına nail olduğum maçtır.

    gol attıktan sonra hücum yapmayı bırakıp kaleyi korumaya odaklandığımız maçtır. gole kadar aktiftik ancak golden sonra ilk 45 bitene kadar tamamen pasiftik.

    devre bitimiyle beraber kaan ayhan ile torreira rolleri değişti. ilk yarı daha çok kaan 6 torreira 8 görevini üstlendi. ikinci yarı bunun tersi olunca dünyada “sahip olabileceğimiz” en iyi 6 numara olan torreira mekik dokur gibi topun kontrolünü eline aldı. oyunu çok hızlı bir şekilde akıtırken, topu gerekirse ayağında tuttu, gerekirse sağa sola çevirdi. bununla beraber tüm takıma da devre arasında yapılan uyarılar yerini bulmuş olacak ki geriden çıkarken daha isabetli paslar yapmaya çalıştı takımımız. daha önceki maçlarda yenen göller kaleyi koruma güdüsünü arttırmış olacak ki ilk yarı büyük takım hüvviyetini unutmuştuk, ancak 2. yarı hatırladık. en azından 80’e kadar…

    yeni transfer ahmed kutucu gösterdi ki galatasaray’da oynamak çok zor. bu baskı altında hem sakin kalmak, hem en doğru kararı vermek, hem takımı sırtlamak. ligin en iyi 3 yerlisinden biri olarak gösterilen bu adamın eli ayağı birbirine dolandı. o kadar kolay değil bu formayı giymek.

    bu vesileyle hem yunus akgün’e hem de barış alper yılmaz’a teşekkürlerimi sunuyorum. kat ettikleri aşama şöyle dursun altından kalktıkları yük oldukça fazla. özellikle barış alper yılmaz’a... takımı müthiş rahatlatıyor. osimhen ile beraber bizi yenilmez kılan, kötüyken bile maç kazandıran faktörlerin en büyüklerindendir. sağolsun, ayağına taş değmesin.

    son olarak; okan buruk hoca zamansızlık dolayısıyla bir sonraki önemli maçın provasını hemen öncesindeki maçta yapıyor genelde. sırf bu sebepten kiev maçı öncesi sallai’yi oynatmamıştı ilk 11’de. ona keza kiev maçına kötü provaya rağmen hatay maçındaki ilk 11 ile çıkmıştık.

    ancak bu kez öyle olmadı zira önümüzdeki maça hazırlanmak için yeterli süre kaldı. (u: öyle olmadı diyorum zira sallai ajax maçında oynayamayacak olmasına rağmen sağ bek oynadı)

    (bkz: 30 ocak 2025 ajax galatasaray maçı)

    en azından 2 taktik antrenman yapabilecekti hoca, zaten kendisi de bu maçın sonunda söyledi zamanımız var diye. bu geniş zamana girmeden önce avantajını kaybetmeden, gol yemeden, muslerayla barışarak, kazasız belasız geçirmek lazımdı bu maçı. skor kimseyi yanıltmasın. altın olmasa da en azından gümüş değerinde bir galibiyet oldu.

    taraftar da çok güzeldi, en azından 20000 maça ilk kez gelen insan olmasına rağmen takıma verilen tepkiler genel olarak yerindeydi.

    dipnot: özel bir teşekkür point guard‘a. ne kadar teşekkür etsem, ne desem az, sayesinde çok kral bir yerden maç izledim, yüce insan…
App Store'dan indirin Google Play'den alın