• 401
    okan hoca'nın yaptığı üç değişiklik tadındaydı. tabii barış yerine icardi çıksa daha tatmin edici olabilirdi. berkan ve kaan'ı aynı anda sahaya sürmesinin mantığını anlayamadım. ne gerek vardı hocam. maçın son on onbeş dakikası geçmek bilmedi. yani sahada gezinen oyuncuların ne işi var. nasıl yetersiz bir antrenman temposu var ki oyuna sonradan giren futbolcular bile dilleri dışarda geziyorlar.
  • 403
    uzun zaman sonra seyahat vs olmadan maça gidebildim. gitmeden önce wp gruplarında net bir kalp kırıklığı vardı. hatta ilk üçlü vs katılımı yapmadan 5dk alkış ile protesto konusu da konuşuldu. yapılabilirdi de lakin bugün ben hayatımda görmediğim trafiği gördüm. polis bir yerlede yol mu kapatmış neymiş inanılmaz bir trafik vardı. maça 10dk kala ancak yerime girebildim. yer yer boşluklar da vardı ve sürekli insan geldi. geciken çok sayıda taraftar oldu. tv den nasıl göründü bilmiyorum lakin top oynamadan kazandığımız bir maç oldu. keske frankfurt maçı böyle olaydı da konya ya yenilseydik. konya her mevkiide bizden daha çok istedi. maçın başında top göstermediler. sürekli saçma sapan ileri top şişirdik. onları da santrafora değil kanatlara atıp durduk. ıcardi zaten koşamıyor sane ve bay da önce gelen topa uğraşıp sonrasını beceremiyor. bu oyun osimhen olunca çok tehlikeli olabilir ok lakin o yokken olmuyor. ilkay kendini yırttı. topun bizde kalması için sürekli pas istasyonu oldu ama işte ozellike jakobs'un ayak kalitesi bazı şeylere izin vermiyor. fizksel olarak eksik kaldık tamam anlaşılır lakin taktik olarak da eksiğiz. sonradan giren oyuncuların zaten bozuk olan oyunu yerin dibine çekmesi inanılmaz saçma. 70den sonra iş çorbaya döndü. tribün 3lu mu 4lu mü ne oynuyoruz anlamadı. orta saha zaten üst üste garip bir hal aldı. çıkması gereken ıcardi ve sane iken onlar oyunda kaldı. ben boyle 3-5 maç sayarım. tribündekilerin içinden gelmedi ya, hele ki hakem yasin kol iken ona küfür bile etmedi insanlar. bu takımın bir şekilde kendine gelmesi gerekli, nasil olur nasıl eder bilmiyorum. bilsem zaten ben de 2 milyon ister teknik direktör olurum. tatsız tuzsuz takım taraftarı kaybeder.
  • 404
    ilk yarıda da iyi oynamadık evet fakat ilkay ve yunus gibi fark yaratan ve zeki oyuncularımızın varlıkları ve performansları ile rakibe yoğun bir baskı kurmadan golleri atmayı bildik. yunus'un 2 pozisyonda da soğuk kanlılığı ve zekasına hayran olmamak elde değil. kötü bir performansla oynadığı frankfurt* maçı sonrası bu skor katkısı rahatlatmıştır ve iyi gelmiştir kendisine de.

    fakat özellikle oyuncu değişiklikleri ve 3-0'ı yakaladıktan sonra sahadaki "bitse de gitsek" moduna girmemizi anlayamıyorum. o dakikalarda müthiş bir kopukluk ve rehavet hakimdi takıma. giren çıkanlardan sonra da kimse ne oynamaya çalıştığımızı anlamadı. biraz sane bir şeyler yapmaya çalıştı, biraz sallai, singo.

    maçın son bölümünü izlemek bu anlamda ciddi bir ızdırap oldu bende.
  • 405
    konya'nın bize karşı atağa çıkarken ne kadar özgüvenli ve net bir şekilde çıktığını gördük. bu konuda kendilerini takdir ediyorum. yunus ilkay torreira'lı bir orta sahaya karşı, korkmadan cesurca ayağa pasla iyi çıktıları anlar oldu. keşke biz de böyle çıksak diye 3-4 defa içimden geçirdim.

    top uğurcandayken, rakip defansı 3-3 yakaladığımız pozisyonlarımız oldu, uğurcan da uzun topları gödnerdi ve buradan goller çıkardık. set oyunu konusunda ise, okan hoca'nın yıllardır oturtamadığı gibi, yana paslarla geçen ve saçma top kayıplarıyla biten atakları görüyoruz. bilmiyorum, bu takım antremanda neler çalışıyor, set oyunuyla alakalı, 10 kişi rakip yarı sahaya yerleşmişken bunu nasıl açmalıyız diye nasıl çalışıyor merak ediyorum. bu kadar hareketsiz, statik bir hücum hattıyla avrupa'da işimiz çok çok zor. kadro zaten ligin çok üzerinde, 6/6 yaptık bile.. sonumuz hayrola.
  • 406
    when you walk through a storm
    hold your head up high

    and don't be afraid of the dark

    at the end of the storm

    there's a golden sky and the sweet silver song of the lark

    diyor liverpool'un o meşhur you'll never walk alone şarkısında....

    dilimize çevirirsek

    fırtınanın içinden geçerken

    başını dik tut,

    ve karanlıktan korkma.

    fırtınanın sonunda

    altın bir gökyüzü açılır

    ve bülbülün tatlı,

    gümüş gibi şarkısı duyulur.

    galatasaray şampiyonlar ligi ilk hafta maçında eintracht frankfurt'a farklı mağlup olunca, başta okan buruk ve takımı için günlük güneşlik yaz mevsimi fırtınalı bir kara kışa dönüşüverdi. sanki bu takım ve teknik heyeti 3 sene peşi sıra ligin tozunu atmamış gibi, ne beceriksizlikleri kaldı, ne futbol cahillikleri, ne de fiziksel güçsüzlükleri...

    perşembeden pazartesiye kadar galatasaray sosyal medyası "frankfurt aşağı, frankfurt yukarı, okan buruk istifa" hashtagleri ile çalkalandı. böyle bir durum içinde lige iyi başlayan ekiplerden konyaspor ile oynanacak maça hazırlanmak, pek de kolay olmasa gerekti. galatasaray moralsiz, deplasman ekibi ise 9 günlük hazırlık sonrası istim üstündeydi.

    geniş kadrolar kurulurken, lig, avrupa ve kupa hesaba katılıp rotasyon düşünülür, okan buruk da hafta içi oynayanlardan sanchez, eren ve lemina'yı kenara çekip yerlerine abdülkerim, jakobs ve ıcardi'yi görevlendirmişti. uğurcan ve ilkay da ilk defa sami yen'de galatasaray taraftarı karşısına çıkacaktı.
    galatasaray'ın oyuna istekli ve baskılı başlayacağını beklerken, esas hamle recep uçar'ın takımından geldi. ön alanda baskı yapıp, ev sahibinin o bilindik baskılı oyununu engelleme gayret ettiler, bir çok defa da başarılı oldular. durum böyle olunca, galatasaray'ın atağa çıkış noktası uğurcan'ın uzun topları oluyordu ki, 22de barış'ın getirdiği ve yunus'un tamamladığı, 45te de yine barış'ın taşıdığı ve yunus'un harika asistinde ıcardi'nin fileleri sarstığı golün başlangıcı ugurcan'dı. futbol öyle bir oyun ki, "arifeyi gösterip, bayramı göstermiyor" ya da "atamayana atarlar" mı desek, galatasaray'ın ilk golünden önce muleka iki adımdan topu filelerle buluşturamayınca, daha saç baş yolmasına fırsat kalmadan santra vuruşunu yapmak zorunda kalıyordu yeşil-beyazlılar.

    okan buruk'un da maç sonu dediği gibi galatasaray'ın çok daha iyi oynadığı maçta perşembe gecesi 3-1 yenik girerken soyunma odasına, bu gece çok daha verimsiz oynayıp, iki farkla gidiyordu 15 dakikalık istirahat odasına.
    ikinci yarıya daha arzulu başladı ev sahibi, yunus ve sallai ile genç kaleci deniz'i zorladı, skoru değiştiremedi ama bitime yarım saat kala torreira'nın uzaktan şutuna sadece bakıyordu deniz. uruguaylı golü atmış ve görevini yapmış bir şekilde sevinmeden orta sahaya yönelirken, tepkisi frankfurt maçı sonrası takıma hakaret eden trollereydi.

    farkın üçe çıkması okan hoca ve kurmaylarını rahatlatmış olacak ki, birden 3 ve 2 şeklinde daha 73. dakikada oyuncu değişikliklerini bitiriverdiler. bir sakatlık ya da kaleci kırmızı kartı olması durumunda takım 10 kişi kalacaktı. kötü senaryo gerçekleşmedi ama sanchez'in oyuna dahil olmasıyla sanchez-singo-abdülkerim üçlü defans hattını bekleyenlere sürpriz sallai'nin sol beke, singo'nun sağ beke yollanması oldu. anlaşılan o ki, okan buruk sahanın yer bölgesinde oynayabilen ikinci bir barış alper yaratmak istiyor sallai'den...

    yapılan oyuncu değişiklikleri ile galatasaray oyunu "rolantiye"alınca, konyaspor daha "güçlü" geldi rakip ceza sahasına ve yaşanılan bir karambolde umut nayır takımını ümitlendiren golü atıverdi. geriye uzatmalarla birlikte 15 dakika vardı ve yeşil-beyazlılar bir umudun peşine takılmıştı. özellikle 83.dakika üst üste uğurcan'ın kalesini "bombalasalar" da galatasaray'ın taze kalecisi kalitesini gösterirken, kalan dakikalarda da ikinci bir gole geçit vermeyince maç 3-1 ile sona eriyordu...

    icardi için her şey denir de "vefasız" hiç denmez, arjantinli golcü "sevgiden" formasının sırtına adını yazdırdığı ali koç'un fenerbahçe başkanlığından gidişini de attığı golden sonra uyku işareti ve eliyle bitti yaparak uğurladı.
    türkiye süper liginde oynadığı altı maçta 18 puan kazanıp, kalesinde sadece 2 gol gören galatasaray için konyaspor galibiyeti "fırtınanın içinden geçerken başını dik tutmak" manasına geliyordu. ve fırtınanın sonunda mayıs ayında gökyüzü tekrar havai fişeklerle aydınlanıp, galatasaray'ın zaferi kutlanacak memleketin dört bir yanında.

    biz inanıyoruz, okan hoca ve yardımcıları inanıyor, topçular inanıyor, o halde inanmayanlar için kapı orda...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...ray3-1konyaspor.html
  • 408
    izlerken sinir krizleri geçirdiğim maçtır. zira hücumdaki zayıflığı bir kenara bu takımda rakip takım arkadaşlarının yerine koşmayan, sürekli dostlar mecliste görsün mantığıyla gol ve asist arayan, kıskandığı için bazı takım arkadaşlarına pas vermeyen futbolcuların oynadığı bu takımın maçlarını takip etmekte zorlanıyorum.

    okan buruk ve kamuoyu bunu ne zaman farkedecek bilmiyorum.

    icardi ve ilkay’ı aynı anda oynatmak intihar. hele ki bu sezonki yeni model yunus akgün ve barış alper yılmaz kendilerini galatasaray’dan üstün görüyorlarken sahada olmaları maçı katlanılmaz kılıyor benim açımdan. ilk 11’i gördüğümde sinir gelmeye başlamıştı zaten.

    hadi istatistiklere bakarak anlatalım. bu cümleyi yazarken daha hiç birine bakmamıştım. ancak neticenin ne olduğunu görmek zor değil.

    zeminde: ilkay 3(0), icardi 3(0), barış 5(1) ve yunus’da 5(4) ikili mücadeleye girmiş. sane, takımın yıldızı, belki aralarında kendini ıspatlamak için mücadeleye hiç ihtiyaç duymayan, hatta bence diri kalarak skoru getirmesi beklenen, yüksek teknik kapasiteye sahip futbolcumuz sane zeminde tam 11(6) ikili mücadeleye girmiş. kazandıkları sayıları vurgulamak istemiyorum burada, mücadeleye giriş sayılarına, çarpışmalarına bakıyorum.

    bununla beraber sane sadece mücadele etmemiş 5(3) çalım girişimi yapmış. bu sayı yunus’ta 2(2). oyuna sonradan giren sara‘da 2(1).

    sane maçta en çok pas arası yapan adam, tam 3 pas arası var. mücadele ettiğini anlayabileceğimiz başka bir istatistik. topu kovalıyor belli ki, 7’de sahipsiz top kazanıyor ve maçtaki yine en çok sahipsiz top kazanan oyuncu.

    bu kadar az mücadeleye giren barış 5 faul yaparken sane 2 faul yaparak tamamlıyor maçı. bu da konsantrasyonu gösteren detaylardan…

    bunlar istatistik ama gözle gördüğümü sayılara bakınca göreceğimi bilerek girdim konuya...

    hıncal uluç’luk yapmıyorum. daha önceki maçlarla alakalı böyle karamsar olduğumu göremezsiniz fakat şu anda teknik ekipte körlük var. ya da soyunma odasında bilmediğimiz bir şeyler… bilmiyorum ama var bir sorun…

    bugün konyaspor karşısında altıpasta adamlar kaçırdı, topu boş alanda barış getirdi, yunus golü yaptı.

    yarın o altıpasta golü yapacaklar…

    uzun attın, konyaspor ilkay’ı takip etmedi, ilkay ileride bekleyen barış’a bıraktı, barış getirdi, sane alanı boşalttı, yunus asist yaptı. icardi, konyaspor kalecisini avladı.

    yarın ilkay’ı takip edecekler ve ilkay daha bu ligde 2’li mücadele kazanamıyor…

    arkadaşlar sanrı gibi bir maç, yunus iyi oynuyor gibi gözüktü tabi geri koşmadan. 2’li mücadele rekoru kıran barış afralarda tafralarda. 2’li mücadelede sıfır çeken icardi aşkın olayım, ilkay maestro falan diye hayal kuruluyor. olan torreira, sane, sallai hatta sara, davinson, singo, eren, jakops’a oluyor.

    sanki sane övüyormuşum gibi oldu ama anlatmak istediğim bugün sane topla kötü sezon başından beri kötü hatta. ama koşabildiği kadarını sahada koşuyor. barış ve yunus çakallık peşinde. boş adama pas atmamak ne demek! ikili mücadeleden kaçmak ne demek!

    icardi ve ilkay ise aynı anda, hele hele bu fizikle falan ancak veteran maçında oynarlar. avrupa’da tokatlanıp dönme sebebimiz her seferinde buydu. bunu görememek körlüktür, teknik ekibe saramago öneriyorum.

    işleyen düzene gereksiz çomak sokuldu. lemina, torreira, sara düzenine bir an önce dönülmeli. singo sağ beke, sallai eski barış’ın görevi olan sol ön 2.forvete evrilmeli. avrupa’da ağırlıklı jakops olmak üzere eren ile rotasyona girmeli. sağ açıkta sane, yunus ile rotasyona girmeli. maçların akışına göre yapılabilecek değişikliklerle dipçik gibi bir takım olur. bugüne kadar oynanan maçlar hiç ışık vermiyor. değişiklikler ışık vermiyor. hoca ışık vermiyor. sahadaki bazıları alarm veriyor.

    bu uyarıların alınması gereken müsabaka!
App Store'dan indirin Google Play'den alın