12 temmuz 1998 brezilya fransa maçı

• 1

  stade de france'de oynanan 1998 dünya kupası final maçıdır. maçı zinedine zidane'ın 2 kafa golü ve emmanuel petit'in golleriyle 3-0 kazanan fransa tarihinde ilk kez dünya kupasının sahibi olmuştur.
  
  ukdeyi veren: casus (18/8/2009 12:26)
  notu: "zizu"
• 2

  marcel desailly kırmızı kart görmüstür bu maçta. maçı faslı hakem said belqola yönetmistir.
• 3

  69. dakikada marcel desailly nin kırmız kart görüp fransayı 10 kişi bırakmasına rağmen fransanın 3-0 kazandığı maçtır.
  
  bu maçta brezilya nike, fransa ise adidas kullanıyordu. maç sonrası adidas bu maçın skoru ile ilgili olarak http://img366.imageshack.us/...366/182/14469894.jpg buna benzer bir reklam yapmıştı.
  
  ayrıca emmanuel petit attığı golü rüyasında gördüğünü söylemişti.
  
  taffarel bu maçtan sonra galatasaray forması giymeye başlamıştır.
  
  http://www.youtube.com/watch?v=qwM-uysqTSA
  
  (bkz: tarihte bugün)
• 4

  ronaldo'nun sabahında bayıldığı, sponsorların baskısıyla ruh gibi de olsa ilk 11 başladığı karşılaşma. ronaldo'ya maç sabahı ne olduğu konusu ise brezilya mahkemelerinde araştırılmış ancak bir sonuca varılamamıştır.
• 5

  balayımızın birinci gününde kavga etmemize sebep olan maçtır.
• 6

  #498369 nolu entrynin bir adım ötesi; (bkz: #390670)
• 7

  yeni kalecimiz gol yemesine rağmen sevinmiştim. zidane'ı çok seviyordum. tabi olaylara siyasi olarak bakmak gibi bir adetimiz de olmuyordu 7 yaşında. zidane'ın 2 gol atarak kupayı kazanması beni de çok sevindirmişti. ilginçtir ki 98 dünya kupasından beri üst üste 2 kupada brezilya kalesini aynı isim korumadı. hatta taffarel gibi 1 şampiyonluk 1 ikincilik gören de olmadı.
• 8

  brezilya'nin kupayi alacagina cok emindim mac oncesinde. bu nedenle macin sonucu ciddi bir dumura ugratmisti beni.
• 9

  (bkz: tarihte bugün)
  
  fransa'nın tarihte ilk ve tek kez dünya kupası'nı kazandığı maç.
  
  taffarel bu maçtan sonraki ilk resmi maçını galatasaray formasıyla oynamıştır.
• 10

  an itibariyle trtspor kanalinda tekrarini izledigim mac. muthis bir mac oluyor. brezilya bastiriyor ama barthez'i gecemiyor. zidane tek basina resmen kupaya yuruyor. cafu lizarazu gibi bir beki perisan ediyor. guivarch kazmalik pesinde.
  mactaki tempo mukemmel.
  sonra biz nostalji sever oluyoruz ya.
• 11

  rivaldo'yu, zidane'ı, dugarry'i, carlos'u falan geçtim. maçın spikeri rahmetli hüseyin başaran'ın bile buram buram kalite koktuğu maç. eskiler başkaydı abi. :/
• 12

  bebeto var lan, ağlamak üzereyim.
  
  nefis bir maç.
• 13

  bu maçı ailemle antalyada tatildeyken babamla birlikte izlemiştim. kaldığımız otelde dev perde kurulmuştu ve fransız turist baya fazlaydı. yanlış hatırlamıyorsam bu maç öncesi taffarelin bize transferi kesinleşmişti o sebeple brezilyayı desteklemiştim. fransa galip gelince biraz üzülmüştüm ama fransız turistler günlerce kutlama yapmışlardı. bu da böyle bir anımdır.
• 14

  kapanış töreniyle duygulandığım final müsabakasıdır. birçok futbolseverin kalbinde yeri başka olan fransa 1998 dünya kupası son maçı bir tarafta ronaldo bir tarafta zidane... akıp gitmiş zaman...
• 15

  https://www.youtube.com/watch?v=8R7ojiXL2VA
• 16

  üzerinden 27 sene geçtiğini tarihte bugün butonunda listelenmesi sonucunda fark ettiğim unutulmaz maç. 9 yaşında bir çocuk olarak gittiğimiz tatil mekanındaki televizyondan izlemiştim, uyur uyanık şekilde. 27 sene sonra bugün aynı saatte başlasa tamamen uyuyarak izleyecek olmam en az üzerinden 27 sene geçmiş olması kadar düşündürücü bir detay.
  
  orjinal ronaldo'nun maç günü yaşadığı olaylar ise tam netflix'in bayılacağı türdendir aslında. şimdiki sosyal medya çağında böyle bir final sabahında ronaldo gibi bir yıldızın bayılmasının dünyada yaratacağı etkiyi kestirmek güç. brezilya tarafında maçın kaybedilmesini ronaldo'nun rahatsızlığına bağlayanlar var elbette. bunun yanında nike firmasının ronaldo'nun sahaya çıkması için hem futbolcuya hem brezilya federasyonuna baskı yaptığı da anlatılır hep.
  
  bir diğer rivayet de maçın son dakikalarında üçüncü golü atan emmanuel petit'in sabah rüyasında zidane'ın attığı iki golle galip olduklarını gördüğü sırada uykusundan uyandırılması hikayesidir. hoş bunun bir de petit'in kendi attığı golle kazandıkları bir rüya gördüğü versiyonu da vardır ama; zamanla uzayan mesafeler misali bu konu da blur hale gelmiştir...
  
  ilaveten bizim gibi seksenlerin sonunda doksanların başında doğmuş çocuklar için sahaya çıkan oyuncuların neredeyse tamamının ismen bir şeyler ifade ettiği, hall of fame karmaları mücadelesi tadında bir maçtır.
• 17

  o yıllarda şirin bir tatil beldesi sıfatı henüz kazanmış olan didim' e liseden arkadaşlar ile tatile gitmiş, motelimizde çekmeyen tv yüzünden rastgele bir mekana gidip izlediğimiz ve bence en keyifli dunya kupasi turnuvalarından birinin finali olan maçtir. maçı izlerken çok büyük rastlantı eseri o mekanda çalışan, kapalı tribünumuzden bilinen bir tanıdığa denk gelip bir kaç hafta sonra oynanacak olan kadıköy'deki fenerbahçe tsyd maçımız ile ilgili olarak yapılan planlamaları öğrenmiştim ve inanır mısınız harfiyen dedikleri olmuştu( fb maratonuna sızmak için açık tribünde fenerli gibi takılıp emniyeti ikna edip maratona gecme plani)
  (bkz: 3 sezonluk deplasman planı yapmayan tribun, tribun değildir)
  
  konu başlığından sapmadan daha fazla, bu maçta brezilya yi desteklememe rağmen zidane a büyük hayranlık ve saygi duymuştum. öte yandan çok kısa bir süre sonra bu maçta 3 gol yiyen taffarel bize imza atmıştı. şuan leroy sane için nasil heyecan ve mutluluk duyduysam tafi'nin de gelmesi aynı hisleri uyandirmişti bu garip benliğimde.
  
  bahsettiğim mekanda ayrıca 1 gece sonra yanımızdaki hanım arkadaşlar yüzünden büyük olay çıkmış( haksız biziz hatta bizzat ben) jandarmalık olmadan olay mahallinden kontrollü şekilde geri çekilmiştik.
• 18

  köyünden dışarı çıkmamış biri olarak tüm benliğim ve vizyonumla(!) bir brezilalyalı'dan daha fazla sambacıları desteklediğim maç.
  
  o zamanlar işini düzgün ve kaliteli çalışanları ile yapan trt, gün boyu nickimin ilham kaynağı r9'un son durumunu iletiyordu. oynamayacak diye moralim bozulsa da kadrolar açıklandığında ilk 11'de görünce çok mutlu olmuştum.
  
  ne bebeto, ne rivaldo ne de r9 standartının üzerine çıkamamış, zidane'li, petit'li, lizerazu'lu fransa canım sambacılara küsküyü vermişti.
  
  nostalji'nin etkisi de olabilir tabi ama 94 ve 98 dünya kupasının atmosferi ve ruhu bir daha hiçbir turnuvada olmayacak sanırım. hele şimdiki endustriyel ve tüketici ziyniyet ile bu ruhu yakalamak kesinlikle imkansız.