• 17
    o yıllarda şirin bir tatil beldesi sıfatı henüz kazanmış olan didim' e liseden arkadaşlar ile tatile gitmiş, motelimizde çekmeyen tv yüzünden rastgele bir mekana gidip izlediğimiz ve bence en keyifli dunya kupasi turnuvalarından birinin finali olan maçtir. maçı izlerken çok büyük rastlantı eseri o mekanda çalışan, kapalı tribünumuzden bilinen bir tanıdığa denk gelip bir kaç hafta sonra oynanacak olan kadıköy'deki fenerbahçe tsyd maçımız ile ilgili olarak yapılan planlamaları öğrenmiştim ve inanır mısınız harfiyen dedikleri olmuştu( fb maratonuna sızmak için açık tribünde fenerli gibi takılıp emniyeti ikna edip maratona gecme plani)
    (bkz: 3 sezonluk deplasman planı yapmayan tribun, tribun değildir)

    konu başlığından sapmadan daha fazla, bu maçta brezilya yi desteklememe rağmen zidane a büyük hayranlık ve saygi duymuştum. öte yandan çok kısa bir süre sonra bu maçta 3 gol yiyen taffarel bize imza atmıştı. şuan leroy sane için nasil heyecan ve mutluluk duyduysam tafi'nin de gelmesi aynı hisleri uyandirmişti bu garip benliğimde.

    bahsettiğim mekanda ayrıca 1 gece sonra yanımızdaki hanım arkadaşlar yüzünden büyük olay çıkmış( haksız biziz hatta bizzat ben) jandarmalık olmadan olay mahallinden kontrollü şekilde geri çekilmiştik.
  • 16
    üzerinden 27 sene geçtiğini tarihte bugün butonunda listelenmesi sonucunda fark ettiğim unutulmaz maç. 9 yaşında bir çocuk olarak gittiğimiz tatil mekanındaki televizyondan izlemiştim, uyur uyanık şekilde. 27 sene sonra bugün aynı saatte başlasa tamamen uyuyarak izleyecek olmam en az üzerinden 27 sene geçmiş olması kadar düşündürücü bir detay.

    orjinal ronaldo'nun maç günü yaşadığı olaylar ise tam netflix'in bayılacağı türdendir aslında. şimdiki sosyal medya çağında böyle bir final sabahında ronaldo gibi bir yıldızın bayılmasının dünyada yaratacağı etkiyi kestirmek güç. brezilya tarafında maçın kaybedilmesini ronaldo'nun rahatsızlığına bağlayanlar var elbette. bunun yanında nike firmasının ronaldo'nun sahaya çıkması için hem futbolcuya hem brezilya federasyonuna baskı yaptığı da anlatılır hep.

    bir diğer rivayet de maçın son dakikalarında üçüncü golü atan emmanuel petit'in sabah rüyasında zidane'ın attığı iki golle galip olduklarını gördüğü sırada uykusundan uyandırılması hikayesidir. hoş bunun bir de petit'in kendi attığı golle kazandıkları bir rüya gördüğü versiyonu da vardır ama; zamanla uzayan mesafeler misali bu konu da blur hale gelmiştir...

    ilaveten bizim gibi seksenlerin sonunda doksanların başında doğmuş çocuklar için sahaya çıkan oyuncuların neredeyse tamamının ismen bir şeyler ifade ettiği, hall of fame karmaları mücadelesi tadında bir maçtır.
  • 18
    köyünden dışarı çıkmamış biri olarak tüm benliğim ve vizyonumla(!) bir brezilalyalı'dan daha fazla sambacıları desteklediğim maç.

    o zamanlar işini düzgün ve kaliteli çalışanları ile yapan trt, gün boyu nickimin ilham kaynağı r9'un son durumunu iletiyordu. oynamayacak diye moralim bozulsa da kadrolar açıklandığında ilk 11'de görünce çok mutlu olmuştum.

    ne bebeto, ne rivaldo ne de r9 standartının üzerine çıkamamış, zidane'li, petit'li, lizerazu'lu fransa canım sambacılara küsküyü vermişti.

    nostalji'nin etkisi de olabilir tabi ama 94 ve 98 dünya kupasının atmosferi ve ruhu bir daha hiçbir turnuvada olmayacak sanırım. hele şimdiki endustriyel ve tüketici ziyniyet ile bu ruhu yakalamak kesinlikle imkansız.
  • 13
    bu maçı ailemle antalyada tatildeyken babamla birlikte izlemiştim. kaldığımız otelde dev perde kurulmuştu ve fransız turist baya fazlaydı. yanlış hatırlamıyorsam bu maç öncesi taffarelin bize transferi kesinleşmişti o sebeple brezilyayı desteklemiştim. fransa galip gelince biraz üzülmüştüm ama fransız turistler günlerce kutlama yapmışlardı. bu da böyle bir anımdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın