• 6
    rüyamda dijital panoda 1-1 skorunu görünce beni güne huzursuz uyandıran maç. yalnız biz ismimiz tabelada sağ tarafta yazıyordu yani deplasman takımıydık. o zaman ben 28 kasım 2024 az alkmaar galatasaray maçının skorunu görmüşüm demektir. tamam problem yok. *

    cuma sabaha karşı ülkeye gelip pazar günü oynamamız gereken maç olması hasebiyle son derece yorgun bir takım izleyeceğiz malesef. kuş kulüpleri de perşembe oynadı ama onlar lig maçını yarın pazartesi oynayacak. okan hoca maç önü basın toplantısında umarım bu konuya değinir ve umarım doğru seçimlerle kadroyu bu maça iyi hazırlamıştır.

    bir zamanlar 1-0 kabızlığına tutulmuştuk. 1-0 olsun bizim olsun deyip geçiyorduk ama maçları zor kapatıyorduk. umarım icardi yokluğunda yine aynı döneme girmeyiz. icardi yokken barış alper'in artık maçlara damgasını vurması lazım. şu aralar kazanmak istediğim ilk 11 oyuncusu barış alper. farklı bir skor görürsek altyapıdan gençleri de umarım son yarım saat izleriz.

    https://gss.gs/J1d.jpg
  • 9
    ilk yarıda osimhen'e yapılan penaltının verilmediği, osimhen ve davinson'a bedava sarı kartlar çıkarıldığı, fb ve bjk'den 1 gün daha az dinlenerek oynadığımız, abdulkerim'in sakatlandığı ve maça hissiyatımsı erkan engin ve fb kölesi oğuzhan çakır 'ın atandığı maç. yapı elinden geleni yapıyor. daha ötesi yok.
    https://x.com/...258704658768254?s=19
  • 10
    (bkz: #4081643)

    öncelikle maçtan günler önce yazdığım entryi buraya bırakıyorum. kritik bir virajdı 3 puanı alamadığımız bir maç olarak tarihimize geçti. çok önemli bir maç mıydı kesinlikle çok önemli bir maçtı. yapılan algılar hakemleri ve eyüpspor camiasını çok motive etmiş. özellikle hakem grubu rahat bir şekilde bizi doğradılar. hakemin rüzgarını arkasına alan eyüpspor'a birazdan geleceğim öncelikle çuvaldızı kendimize batırmamız gerekiyor.

    galatasaray'ın oyununda bir gelişme var. ofansif olarak çok gol pozisyonuna girdiğimiz bir dönemdeyiz. rakip sahada oynadığımız oyun çok iyi yönde ilerliyor. bu ilerlemeyi gözümüze sokmayan şey ise muhteşem bir şekilde gol kaçırmamız. öyle böyle kaçırmıyoruz artık karşı karşıya, boş kaleye direk dibi, 6 pas içi kaçıralabilecek bütün golleri 1 maç içinde kaçırıp en az 1 defa da direklere takıldığımız bir dönem. burada artık teknik ekibin yapabileceği tek şey ekstra bitiricilik ve son vuruş antrenmanları. bunları da yapıyoruz muhtemelen ama daha fazla yapmamız gerekiyor. bu antrenmanlarda işe yaramazsa komple futbolcu ekibimizi bi hamama götürmek şart.
    galatasaray'ın oyununda bir gerileme var. defansif olarak büyük bir zaafiyet içinde oluyoruz 3lü savunmada. gerek maç fikstür yoğunluğu gerek 3'lü defansı oynamamış bir bloğun zaafiyetler,i gerekte nasılsa biri vardır geride anlayışıyla profesyonel seviyede yenmeyecek goller yemeyi adet edindik. kaan ayhan'ın sakatlığına abdulkerim bardakçı'da eklendi. yıllar sonra aldığımız belki de en iyi sol bekimiz ismail jakobs sakatlıklarla mücadele ediyor. güzel bir para bağladığımız ellias jelert ise şu an bizim oyunumuzun sağ beki olmaktan uzak. eksiklerimize rağmen galatasaray'ın acil bir şekilde kalesini gole kapatacağı bir sürece ihtiyacı var. bu da özellikle defansif anlamda geçerli bir plan kurmaktan geçiyor . bunu yapacak olan teknik ekibimize güvenimiz var. daha önce yaptılar yine yaparlar. önemli bir konuda kalecimiz muslera'nın değişken performansı. bunu stabil hale getirmemiz gerekiyor. yediğimiz hatalı gollerde kendisinin bu sezon itibariyle biraz payı yüksek. bu konunun biraz oyunumuzun defansif anlayışının defolarıyla ilgiside var. muslera'yı buradan günah keçisi yapamayız.

    hakem konusuna gelmeye gerek var mı bilmiyorum ama bu saat oldu gözüme uyku girmedi. iki kelam etmeden bu entryi bitirmek istemiyorum. bugün sahadaki yan hakemler, orta hakem, 4. hakem ve var hakemleri olarak hepsinin kötü bir oyun yönettiği aşikar. pozisyon pozisyon hazırlamıştım ama sinirlerim buna müsade etmiyor.

    hakemler konusunda söyleyebileceğim şey bu an itibariyle galatasaray'ın hakkını yiyenler gün yüzü görmesin.

    buraya şu yorumu bırakma gereği duyuyorum.

    https://x.com/.../1863321028325183665

    gelelim mütevazı kadrosuyla arda turan'ın eyüpspor'una. hakem desteğini gören eyüpspor oyuncu gurubu muhteşem sertlikte oynamaya başladılar. hakem desteğini gördükleri pozisyonların başlıcaları; osimhen'in verilmeyen penaltısı, dönüşünde sanchez'in sarı kart görmesi. sallai'nin iktirilmesi o pozisyonun gol kalemizde gol olması. bir de tokat konusu var da neyse diyorum artık. abdulkerime yapılan seri faullere de ses çıkmayınca rakibimiz sazı eline aldı. forvet hattımızında sakarlığıyla devleşen kaleci ve eyüpspor oyuncuları süre geçirip bariz sakatlamaya yönelik faullerle bizi dövdü.

    buraya kadar kendi düşüncelerim gerçeklerden uzakmış gibi bir anlatım yaptım. şimdi geldik gerçek kısmına. 22 takım faulüyle eyüpspor bu sezon en çok faul yaptığı maçı oynamış. bu 22 faulün karşılığında 4 sarı kart görmüş. ilk devre ve ikinci devre uzatmaları toplamda 12 dakika uzatma verildi. topun oyunda kalması 58 dakika. rakip kalecinin su, sakatlık molaları totalde 8 adet. bunların total süresi 7 dakika. kalecinin süre geçirmekten aldığı 3 uyarısı var. 2 tanesi ilk yarıda. 3. uyarı sarı kartla cezalandırılıyor 90'+2 dakikada.

    okan buruk'un maç sonu açıklamalarına iyi dememiş diyen rakip takım teknik direktörüne az bile demiş okan hoca demek lazım. aynı sert oyunu ve azimli mücadeleyi fenerbahçe maçlarında göstermesi dileğiyle.
  • 11
    üç istanbullu aynı gün yurt dışında avrupa kupası maçı oynadıkları halde, diğer ikisi pazartesi gecesi oynarken galatasaray'ın itirazına rağmen maçının pazar gününe konulması...
    hem de yayıncı kuruluşun dahli yokken, "yayıncı böyle istedi" diyerek "bahane!?" sunulması...

    okan buruk'un kasımpaşa maçı bitiminde "sen burada bir daha maç yönetemezsin" söylemine karşı "bak bakalım yönetemiyor mu?" diyen federasyon başkanın trabzonspor-fenerbahçe maçında felaket bir yönetim sergileyen oğuzhan çakır'ı bu maça görevlendirmesi...

    gördükleri ile değil de "hissettikleri" ile var odasında karar veren, sahadaki hakeme "sufle" verdiği için uefa'dan ceza alan erkan engin'in var hakemi olarak atanması...

    bir hafta boyunca sosyal medya trolleri tarafından eyüpspor başkanı ve arda turan'ın galatasaraylılığı konuşularak, maçın "satılacağının" ima edilmesi...

    fenerbahçe hocası mourinho'nun geçen hafta kendi maçı biter bitmez basın mensuplarına eyüpsporlu oyuncuların bilerek sarı kart cezalısı olduklarını ima etmesi...

    sanki ligin son maçıydı, sanki final maçıydı galatasaray-eyüpspor maçı...

    galatasaray'ın puan kaybetmesi için "bütün tuşlara" basılmıştı...

    "futbol ateşli silahla olmadan yapılan bir savaştır" demiş ya george orwell, aralık ayının ilk günü ali sami yen'de sanki bir futbol maçı değil de bir muharebe olacaktı...
    çiçekler ve alkışlarla karşılandı karşı tarafın "komutanı" arda turan yuvasına eflatun sarı formalıların başında geldiği o pazar günü...

    dubois, caner, sinan gümüş, emre akbaba gibi eski galatasaraylılar da vardı onun takımında...
    bir de yine bir zamanlar fenerbahçe forması ile çömez olarak çıkıp "harikalar" yaratan berke koruyacaktı rakip takımın kalesini...

    icardi-osimhen ikili forveti ile tottenham'a cehennemi yaşattıktan sonra 3lü savunma çift forvete "kafayı takmıştı" okan buruk da arjantinli'nin ince bilekleri bats'te yoktu, hucüm zayıf kalırken, savunmada da yunus hala ileri geri oynamaya alışamadı, barış-sallai birbirini engelliyordu...

    yine de galatasaray taraftarının desteği ile baskılı başladı, osimhen ile de gol attı ama ofsayttı da yunus'un boşalttığı kanattan "kontra" geldi deplasman takımı halil'le, ortasında emre akbaba boş kaleye yuvarladı. kaçırsa "maç satmakla" suçlanacak, attı, aferin diyen çıkmadı sosyal medya trollerinden...

    yenik duruma düşen galatasaray, barış'la, mertens'le, osi'nin direkten dönen topu derken eşitlik için rakip kaleyi abluka altına aldı da 21. dakikada claro'nun osimhen'e müdahalesi penaltıyken oguzhan çakır devam dedi, barış düşürüldü yine düdük çalmadı, pozisyon devam etti, sanchez thiam mücadelesinde kolonbiyalı düşerken rakibine "çifte" atar gibi krampon salladı da oğuzhan çakır uzaktan sadece düşürmeye sarı kart çıkardı...

    oğuzhan çakır'ın "çekimserliğini" trabzonspor-fenerbahçe maçında bariz penaltıları var'a bıraktığını gördüğümüzde anlamıştık, kasımpaşa maçında da galatasaray aleyhine verdiği penaltıda var desteği almıştı, burada da "suçlanacaksa var suçlansın" diyerek çekimser kaldı ama ekran başında erkan engin vardı, o da "topu hakeme" iade ediverdi, "ben yokum" dedi, "etliye sütlüye karışmam" havasındaydı...
    bastırıyordu galatasaray, bazen top istemiyor filelerle buluşmayı, bazen berke çıkarıyor, bazen de osimhen'in kafası çizgiden çıkarılıyor, sanchez iki adımdan auta atıyordu. gol gelecekti de, ne zaman?

    devre biterken yine maç içinde sıkça şahit olduğumuz eyüpspor ceza sahası içindeki karambollerin birinde meşin yuvarlak barış'ın önüne düştü, o vurdu eşitlik sağlandı...

    gol sonrası kaleci sakatlandı, 2 dakika tedavi gördü ama hakem 30 saniye uzattı maçı...

    her şeyi geçtim, sadece bu "korkaklık" bile oğuzhan çakır'ın neden iyi hakem olamayacağını gösteriyordu... okan buruk maçın sonlarına doğru "sen ancak 1. ligde maç yönetirsin" derken yanılıyordu, amatörde bile zor maç yönetir bu kafayla bu genç çocuk...

    apo'nun şanssız sakatlığı "her şerde vardır bir hayır" sözünü hatırlatırcasına berkan'ın oyuna girmesiyle galatasaray dörtlü savunmaya geçti ve eyüpspor atakları son buluverdi. sağ bek sıkıntı, sol bek sakat derken okan buruk ve ekibi savunmayı değiştirmeye çalışıyor ama iki yıl nasıl şampiyon olunduysa, bu sene de yunus'tan olsun, berkan'da olsun, barış'tan olsun "bek" devşirerek dörtlü savunma olmazsa olmazı olmalı galatasaray'ın...

    golle de ikinci yarıya başladı ev sahibi takım... sara'nın ortasında osimhen'den seken topa sallai podolski misali sert ve düzgün vurdu, berke sadece seyretti. durmadı galatasaray, osimhen'in barış'a "al da at" maçın ipini çek diye verdiği topu barış kaleciye nişanladı. 15 dakika sonra mertens'in ortasında bomboş kafayı sallai yine kaleciye nişanladı.
    galatasaray'ın oyunu rakip kaleye yığıp, eyüpspor'un hiçbir şekilde çıkamadığını gören arda turan oyuna saiz'ı aldı, forveti çiftledi, bir de ampem girince daha da görünür oldular rakip tarafta ve genç metehan'ın daldığı bir anda taşkın'ın savunma arkasına topunda ampem eşitliği sağlayıverdi...

    20 dakika süre kalmıştı galatasaray'a tekrar öne geçmek için, osi, barış, torreira, metehan ile pozisyonlar da buldu ama o top bir türlü çizgiyi geçmiyordu. ve son 5 dakika kala osimhen'in şapkadan tavşan çıkarırcasına topuk pasıyla kerem demirbay kaleciyle karşı karşıya kaldı, plasesi berkeden döndü, seken top jellert kontrol etti, vuruşunu yine berke omuzuyla çıkardı... dayı atsa "gemisini kurtaran kaptan" olacak, danimarkalı atsa "siftah" yapacak ama berken maçın adamı oluyordu...

    hakemler kötüydü, top girmek istemedi, galatasaraylılar beceriksizdi, eyüpsporlular "onur savaşı" verdi ve maç kamuoyunun istediği gibi galatasaray'ın puan kaybıyla sona erdi...

    lakin bu mücadele gösterdi ki topuyla tüfeğiyle gelseler de bu sene galatasaray yine mayıslar bizimdir diyerek şampiyonluk kutlayacak...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray2-2eyupspor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın