• 53
    galatasaray taraftarında olmayan hayranlık.

    bu yüzden mi sene başından beri belhanda’ya edilmeyen laf kalmadı. bu yüzden mi hala feghouli kimsenin gönlünde yer edinemedi. amrabat’ı kim gönderdi zamanında? inamoto’yu seven oldu mu? pandev’in bavul olduğunu söylemeyen var mı aramızda?

    adam akıllı galatasaraylı iyiye iyi, göte de göt der. kötü oynarken donk’a söylemediğini bırakmadığı, iyi oynamaya başladığında desteklediği gibi. ya da batırırken selçuk’a sövdüğü, çabalamaya başladığında desteklediği gibi..

    muslera formsuz olabilir herkes söylüyor zaten, ama yabancı olmasıyla değil bu takıma verdikleriyle en çok desteği hakedenlerin başında geliyor.
  • 57
    inanılmaz boyuttadır. sergio oliveira başlığına bakınca bir kez daha emin oldum ki yerli futbolcular bu ülkede gerçekten 1-0 geride başlıyorlar taraftar gözünde. oyuncu yerli veya yabancı diye bakmadan, gerçekten değerlendirmek lazım. sergio oliveira 2022-2023 sezonuna rezil başlamış olmasına rağmen, 28 ağustos 2022 trabzonspor galatasaray maçında da takımın kerem ile beraber en kötüsü olmasına rağmen hala başarılı bulunuyor. ben eminim ki aynı performansı selçuk, taylan verse şu an sözlükte "bir an önce gönderilsin" temalı entryler olacaktı.
    lütfen rica ediyorum artık oyuncunun milliyetine ve maliyetine bakmadan değerlendirin.
  • 60
    nicolo zaniolo başlığına bakınca bir kez daha kendisini göstermiş olgudur. adam geldi birşey yapmadan bir de üzerine seni küçümseyerek gitti. sonra baktı ki gittiği yerlerde bir halt edemedi, yalandan burayı seviyor hareketleri yaptı, futbol olarak bence öyle abartıldığı kadar bir performans yok ama bizim taraftar uçacak, kaçacak moduna bağlamış yine. şu hareketleri herhangi bir türk futbolcu yapsa tefe koyulur.
    ilk onbirlere hemen zaniolo yazılmaya başlanmış. kusura bakmayın da barış varken hatta yunus varken o formayı alması için bu performans yetmez.
  • 63
    yerli futbolculardaki istikrar problemini göz ardı ederek ilk on birdeki yerini garanti hissetmesine sebep olan yönetimsel hatalardan daha az zararlıdır. bir sezon iyi oynayan yerli futbolcu bir sonraki sezon ya sakat ya da formsuz oluyor.

    abdülkerim, barış alper ve kerem aktürkoğlu gibi bunu kırmak isteyen yerli futbolcuların bize denk gelmesi ligi sürklase etmemizi sağladı. mesela torreira, lemina, davinson veya sallai'nin 25-26 sezonunda nasıl oynayacağını az çok tahmin ediyoruz. ancak yunus ya da eren elmalı kesin 24-25 sezonunda bıraktığı yerden devam eder diyebiliyor muyuz? optimistik yaklaşıp evet desek bile bunun aslında küçük bir ihtimal olduğu geçmişteki örnekler ile kıyaslayınca barizdir.

    mevcut kadroda ideal ilk on bire abdülkerim yerine cuesta yazanlar haricinde hiç kimseyi bununla itham edemem. cuesta'yı ilk on bire koyanın daha büyük problemleri vardır zaten. :(
  • 64
    maalesef hocamızda ve yöneticilerimizde bulunan problemdir.

    zira son 2 sezondur yapılan plansız transferlere bakıp her sene avrupa kadrosuna 25 oyuncu hakkımızı doldurmak yerine 20-21 oyuncu yazabilmemizi başka mantıklı bir açıklamasını bulamıyorum.

    ihtiyacımız olmasına rağmen oğuz aydın'ı başkalarına kaptırdık. bu sene de sağ bekimiz olmamasına rağmen tek yerli oyuncu olan gökhan sazdağını düşünmüyoruz bile.
    keza kaleci konusunda da.
  • 65
    yabancı futbol hayranlığının sebebi yeterli oranda kaliteli futbolcu yetişmemesi ve yetişenlere de kimsenin sabır gösterememesi.

    bunun türkiye ile alakası yok bu arada türk kanı taşıması yeterli. yetişenlerin de yıllık 5 milyona türkiye'ye dönmesinin ana nedeni parayı saymazsak yersen dini vecibelerinde zorlanıyor olması. o yüzden aslında tamamına profesyonellik eksikliği diyebiliriz.

    zaten profesyonel bakanların geriye dönüşü 30'undan önce olmuyor. şimdi gelelim şu yerli oynatma durumuna. öncelikle şöyle bir durum var. ilk 11 için daha iyisi olmayacak şekilde 11 kişi bulmanız lazım. yerli yabancı ayırt etmiyoruz. yunus, barış, eren eğer yerine isim koyulmazsa apo ile 4 kişiyi ilk 11 e koyduk ki bence güzel bir oran. geriye mevkisinde tartışılmaz olan 7 yabancı alıyoruz. neden mi? çünkü o mevkiiler için yerli isimler ya vasat ya da iyi takımların banko oyuncuları.

    neyse 11'i tamamladık. geriye zaten 7 yabancı hakkımız kaldı. şimdi gelelim ikinci 11'i kurmaya. kalecilerin tamamı yerli. bazı bölgeler için as takım kalitesine yakın olması gerekiyor. hata payı pek olmuyor. o yüzden en az 1 stoper, 1 orta saha, 1 forvet elzem yabancı olmalı çünkü yerli ile kalite farkı çok fazla bu bölgelerde. etti 10 yabancı. memlekette sol bek yok o yüzden 1 yabancı da o bölgeye. etti 11. kalan 3'ü de o yerli havuzunun darlığından dolayı gittiğiniz yerli statüsünde sayılmayan gurbetçilerden dolayı.

    şimdi bu hesapla zaten 20 kişilik kadronuzu oluşturdunuz. bunun üzerine en az 5 adet genç cevval isim koyuyorsunuz etti size 25 kişilik makine gibi kadro. bakın bütün hesaplamalarla 14 yabancının aslında sadece 11 yabancı 3'ü gurbetçi. kalan 14 ü yerli. 5 adet altyapı oyuncusu var. burada ben de isterim berat, arda, metehan, çağrı, ada , efe forma giysin. fakat burada söylenenler ilk maçındaki 1 hatasından sonra sövmeye kadar gidiyor.

    ben kendi adıma sonuna kadar yerlileri destekliyorum. keşke hep iyi yetişmiş oyunculardan ikinci 11 'i kurabilsek. fakat ne yazık ki sabrımız bu konuda çok az. ayrıca memlekette yetişmemesi bizlerin suçu değil. burada bir sürü türk yetenek paylaşılıyor. girin bakın başlıklarında yeller esiyor. nedeni genel tavırla alakalı.

    en güzel örneği yusuf akçiçek. adam altyapıdan ayrılıp fenerbahçe'ye gitmiş. sonrasında 2 maç oynayınca herkes nasıl oldu bu iş. siz neden gönderdiniz demeye başladı sonrasında 7-8 maç oynayıp silinince piyasadan herkes suspus oldu. çünkü mesele yetenek değil tamamen bağcıyı dövmek.

    öncelikle iyi futbol iyi futbolcularla oynanır. benim gibi bazıları bunu bir oyun olarak görüp oyunu sevdiğimizden vaktimizden arttırıp genç oyuncuları takip ediyoruz. yeni yıldızlar var mı diye. yerli piyasada da var ama gelişmiyorlar. bir noktada ben oldum havasına giriyorlar. daha kendi takımında ilk 11 görmeden transfer olanlar oluyor. sonrası hüzün. hiç biri kiralık gitmek istemiyor. savaşmak istemiyor. rahat olduğu yerde kalmak istiyor. çünkü giderse göz önünde olamayacağını biliyor. burada kulüplerin kiralık oyuncu departmanları da suçlu. bu oyuncuların gelişimlerini izleyen, gerektiğinde eksikliklerini iletecek, kiralık şartlarını dikte ettirecek, sözleşmesini fesh edip yeni bir takım bulabilecek bir yapı olmalı. kiralık giden oyuncu "ben yalnız değilim, takip ediliyorum o zaman daha fazlasını vermeliyim" demeli.

    benim şahsi tespitlerim bunlar. bunlar düzelirse yabancı futbolcu hayranlığı olarak görülen şey zamanla azalarak yok olur. yeter ki kaliteli isimler yetişsin. zira kimse barış'ın, yunus'un, hatta gelmeden istenmeyen eren'in yerine isim aramıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın