• 47
    mini mini bir çalışken ikiykenki nba takımım, sebebi de karl malone'du. malone'un oyunculuğundan çok etkilendiğim için sempati beslememiştim aslında jazz'e, sevgimin altında yatan neden tamamen malone'un lakabıyla alakalıydı; "postacı". ufaksın olm işte, saçma sapan ufacık detaylar bile etkileyebiliyor seni. postacı malone postayı koyar affetmez! akıllı olacağsın bu devirde, sağlamsa lassa. :(

    o değil de utah niye "jazz"?

    zamanında, amerikan kültürüne dair pek bir aşinalığım yokken bunun utah ve jazz müzik ilişkisiyle bağlantılı olduğunu düşünmüştüm. bence gayet de mantıklı bir çıkarım, başka ne olabilir(di) ki yani? amma velakin sonradan öğrendim ki utah'ın jazz'le zerre alakası yok imiş.

    blues'un ve jazz müziğin (bayılırım, hele ki smooth jazz) çıkışı birleşik devletler'in new orleans şehrine dayanıyor. zaten utah jazz'in asıl çıkış noktası da new orleans. 1974 yılında new orleans şehri nba'e adımını atıyor. kurulacak/kurulan franchise'ın adı için şehirde yarışma düzenleniyor; blues, cajuns, crescents, deltas, dukes, jazz, knights ve pilots alternatifleri masada. bu seçenekler arasında "jazz" ismi ön plana çıkıyor. yarışmaya katılan insanlar jazz'in şehirle en bütünleşik simge olduğu konusunda fikir birliğine varıyorlar. böylece new orleans jazz franchise'ı nba'e adımını atmış oluyor. ancak, organizasyon mali sıkıntılarını bir türlü aşamıyor kurulduğu günden beri. o zamanlar sistem şimdiki gibi stabil değil elbette, para döngüsü falan daha değişik. takvim yapraklarında yıl 1979'u gösterdiğinde yöneticiler bir karar alıyor ve noj'un tüm haklarını salt lake city'e (utah eyaletinin başkenti) devrediyorlar ve bu sayede utah jazz doğuyor.

    new orleans'ın 2002 yılında nba'e dönüşü söz konusu olduğunda o dönem utah jazz'in yönetimindeki para babaları no yönetimine jazz ismini verebileceklerini söylüyorlar. no kodamanları da fikre sıcak bakıyor ilk başta lakin uj elemanları kendilerinden isim hakkı için 15-20 milyon $'a yakın bir para isteyince no jazz figüründen cayıyor.

    "arkadaş, bu kadar yazmışsın da kaynak ne" diye soracak olan olursa; animal planet (?), brittanica ansiklopedisi ve vcd seti, meydan larousse ansiklopedisi... şaka lan şaka, wiki'den ve muhtelif nba web sitelerinden faydalandım. ayrıca hafızam da iyidir.

    https://youtu.be/k3_tw44QsZQ?t=6379 (1.46.19'da smooth jazz anthem var, yumuşacık saksofon sesi mevcut ^^)

    entry'nin başında malone'dan bahsettim bahsetmesine de malone'u tek başına düşünmek nba'e hakaret olur; (bkz: john stockton karl malone ikilisi): https://youtu.be/ZpUY5iNqVzU?t=13

    hadi kaçtım.

    derleme kaynağı: https://seyler.eksisozluk.com/...inin-ilginc-oykuleri
  • 69
    bu yaz iki yıldızı donovan mitchell ve rudy gobert'i takaslamasının ardından sağlam bir şekilde tankinge yatması beklenen takımdı. ancak şuana kadar gösterdikleri performans ile tüm otoriteleri yanılttılar. takaslardan alınan oyuncular ve eldekiler harika bir kimya yakaladı ve batının zirvesindeler.

    verilere göre şuana kadar ligin en zorlu fikstürünü oynadılar. %50 galibiyet altı takımlardan sadece lakers ve houston’la oynamışlar. %50 galibiyet üstü takımlara karşı en çok maça çıkan takım ve deplasmanda en çok maç oynayan takım.

    bu şekilde devam ederlerse hedefin tanking'ten playoff'a dönebileceğini düşünüyorum. lauri markkanen'e de ayrı bir parantez açmak lazım. eurobasket 2022'den belli devam eden bir çıkışı var ve gelişimi bu şekilde devam ederse daha da farklı seviyelerde görebiliriz.
  • 61
    iki maçtır üst üste takımım dallas mavericks ile oynamalarından dolayı çok yakından takip ettiğim takım. geçen sezon da iyilerdi ama bench sıkıntıları vardı ama bu sezon net bir şekilde lebron ve arkadaşlarının en büyük rakibi konumundalar. içeriden dışarıdan çok istikrarlı atan ama bunun yanında takım savunması da üst düzeyde olan bir takım.

    hücumda gobert dışında kadroda olan her oyuncu iyi bir yüzde de üçlük atıyor ve bu da takımların alan savunması yapmasına engel oluyor. alan savunması olmayınca da bojan bogdanovic’in açtığı alanla gobert içeride bir canavara dönüşüyor. donovan mitchell ve mike conley orta mesafeden iyi isabet bulunca da rakip takımlar iyice afallıyor.

    ama işin asıl kaymağı savunma tarafında. bu takımda her maçtan sonra skor tabelasına baktığınızda bu adam neden oynuyor diye soracağınız ama aslında tam anlamıyla bir cevher olan bir oyuncuları var. royce o’neale. bu adam rakip takımların pick and roll ve pick and pop hücumlarını mahvetmek için yaratılmış adeta. boyu çok da uzun olmamasına rağmen atletik yapısı ve çevikliği ile uzunları savunabiliyor ve takımların önemli bir hücum oyununu çok rahat ortadan kaldırabiliyor. bu da gobert’in pota altından uzaklaşmamasına ve orada büyük bir blok tehdidi olarak durmasına imkan sağlıyor. doğal olarak bu da bir bütün şeklinde takım savunmasına etki ediyor.

    geçtiğimiz sene bench’ten gelen skorer oyuncu eksiklikleri vardı, mike conley’nin sakatlığı sonrasınnda jordan clarkson kadroya dahil edilmişti ve iyi de bir katkı vermişti ama artık 6. adam rolünde ve hücum için çok önemli. yine geçen sezon sık sık ilk beşte çıkan joe ingles da artık bench rotasyonunun önemli bir parçası. geçen sezon büyük sıkıntı yaşanan pota altındaki yedek oyuncu sorunu ise bir yıl aradan sonra tekrar takımı ve sistemi bilen derrick favors ile dolduruldu.

    şu an sahip oldukları conley, mitchell, o’neale, bogdanovic, gobert beşi oyunun her iki yönü için çok dengeli bir beş. yedekten gelen clarkson, ingles ve favors ise düzeni hiç bozmadan oyuna monte olan parçalar. mükemmel bir kadro mühendisliği örneği. bunun sonucunda başarı da gelir umarım.
  • 66
    2020-2021 nba sezonun hali hazırdaki en iyi takımı. son 21 maçın 20’sini kazandılar. kaybettikleri tek maç back to back oynadıkları ve uzun bir maç serisinin sonunda çıktıkları denver maçıydı. galibiyet serisi bir yana son altı maçta sırasıyla indiana pacers, boston celtics, milwaukee bucks, miami heat, philadelphia 76’ers ve los angeles clippers’ı yendiler. eee daha ne yapsınlar? herkes saygıyla eğilsin bence.
  • 45
    oynadığı son 20 maçın 18'ini kazanmış takım. 25 ocak günü 17 galibiyet ve 28 mağlubiyeti vardı. bırak play-off yapmasını, kovalaması bile mümkün görülmüyordu. fakat şuan houston rockets ve toronto raptors ile birlikte ligin en formda takımı. bu formlarını sürdürürse batıda ilk 4'e bile girebilir. bir yandan bu formları beni heyecanlandırıyor ama bir yandan da san antonio spurs kendileri yüzünden play-off dışında kalırsa diye de korkuyorum.

    ricky rubio nba'e gittiğinden beri en iyi ve en olgun oyununu oynuyor. kendisinden beklemeyeceğim bir seviyeye çıkmış durumda.

    derrick favors uzun zamandır bu takımda. enes kanter'in önüne geçmişti ilk yıllarında ve istatistiksel olarak da çok iyi katkı verdiği zamanlar olmuştu. ama şimdi daha az istatistik yapsa da daha verimli. rolü belli ve bunu iyi yerine getiriyor.

    jae crowder cleveland da bekleneni hiç verememişti. ama buraya geldiğinden beri yedekten gelip hem skor anlamında hem de savunma anlamında gayet verimli oynuyor.

    thabo sefolosha, jonas jerebko tecrübeli yedekler ve savunmaları gayet iyi. bekledikleri katkıyı alıyorlar. ekpe udoh süre bulamıyor neredeyse.

    joe ingles avrupa basketbolundan gelen 3 numaraların yaptığı katkıyı iyi yapıyor. şutu iyi ve oyunu yönlendiriyor.

    rudy gobert ise sezona iyi başlamamıştı, sonra da sakatlandı. ama dönüşü muhteşem oldu. çok iyi katkı vermeye başladı ve hücumda da son maçlarda çok etkin.

    son olarak favori çaylağım donovan mitchell, adam muazzam bir çaylak sezonu geçiriyor. çok iyi bir skorer. ilk sezondan takımın lideri oldu. mücadeleci bir yapıya sahip. geri adım atmıyor ve fazlasıyla sorumluluk alıyor. 20 sayı ortalamaya ulaştı. iki maç 40 sayı üstünde attı. çok büyük bir oyuncu olacağını gösterdi.

    bu takımın oyunu, mücadeleleri ve formu açıkçası fazlasıyla heyecan veriyor. yaklaşık 1 buçuk aylık bir süre kaldı normal sezonun sona ermesine. umarım hem utah hem spurs play-off yapar ve heyecanlı bir sezon sonu yaşarız.
  • 62
    jazz çok güzel takım kurdu bu sene. favori’ un geri gelmesi önemliydi. en önemlisi eski sahipler miller’s family takımı bu sene başında qualtrics’ in sahibine sattılar. takımın yeni sahibi baya zengin. hatta jazz’ ın bu sezon kazandığı her maç başına bir öğrenciye burs vereceklerini açıkladılar. aynı kişi şuan real salt lake’ i de almaya çalışıyor. umarım alırlar.
  • 65
    pandemiden sonraki dönemde, yeni sezona çok iyi bir başlangıç yapamamalarına rağmen, sonrasında toparlanıp üst üste aldıkları seri galibiyetlerle tepede konumlanıyorlar. rotasyonu çok geniş tutmadan, kompakt bir kadro ile, 7 oyuncu ile bunu başardılar. conley'nin bir süredir sakatlığına rağmen, etkilenmeden gayet iyi devam ediyorlar.
    ayrıca 1.500 kadar seyirci ile devam ediyorlardı, şubat başında bu rakamı 3.902'ye çıkaracaklarını açıkladılar. bu da kendileri itici bir güç.
    bu kadar erken form tutmaları ve yüksek viteste gitmeleri ne kadar iyi bilemeyiz, sonuçta en büyük rakipleri genelde playoff'ta vitesi arttırıyorlar.
  • 59
    ciddi anlamda winger (3 numara) sıkıntısı yaşayan takım. ingles ağır kalıyor ve rakipler bunu kullanıyor, jeff green'in ağır sakatlığı sonrası eski halinden eser yok, o'neale ise çok çok yetersiz. yaz transfer döneminde de bunu dile getirmiştim, sezon başında da. bu sabah oynanan clippers maçında leonard son çeyrekte karşısına kim geçtiyse denize döktü resmen. üstüne de karşısında oynayan oyuncu önemli bir tehdit olmadığı için kritik yerlerde mitchell'ı savunarak maç sonunda onu da sahadan sildi. takas dönemi bitmeden çözüm bulunsa iyi olacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın