resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 6451
    kendisine başarılı diyenlerin, nedense o başarılarda aslan payına sahip olan insanların adını zikretmekten imtina ettiği eski başkan. bunun sebebi tabiki fatih terim nefreti ve ünal aysal goygoyculuğu.

    adamlar sayıyor; 2 şampiyonluk, şampiyonlar ligi çeyrek finali, üst üste 2 kere fenerin elinden alınmış süper kupa vs. ama kilit cümle şu; ünal aysal yaptı bunları. eee fatih terim nerede? neden yazmaya yüreğiniz yok o başarıları getirenleri.

    ünal aysal'ın tüm başarıları fatih terim ile zaten. bunu söyleyemediğiniz için işte komik duruma düşüyorsunuz veyahut 2013 mayısından beri yaptığı saçmalıkları da başarılıymış gibi lanse etmeye çalışıyorsunuz.

    "ama sneijder ve drogba'yı getirdi yeaa" cümlesi de yine çok acizce ve saçma. gördük işte o getirdiği drogba'yı gönderip yerine pandev'i alacak kadar vizyon(!) sahibi über başkan.

    uzatmaya gerek yok, futbol çerçevesinden bakarsak; fatih terim varken başarılı, büyük başkan, yokken rezalet, futboldan bi haber bir başkandır. net kere net.
  • 6453
    (bkz: #1653040) çok severim kendisini. doğrusuyla, yanlışıyla vizyonu çok farklı bir adamdır. ama şu açıklamaları olmamıştır bana kalırsa. basketbol şubesinin durumunun farkında değilmi acaba kendisi? böyle bir planım yok dersin yine anlarım, sürekli böyle kaçamak cevaplar vermek yakışmıyor kendisine. yönetim godoşların ve yalakaların elinde şuani kendisi onlardan bir hamle bekliyorsa eğer, fazla iyimser yaklaşıyor demektir.
  • 6454
    tekrar başkanlığa aday olacağı konuşuluyor. son günlerdeki haberlere bakılırsa bu ihtimali ben de kuvvetli görüyorum.

    başkanlığının ikinci devresinin pek iyi geçmediği aşikar. fakat ben hakkında yapılan sert eleştirilere pek katılmıyorum. bir takımın sorumlusu teknik direktördür. elinizde 2 seçenek var. ya teknik direktörün talebine göre futbolcu transfer edersiniz ya da transferi ilhan cavcav gibi kendiniz yaparsınız. her şartta eğer başarısız olursanız eleştirilirsiniz. başarılı olursanız alkışlanırsınız. ünal aysal kendi transfer yaptı. kimleri aldı? sneijder ve drogba. bir de teknik direktörlerin istediği transferleri yaptı. kim bu teknik adamlar. fatih terim, mancini, prandelli. her biri kariyerli ve ancak belli şartları sunarak getirebileceğiniz isimler. dolayısıyla transfer konusundaki başarısızlıktan ünal aysal'ı sorumlu tutmuyorum.

    yönetim kurulunu değiştirmesi ile ilgili eleştiriler var. bilemiyorum içinizde hiç yönetim kurulunda çalışmış insan var mı? ben bir vakfın yönetim kurulunda denetçilik yaptım, gerçekten ahenk bozulduğunda işler çok sinir bozucu hale geliyor. çalışamıyorsunuz, toplanamıyorsunuz. üstelik galatasaray gibi müthiş iş yoğunluğu olan bir kulüpte stresin varabileceği boyutları düşünmek imkansız. ünal aysal'ın ilk yönetim kurulu bir kriz masasıydı. camiada lider karakterli isimlerin büyük çoğunluğunu içerisinde barındırıyordu. adnan öztürk, albayrak, ali dürüst, emir sarıgül, semih haznedaroğlu, refik arkan, sedat doğan... bu isimlerin her biri başkan veya başkan yardımcısı ya da futbol şubesi sorumlusu olabilecek isimler. bu kadar lider karakterin kriz yönetimi sona erdikten sonra uyum içerisinde çalışmasını beklemek hayalcilik. zaten 2. şampiyonluk öncesinde ciddi çatlak sesler ve anlaşmazlıklar da çıkmaya başlamıştı. her biri farklı yoğurt yiyişi olan yiğitler bunlar. ha yerine gelen yeni yönetim birlik olup çatlak sesleri önleyebildi mi? malesef hayır. bu ünal aysal'ın yönetim konusundaki başarısızlığının asıl sebebidir. yeni ekibini seçememesi. ancak kabul etmek lazım ki burada devletin galatasaray'ın her işinin önüne taş koyması da çok önemli bir etken. yabancı sınırı, sermaye arttırımı, basket, hatta basket sponsorlarının kaçması, fatih terim'in aklının çelinmesi... bilfiil türkiye cumhuriyeti galatasaray'ı işleyemez hale getirmiştir.

    ikinci hatası ise ünal aysal'ın bırakıp kaçmasıdır. ancak burada alt yapıyı bilemiyoruz. belli ki önemli bir hazırlık yapıldı. bu yok oluş neyin hazırlıyıydı ve hangi şartlarda karar verildi bunu tahmin etmek şimdilik benim için imkansız ancak böyle bir hamleden sonra geri dönecek ünal aysal'ın oldukça iddialı olacağı kesin.

    çelişkiler ve çekinceler içerisindeyim. ancak gönlümün bir yanı ünal aysal'ı tekrardan galatasaray başkanı olarak görmek istiyor....
  • 6456
    ben 39 yaşındayım daha galatasaray'ın rahat bir mali yapıya sahip olduğunu hatırlamıyorum. kulüp hep zor zamanlardan geçti ama çoğu zaman parasızlığın yanında başarısızlıkta peşinden geldi.burada yaşı küçük çok yazar var, pek hatırlamıyolar eski yönetimleri büyük ihtimalle.

    burada bazı yazar arkadaşları okuyorum da sanki aysal'dan önce kulüp bütçe fazlası veriyordu, çok rahat ve refah bir yapıya sahiptik aysal bizi borca soktu falan diyor neredeyse.

    şöyle belirtmekte fayda var, her yönetim olduğu gibi aysal'da bu kulübün borcunun artmasında pay sahibidir. ama başkaları gibi en azından borcun karşılığını en azından 2 şampiyonluk, 2 şampiyonlar ligi çeyrek finali, basketbol şampiyonluğu vs yaşadık...

    en azından borçlu yaşamayı, siyasete yalanmaktan daha çok tercih ederim.o yüzden dönmesini isterim.
  • 6458
    kimileri sadece kazandırdığı başarıları görüyor aysal hakkında. 2 yıl üstüste şampiyonluk cl'de çeyrek final, süper kupa, drogba, sneijder vs...

    kimileri ise sadece verdiği zararları hatırlıyor. amatör şubelerin paralarını alamamaları, yapılmış aptalca* ve şaibeli * transferler, çok yanlış td tercihleri, dere geçerken at değiştirmesi, iyi giden sistemi bozması, borçların inanılmaz artması vs...

    çok ilginçtir ki her iki tarafın da savı doğru. yani bu adam ne siyah ne beyaz. gri. yaptığı çok iyi şeyler de var, çok kötü şeyler de. körü körüne takılmadan bu griyi incelememiz lazım aslında.

    ünal aysal herşeyden önce çok ama çok zeki bir yatırımcı. galatasaray aşkı ve sevgisi bu yatırımcı kimliğinin önünde değil benim gözümde. bunu da en iyi bırakıp gitmesinden anlıyoruz. eğer o saçma sebeplerden dolayı gitmemiş olsaydı şu anda kasırga vurduğunda başkan hala kendisi olacaktı ve bunca ortaya koyduğu vizyondan ve yükselen hedeflerden sonra bütün bu rezaletlerle aynı cümle içinde kendi ismi geçecekti. ama dediğim gibi kasırgayı gördü ve gitti.

    galatasarayın mali durumunun, her ne kadar diğer büyükler de aynı durumda olsa da, ne kadar kötü olduğunu ve son 3 yılda çılgın artan gelirlerimize rağmen ne kadar batağa saplandığımızı anlamak için iki saatinizi ayırın ve adnan öztürkün aspor'daki programını izleyin youtube'dan. gerçeklerin ne kadar acı olduğunu orada görebilirsiniz.

    bu adam vizyon adamı. ortaya proje koyup onu hayata geçirecek ve projeleri her daim en tepede yer alacak. faruk süren de böyleydi mesela. böyle vizyoner bir başkanı istememek için aptal olmak lazım diyorsun ama işte kazın ayağı öyle değil. hesap belli. verdikleri ne, aldıkları ne. ilk iki yıl verdikleri çok çok fazlayken son zamanlarında bütün bu müspet gelişmeleri alıp negatife çevirebildi. hem kendine hem bize yazık etti.

    son tahlilde ortaya koyduğu vizyon incelenmeli ve mutlaka o yolda ilerlenmeli, ama onunla değil. mali açıdan yaptıklarıyla hiç değil. gelir olarak avrupanın ilk 20 kulübü arasında yer alıp bu kadar borçlanmak akıl karı değil. gavurların dediği gibi " you fool me once shame on you, you fool me twice shame on me" *.

    he bir de aklıma gelmişken entryden bağımsız olarak yönetimden amatör bir branşa sponsorluk için talep gelmedi demiş. yani aslında kendisi hazır ama talep yok. sorun iletişimde. terime de ulaşamamıştın zamanında. bence sen telefonlarına bir baktır başkan.
  • 6459
    okuduğunu anlamak neden bu kadar zor oluyor bazen gerçekten hayret ediyorum?
    durum değerlendirmesi ve neden gelmesini istediğimi zaten yazıda net şekilde anlaşılıyor. kavramları karıştırmayın en azından.
    yazıda borçlu olmayı siyasete yalanmaya tercih edileceği yazıyor.

    o zaman borçlu olalım ama siyasete yamanalım size göre... benim istediğim galatasaray hür bağımsız galatasaray, başkasına el aman dileyecek galatasaray değil. varsın borcumuz olsun gerisi halledilir.
  • 6463
    ben kendisini başarılı bulanlardanım. ayrıca kaçtığını düşünmüyorum. bana göre kendisinin gidişi bir çeşit geri çekilme taktiğiydi. mevcut ortamda sağlıklı bir plan oluşturamayacağını ve mevcut düzeni toparlamanın zor olduğunu anladığında tekrardan gelmek üzere gitti. ki başkan olmadığı süreçte plan yapabilecek kadar süresi de oldu, ayrıca tekrar başkan olduğunda sıfırdan yönetim kurma şansını da elde etti böylece.

    mali açıdan ne kadar zarar verdiği meçhuldür. ancak ben kendisinin bu zararları isteyerek verdiğini düşünmüyorum. sermaye arttırmına dair bir planı vardı başta ki hepinizin tahmin ettiği nedenlerle engellendi. biz sermaye arttıracağımızda yaygara koparanlar, galatasaray insanları kandırıyor, dolandırıyor diyerek ortalığı velveleye verenler beşiktaş sermaye arttırımına gittiğinde neredeydi acaba? şunu hepiniz biliyorsunuz ki galatasaray ne zaman yükselişe geçse 3-4 yıl sürüyor en fazla. sonra tekrar duraklama ve gerileme gibi dönemler geliyor. sizce bu tesadüf mü?
  • 6464
    kendi fikrime göre bu saatten sonra başkanlık için geri dönmeyecek iş adamı. çocuk oyuncağı değil galatasaray başkanlığı. "kaçıp gitti" diye eleştirildiği için geri dönecekse, kurumsallık laflarını etmeden önce 50m euroyu çıkarıp kulübün hesabına yatırsın. zaten kulübü uğrattığı zararlar 50m eurodan fazla. lafla peynir gemisi yürümez. çıkarsın parayı sonra konuşsun. önce kulübün nakit akışını düzenlesin. bütün sporcuların alacaklarını ödesin. adam akıllı isimlerden yönetim kursun. tek meziyeti futbolculara pasta, muz yedirmek olan albayrak gibi kişileri kulüpten uzak tutsun yeter bana. tabii bunların hepsi farazi şeyler. kimse bana bu kulübün cebinden para verecek başkana ihtiyacı yok demesin. en doğru transferleri yapsak bile tl olarak aldığımız gelirlerle, mevcut giderlerimizi euro olarak ödüyoruz. stadlar dolmuyor. sponsor gelirleri ve havuz payı son derece yetersiz. türkiye'de bu şartlar altında kulüplerin zarar etmemesi imkansız. o yüzden mecburen "pamuk eller cebe" felsefesi benimsenmeli. ben ünal aysal ismini ilk duyduğumda paralı başkan geliyor diye sevinmiştim. ama geldiğinden beri kişisel hiçbir maddi desteğini göremedik. zaten hükümet ile kavgalı. yolumuz, geçitimiz yapılmıyor. borsada her hamlemiz engelleniyor. kurullar ile kavgalı. hakemler her hafta fantastik düdüklerle önümüzü kesmeye çalışıyorlar. bu ortamda maça 2-0 geride başlıyoruz zaten. hadi bu açığı maddi destek ile kompanse etse yine kabul edilebilir. ama o da yok. oldu mu maç bize 3-0. niye cebinden para versin? diye sorulabilir ama ülke şartları ne yazık ki bunları gerektiriyor. dışarıdan ek destek almamız lazım. veya kulüpteki ederinden 2-3 kat fazla para kazanan oyuncuları yollamamız lazım. ancak bu şekilde mali olarak rahatlayabiliriz.
  • 6465
    şimdi bazı arkadaşlar kızacak ama kendisi alp yalman sonrası başkanlar içinde, döneminde klüp borcunu "yükseltmeyen" tek başkandır. hatta devraldığı borç miktarını bir miktar düşürmüştür de. üstelik gelir olmaksızın devraldığı borç, çoğunlukta vadesi gelmiş borçlardı ve bunları uzun vadeye yayabilmek için ekstradan katlanılacak yüksek faiz giderlerini de eklemek lazım üzerine.

    basında koparılan fırtınanın aksine bilanço ve gelir-gider dengelerini incelerseniz, diğer büyük klüpler içinde durumu en iyi olan klübün galatasaray olduğunu görürsünüz. ben demiyorum rakamlar söylüyor. şu anki mali problem, mevcut yönetimin nakit akışını sağlayamamasıdır yani ünal aysal gibi elini cebine atamaması ya da yeterli kredibilitesi olmamasıdır.
  • 6466
    ne demişler ''yiğidi öldür hakkını yeme'' son dönemlerinde özellikle oyuncu maaşlarında ne kadar hatalı olsada maddi açıdan çok doğru ve önemli işlere imza atmıştır.
    kulübün ulaştığı gelir seviyesi, borçların dövizden tl'ye çevrilmesi gibi..

    ama ne yaptıysa kendi kendine yapmıştır. çok başarılı bir dönemde arkasında ki sağlam yönetim ekibini dağıtmış sonrasında yaşanan fatih terim olayı (ki bu olayda 2 tarafında suçlu olduğunu düşünüyorum) ve bu zor geçiş döneminde bırakıp gitmesi..

    daha önce de söyledim; eğer ilk ekip gibi sağlam bir yönetimle gelecekse buyursun. ama peşine kendisine biat etmekten başka bir işe yaramayacak vasıfsızları toplayacaksa uzak olsun.
  • 6468
    gitmeden evvel tek çare riva'yı satmak diyordu bir daha gelirse bu sefer de gittiğinde tek çare galatasaray adasını satmak deme ihtimali çok yüksek. ilk geldiğinde 3 sene sonra borç 100 milyon dolar seviyesine iner diyordu şimdiki borç tl olarak 1 milyar. tarihin en büyük gelirlerine rağmen tarihin en büyük borcunu yaratan ex başkan. bizden uzak olsun mümkünse.
  • 6470
    ne aktır ne de kara. ciddi başarıları ve ciddi hataları olmuştur. beni en çok üzen amatör branşları böylesine yüzüstü bırakmasıdır. furkan aldemir ve arroyo'nun geçmiş sezon alacakları dahi ödenmemiş, engelsiz aslanlar yıllardır prim alamamış, basketbol takımlarımıza adam gibi sponsor bulunamamış, ergin ataman'a parası ödenmemiş. ünal aysal ne yapmış peki? çekmiş gitmiş.

    şikecilere ve emek hırsızlarına karşı duruşu sağlamdı, sportif başarılarımız da elbette muazzamdı ama bunun sürdürülebilir hale getirilmesi için gerekli önlemleri almalıydı. özellikle futbol takımı için ödediği oyuncu maaşları akıl alır gibi değildi.
  • 6472
    bu kadar dedikodunun olduğu bir yerde barınamamıştır. bunun sebebi de ister kabullenin ister kabul etmeyin fatih terim denilen, ego harmanıdır. adam eleman lafına bile takıldı da trip attı ya amk. ben daha ne diyeyim.
    yıllar sonra basketbolda şube şampiyon oldu. futbolda, voleybolda, bayan baskette başarılar yakaladı. iyi hatırlayacağım seni başkan, yolun açık olsun.
  • 6473
    sekiz nokta altı milyonluk keltoş, bazukacı hajrovic, bu kim ya burdisso, tıfıl ontivero, 48 yaşındaki pandev ve xhamst- pardon xhemaili gibi efsanevi yabancı transferlerinde yabancı sınırının etkisi olduğunu pek düşünmediğim eski başkan.

    drogba transferi ve çakma hikmet karaman'ın paketlenmesi yaptığı son iyi 2 icraat olabilir hatta. ondan sonra açıklaması gereken çok şey var.
  • 6474
    biraz empati kurmanızı istiyorum. kendinizi şu adamın yerine koyun.

    düşünün siz koskoca galatasaray başkanlığı yanı sıra avrupai denilen türde bir insansınız ve sadece bizim ülkemizde değil avrupalı şirketler tarafından da tanınan saygın bir kişiliksiniz.

    işinizi, şirketinizi yeri geldi ailesinizi bırakıp sevdiğiniz gönül verdiğiniz zamanında branşlarında bile oynadığınız takıma başkan olup sadece o klüp ile ilgileniyorsunuz. bir sezonda alınabilecek en önemli başarılara imza atıyorsunuz. sonra fatih terim bu takımın elemanıdır dediğiniz için suçlu oluyorsunuz üstüne üstlük de bende bu takımın bir elemanıyım diyerek açıklama yaptığınız halde....

    bu kadar başarı yapan galatasaray'ı rahat bırakırlar mı ? asla. medya yüklendikçe yükleniyor.
    kendinizi istemsiz bir şekilde bir kaosun içerisinde buluyorsunuz..

    gidip tüm dünyaca tanınan manciniyi getiriyorsun. çıkıp açıklama yapıp ben t.direktöre karışamam kimi isterlerse onu almaya çalışırım deyip tüm yerli gözde insanları alıyorsunuz yabancı sınırlaması var diye...

    birileri dikiş tutturur tutturamaz bilinmez. kimler geldi geçti bu ülkeden de olmadı...bana görede mancini'nin deplasman karnesi hariç iç saha maçları iyi olarak görüyorum. en azından bir sene sonra takımı tam olarak tanıyacağını farketmişken..

    prandelli'yi getirdikleri zaman buradaki çoğu kişi ben gibi güvenip tüm galibiyetler gökyüzüne dedi ama olmadı..

    sonra medya herşeyi bırakıp sizin ailenize iftira attı karınıza laf söyledi...ne olursa olsun galatasaray ne kadar bizde namus olsada eşimiz de o kadar namus.. adam kaldıramadı bıraktı ve trt 1 de herşeyi açıkladı..

    ben düşündükçe adamı bir milyon kez haklı buluyorum...
  • 6475
    ünal aysal'ı seviyordum artık sevmiyorum. kendisine olan inancımı kaybettim. 80-90 yaşındaki ihtiyarlar istedi diye istifa eden biri zaten şikecilerle, hükümetle, federasyonla, hakemlerle başa çıkamaz. başa çıkamadı da zaten. göstermelik 2-3 duruş o kadar. icraat? yok. borsada her hamlemiz engellendi. yabancı sınırına çözüm üretemedi. yolumuz, geçitimiz hala yapılmıyor. hakemler ve kurulların çifte standartları, vergi cezaları ortada. bu duruşun ne faydasını gördük? biraz gerçekçi ve akılcı olmak lazım. türkiye'de lobisi, gücü olmadığı için istifa eden başkandır. "kaçıp gitmek" tabiri çok uygun olmasa da güçsüzlüğünün farkına varıp görevden ayrılmıştır.

    ayrıca şu devirde sanki roket bilimiymiş gibi "futboldan anlamıyorum" diyen adamın vitrini futbol takımı olan bir kulübün başkanlığında işi yoktur. şöyle düşünün; bir bankada ceo'sunuz, ama bankacılıktan anlamıyorsunuz. olacak şey mi? peki futboldan anlamayan bir insan, kimin futbolu iyi bildiğini nasıl bilebilir? hani kendisi diyor ya "futbolu anlayan adamdan iyi anlarım" diye. sözün özü aysal, futbolun, sporun, rekabetin doğasıyla alakası olmayan biriydi. ilk başta iyi niyetliydi ama olaylara, kulübe, futbola hakim olamadığı için kontrolü kaybetti. daha fazla dibe batacağını anlayınca da görevi bırakıp gitti. galatasaray onun için yeni bir macera, yeni bir hevesten fazlası değildi. bir işi, yürek ve bilgi olmadan yaparsanız o işten hayır gelmez. 2 sene üst üste şampiyon olmuş bir takımı bu hallere getirmesi bile büyük bir skandaldır. şampiyonluğu teknik heyet, oyuncular ve taraftar kazandırır, istikrarı ise başkan ve yönetimi sağlar. şampiyon olmak büyük bir olay değil, zamanında sivas bile şampiyon oluyordu az kalsın. olay kalıcı, sürdürülebilir bir başarı sağlamak. malesef ünal aysal kalıcı bir düzen oluşturamadı. ve şu an görüyoruz ki kurumsallık lafları da futbol bilgisi gibi içi boş ve anlamsızmış.
App Store'dan indirin Google Play'den alın