resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 3827
    şikeye karşı en sert tepkisi nedir acaba biri söylesin de biz de bilelim. yapılan şike sürecinden galatasaray'ı uzak tutmaktır. başka da bir şey yapmamıştır. o süreci uzaktan seyrettik. hiçbir şekilde müdahil olmadık.ne federasyon seçimlerinde, ne mehmet ali aydınlar'ın istifasında galatasaray'ın istediği bir şey olmamıştır. play off sisteminden tutun da yabancı kuralına kadar. savunulsun savunulmasın demiyorum da güzelleme yapılabilecek daha farklı şeyler var. misal takıma 40 yılını vermiş teknik direktörü bir çırpıda nasıl da gönderdi gibi.
  • 3828
    benim için bitmiştir. bundan sonra 4. yıldızı da taksak, 10 sene üst üste şampiyon da olsak, şampiyonlar ligini de alsak, 150 tane sponsor bulup senede 500 milyon euro kar bile yapsak, gözümde ne kendisini ne de yönetiminin zerre değeri yoktur.

    bu saatten sonra kendisini kurtarabilecek çilek, muz, kiwi veya anans gibi meyvelerde mevcut değildir. dediğim gibi cristiano ile messi'yi transfer etse bile aziz yıldırımsporlu taraftarlar gibi ne başkan taraftarlığı yaparım ne de destek veririm bu başkana.,

    takımıma desteğim sonsuz, başkana ve yönetime ise destek verirsem bir daha galatasaray maçı izlemek nasip olmasın. başarılıyken de istifa diyeceğim aslolan galatasaray'dır dedikleri gibi. 2011 yılına kadar hayatında futbol maçı izlememiş, kulübü şirketin müdürünü yönetir gibi yönetmeye çalışan iş adamı bozuntularına destek vermem.

    şampiyon takımın hocasını gönderip ne yapmaya çalıştığını herkes gördü. fatih terim ile şampiyon olamasak bile sorun etmezdik ama bu hareketinle sene sonu şampiyon olamazsan seni o koltukta oturtanın aklına tüküreyim.
  • 3829
    son hamleleriyle kendi kendini rezil edebilecek cok riskli bir surecin baslamasina neden olacak gibi gorunuyor.

    stratejik bir zekasi oldugu konusunda ciddi suphelerim var.

    bir oyun planinin olmadigi anlasiliyor, olsaydi hocayi bugun aciklardi.

    olasi kotu sonuclarda yalpalayacaktir. maalesef o kotu sonuclar da cok uzak degil. rize, juve, akhisar... kolay bir fisktur degil...

    tokezledigi anda da kapaklanir...

    olan ise cok degerli donemi ayak oyunlariyla heba edilecek galatasarayima olur, hazin tarafi bu butun bu yasananarin...
  • 3830
    fatih hocayla ilgili kararında haklı yada haksız o iki ucu açık bir konu hepimizin haklı sayabilecek birbirine zıt bir sürü fikri var ama gerçek şu ki şu an kulüp başkanı başka biri olsaydı bayağı bir karamsar olurdum. müthiş zeki bir insan bir çok şeyi önceden sezebiliyor, her zaman özgüveni yüksek bir duruşu var ve ben onun galatasarayı çok büyük sıkıntılar içine sokacağına pek ihtimal vermiyorum. *
  • 3831
    ünal aysal'ın fatih terim'i kovma nedeni basittir. sezon sonu şampiyon olmamız halinde dördüncü yıldızımızı takacağız. o yıldız geldiği andan itibaren de fatih terim'in taktığı dördüncü yıldız olarak tanımlanacaktı. ünal aysal bunu yediremedi. ünal aysal burada galatasaray sevgisinden falan durmuyor. burası onun egolarını tatmin etmek istediği yeni bir kurum. ünal aysal fatih terim'i yollamazdı adamın kafası çalışmıyor mu böyle bir kumar oynasın diyenler iki seneden fazla süredir hiç mi tanımadınız bu adamı. kumar kaybetme ihtimalinin çok yüksek olduğu bir oyundur ama ünal aysal'ın kaybedecek bir şeyi yok. bu adam zaten kısa bir süre içinde gidecek. başarısız olursa mayıs ayında basın karşısına çıkıp, 'hocamızı göndermek o şartlarda gerekli bir husustu, aslında görev süremin sonuna kadar hocamızla çalışmak isterdim ama olmadı. dış etkenler bizi o noktaya sürükledi. yanlış yönlendirildiğime katılmıyorum, fikir alışverişleri oldu ama son kararları hep ben verdim. tabi giderken çok güzel bir tablo bırakıyoruz. üç sezonda iki kere şampiyon olmak kolay bir başarı değil. umuyorum bundan sonra da böyle devam eder.'

    aysal'ın amacı sadece galatasaray'ı bir yerlere getirmek değil, galatasaray'ı bir yerlere getirirken başrolde olmak, sonsuza kadar unutulmamak. bunun için yönetimdeki tüm güçlü isimleri kovup bakın ben her türlü başarılı olurum, herşeyin anahtarı ben de mesajı vermek istedi. ama bu da egosuna yetmedi. fatih terim'i kovdu. bugün mourinho gelse avrupa'dan kupa getirse ünal aysal hep bir numarada olacak. şunu unutmayın ünal aysal kulübü bıraktığı andan sonra kulüp ölüm döşeğinde olsa bir bardak su uzatmaz.

    son konu bu takım derbiyi kaybetse terim takımın başında olmaya devam ederdi. ünal aysal bu takımın durduralamayacağını gördü ve iştahı kabardı. bu sezon avrupa liginde de iyi noktalara gelebiliriz. kimsenin doğru düzgün siklemediği dünya'da popüleritesini en iyi koruyabildiği yer olan türkiye'den bu senede bir takım yarı final ya da final oynayabilir. tabi biraz şansla kupada gelebilir. aysal o kupaya terim ile oynamak istemedi. başrole geçip altına getirdiği bir adamla oynayacak. hayırlı olsun. zaten terim olsa her türlü ikinciliği zorlardık şampiyonlar ligi gruplarında.
  • 3835
    savunucularının argümanlarını masaya yatırma vakti gelmiştir.

    *tez*: gördüğüm en zeki adam.

    *antitez*: her ne kadar galatasaray bir spor kulübü olsa da, futbolun baş rol oyuncusu olduğu hepimizce malum. zeki bir insan, sezon öncesi hazırlıklarını birlikte geçirdiği, kendince oynatmak istediği sisteme göre ve imkanlar dahilinde transferini yapmış, kısaca tüm stratejisini belirlemiş hocasını bak isminin terim olmasına gerek te yok, herhangi bir teknik direkörü dahi ligin beşinci haftasında, yetmezmiş gibi juventus maçına sadece 6 gün kala kovmaz.

    zeki bir insan eğer daha fazla hocasıyla çalışamayacağını düşünüyorsa, kendisiyle anlaşamayacağı sonucuna varmışsa ya da kendince ters gelen hareketlerinin kulübe zarar verdiğini düşünüyorsa en azından bir devre arasını bekler. üstün zekalı insan ise, fatih terim'le sistem konusunda mutabakata varamadık, ancak kendisiyle mayıs 2014'e kadar sözleşmemiz var. sezon sonuna kadar kendisiyle birlikte olacağız. 2014 senesi için ise yeni bir yapılanmaya gideceğiz der.

    bu sayede hem kurulmuş olan sistemi riske atmaz, hem de geleceği daha sağlam temeller üzerinde inşaa edecek zamanı yaratır.

    kendisinin zekası şirket yönetimi üzerinedir. ancak ve ancak galatasaray bir şirket değildir. buraya daha sonra değineceğim.

    *tez*: kendisi galatasarayı idari yönden ayağa kaldıran büyük başkandır.

    antitez: aslında her şey tam da burada başlıyor. inan kıraç'ın başını çektiği masonik olduğu iddia edilen bir oluşum, düzenlediği bir operasyonla polat'ı devrip kendisini başkan yaptı. polat yönetimi cidden çok başarısız sezonlar geçirdi. galatasaray'ın geçmiş on yılı her anlamıyla dibe çöktüğü bir dönemdir. buna kimsenin itirazı olamaz sanırım. ancak herkesin göz ardı ettiği bir gerçek var.

    daha fazla dibe batamayacak kulüp tam da polat'ın kellesi alındığı dönemde tünelin ucundaki ışığı görmeye başlamıştı.ufukta kurtuluş umudu belirmişti. kulübün kangrenli kolu olan şirket birleşimi gerçekleşmiş, endistrüyel futbola ayak uydurmamıza olanak sağlıycak stat bitirilmiş, su adanın piyasa değeri 150 milyon dolarlar seviyesine çıkarılmış ve üçüncü köprü güzergahı rivanın değerini tavan yapmıştı.

    işte aysal tam da böyle bir zeminde başkanlığa aday gösterildi. zaten var olan imkanların farkında olmasaydı bu işlere girip te taşın altına elini falan sokmazdı.

    aysal göreve gelmeden önce gerets'le ön protokol imzalayarak zaten bu işten zerre anlamadığını göstermişti. allahtan ali dürüst floryanın bitik durumda olduğunun farkındaydı. bu işleri az çok bildiğinden, ona göre floryadaki enkazı olsa olsa terim kaldırabilirdi. zor da olsa bir şekilde aysalı bu konuda ikna etmiş olmasaydı zaten bugün ne aysal kalmıştı ne de o içi boş kurumsallığı.

    ne diyorduk, idari başarı.

    bugün a.ş'deki hisse oranını umursamıyorsunuz. ama iş hiç te öyle değil. şirketin hisselerini satmak rivayı satmaktan farklı bir şey değil. sadece göz önünde olmadığı için çoğu kişi farkında değil. bugün kulübe ait şiketin sadece %55'i bize ait. 300 liraların üzerindeki hisse fiyatları satıldıkça nasıl değer kaybetti belki bir çoğumuz bilmiyoruz.

    çok fazla rakamlara girip konudan şaşmak istemiyorum. ancak bilançonun ne olduğunu bilen yazarlar kulübün finansal olarak düzlüğe çıkmadığını, aksine borç yükünün giderek arttığının farkındadırlar.

    sermaye artırımını amerikanın keşfi sananlar var. onu bile eline yüzüne bulaştırdı. bir sene arayla iki defa sermaye artırımı mı yapılır. bedelli artırımlar iflasa giden şirketler için gereklidir ancak yatırımcının da ister istemez canını yakan hadiselerdir. bu işi bir kerede halledip geride bırakmak varken, işi dallandırıp budaklandırmak şirketin itibarını zedelemiştir. açılmış yüzlerce davaya bir okadarı daha eklenicek. sen ne hakla külübe ait şirketi mahkeme mahkeme süründürüyorsun diye sorarlar adama.

    *tez*: kulübü kurumsallaştırıyor. büyük adam.

    *antitez*: en traji komik hadise de bu kurumsallaşma olayı. aysal'ın kurumsallaşma dediği şey biat etmekten öte anlam taşımıyor. külübün şirketine pozisyon açıp personel istihdam etmek kurumsallaşmak ise şu an baya kurumsal bir kulübüz.

    en başa dönücek olursak galatasaray bir şirket değildir. burayı bir şirketi yönettiğin gibi yönetemezsin. ortada bir dernek, o derneğe ait kongre üyelerinin oylarıyla sçilmiş bir yönetim kurulu var. bu yönetim kurulunu, oraya buraya istediği personeli atayan istediğini kovan bir yapıya dönüştürmek kimsenin haddi değil.

    galatasaray bir his kulübü. değerleri, mazisinden gelen derin bir kültür mirası var. sen herkese benim işe aldığım personel gözüyle bakarsan, bu kulübü tam anlamıyla şirketleştirmeye kalkarsan karşında er ya da geç taraftarı bulursun. koskoca kulübü şirket gibi düşündüğünden beni de müşteri olarak görüyor. yakında anlar taraftarla müşteri arasındaki derin farkı.

    kulübün yaşayan en büyük efsanesine de bu zihniyetle yaklaşıp eleman ayağı çekemezsin. çekersen de böyle ayarı yersin. terim galatasaray uğruna kendisine çok bile dayandı.

    kendisi okadar kurumsal bir kişi ki, efsanesini kovuyor, kendi televizyonundan bir kişi de çıkıp korkusundan terim'le alakalı objektif bir değerlendirmede bulunamıyor. terim'in doğrularını yanlışlarını masaya yatırıcak bir program yayınlamıyor. bu yapılanın zamanlamasını tartışmaya açamıyor. yapılış şeklini eleştiremiyor. taraftarını telegol izlemek zorunda bırakıyor ki terime karşı oluşturulan cephe büyüsün. çalışanları suçlamak istemiyorum, ekmek parası sonuçta. ters bir şey söylerse kendisinin de kovulacağını biliyor.

    bu kurumsallaşma işi, sonu tek adamlığa giden ucu pis bir değnek. haziran 2012'de, hazır gücü arkasına almışken seçim kararı alması, yönetimdeki muhalif kanadı izole etmesi de niyetini açıkça gösteriyor.

    üzülerek görüyorum ki, bazılarımıza göre başımızda; zeki, idari açıdan üstün başarılar sergileyen, kulübünü kurumsallaştırmış büyük başkan ünal aysal var. nedense ben hiç rahat değilim. futbol iyi gittiği sürece başkanlığına devam edecek aysal'a güvenim hiç ama hiç kalmadı.
  • 3838
    bugün sadece tarihe not düşmek için yazıyorum, yapılan vefasızlığı galatasaray camiası hiçbir zaman sinesine çekmeyecektir. ancak söyleyeceklerim başka, ünal aysal camiamızın başkanlığına bir şekilde finansal deha bizi borçtan harçtan kurtaracak kurumsal yapıyı galatasaray'a oturtacak söylemleriyle geldi. sportif başarılarla ivme yakaladık ve altın çağımıza girdiğimiz dönemde bir anda kurumsallaşasımız* geldi. şu anda teknik direktör, yardımcılar ve personel görevlerinden ayrılmış, oyuncular demoralize olmuş ve takım ne olacak ne bitecek bilmeden belirsizlik içinde bekliyor.

    diyeceğim o ki; arkadaşlar kendimizi kandırmayalım bu kurumsallaşma değil resmen temizlik projesidir, kelle almadır. yöneticilerle başlamıştır, personelle devam etmiştir bunun belki oyuncu ayağı da olacaktır. yani aysal bana sorarsanız vaatlerinden birisinde çok ciddi hata yapmıştır. (henüz erken, biraz bekle gör diyenler çıkacaktır yahu yıllardır tanıdığımız insanlara veda edişimize bakın iletişime bakın rasim ozanlar falan medya üzerinden kendi hocasına vurduran başkan mı kurumsallık getirecek.)

    gelelim ikinci ayağa, ki bana göre bam teli de burası çünkü söz konusu olan galatasaray'ın istikbali yani ekonomik istikrar. kulübümüz büyük bir borç yükü altında stad gelirleri, forma, sponsorlar, bilet, sportif başarılar, sermaye arttırımı falan derken son açıklanan mali raporda borcumuz 250 milyon dolar görünüyor. transferler* * yapıyoruz gider kalemi* sürekli büyüyor. galatasaray başarıya muhtaç halde ki pastadan en büyük dilimi alsın yoksa ekonomik sürdürülebilirliği ciddi hasarlar alacaktır. açıkça söylüyorum, ben galatasaray'ın ekonomik olarak batağa gittiğini böyle giderse iflas bayrağını çekeceğinden korkuyorum. şimdi burada yahu yöneticiler şöyle iyi adamlar mesleğinin erbabı diyenler çıkacaktır. arkadaşlar fatih terim'e "şimdi de gitsin fb'yi çalıştırsın" diyen adnan nas bir finansal denetleme ve danışmanlık şirketi eski başkanı, bu tip kişiler aslında ne yapar biliyor musunuz ? makyaj ve kredibilite, yani bütçeniz sizi zarar eden ekside bir şirket olarak gösteriyorsa ehil bir finans danışmanı birkaç yöntemle ortada hiç bir problem yokmuş gibi gösterebilir. ve üzgünüm ama gerçekte de olan budur, araştırın aysal'ın medyada defalarca "teknik olarak iflas ettik" tarzı demeçlerini görürsünüz eğer sermaye artırımı yapamasaydık küçük yatırımcıdan para çekemeselerdi neler olabileceğini düşünün. üstüne bir de şöyle diyin iyi de sürekli sermaye artırımı "değirmen suyu" ile bu çarklar döner mi ? ben düşününce dönmeyeceğini anladığım için yazıyorum. yahu 2015-16 sezonu bilet gelirlerinin bir kısmını kredi alabilmek için denizbank'a ipotek ettik, istikbalimizi. geriye ne kalıyor, galatasaray'ın gayrimenkulleri riva arazisi mesela. kamuoyunda kurtuluş projemiz olarak dillendirilen, emniyet subabımız. gel gelelim orada da alengerli şeyler açık kaynaklarda görülür olmuş. aysal'ın rivadaki kulüp arazisine komşu yerlerde seneler öncesinden faaliyeti olduğu şirketler bazında kanıtlanabilir gerçektir. belki kendisine haksızlık yapıyorum ancak hayatının büyük bölümünü yurtdışında geçirmiş, aktif işadamı sayın aysal'ın 75 yaşındayken galatasaray'a başkan olmasının başlıca sebebini galatasaray'ı yüceltmek olarak görmüyorum. bence kişisel faydalar daha ön planda galatasaray başkanı sıfatı türkiye'de iş, bağlantı, güç anlamında daha nüfuzlu, kapıları kolay açan kişidir. biz ünal başkanın finansal hokus pokuslarından, o ise bizim imajımızdan faydalanıyor. ayrıca kendi yatırımlarının olduğu rivadaki en büyük arazilerden birine sahip takımımızın yönetiminde geliştirdiği projelerle dolaylı olarak kendisi de karlı çıkıyor. hayata geçmiş riva gayrimenkul projesinden akacak kaynaklar galatasaray'ı ekonomik dertlerinden kurtarır. ancak, kötü giden mali tabloda ekonomik çıkmaz oluşur "son çare" olarak arazinin satışı gündeme gelirse bunu galatasaray'a yapılmış ihanet sayarız, peşini de bırakmayız kim alır ne yapacak takipçisi oluruz. işte serhat ulueren ünal aysal'ın geleceğiyle ilgili yorumda "mayıs 2014'te 500 milyon dolar borç bırakarak kaçacağı" gibi ilk baktığında ipe sapa gelmez bir fikri öne sürmesine biraz da bu yönden bakmak gerektiği düşüncesiyle dipnot olarak koyuyorum. arkadaşlar diyecektir ki onu ciddiye alarak bunlara mı kafa yordun ? yorarım arkadaş söz konusu galatasaray ise yorarım. 40 yılını galatasaraya vermiş fatih terimi önce milli takımı, sonra sözleşmeyi öne sürerek daha sonra ise "galatasaray örflerine" karşı gelmesi sebebiyle bir çırpıda kovabilen başkanımız düşündürtmüştür bunları.

    önümüzde zorlu bir süreç var, en başta da belirttiğim gibi bu uzun yazıyı tarihe not düşmek ilerleyen vakitte geriye dönüp bakmak için yazdım. umarım uzun zamanlar sonra tekrar okuduğumda "hakkını yemişim" diyerek okurum. aksi takdirde bizim için felaket senaryosu gerçekleşmiş olacak.
  • 3839
    benim anlamadıgım nokta şu; fatih terim yollandıktan 10 dakika sonra trtspor'da direk teknik direktör isimleri belirlenmişti. di matteo, mancini falan. nasıl belirlendi bu isimler ? 10 dakikada mı belirlendi . tabikide hayır. haftalar öncesinden kazdılar hocanın kuyusunu. basına da isimler öncede sızmıstı. hersey önceden planlanmıstı. e ünal aysal fatih hocanın ayrıldıgı gün basın toplantısında dememiş miydi '' suan hiçbir hoca ile görüsmedik '' diye. yalancısın başkan. büyük yalancısın.
  • 3840
    başkanlığını yaptığı on altı kişilik yönetim kurulunda, kendisi, asbaşkanı ve iki başkan yardımcısı dahil ve otomatik üye galatasaray lisesi müdürü hariç toplam dokuz üye galatasaray lisesi mezunudur.

    bahsi geçen yönetim kurulu, başkan tarafından bizzat ve özenle seçilmiş, olağanüstü bir genel kurulla apar topar seçtirilmiş ve bizzat başkan tarafından "tam istediğim gibi oldu" şeklinde yorumlanmıştır.

    zira, aynı başkan kulübün idari yapısının "liseci" zihniyetten kurtarılması gerektiği ve kurumsallaşması gerektiğini de belirtmiştir.

    kurumsallaşma yolunda, kulüp içinde pek çok "profesyonel" görevlendirilmiştir. galatasaray sportif aş genel müdürü ve icra kurulu başkanı lütfi arıboğan * * * ve sportif direktör de yine bir başka gs liseli olan bülent tulun olmuştur.

    bütün bu denklem içinde, başkan ya lisecileri, yine gs lisesi mezunu arkadaşları sayesinde alt etmeye çalışıyor - ki içlerinde benim tanıdığım isimlerin hepsi liseli oldukları kadar lisecidirler - ya da...
  • 3841
    istifaya çağırmak gayet tabi haddime fakat nankörlük olur. allah razı olsun, bizi dipten aldı buralara kadar getirdi lafım yok. ama bundan böyle hocamı kovarak duygularımın katili olan adamdır, hissiyat bırakmamıştır. canlı şahit olmama rağmen 2010-2011 futbol sezonu bile alamadı o hissiyatı içimden. hep başarı, başarı, başarı dedin ya başkan, bundan sonra yerler komple yaş tahta haberin olsun.

    (bkz: türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz)
  • 3842
    ilk kriz anında nasıl bir hamle yapacağını bekliyordum ve o intihar etmeyi seçti.

    kulübü holding gibi yönetmeyi hedefliyor ama bilmesini isterim ki spor kulüpleri kar amacı güdmezler. onlar için öncelikli hedef sportif başarı. eğer sportif başarı olmazsa isterse kasayı her sene 200 milyon euro artıyla döndürsün nafile. ilk seçimde postalanır.
  • 3845
    başkanlığa geldiğinden beri kriz yönetimi başarılıydı. görülmeyeni çoğunlukla önceden gördü.
    aldığı her kararda ve söylediği her sözde başta kendisine gösterilen tepkilere karşın bir müddet sonra olaylar hep onun söylediğine geldi.
    ancak onun tarafından terim'in gönderilişi taşları yerinden oynatmadı bence darmadağın etti. zamansız, usulsüz ve üstüne çirkinleşen bir yol izlendi.
    ülkenin en pahalı takımı 4. yıldızı takmak ve avrupada ilerleyebilmek adına yılın en kritik anlarından birinde şu an hocasız durumda.
    bu süreçte yaşanacak başarısızlığın ekonomik vebali de kendisinin yakasını bırakmayacaktır. bu yüzden şansa her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var.
    kendi adıma söyleyeyim, kendisine olan güvenim çok ama çok büyük ölçüde sarsıldı.
  • 3848
    herkes başkana kızıyorda terim in hiç mi suçu yok arkadaş? dün gördük işte federasyon başkanının açıklalarını. imparatoru savunanlar, ölümüne destekleyenler nasıl hazmediyor tüp kafanın açıklamalarını. ben helal olsun diyorum ünal başkana. tüp kafa ile kader ortağı olan terim'i galatasaray'dan göndererek en doğru olan işi yapmıştır .
  • 3849
    arkadaşlar şu gerçeğin farkına varalım. fatih terim zaten sezon sonunda gi-de-cek-ti. ünal aysal bunu bildiği için kısa vadeli plan yapmak istemedi. fatih terim'in kara kaşı kara gözünü sevdiği için getirmedi ya da sevmediği için yollamadı.

    ünal aysal çok zeki bir adam, kurumsallaşma sürecini tamamlamadan giderse özhan canaydın zamanına geri döneriz. şu an aldığı kararın doğru olduğunu sene sonunda göreceğiz.
  • 3850
    he ya fatih terim zaten sezon sonu gi-de-cek-ti de zeki olan ünal aysal bunu bildiği için fatih terim'i gönderme kararı alınmadan önce hiçbir teknik direktörle görüşme yapmadı. yani bunu kendisi söylüyor. çok zeki olan, her daim bir b planı olan başkan plansız takımı hocasız bırakıyor. buna ben inanmıyorum da kendisini savunanlar inanıyorlar mı? yoksa taraftara şirin görünmek adına yalan mı söylüyor? bunu ben cevaplamayayım. çok mu zeki yoksa zannettiğiniz kadar mantıklı hareket etmiyor mu yoksa bizi salak yerine mi koyuyor?

    bizi salak yerine koymasın. saksı değilim ben.
App Store'dan indirin Google Play'den alın