resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 3801
    kendisi galatasaray başkanıdır, ali sami yen'in koltuğunda oturmaktadır ve her türlü eleştiriden azade olmamakla birlikte kendisine sözlük mecrasında yapılan terbiyesizlikler fazlasıyla can sıkıcıdır ve en basit ifadeyle hadsizliktir. yıldırım demirören denen insan müsveddesi bile bugün kendisine aklınca ayar vermeye çalışıyosa bunun sorumlusu kendisi midir, terim midir diye bi düşünün isterseniz bakın ne cevabı bulacaksınız. milli takım'ın teklifini onu yöneten kadro şike aklayıcısı ve en küçük fırsatta galatasaray'ı yemek için her türlü şerefsizliği yapan bir ekipken en ufak bir tereddüt geçirmeden kabul eden bir teknik direktör'e istemeden de olsa 4 maçlık izin verip mayısa kadar devam etme müsaadesi verme nezaketini gösterip üstüne de haftası dolmadan 2 yıllık sözleşmeyi fatih terim'in önüne koymuştur e daha ne yapsın amk adam. her basın toplantısında galatasaray başkanına atar yapıp gönderme yapan lakin sözleşmeyi imzalamayı düşünmeyi bırak milli takımla geleceğini temellendirmeyi düşündüğü her halinden belli olan bir ismi galatasaray'ın menfaati ve vizyonu adına göndermeyip de ne yapacaktı kardeşim. arkasındayız,hele bu saatten sonra en net ve gür bir biçimde,yürüyedursun.
  • 3803
    baş eleman.

    evet kendisi baş elemandır. bunu ona söyleme durumunda karşı çıkacağını sanmam. başkan da olsa, futbolcu da olsa şube sorumlusu da olsa galatasarayın bir elemanıdır. bunun kötü bir anlam içerdiğini de sanmıyorum.

    malum sözlüğümüz ve insanımız hala 90lı yılların arabesk türk taraftar profili çizgisinden bir an olsa bile ayrılamadığı için burada hakaretler ve daha bir sürü saçma sapan laflar diziliyor kendisine.

    bu adam galatasaraya farklı bir kafa farklı bir anlayış yerleştirmeye çalışıyor. 13 sene önce uefa kupasını kazandığımızdan beri yeni bir boyuta geçmemiz gerekirken yapamadık olmadı. ama fark daha fazla açılmadan artık avrupa takımlarıyla benzer çizgide olabilmemiz, belli bir standartımızın ve istikrarımızın olması gerekli.

    ben ünal aysal'ın bunu başarabileceğini düşünüyorum. avrupa görmüş, hatta orada zengin olmuş, istikrarlı, zeki ve profesyonel bir adam. boş bir adam değil. egosunu şişirmekten başka birşey düşünmeyen bir adam hiç değil. o yüzden galatasaray avrupa standartlarında bir takım olacaksa ve bazı fedakarlıklar yapılacaksa ben varım. ve bu yolda bu adama güveniyorum.
  • 3804
    2 senede efsane başkan statüsüne yerleştirilen kişi. efsane olmak öyle 2 transferle olmuyor malesef. ne kadar fatih hoca'nın da hataları olduğunu düşünsem de terazide hata ibresi oldukça ünal aysal'ın tarafındadır. tırnaklarınla kazıyarak seneler sonunda kazanılıyor o ünvan, fatih terim gibi... bu kafayı yaşayanlar arda turan'ı da büyük kaptan yapıyor 1 senede.

    fatih terim'le çalıştıkları dönemdeki hatalarını karşılaştırabiliriz ancak kendisi görevden alış biçimiyle fatih terim gibi bir galatasaray efsanesine büyük saygısızlık etmiştir. kendisine yakın medya organlarının yardımlarıyla uzun zamandır sürdürdüğü karalama kampanyasının sonucunu almıştır. galatasaray efsanesine yapılan saygısızlık ne kendisi için, ne de abisi inan kıraç için hak değildir, olmamalıdır.
  • 3806
    ah be başkan bizim boynumuzu bükmek zorunda mıydın?

    2 yıldır kupa üstüne kupa kazanan, derbilerde rakiplerinin korkulu rüyası olmuş, kaç tane maçı yenikken çevirmiş adamı böyle bir zamanda yolladın.

    2 senedir atıştığım, go goy yaptığım, goyduğumuz için eğlendiğim beşiktaşlı ve fenerli arkadaşlarım gülüyorlar bana, sorular soruyorlar cevap veremiyorum, şampiyonluk hayalleri kuruyorlar, ben ise dokunsan ağlayacak durumdayım, spor ya da galatasaray konuşmak bile istemiyorum dün akşamdan beri başımda bir ağrı var, gece zaten uyuyamadım doğru düzgün, arayan galatasaraylı arkadaşlarım telefonlarına bakmıyorum bile. psikolojim alt üst oldu. geçer bunlar da geçer şampiyon da oluruz ama ben efsane'ye yapılanı sindiremiyorum, bize, sana, galatasaray'a yakışmadı.

    alacağımız var haberin olsun.
  • 3807
    2.5 senelik istikrarı silip atan, görevi aldığı zamanki kaos ortamına benzer düzeyde bir kaosa galatasaray'ı atan başkan. böyle bir ortamda yıldırım demirören de konuşur, leş kargaları da nemalanır. fatih terim'i gönderirken galatasaray'ın neler kazanıp kaybedeceğini dahi öngöremeyen başkan. böylesine riskli bir karar, karar değil hatadır. çünkü bu filmi biz daha önce çok seyrettik, yabancı bir hoca gelecek, ilk mağlubiyetinden itibaren işsiz teknik direktörler tarafından eleştirilecek, telegol gibi programlarda galatasaray yerlere serilecek, rıdvanlar güntekinler hiç susmayacak, ortada da galatasaray'ı savunan tek bir lider tek bir adam olmayacak. fatih terim sadece bir teknik adam değil aynı zamanda galatasaray'ın haklarını, büyüklüğü savunan tek adam(dı). elbette fatih terim vazgeçilmez değil ancak ne gönderme sebepleri mantıklı, ne zamanlaması doğru ne de getirisi götürüsünden fazla. en büyük darbeyi her zaman olduğu gibi galatasaray yedi.
  • 3809
    en azından diğerleri gibi oynak olmayan başkanımız. hoca ile çalışmak istemediği ortadaydı ve şartlar da kendisini haklı gösterecek duruma geldiğinde gerekeni yaptı. hiç bir hoca başkanı ile böylesine polemiklere girmez, girmemeli. girer ve "ben mi sen mi ulan" tarzında yaklaşımda bulunursa gereken cevabı da alır. eski galatasaray yok artık. kendisinin bir hedefi var, bir ideali var ve gerçekleştirmek için doğru bildiğini cesurca yapıyor. olaya duygusal yaklaşmıyor, sorumluluk alıyor. sürekli biz neden x bir avrupa takımı gibi olamıyoruz yaeaeaeae diye ağlayaların haklı isteklerini yerine getirmek için çalışıyor. ama bu ağlayanlar ve büyük bir avrupa kulübü olmak isteyenlerin, şimdi kendisini saçma sapan nedenlerle eleştirdiği için işi zor. ama merak etmesin, kendisini anlayan ve destek veren bir kitle de var. inanıyorum ki başarılı da olacak. tüm galatasaraylı'ların da kendisine destek vermesi gerekiyor. tabii harbiden aslolanları isimler değil de, galatasaray ise.
  • 3810
    kendisine zaman verilmesi gereken başkandır.
    fatih terim'i bizden aldı tamam, ama kriterimiz yine de başarı olmalı. eğer bu sebepten dolayı başarısız olursak o zaman kellesini isteyelim ama şu ortamda bırakalım ne yapacağını görelim. bu kulübe başkan olarak gelmiştir,kendi düzenini ve yöntemini uygulamak istemektedir. kulüp kimsenin malı değildir ama bu durum başkanın inisiyatif almayacağı anlamına gelmiyor.
    şimdiye kadar fatih terim ile birlikte bu başarıyı yakalamıştır. dolayısıyla başarısı şimdiye kadar fatih terim'e endekslidir. bundan sonrası için başarısız olursak yönetim kurulu, bülent tulun ve fatih terim tercihleri sebebiyle fatura kendisine kesilecektir.
    bir galatasaray taraftarı olarak kendimizi şu anda galatasaray'ın en çok ihtiyacı olan unsuru olarak görüyorum. şu kaos ortamında biz de bölünür ve kulübümüze desteğimizi veremezsek, takım dipsiz bir kuyuya düşecektir."yönetim istifa" dediğimiz bir ortamda futbolcuların da bütün konsantrasyonu bozulacak ve başıboş bir halde bilinmeze doğru sürükleneceğiz. şu anda bağırıp çağırmamız yönetimi ve başkanı istifaya çağırmamız bize fatih terim'i geri getirmeyecek. aksine aldığımız zararı katlayacaktır. başkana destek olalım demiyorum, ama en azından köstek olmak yerine, takıma destek olmamız gerekir diye düşünüyorum.
  • 3814
    galatasaray'ın başkanı eleştirilirken dikkat edilirmiş yok saygısızlık yapılmazmış mış mış muş....kendisi hiç bir organımın başkanı falan değildir. bu saatten sonra getireceği teknik adam zaten başarılı olamayacaktır ki olsa bile gözümde hep fatih terim geri donene kadar onun yerine bakan emanetçisi olacaktır. galatasaray'ın buyuk başkanı yoktur. büyük galatasaray'ın başkanı vardır ve herkes hakettiği gibi eleştiri alır.
  • 3815
    altı üstü bir başkandır, fatih terim gibi camianın efsanelerinden biri değildir. bu camianın yaşayan efsanesine kulübün imkanlarını kullanarak saygısızlık yapmış, kendi kamuoyunu oğuz altay, rasim ozan kütahyalı, ibrahim seten gibi kirli insanlarla oluşturan politikacıdır. bundan sonra fatih terim'in hayaletiyle yaşayacak, her tökezlemesinde üstüne basmak için fırsat bekleyen milyonların ayak sesini duyacak.
  • 3816
    lige ve sampiyonlar ligine henuz baslamisken fatih terim ile yollari ayirarak buyuk risk almis baskanimiz. kimse durduk yere kendi bacagina sikmaz. lig baslamadan once terim'den vazgecseydi ozaman iyimi yapti kotumu yapti herkes fikrini beyan eder, daha sonra da kim hakli kim haksiz bekler gorurduk. aysal akilli adam bu konuda herkes hemfikir. ben hersey hakkinda bilgimiz olmadigindan bu konuda pek kendisini elestirmek istemiyorum. bende terim'in egosundan, bir teknik direktorden fazlasi oldugunu hissettirmeye calismasindan, yer yer oyuncu tercihlerinden ve yilmaz vural vari kendini bazen kaybetmesinden hoslanmiyorum. devre arasi veya lig baslamadan yollar ayrilmis olsaydi bende az sayisaki diger taraftarlar gibi epey sevinecektim. simdi yola cikilmisken yapilan bu tercih insani ister istemez endiseye sokuyor. ama ben yinede baskanin bu konuda artik yapacak biseyi kalmadigindan bu karari aldigini dusunuyorum. sonucta takim buyuk ihtimalle sendelemeye baslayacak ve her seferinde elestrileri kendisi goguslemeye calisacak. bunu akli basinda kimse istemez. ha terim'in de galatasaray askindan sonuna kadar aysal'la calismak istemedigini de herkes biliyor. taaa terim-tulun-florya olayinda basgostermisti yıldızlarının barismadigi. sonucta fatih terim takimda kalmak icin canla basla savasti da, aysal hic takmadan onu gonderdi diye bisey yok.
    aysal'in gorevden alma tarzi sert oldu. o konuya bende katiliyorum. bir de su varki; demiroren agziyla bir haber cikti. adam kalkip oyle bisey demedim basinin oyununa gelmizsiniz dedi. ama simdi terimle 3 yillik imza icin anlasmaya calisicaz deyip soylemedigini iddia ettigi seyi yapacagini belirtti. kimse de demiyorki bu nedir amk.
    ben herseye ragmen aysal'in yanindayim. bu saatten sonra farkli bir tutum kulube zarar verir. terim kalsa aysal gitse yine ayni sey olmali. cunku herkes gelip geciyor, geriye kulup ve taraftarlar kaliyor.
  • 3818
    camia içinde adi bilinse de, pek çok galatasarayli unal aysal'in adini galatasaray'in 100. yili munasebetiyle mehmet ali birand ve ekibince hazirlanan unutulmaz maçlar belgeselini finanse etmesiyle tanidi. hangi maçlar vardi o belgeselde?

    maclarin listesi sudur;
    1- (bkz: 7 haziran 1987 galatasaray eskisehirspor maci)
    2- (bkz: 26 ekim 1988 neuchatel xamax galatasaray maci)
    3- (bkz: 9 kasim 1988 galatasaray neuchatel xamax maci)
    4- (bkz: 1 mart 1989 monaco galatasaray maci)
    5- (bkz: 15 mart 1989 galatasaray monaco maçı)
    6- (bkz: 20 ekim 1993 manchester united galatasaray maci)
    7- (bkz: 23 kasim 1994 galatasaray barcelona maci)
    8- (bkz: 16 eylül 1998 juventus galatasaray macı)
    9- (bkz: 30 eylul 1998 galatasaray athletic bilbao maci)
    10- (bkz: 2 aralik 1998 galatasaray juventus maci)
    11- (bkz: 3 kasim 1999 galatasaray milan maci)
    12- (bkz: 23 kasim 1999 bologna galatasaray maci)
    13- (bkz: 9 aralik 1999 galatasaray bologna maci)
    14- (bkz: 2 mart 2000 borussia dortmund galatasaray maci)
    15- (bkz: 9 mart 2000 galatasaray borussia dortmund maci)
    16- (bkz: 16 mart 2000 real mallorca galatasaray maci)
    17- (bkz: 23 mart 2000 galatasaray real mallorca maci)
    18- (bkz: 6 nisan 2000 galatasaray leeds united maci)
    19- (bkz: 20 nisan 2000 leeds united galatasaray maci)
    20- (bkz: 17 mayis 2000 galatasaray arsenal maci)
    21- (bkz: 25 agustos 2000 galatasaray real madrid maci)
    22- (bkz: 12 eylül 2000 galatasaray monaco macı)
    23- (bkz: 3 nisan 2001 galatasaray real madrid maci)

    23 maçin tam 13 tanesinde teknik direktor fatih terim. bak ucte birinde degil, yarisinda degil. 23 maçin 13 tanesi terim'in maçlari. iste unal baskan boylesi bir galatasaray efsanesini, en basarili oldugu donemlerden birinde (birinde 9 digerinde 10 puan farkla ust uste iki lig sampiyonlugu, fenerbahçe onunde alinan iki super kupa, sampiyonlar ligi ceyrek finali) apar topar yollayan adamdir.
  • 3820
    getireceği teknik direktör ne kadar başarılı olursa olsun, fatih terim'i kulüpten kovamasıyla tarihe geçmiştir. evet kendisinin gözümdeki değeri, bu hamleyle sıfıra inmiştir. fatih terim ulan bu, herkesin gıpta ile baktığı adam. fenerli arkadaşlarımın, sırf fatih hocanın saha kenarındaki duruşunu görmek için maçlarımızı seyrettiklerini biliyorum. saha kenarındaki "kolej takımı" havasını görmek için izliyorlardı bizi. çünkü onların takımında ne yaparlarsa yapsınlar, bir türlü oluşturamadıkları şeylerden biriydi bu. peki sen ne yaptın başkan? önce yönetimdeki muhaliflerini temizledin ve fatih hocayı yalnızlaştırdın, ardından milli takımdan teklif gelmesini fırsat bilerek, fatih hocaya kabul etmeyeceğini bile bile, resmen bizans oyunu oynayarak basın üzerinden iki senelik sözleşme teklif ettin. her şey açıkça ortada başkan, fatih hocayı istemediğini cümle alem biliyor, ama bunu delikanlıca halledemedin ne yazık ki. sana şampiyonluklar kazandıran hocana ihanet ettin. her şey açık ve net bir biçimde ortada. galatasaray'ı kurumsallaştıracağım diye, hissizleştiremezsin başkan! bu kulüp, dilekçe ile bakanlığa müracaat edilerek kurulmuş kıytırık bir kulüp değil, bunu en iyi senin bilmen lazım. ama kurumsallaşma sevdan, bir çuval inciri berbat etti. 24 eylül 2013 tarihiyle fiilen biten başkanlığını nereye kadar devam ettireceksin gerçekten çok merak ediyorum. istediğin başarıyı kazan, istediğin kupayı getir önümüze koy, ama bu yaptığın unutulmayacak başkan!
  • 3821
    kendisinin de belirttiği üzere futboldan zerre anlamamaktadır. zaten anlasa fatih terim'e florya'nın anahtarını verir ve sen hem teknik direktörsün hem de florya'nın tek sorumlusu, yanında kimi görmek istiyorsan al onla çalış kimi görmek istemiyorsan söyle ayıralım. bir tek bana hesap vermekle yükümlüsün der kaç yıllık sözleşme istiyorsa imzalardı. fatih hoca para peşinde değil, adam zamanında hagi'nin galatasaray'a gelmesi için para almamayı teklif edebilen biri, gönlü zengin ve o gönülde sadece galatasaray var.

    ama başkan öyle mi? o simsar, cin. ticaretten gelmiş amına koyim, nerde dalavere, cinlik açıkgözlülük orada bizim efsane başkan. ama hepsinden beteri, burjuva bu adam ve emrindeki yönetim. adanalı fatih onlara göre köylü, hatta lümpen! çok çok iyi bir iş adamı olabilir, ama şu anda galatasaray'ın belini fena bükmekte olan kişidir.
  • 3822
    söylenecek daha çok şey var ama şu yazıyı aynen paylaşmak istiyorum kendisine tapınanlara:
    galatasaray'da fatih terim, "galatasaray değerleri" gerekçesiyle görevinden alındı. bunun altında yatan gerçekleri geçmişten bugüne gelerek irdelemek gerek...

    ünal aysal, fatih terim’e telefon etmiş, hoca telefonu açmamış ve olaylar gelişmiş... başkanlık makamına saygısızlık varmış ve “galatasaray değerleri” gerekçesiyle fatih terim görevden alınmış. sizce galatasaray tarihine geçecek ve unutulmayacak büyüklükteki bir kararın gerekçesi gerçekten bu olabilir mi? cidden sebep telefon edince ulaşamamak mı?

    fikrimce liseli ergen aşıkların ayrılmasını andıran bu bahanenin arkasında devasa bir birikmişlik yatıyor ve yine kendi fikrimce bu birikmişliğin sorumlusu da başta sayın başkan ünal aysal’dır. neden?

    her şeye bugünden bakmak çok daha kolay belki ama gerçekleri görebilmek için filmi yaklaşık 2.5 sene önceye almakta fayda var.

    beş başlı yönetimle savaşmak

    o günleri şöyle bir hatırlayın. tarihinin en kötü dönemlerinden birini geçiren bir galatasaray, başkanından takımına dağılmış, derbeder olmuş bir kulüp… galatasaray başkanlığına talip olan ünal aysal’ın da ilk toplantısından bu yana sloganı belli: “başarı, başarı, başarı…” galatasaray tarihinin bence bu en zorlu görevine getirilen fatih terim’e o dönem bırakın yönetim, taraftar nezdinde kredi açan kişi sayısı o kadar fazla değildi. takımı bırakacağını söyleyeninden tutun, 2.fatih terim dönemine dem vurana kadar ortada büyük bir tepki de vardı. aynı şekilde başkan ünal aysal bugün olduğu kadar güçlü bir tek figür değildi. tam tersine galatasaray kongresinde birbiriyle anlaşamayan ne kadar blok varsa onların temsilcilerine yönetimde önemli görevler vermiş, birbiriyle çalışması neredeyse imkansız beş başlı bir hydra yaratmıştı.

    işte fatih terim’e bugün bu kadar saygı duyuyorsam galatasaray tarihinin en vasat kadrolarından birini dönüştürüp neredeyse yüzde 100 isabetle işler yaparak şampiyonluğa taşıması kadar bu beş başlı yaratıkla savaşıp bir yandan da galatasaray politikacılığı yapmasıdır. tam da bu yüzden fatih terim’in aldığı o ilk şampiyonluğun anlamı çok daha büyüktür ve terim’e özeldir. bugün “egosu çok yüksek” klişesiyle eleştirilen terim, normal bir teknik adamın asla çalışmayacağı, grima solucandil edasıyla başkana durmadan “daha iyisiyle çalışabiliriz” suflesini veren hatta işi abartıp bilic’e fatih terim’in arkasından teklif götüren yakın çalışma arkadaşlarına rağmen bu saçma sapan koşullarda sadece galatasaraylı olduğu için her şeyi göze alıp mücadelesini sürdürmüştür. bugün daha güçlü bir konumda bulunan galatasaray’ın ilk şartı olan başarı öyle çok kolay gelmedi. bu yüzden fatih hocayla ilgili a deyince “egosu yüksek” diyenlerin önce oturup bunları bir düşünmesi gerekiyor.

    kurumsallıkta zirve…

    ha, sanmayın ki fatih terim ikinci senesinden itibaren rahat çalıştı. aksine, bu kadar zorlu bir şampiyonluğun ardından hocanın eli güçlenecek sanırken sanki beklentilerin altında kalmış gibi muamele gören bir terim vardı. sanırım futbol tarihinde bir ilktir. en basitinden assaidi transferini hatırlayalım. hocanın da istediği assaidi ile kulüp adına görüşme yapan heyet yıllık 1.4 milyon avroya anlaşmışken başkanın danışmanı bülent tulun’un gidip assaidi’ye daha fazla para teklif ettiği günleri unutmadık. ya da kulübün resmi internet sitesinden fatih terim’e haber dahi vermeden hocanın adını kullanarak tulun’un transferde yetkili olduğu açıklaması yaptığı günleri…

    galatasaray’da transferler bu saçmalıklara rağmen ya da saçmalıklarlar sebebiyle yapılıyor. çok değil, bu senenin ocak ayını hatırlayın. fatih terim’in kendi beyanatıyla transfer istediği iki tane bölge vardı: sol bek ve yaratıcı özellikleri olan bir kanat. transfer dönemi boyunca görüşme yapılan iki isim ise yine danışman yönlendirmesi ve önderliğinde wesley sneijder ve aurelien chedjou’ydu. didier drogba piyangosu hocanın da rızasıyla gelmiş olabilir ancak toplamda ortaya çıkan tablo belli: sol bek ve kanat oyuncusu lazımdı, 1 ay sonunda imza bedelleri ve bonservisler dahil 15 milyon avro harcanıp bir 10 numara ile santrfor alınmıştı. peki egosu yüksek denilen hoca ne yaptı? fiziksel olarak iyi durumda olmayan sneijder ile drogba için sistemini de komple revize ederek şampiyonlar ligi’nde schalke turunu alıp ligde de şampiyon oldu. bunları ya çabuk unutuyoruz ya da genlerimiz gereği başarları padişahlara mal etmeye alışkınız. bu zaferleri alan padişah değil, komutandı, zaman zaman padişaha rağmen bunlar yapıldı.

    peki bunun sonucu olarak ne oldu? fatih terim’le başkan ünal aysal arasında köprü olan isimler yönetimden çıkarıldı ve tamamen aysal’ın tek adamlığına biat edecek, inisiyatif alma şansı olmayan bir yönetim modeli getirildi. bu bir…

    milli mesele…

    bunlar dün olandı, şimdi bugüne gelelim. mevzunun milli takım meselesiyle başladığını ve bugüne geldiğini hepimiz biliyoruz. yönetimin rasim ozan kütahyalı ve diğerleri başta olmak üzere başlattığı operasyon bir yana, birçok galatasaraylının hocaya kırgın olmasının başlıca sebebi de zaten “demirören’le anlaşmış” olması. fakat burada da gerçeklerle yüzleşmemiz lazım. bir kere milli takım adına fatih hocaya giden yıldırım demirören değil, doğrudan başbakan… ve katılın veya katılmayın, fatih terim için milli takım kutsal bir yer, görev yapması istenirse de gidecek türde bir adam. başbakan’ın özel olarak hocayı arayıp bunu da hiçbir şekilde saklamayışı, bakanların doğrudan açıklamalarıyla bunu işaret etmeleri de tabloyu ortaya koyuyor. bir acil eylem planı olarak terim, milli takım’ın başına getirildi ve hocanın hayata ve milli takıma bakış açısı da bu kabulü gerektirdi. bunu bir kenara yazalım.

    peki bu şartlarda yönetimin duruşu ne olabilirdi?

    1- fatih terim’e iki takımla aynı anda çalışamayacağını iletip başka bir hocayı göreve getirmek.

    2- fatih terim’le her şartta devam edip hocayla sezon sonuna kadar yeni bir sözleşme yapmak.

    peki fatih hocayla başkan arasında köprü kuran öğelerin tamamından arındırılmış yönetim ne yaptı? ikincisini mi? hayır hiçbirini… zaten sorun da o, kamuoyunu tamamen manipule edip fatih terim’in altını oyarak, taraftar nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışarak bu operasyonu gerçekleştirmek ve bunun benim nazarımda affı yok.

    galatasaray yönetimi kamuoyuna milli takım için dört maçlığına izin verdiğini ilk günden açıklamış durumda. bunun dışında fatih terim’le çalışmaya devam etmek adına yapılabilecek tek şey vardı: fatih hocayla konuşup yeni bir sözleşme yapmak veya terim’le sözlü olarak bu yıldan ötesi üzerine de planlar yaptığınızı, uygun bir vakitte bunun resmiyete döküleceğini hocayla da anlaşarak ifade etmek…

    bu noktada yapılan neydi? resmi internet sitesinden ve resmi hesaplardan fatih terim’le 2 yıllık sözleşme yapılma kararı alındığını deklare etmek… kağıt üstünde belki iyi gözüküyor ama sorun şu: fatih terim’le sözleşme yapılmak istenirken bundan fatih terim’in haberi yok! bunun masumane bir tavır olduğunu söylemek fazlasıyla naif bir yaklaşım. bunun sözlükte tek bir karşılığı var, o da fatih terim’i kamuoyu nezdinde “bakın biz sözleşme yapacaktık ama kendisi kabul etmedi” noktasına çekmek, onu güçsüz düşürmek… takdir edersiniz ki fatih terim bu hamlelerin ne niyetle yapıldığını hepimizden iyi bilecek tecrübeye sahip… “birileri rahat etsin diye sözleşme imzalayacak değilim, galatasaray kulübü beni kovmadığı sürece buradayım“ demenin de bir anlamı vardı.

    1+3 yıl imza attı meselesini ise yıldırım demirören açıklık getirdi. hoş, yıldırım demirören gibi bir isimden "galatasaray başkanı gazete haberine göre mi hocasını gönderiyor?" ayarını yemek bile galatasaray adına düşünen durumun ne acı olduğunu gösteriyor.

    her şeyin önemini yitirdiği an

    bu kadar yazdık, çizdik, bir şeyler söyledik ama her şeyi bir kenara bırakıp odadaki fili de unutmayalım. galatasaray, 40 yıllık bir galatasaraylıyı, hayatta olan en büyük galatasaray figürünü “galatasaray değerleri gereğince”, “başkanlık makamına saygısızlık” gerekçesiyle görevden almıştır, tek taraflı olarak bu kararı alarak pratikte kovmuştur. bunu da fatih terim’e haber vermeden, doğrudan medyaya açıklayarak haberi buse terim’in kendisini aradığı telefon konuşmasında öğrenmesine sebebiyet vermiştir. belki hoca bunu sözleşme teklifini her şeye rağmen kabul etmediği andan itibaren biliyordu ya da bekliyordu. bu ayrı bir şeydir ancak fatih terim gibi bir figürü görevden alıyorken bunu onla beraber bir basın toplantısıyla söyleyemeyip idman sonunda kızından öğrenmesini sağlıyorsanız kusura bakmayın, bu magazinden öte fatih hocaya bir küfürdür, hakarettir. galatasaray tv, fatih hocanın görevden alınış kararını vermeden demirören’in “hemen görüşmelere başlamak istiyoruz” haberini veriyorsa hele… sadece ve sadece bu şekilcilik dahi fatih terim’in kovulmasından da öteye götürür bu işi.

    işte tam da bu sebeple yukarıdaki yıllara dayanan sağlıksız yapı ve anlaşmazlık için başkan ünal aysal’ı haksız bulmakla birlikte kendi tercihlerine saygı duyabilirdim ancak fatih terim’e yapılan bu –bana göre- kumpas ve gönderme şekliyle sayın aysal’a ve icraatlarına saygı göstermek artık mümkün değil. bir futbol kulübünde her şey transfer şovu ya da güç gösterilerinden ibaret değildir ve “galatasaray değerleri” adı altında bu işi yapmanın benim sözlüğümdeki karşılığı da belli…

    hocaya çalışma süreci boyunca rahat bir çalışma ortamı sağlamak şöyle dursun, ilk geldiği andan beri kafasını sürekli bu güç dengeleriyle, satranç tahtasıyla meşgul edenler şu anda bir de fatih terim’e aleni şekilde galatasaraylılık dersi vermeye kalkmış durumda. her şeyin anlamsızlaştığı an işte bu ve bu uzun uzadıya yukarıda bahsettiğimiz her ama her şeyden tek başına daha mühim ve önemli. hocayı ağlatarak galatasaray kulübünden göndermeyi "galatasaray değerleri" kisvesi altında göndermenin karşılığını ben burada kelimelere dökmek istemiyorum.

    bu saygı dersinden sonra kişisel kanaatimce galatasaray’da sorun yaratan bir ego varsa bunun sahibi de açık şekilde sayın başkan ünal aysal olduğudur. zamanında bir başka tarihi fiyaskoda franck ribery’nin elden kaçışında sorumlu ve yetkili olan danışmanının da fikirleri ışığında tarihe “fatih terim’e galatasaraylılık dersi vererek kovan başkan" olarak geçeceğini umarım biliyordur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın