26
doğal olan bir duygudur.
şampiyonlar ligi, zaten her rakip korkutucu olduğu için şampiyonlar ligidir. bugün biz 8 maçlık fikstürümüzün hepsine bakıp zor maç diyorsak, 8 rakibimizin tamamı da bizim için zor maç diyor. liverpool dahi sami yen deplasmanının goygoyunu yapıp madrid ile değiştirecek var mı diyordu hatırlarsanız. bu işin doğası bu, tabii ki bazı takımlar diğer takımlardan daha güçlü fakat önemli olan bu kültürün içinde var olabilmek.
avrupa ligi gibi bir arenada oynamıyoruz, orada bütçe farkları da oyun farkları da bariz ortada ve her mağlubiyet bizim kalibremizde bir takım için başarısızlık sayılabiliyor. fakat şampiyonlar ligi arenasında, yani hayalimizdeki kendi kalibremizde, her rakip hem dişli hem dişimize göre. bu nüans farkını iyi özümsemek, her maçın tadını çıkartmak, stresli puan hesaplarından ziyade öncelikle buralarda kalıcı olma hedefiyle bir kültürü sahaya yansıtabilmeyi hedeflemeliyiz.
bugün fikstürümüzde en kolay görünen maç 25 kasım 2025 galatasaray us gilloise maçı. herkes belki de sadece. bu konuda hemfikir. peki usg nasıl bir takım? belçika liginin şampiyona kümesinde; 10 maçlık play off etabında 28 puan toplayıp şampiyon olarak bu turnuvaya gelen, şu anda yine belçika liginin zirvesinde bulunan, geçen sezon avrupa ligine bizimle aynı aşamada ajax'a karşı veda eden bir takım. en kolay takımı fikstürün bu takım, bu kültür, bu futbol. keza rakiplerimizden bodo glimt de uzun süredir çok küçük bir futbol ülkesinden avrupa'yı kasıp kavuran, yarı finaller oynayan, oyuncu yetiştiren ve aynı kültürü her sene sahaya yansıtan makine gibi bir takım.
biz buralarda var oldukça bütçemiz ve armamızın büyüklüğü sahaya daha rahat yansır. o yüzden asıl amaç buralarda var olmaya devam etmek, nihai amaç ise günün birinde buralarda ismi doğrudan son 8'e, son 4'e yazılan takımlardan biri olmak olmalı. bu da oldukça uzun bir süreci fevkalade istikrarlı geçirmek demek.
şampiyonlar ligi, zaten her rakip korkutucu olduğu için şampiyonlar ligidir. bugün biz 8 maçlık fikstürümüzün hepsine bakıp zor maç diyorsak, 8 rakibimizin tamamı da bizim için zor maç diyor. liverpool dahi sami yen deplasmanının goygoyunu yapıp madrid ile değiştirecek var mı diyordu hatırlarsanız. bu işin doğası bu, tabii ki bazı takımlar diğer takımlardan daha güçlü fakat önemli olan bu kültürün içinde var olabilmek.
avrupa ligi gibi bir arenada oynamıyoruz, orada bütçe farkları da oyun farkları da bariz ortada ve her mağlubiyet bizim kalibremizde bir takım için başarısızlık sayılabiliyor. fakat şampiyonlar ligi arenasında, yani hayalimizdeki kendi kalibremizde, her rakip hem dişli hem dişimize göre. bu nüans farkını iyi özümsemek, her maçın tadını çıkartmak, stresli puan hesaplarından ziyade öncelikle buralarda kalıcı olma hedefiyle bir kültürü sahaya yansıtabilmeyi hedeflemeliyiz.
bugün fikstürümüzde en kolay görünen maç 25 kasım 2025 galatasaray us gilloise maçı. herkes belki de sadece. bu konuda hemfikir. peki usg nasıl bir takım? belçika liginin şampiyona kümesinde; 10 maçlık play off etabında 28 puan toplayıp şampiyon olarak bu turnuvaya gelen, şu anda yine belçika liginin zirvesinde bulunan, geçen sezon avrupa ligine bizimle aynı aşamada ajax'a karşı veda eden bir takım. en kolay takımı fikstürün bu takım, bu kültür, bu futbol. keza rakiplerimizden bodo glimt de uzun süredir çok küçük bir futbol ülkesinden avrupa'yı kasıp kavuran, yarı finaller oynayan, oyuncu yetiştiren ve aynı kültürü her sene sahaya yansıtan makine gibi bir takım.
biz buralarda var oldukça bütçemiz ve armamızın büyüklüğü sahaya daha rahat yansır. o yüzden asıl amaç buralarda var olmaya devam etmek, nihai amaç ise günün birinde buralarda ismi doğrudan son 8'e, son 4'e yazılan takımlardan biri olmak olmalı. bu da oldukça uzun bir süreci fevkalade istikrarlı geçirmek demek.