• 22920
    ''fenerbahçe şike ile anılan bir kulüp. kendi şaibelerini başkalarının üzerine atıp, bizi de lekelemek istiyorlar. mahmut uslu gayriciddi bir söylemde bulunmuş''

    ''aziz yıldırım ceza almasına rağmen, hakemleri etkilemeyi çok iyi biliyor. bunun karşılığını da son maçlarda aldı. beşiktaş maçında volkan ve emre başta olmak üzere bazı oyuncular kart görmeliydi, ama fırat aydınus gösteremedi. federasyonun bu tür girişimlere prim vermemesi lazım. türk sporunda hakemleri etkilemeye bir son vermeli. hakemler hakkında konuşulmaması lazım''

    ''şampiyonluk için yüzde 60 şansımız var. en büyük aday biziz. 4. yıldızı takıp, şampiyonlar ligine katılmak istiyoruz''

    hamdi yasaman
  • 21953
    glokal
    ben 10 yıldır dilim döndüğünce mücadelesini veriyorum, bir sürü değerli spor yazarı abilerimiz var daha uzun süredir savaşan... nihayet bu mücadelenin sonucunu almaya çok yaklaştık; ülke futbolunun dibine dinamit koyan yabancı sınırının kalkması artık resmen futbol yöneticilerimizin gündeminde.
    özellikle son 10-15 yılda süper lig kulüplerinin gelirlerindeki geometrik artış, yerli futbolcu piyasasını alt üst etmişti. almanya’da-isviçre’de-avusturya’da 1 milyon euro alamayacak adam, yabancı sınırlaması yüzünden türkiye’de 3 milyon almaya başladı. yerli oyuncuların maaş bareminin bu düzeylere çıkması, avrupa’nın beş büyük ligine ihracatımızı sıfır noktasına getirdi. şu anda türkiye’de doğup avrupa’nın elit liglerinde top koşturan tek bir oyuncumuz var. hiçbir oyuncumuz elit liglere gitmeyince, yarı maaşlara ingiltere’ye-ispanya’ya gitmeyi aptalca bulunca, gelişimleri durdu; vizyonları daraldı.
    üstelik bu yüksek maaşlar sadece türkiye’de doğan türkler’i değil, avrupa’da doğan türkler’i de olumsuz etkiledi. 19-20 yaşlarında, daha dortmund’un-leverkusen’in ikinci takımıyla 5 maça çıkmış adam süper lig’den milyonluk teklifleri alınca başı döndü; gelişimini önemsemeyip ankara’nın, kayseri’nin, istanbul’un yolunu tuttu. sonuçta orada kalıp ilkay, mesut, hakan çalhanoğlu olacakken, buraya gelip nizamettin çalışkan, tanju kayhan, yasin öztekin oldular. ve ne kendilerine, ne ülke futboluna, ne milli takıma katkısı olmadı bu gençlerin...
    50 yıllık bir ezberi bir türlü aşamadık: “yabancı sınırlamasını açarsak, türkler oynayamaz, milli takıma oyuncu bulamayız” dediler sözleşmişçesine... oysa bu yerli oyuncu bu ligde o yabancıyı yenip formayı alamıyorsa, uluslararası maçta zaten nasıl yenecekti ki aynı adamı? istanbul trafiğini mercedes’e, bmw’ye kapatmanız, tofaş’ı mı geliştirecekti? yasakçılıkla kim, hangi sektörde, ne zaman gelişti allah aşkına?
    sonuç hüsran oldu... milli takım, fifa sıralamasında 49, uefa sıralamasında 32’nciliğe düştü. uefa kulüpler sıralamasında da 2007’den beri ilk kez 12’nin dışına çıkma tehdidiyle karşı karşıyayız. bariz hastalık, teşhisi getirdi, şimdi de amaç, hep birlikte doğru tedaviyi bulmak...
    kriterler nasıl konmalı?
    fatih terim’in ve yıldırım demirören’in açıklamalarından anladığımız kadarıyla, yabancı sınırlamasını kriterli olarak açacağız ocak’ta... demirören, ntv’de “yüzde 10 barajı koymayı düşünüyoruz, ama o zaman da melo sınıra takılıyor” diye bahsetmiş planlarından. sanırım üzerine biraz daha kafa yorulursa, en doğru metot bulunacaktır. benim naçizane önerim şu şekilde:
    1) kulüpler sezon başında tff’ye 28’er kişilik oyuncu listeleri versinler. geniş listede 8, her maçın ilk 18’inde 4, ilk 11’inde de 2 altyapı oyun- cusu zorunluluğu getirilsin kulüplere... bu yöntemin maksadı şu: türkiye’ye bir yabancı oyuncu transfer olduğunda onun sabri’nin değil koray’ın, emre’nin değil salih’in önünü kesmesinden endişe ediyoruz. çünkü emre, sabri ya da ersan, belli bir yaşa geldikten sonra hâlâ formalarını yabancı rakiplerine kaptırıyorlarsa, zaten uluslarararası maçlarda da onu yenemeyeceklerdir.
    ama atınç’ın, salih’in, koray’ın durumu biraz farklı. onların gelişmesi için, potansiyellerini göstermeleri için, kapasitelerinin en tepesini izlememiz için oynamaya ihtiyaçları var. dolayısıyla yabancıyı sınırlamak yerine genç oyuncuyu oynatmaya teşvik etmek, daha mantıklı geliyor bana...
    2) altyapı oyuncusu tanımını da gerçekçi yapmak lazım. bir futbolcunun, altyapı oyuncusu sayılması için 23 yaşını doldurmaması ve türkiye’de herhangi bir kulüpte iki yıl eğitim alması yeterli olabilir.
    3) genç oyuncu teşvikini doğru biçimde yaptıktan sonra, yabancı oyuncuyu tanımlamaya gelecek sıra... tff başkanı demirören’in bahsettiği “yüzde 10 milli olma şartı” mantıklı. ama bu şartnameyi ülkenin fifa sıralamasına göre derecelendirmek gerek.
    a) oyuncu, 23 yaş altı ise herhangi bir milli kademede, 23 yaş üstü ise a milli kademede oynama şartı aranacak.
    b) oyuncu, fifa sıralamasının ilk 15 ülkesinden geliyorsa hayatında 1 kez milli olması yeterli. eğer fifa sıralamasının ilk 15’inin dışında bir ülkeden geliyorsa, o zaman son iki yılda ulusal takımın maçlarının %10’unda (veya %20’sinde) oynama şartı aranabilir.
    türk futbolunda bu tarz bir değişiklik olur ve selçuklar, bekirler, cenkler burada forma bulamazlarsa diye düşünenler de lütfen şunu unutmasın: burada 3 büyüklerde forma bulamazlarsa, ispanya’nın orta sınıf veya hollanda’nın-belçika’nın üst sınıf takımlarına gidecekler. ve her halükarda gelişecekler. dünya görüşü açısından. vizyon açısından. lisan açısından. bir gün yine gelişmiş olarak dönecekler türkiye’ye, hatta milli takıma.
    daha vizyoner, daha yenilikçi bir gençlik umuduyla. mutlu haftalar.

    uğur meleke
  • 25990
    (gbkz: türkiye’de bir stoper sıkıntısı var. sen de müthiş sezon geçiriyorsun. fatih terim’in seni çağırmasını bekliyor musun? ya da sen hoca olsan yalçın ayhan’ı a milli takım’a alır mıydın?)

    “ben kendimi kesin alırdım gibi bir şey demeyeyim. a milli takım çok hassas bir yer ve karar mercii de fatih terim. zaten kendisi de tüm oyuncuları takip ettiklerini söylüyor. beklentim elbette var. ancak bu sadece benim istememle olacak bir şey değil. kendimi hazır hissediyorum, görev verilmesi halinde fransa’da elimden gelenin fazlasını yaparım. bu sözlerimin arkasındayım, çünkü yeterliliğime inanıyorum, formdayım. 34 yaşındayım ama en iyi dönemimdeyim. ben hep a milli takım’ın yanında oldum. çağırılsak da çağırılmasak da kalbim orada, fransa’da olacak. açıkçası ay-yıldızlı formayı giymeyi çok arzuluyorum ve gerçekleşir umuduyla yaşıyorum. inşallah allah izin verir. o formayı giymeden futbol kariyerimi noktalamak istemiyorum.

    “fenerbahçe için maç nasıl önemliyse bizim için de önemli maçtı. takım olarak çok inandık. rakibin zaaflarını iyi tespit ettik. sisteme bağlı kalıp kazandık. zaten yenilmesi zor olan bir takımız. bu her takıma karşı böyle. galibiyet bizim için sürpriz olmadı. iki senedir burada şampiyonluk kaybediyorlar. bir nevi onların belalısı olduk.”

    (gbkz: yalçın ayhan deyince sporseverlerde ‘sert oyuncu’ algısı oluşuyor. hatta antalyaspor’da oynarken senin için rijkaard ‘kasap’ demişti. bundan yakınan rakipler oluyor mu?)

    “suçlandığım şey jo pozisyonu galatasaray maçında. ben yokum orada, şenol can vardı herhalde. iftira atılıyor yani. o zamanlar biz çok ters geliyorduk galatasaray’a. rijkaard benim nereden bilecek geçmişte orada oynadığımı, eline kağıt veriliyor o da okuyordu. başarısızlığın suçu başkasında aranmamalı. çok sert oyuncu olsam bu sezon 2 sarı kart mı
    görürdüm. oyunun kuralları içinde sert olmak zorundasınız. 300’ün üzerinde lig maçım var, gördüğüm kırmızı 3’ü geçmez. rakiplerden fazla ben sakatlanıyorum. 5 kez ameliyat oldum, 3 ufak operasyon geçirdim. sürekli bandaj ve sargıyla oynuyorum.”

    (gbkz: geriye baktığımızda özellikle galatasaray maçlarında bir farklı oynuyorsun. ekstra bir motivasyonla mı çıkıyorsun?)

    “belki de canımı çok acıttılar, yapmadığım şey yaptım gibi gösterildi, kasap denildi. her ayrılan oyuncu eski takımıyla karşılaştığında “buyur gol at” demez. o eski, bu eski oyuncu dersek, lig oynanmaz. anadolu kulüplerinde 3 büyüklerin formasını giymiş çok oyuncu var.

    (gbkz: kasımpaşa ile sözleşmen bittiğinde katar’dan istediler. büyük bir teklif vardı. neden kaldın, çin’e ne diyorsun?)

    “ben sadece 1 sene futbol oynayıp da, burada kazanacağımın iki katını alıp kariyerimi noktalamak istemedim. ben futbolu çok seviyorum ve uzun yıllar devam etmek istiyorum. ben sadece para olgusuyla hareket etmem. başakşehir’e gelmeden de bana anadolu’dan başakşehir’in iki katını teklif ettiler. burada huzurlu olacağımı ve kendimi geliştireceğimi düşündüm, geldim. para önceliğim olmadı ama mukavelem bittiğinde hakkımı hep sonuna kadar aradım. haddimi hep bildim. stoper olarak gidip de 2 milyon euro isteyecek halim yok. sözleşmem bitiyordu. 2 yıl daha uzattım. bana güvendiler. mutluyum. çin’i şimdilik düşünmüyorum. yarışmacı ligde devam etmeliyim. allah izin verirse 40’ıma kadar oynamak isterim.”

    volkan demirel ile davalık olmuştunuz. hâlâ küs müsünüz?

    “konuşmuyoruz ama kin de beslemiyorum. sadece hak etmediğin bir davranışla karşılaştığında üzülüyorsun, hele ki maç sonunda. adrenalin yüksek oluyor saha içinde, tartışma da sahada olur. ama duş aldıktan sonra tartışma olması hoş değil. biz futbolcuyuz, insanlara örnek olmak lazım. özellikle de gençlere. kavgalarla gündemde olmamalıyız.”

    (gbkz: 4 sezonda ulaştığın gol sayısına 1 sezonda ulaştın. bu başarı tesadüf değil herhalde?)

    “başakşehir’de duran toplardaki varyasyonlarımız önemli bir etki bu durumda. antrenmanlarda sürekli çalışıyoruz. herkesin başka pozisyonu var, hocamız da hava hakimiyeti iyi olan oyunculara sorumluluk veriyor. 6 gol atmak tabii ki mutluluk verici. hele ki stoperseniz.”

    (gbkz: beşiktaş ile sözleşmen vardı, imzalar atıldı. kalsan garanti ücretini alırdın. ama karşı taraf son anda istemedi, sen de fesh ettin. içinde ukte kaldı mı. bilic’e kırgınlığın var mı?)

    “allah hiçbir kulunun böyle zulüm görmesini istemez. ben zulüm gördüm, canım çok acıdı. bu yaşıma kadar beni en çok üzen şey buydu. başakşehir’e izin almadan kimse girip de idman izleyemez. ben ingiltere vizesi alıp kampa gittim. o vizenin de nasıl zor alındığını bilirsiniz. orada takımla uçağa bindim. yok ben kendi kafama göre gitmişim falan mümkün mü? iftiralar çok acıttı. yoksa transferde anlaşırsın, olmaz. ama insanlara iftira atmak, canını acıtmak yazık. bilic’in suçu yok. benim ailem var, çevrem var. kendi imkanlarımla nasıl gideyim ingiltere’ye. bunu söylüyorlar.”

    “hiçbir futbolcunun böyle bir üzüntü yaşamasını istemem. ben beşiktaş altyapısında oynadım 1998’de, bununla da hep gurur duydum. beni en çok üzen iftiralar oldu. ben gaziosmanpaşa’da oturuyorum, mütevazı bir çevrem var. kimseye yalvarmadım beni al diye. ingiltere’ye kadar götürülüp, bir gün sonra dönmek canımı çok acıttı. ‘keşke gitmeseydim. keşke hiçbir şey başlamasaydı’ dedim.”

    “zulümle karşılaştım diyorum. üzüntümü, canımın nasıl acıdığını kelimelerle tarif edemem. ingiltere’den dönerken uçakta sinirden ağladım. benim ailem var, çocuğum var. insanların yüzüne nasıl bakarım diye düşündüm. beşiktaş kampına gidiyorum diye vedalaşıyorsun, çevrendekiler bir gün sonra televizyondan gönderildiğini görüyor. bir bakıyorsun sosyal medya ayaklanmış. türk’ün türk’ten başka dostu da yok düşmanı da. birbirimizi aşağı çekmeyi çok iyi biliyoruz.”

    “bu olay beni hırslandırdı. onların ne düşündüğünü bilemem ama allah’ın sevgili kuluyum diyorum. psikolojik olarak sıkıntılı dönemler geçirdim ve üstesinden geldim. yaradan da gördü ve yardım etti. başakşehir de bana kucak açtı. abdullah hoca ile çalışmayı çok istiyordum. performansıma bakınca doğru karar verdiğim ortada.”

    “abdullah avcı 1999’da benim istanbulspor’da hocamdı. iki yıldır da çalışmak kısmet oldu. gelişime açık, çalışkan. asla oldum demez abdullah hoca. sürekli kendini geliştirir. akşam gelirsiniz, hoca hâlâ buradadır. başakşehir zaten sistem takımı. hoca sayesinde oluyor bu. her kulüpte bu düzen olmuyor.”

    yalçın ayhan
  • 24679
    "benim türkiye'de çalıştığım 6. sene oluyor. bırakın 5 kişiyi kadro dışı bırakmayı, her kötü oynayan takım oyuncuları kadro dışı bırakıyor, yine kötü oynuyor. hangisi doğru? 'takımın birleşmesi için yemeğe çıkalım...' her gün 3 defa yemek yiyoruz kulüpte. hiçbir şey değişmiyor. saygı bu değil. soyunma odasında bir şeyler oluyor. ben de yaşadım, 20 sene yaşadım. kim girmiş benden fazla soyunma odasına? hangisi doğru kimse bilmiyor. gerçek bir değişimin gerektiğini geldiğimden beri söylüyorum.

    "onur morali bozuk diye oynamıyor. bu kulübün kaptanı, bu kulübü taşıyan oyuncu, ikinci defa maçtan önceki antrenmanda sakatlanıyor, maçtan bir gün önce. trabzonspor'u taşıyan, trabzonspor'un logosunu taşıyan oyuncu ikinci defa maçtan önce 'moralim bozuk, ben oynamıyorum' diyor. birincisinde olabilir, sakat olabilir, bir senedir oynamıyor olabilir. iki hafta hazırlık maçı oynuyoruz hiçbir şey yok. esteban dönüyor, oynuyor. o 'ben sakatım.' bu, moral bozuk demektir. ben şimdi onur'u mu suçlayacağım? ben 3 tane yemişim. mehmet'i mi suçlayacağım gelmedi diye? erkan'ı mı suçlayacağım buraya geldi diye? isime bağlı değil. bunu değiştirmeye çalışıyoruz."

    şota arveladze
  • 36676
    "yarın çok zor bir maç olacak. ama iyi bir sonuç alacağımıza inanabiliriz. çok kuvvetli bir takıma sahibiz. yarın akşam iyi bir performans göstermemiz gerekiyor.

    ben çok uzaklardan gelmiş, zor şeyler görmüş bir oyuncuyum. galatasaray'ın sayesinde istediğim futbolu oynayabiliyorum. umarım bu şekilde devam ederim.

    ben bir gruba kolay adapte olabiliyorum. hiçbir zaman bu konuda sıkıntı çekmedim. saha içinde ve dışında böyle bir gruba katıldığım zaman, özellikle fransızca ve ingilizce konuşan oyuncuların olduğu bir gruba girmem daha da kolay oldu.

    daha çok çalışmamız gerekiyor. hele de maçlarımıza ulaşmak istiyorsak... real madrid, psg gibi çok güçlü savunmalara karşı oynuyoruz. bu nedenle çok çalışmamız lazım.

    psg'ye karşı "şu taktikle oynamak gerekiyor" denemez. en iyi futbolumuzu oynamak bizim elimizde. bu üç puanı elde etmek bizim için çok önemli. öncelikle elimizden geleni yapmamız lazım.

    sakatlanmama karşın gene de iyileşip daha iyi bir oyun oynamaya başladım. daha da iyi bir duruma geleceğimi umuyorum."

    mario lemina

    (bkz: 11 aralık 2019 paris saint germain galatasaray maçı)
  • 5424
    genç bakış programındaki bir diyalog;

    ümit kocasakal: ben bayadır galatasraylıyım. galatasaray üniversitesinde okudum vs...
    can ataklı: ben de fenerbahçeliyim.
    ümit kocasakal: her insanın bir kusuru vardır.

    ve bir alkış kopar salonda.

    edit: ayrıca aynı programda galatasaray üyesi olduğunu belirtmiştir ve "adnan polat benim başkanım değil, isterse de disiplin kuruluna verebilir beni" demiştir.
  • 30065
    topla oynamada, şut sayısı ve kornerde galatasaray hep önde idi. ama şu da var ki, ilk yarı biterken daha çok koşan taraf da konyaspor’du. terim ikinci yarıda linnes ve sinan gümüş değişikliklerini yaptı. oyunun akışını daha da hızlandırdı bu değişiklijler.

    özellikle sinan gümüş... önce gomis’e beraberlik golünü attırdı güzel ortasıyla. eh, bu asist sayılmalıydı. bitişe dört dakika kala bu defa da nagatomo soldan gönderdiği topla sinan’a gümüş’e hak ettiği ödülü sundu. gümüş’ün gelişine volesi telekom’da kabusu bitirdi.

    eğri oturup doğru konuşalım. bu maçı kazanan galatasaray’ı kutlarken, konyaspor’dan da alkışı esirgememeliyiz. eto’dan jahoviç’e, serkan’dan moke’ye kadar hepsi de direndiler. maçı kaybettiler ama, asla teslim olmadılar! peki, bu maçtan kadıköy’deki derbiye bir tahmin çıkar mı? yorum yok!

    attila gökçe

    (bkz: 11 mart 2018 galatasaray konyaspor maçı)
  • 9119
    ''bu konuda bir bilgi kirliliği var. bir defa maçtan sonra içeri ilk ben girdim. ben, sahada kim ne yaptı bilmiyorum. kızmam için bir sebep de yok. benim duyduğum bir yerde bunun cevabı verilir, nerede olursa olsun. buna, sadece galatasaray arena'da da değil türkiye'nin her türlü koridorunda cevap verilir. kendi söyledi, kendi dinlediyse bilmiyorum. duyduğumuzda cevabı verilir. ayrıca topuz çizgiyi aşmayacak kadar bizi tanır. onun için galatasaray kulübü gereken açıklamayı yaptı ama bizi tanıyanlar eğer duysak bunun cevapsız kalmayacağını çok net bilir, nerede olursa olsun. ''

    (bkz: fatih terim) *

    *
  • 43436
    “yavaş yavaş toparlanmaya başladık. pazartesi günü tina ve anete gelerek takıma dahil oldu. tina dün antrenmana girebildi çünkü pazar gecesi gelmiştir anete de bugün ilk antrenmanına katıldı. anete geçen sene de takımımızda olduğu için adaptasyon problemi yaşamayacaktır. tina’nın da neler yapabildiğini, neler yaptığını çok iyi biliyoruz. geçen sezonu çok iyi geçirdi. sopron ile birlikte final four’a kaldı. yaz döneminde de avrupa şampiyonluğu var. olimpiyatlarda yer aldı. sırbistan’la birlikte son dörde kaldılar. önümüzdeki haftadan itibaren hazırlık maçlarımız başlayacak. her geçen gün daha iyi olacağına inanıyorum. 6 ekim’e kadar hazır olmaya çalışacağız.”

    “wnba’i takip ediyoruz. orada oyuncularımızın play-offa katılma tarihlerine göre geliş zamanlarını hesaplamaya çalışıyoruz. tahminimizde bu gidişle euroleague’in ilk maçını kaçırma ihtimalleri büyük. ikinci maça da büyük ihtimalle wnba’den bir oyuncumuz gelemeyecek diye düşünüyorum. umarım güzel ve sağlıklı bir sezon geçireceğiz.”

    galatasaray kadın basketbol takımı başantrenörü efe güven

    “takım olarak beklentim her maç takım kimyasını yakalayabileceğimiz, her maç üstüne koyacağımız, her gün daha ileriye gidebileceğimiz bir takım hüviyetini kazanmak. umuyorum ki sezonun sonunu mutlu sonla noktalarız. onlarla bir an önce buluşmak için sabırsızlanıyorum. geçen pandemi şartlarında bu mümkün olmadı. umuyoruz ki onların desteğini alarak çok iyi sonuçlar elde edeceğiz.”

    anete steinberga

    “antrenmanlarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. ilerleyen haftalarda hazırlık maçlarımız olacak ve 6 ekim’de euroleague başlıyor. onun için çalışmalarımız son sürat devam ediyor. iki yabancımız daha gelecek. bugün ilk defa anete ve tina ile takım antrenmanı yaptık. diğer iki yabancımız geldikten sonra inşallah tam takım olacağız.”

    gizem başaran

    “biz yeni bir takımız ama çok savaşçıyız. her geçen gün antrenman tempomuz artıyor. yabancı oyuncularımızın eklenmesiyle bu seviye daha da yukarıya çıkıyor. her antrenman elimizden gelenin en iyisini yapıp sezona iyi bir başlangıç yapmak istiyoruz.”

    merve aydın

    “takım arkadaşlarımla tanıştığım ilk günden bu yana her şey çok güzel ilerliyor. buraya gelirken anete ve birçok takım arkadaşıma sorma fırsatım oldu. geçen sene pandemi şartlarından dolayı taraftarla beraber olamadık. umuyoruz ki bu sene onlara kavuşarak, güçlerini arkamızda hissederek onlarla birlikte müsabakalarımızda en iyi sonuçlar alarak devam ederiz.”

    tına krajısnık
App Store'dan indirin Google Play'den alın