1726
ortalığın yangın yerine dönmesine ramak kala transferi bu kadar savsaklamasını iyi niyetten çok uzak bulduğum, anlamaya çalıştığım, çoğu zaman "yok artık o kadar da olmaz" dediğim ama şu tarih itibarıyla taşları teker teker yerine oturtunca bana "acaba mı" diye sorduran bir sürecin yaşanmasına neden olan yönetim.
sonra düşününce, başta başkan ve albayrak'ın otoriter güce yakın olmaları, yukarıdan gelebilecek bir baskıya karşı koyamamalarına neden olabilir. unutmayalım ki bu adamlar halihazırda ticaretle iştigal eden isimler ve her daim devlet kurumlarıyla iyi geçinmek, arayı sıcak tutmak zorunda olmaları.....vs kafamızda deli sorularla baş başa kalıyoruz.
zaten göksel gümüşdağ'ın, hilmi öksüz'ün sürekli laf sokmaları, 19.05'de twitterdan "bariyer" açıklaması yapmaları, bu kadar rahat olabilmeleri bir yerlere güvenmelerinden başka ne olabilir ki?
sonuçta transfer dediğin olay atomu parçalamak değil, gider kesene uygun bir adam alırsın, tutar-tutmaz o ayrı. sonuçta dünya 3-5 tane forvetten ibaret değil.
mesela merak ediyorum;
şu an yönetici arkadaşlar ne yapmaktalar?
hafta sonunu nasıl geçirdiler?
26 ocak 2019 göztepe galatasaray maçı'nı kaç yönetici, bakın stattan demiyorum, evinde ya da farklı bir mekanda izledi?
transferin bitimine 3 gün kala, mesela yarın sabah için planları nedir?
neyse, ak koyun kara koyun 3 güne belli olacak ama transferin bu saate kalması bile büyük kabahat ama olur da transfer yapılmazsa ve bu sene, önce şampiyonlar ligi, sonra da süper lig gös-te-re gös-te-re rakiplere altın tepside sunulursa kendilerinin bir bedel ödemeden çekip gitmeleri de beni ve birçok taraftarımızı vicdanen rahatlamayacaktır, bunu da bilsinler.
en başta da dile getirdiğim gibi, çok basit bir transfer işini olay haline getirmeleri, sadece beceriksizlikle geçiştirilemez, artık bir niyet bozukluğundan başka açıklama gelmiyor aklıma maalesef...
1727
kendilerine hep destek verdim ancak artik art niyetle bakiyorum, kendilerine guvenmiyorum. acik ve durust degiler. hep bir kaos, hic birsey kontrol edilemiyor.
1728
hatalar silsilesi ile ilerleyen yönetim. ne olduysa kulüpler birliği açıklamasından 3 gün sonra oldu. birden tam tersine döndüler. sanki birileri fatih terim’in davulunu çalmayı bırakacaksınız dedi. hocanın tersine hareket etmenin ve kolaylık sağlanacağına zor şartlara itilmesinin, para gelmişken istediği oyuncuların bir türlü getirilmemesinin başka izahı yok.
1729
basında yazılıp çizildiği gibi fatih terimle inatlaşma olayına girdilerse kendi sonunu hazırlayacak yönetimdir. nizipli olayın ciddiyetinin farkında değil galiba kendisine seçim kazandıran kullandığı abidik gubidik vecizeler değil fatih terimin at kendisidir. biran önce aklını başlarına almalarını temenni ediyorum şampiyonlar liginden bu basiretsizlikleri yüzünden elendik, ligden de olmayalım.
1730
psikolojimizi bozan yönetimdir. el birliğiyle. 2 forvet almak bu kadar zor olmamalı başkan.
1731
yaz dönemindeki skandaldan sonra haftalar öncesinde halletmiş olmaları gereken transferde son günleri bekledikçe işi daha da zorlaşan yönetim.
artık talep edilecek ücretler daha da artacak, menajerler daha fazla komisyon talep edecek ya da anlaşılan futbolcuların son dakikada vazgeçme ihtimalleriyle yüz yüze kalabilecekleri sürece girildi. takımı mali açıdan iyi yönetmeye çalışan bir yönetimin bu hesabı çok iyi yapması gerekirdi. şimdi belkiden ekstradan ödenmek zorunda kalınacak para galatasaray'ın kasasından çıkmayacak mı?
yaz döneminde yapılanlardan maalesef ki hiç ders çıkarmamış bir yönetimden bahsediyoruz. bunun artık iyi niyetle falan açıklanabilir bir tarafı kalmadı. kalan 4 gün içerisinde kendi beceri seviyesinin çok üzerine çıkmak zorundalar ve işin kötüsü onlara en çok destek veren kesim olan taraftarı da artık kaybetmiş durumdalar ve taraftar bile bu kadar az zamanda bir şeyler olabileceğine pek inanamıyor.
1732
3 gününüz kaldi. 3 gün içinde doğru düzgün iki transfer yapmazsaniz kendi sonununuzu hazırlamış olursunuz. borçsuz ve kar eden bir kulüp olmak demek transfer yapmamak anlamına gelmiyor. siz olayı çok yanlış anlamışsınız. mesela bruma, mesela telles, mesela rodrigues, mesela ozan, mesela ndiaye, mesela semih kaya.. bu saydıklarım.ve aklıma gelmeyen birçok oyuncuyu son iki sezon içinde satıp kar elde ettik. bugün belli bir süre içerisinde kar ettiğimizi açıklayabiliyorsak bu transferler sayesindedir. bu adamların hepsi genç. hepsi az ya da cok potansiyelli. kimi potansiyeline tam ulaşamadı kimi üzerine cıktı, kimi az kimi çok paraya transfer oldu ama hepsinden kar ettik. kar böyle yapılır, takimin parlarsa oyuncun parlar, takımının parlamasi icin de genc basariya ac potansiyelli oyunculardan bir kemik oturtur ve belli bir sistemde ısrar edersin. böylece de takımda parlayan oyuncularını güzel fiyatlara satıp yerlerini ucuz maliyetli genc oyuncularla doldurmaya devam ederek borclarini odersin.
bizim yönetim elindeki oyuncuları satıp sonra mac kadrosundaki 18 kisinin 8 inin defans olduğu kadrolarla başarılı olup elindekileri de satma pesinde. bakin abicim fatih hoca brumayi getirirken risk aldi. 10.milyon üzeri bir para ödendi. o bruma sakatlandı, kötü oynadı potansiyeline ulaşamadı ama yine geldiğinden daha yüksek meblağlara satilabildi. yapmanız gereken bu ama surda transferin bitmesine 3 gün var, elinizde paraniz olmasina ragmen size 3 ay önce verilen listeden bir adamı alip getiremediniz. yahu aynaya nasıl bakıyorsunuz. bugün portonun, benficanin, dortmundun, barcelonanin, citynin falan forvetsiz şampiyonluk yarısı verdiğini duysanız gotunuzle gülmez misiniz? yahu sikeciler küme düşmemek icin ugrasiyor ama su durumlarinda bile bizim forvet olayıyla kafa bulabiliyorlar.
sen eline iki ay önce verilen listeden en az bir kişiye transfer sezonu açılır açılmaz imza attiracaktin ki elin guclensin. kimseye imzalayamadın. ffpyi ve elindeki.parayi herkes biliyor, 3 günün kalmış, kime gitsen vereceği adamın yerine transfer yapamayacak o yuzden fahiş fiyatlar isteyecek. yıllardır yöneticilik yapan adamların bunları hesaplayamayip koca kulübü bu duruma sokmasına inanamıyorum. hani bir söz var ya götüyle inatlasan donuna sicarmis diye. hah aynen o durumdayiz. umarım şu fatih hocanın yüzünü daha fazla yere dusurmezsiniz. yoksa donunuza sıçmak üzeresiniz haberiniz olsun.
1733
basının gazladığı gibi fatih terim'e karşı bir kumpas içinde olduklarını düşünmüyorum, zira o derece bir güçleri ve kapasiteleri olduğunu zannetmiyorum.
transfer yapamamalarının sebebi anladığım kadarıyla kasanın tam takır oluşu. boğaza kadar borç var, gelirler giderleri karşılamıyor, zaten yeni kaynak bulmak konusunda da beceri noksanları var. ucuz fiyata kaliteli oyuncu almaya çalışıyorlar, bunu da menajerlere komisyon kaptırmadan yapmaya çalışıyorlar; halbuki menajerler bizim yöneticileri sulu getirip susuz götürür. gerekli bağlantıların yoksa bir hiçsin bu futbol dünyasında.
velhasıl kelam hocayla bir dertleri yok sadece beceriksizler ve galatasaray gibi bir camia için fazla yetersizler. hoca da bizim gibi bunun sıkıntılarını yaşıyor.
1734
forvet transferi süreci fena halde şahsımın ciddi ilişki yapabilmek için iyi bir kızla tanışıp arkadaş olamayışım gibi olan bu sebeple kendilerini anladığım yönetimdir. bildiğin loserız ikimizde.
(liseyi erkek lisesinde yatılı olarak, üniversiteyi de erkeklerin arasında okuyarak bu konuda biraz şanssız olduğum gerçeği var)
şimdi bakıyorum güzel, iyi kızlar hep kapıldı./iyi forvetler de öyle.
anne, baba, akraba, konu komşu, iş arkadaşı haklı olarak yaşın geçiyor bak evlenmiyorsun baskıları yapıyor./ taraftar sürekli forvet transferinin elzem olduğunu hatırlatıyor.
arkadaş, dost aracılığıyla biri öneriliyor bazen tanışıyorsun onu da sen beğenemiyorsun ya da istediğini bulamıyorsun./ menajerlerin önerdiği futbolcular genelde işi bitmiş artık oynayacağını oynayıp son bi yere transferimi yapayım anlayışında olabiliyor ve bunları teknik ekip kabul etmiyor.
genç gelecek vaat eden forvetler buluyorsun onlar da ateş pahası, malum kasa tam takır olmasa da bütçe kısıtlı./ benzer şekilde genç, güzel, becerikli bir kız buluyorsun o da şartları iyi olsun, rahatı yerinde olsun istiyor ama ülke şartları maaşlar yetersiz haliyle yine olmuyor.
geçmişte drogbalar, jardeller, baroslar gelmiş tabi beklenti de biraz yüksek./ eskiden tabi daha genç zamanlarda talep görür beğenilirdik o zaman tabi biraz daha hızlıydı, şimdi de en azından o standartlarda olmasa da bari biraz yakın biri olsun istiyorum bulacağım kız.
daha böyle uzar gider. farkında olmadan loserlık konusunda bu yönetimin bir parçası olduğumu farkettim.
belki iyi bir forvetin geldiği gün benim de kısmetim açılır diyerek tüm sözlüğe selamlarımı saygılarımı sunarım.
1736
şu anda çok ciddi bir "feda", küçülme politikasına girmiş olan yönetimdir.
bunu beşiktaş gibi ağlaya zırlaya yapmadığı için tebrik edilebilir. ancak yine de iletişimsel olarak eline yüzüne bulaştırdığı için çok tepki toplamaktadır.
biraz daha şeffaflık, dürüstlük içinde olsalar biz anlayış gösterirdik muhakkak.
1737
koskoca galatasaray camiasının forvet transferi yapamaması tamamen bir skandaldır. yaz dönemi ve kış dönemi paran olduğu halde forvet transferi yapamıyorsan ya çok beceriksizsin ya fatih hoca’yı yemeye çalışıyorsun ya da başakşehir şampiyon olsun istiyorsun.
mustafa cengiz yönetimi geldiğinden beri çok destekledim ama artık işin suyu kaçtı.
bakın sıradan saçma forvetle geçiştiremezsiniz bu işi. 15m€ bütçe var. olabilecek en iyi forveti buraya getireceksiniz yoksa hepiniz istifa edeceksiniz. yazıklar olsun koskoca galatasaray camiasını dünyaya rezil ettiniz.
1738
kendilerine müteşekkirim. şöyle ki: aksam kendisine internetten alinan oyuncak henüz gelmedi diye aglayip debelenen kizima "aglama artik gelecek iste yarin" dedigimde "gelmiyor işte. gelsin artık" diyerek yeniden aglamaya basladi. ben de "bak ben de forvet bekliyorum ama hala gelmedi ben de mi aglayayim" dedim. o da "forvet ne baba" dedi. "futbolda gol atan kişi" dedim. "offf baba ya off baba ya " nidalarıyla aglamadan uzaklaştı. :)
1740
2018-2019 sezonu bilancosunu kurtarmak icin 2019-2020 sezonu bilancosunda 40 milyon euro zarara yol acan yonetim.
bunu kotu niyetten yaptiklarini da sanmiyorum. hesap kitap yapamiyorlar. gunluk dusunuyorlar. cunku esnaflik otesinde, gunluk bakkal hesabindan derin bir planlama yetenegine sahip degiller.
ek: bilanco makyaji gibi bir ithamda bulunmuyorum, yanlis anlasilmasin. bu yil sampiyon olamazsak gelecek yil gelirlerimiz 30-40 milyon euro daha az olacak. bu sezon 31 mayis itibariyle gelir gider dengesini kurtarmak icin para harcamamaya calisiyorlar, fakat sampiyonluk kactiginda, harcanmayan para yuzunden olusan firsat maliyeti cok buyuk olacak.
1742
"bir klüp nasıl yönetilmez" sözünün 3 kelimelik özeti.
1743
spor kulüplerinde 2 yönden ibra edilirsiniz. idari ve mali. yönetimin anlaması gereken şu; milyonlarca insan bir şirketin taraftarı değil. para kazanan, kar-zarar eden, borçlanan, personel çalıştıran, mal ve hizmet satın alan bu şirketin, kuruluşun bütün amacı temelde sportiftir. galatasaray borsada kar payı dağıtmak, istihdam sağlamak, kar elde etmek amacıyla kurulmamıştır. bütün bunlar sportif başarı ve yarışma için araçtır sadece. mali gücü değerli kılan sportif başarıyı sağlayan esas etmen olmasından ileri gelir. mustafa cengiz yönetimi galatasarayı mali yönden iyi yönetiyor olabilir ki bu da göreceli. esas sorun mustafa cengiz'in araçla amacı karıştırdığı görülüyor.
galatasarayı yönetenler gökten zembille inmiş özel bilgi ve birikimle donatılmış, sadece kendilerinin vakıf olabileceği gizli kriterlerle yönetmiyorlar galatasarayı. örneğin; açık kaynaklardan pek çok insan dilerse galatasaray ve uefa arasında başkanın sık sık "settlement agreement" diye dillere pelesenk ettiği anlaşmayı okuyabilir, yorumlayabilir. yapıyorlar da bunu. sattığın kadar al kuralı varsa, bonservissiz ya da kiralık oyuncu transfer edilebileceğini, elde edilen bonservis gelirinin ara transfer döneminde harcanamazsa, önümüzdeki yaz transfer döneminde kullanılamayacağını vs biliyorlar.
galatasaraylıları esas çıldırtan, beceriksizliklerini, iş bilmezliklerini ısrarla, "galatasarayın bir kuruşunu yedirmem", "ayağı çamurlu maça gelen taraftar", "çocuğunun rızkından kesip forma alan taraftar" vs gibi ajitasyonlarla kapatmaya çalışması. siyasetin bulanık suları işte buralarç demogoji, hamaset. serumla divan kuruluna gelen yöneticiler, hasta hasta uykusuz can siparene çalışan bir başkan, uzatılabilir. dursun aydın özbek yönetimi döenminden beri taraftar bu masalları dinliyor. 7 aydır galatasaraylı masal dinliyor. mali yönden galatasarayı çok başarılı yönettiğini, galatasarayı bir kuruşuna sahip çıktığını her fırsatta dile getiren yönetim şunu unutmamalı; galatasarayın bir kuruşunu bile yanlış, sebepsiz, gereksiz harcamamak sizin zaten asli sorumluluğunuzdur. bu büyük bir meziyet değil; dürüst, ahlaklı ve ilkeli her insanın sorumluluk aldığı her alanda uygulaması gereken davranışlardır. sizin o koltuklarda oturmanızın sebebi, borsaya kote kar/zarar eden bir işletmeyi yönetmek değildir. galatasaraylılar, o şirketin taraftarları değildir. sizin esas işiniz galatasarayın bir kuruşunu boşa harcamadan sportif anlamda başarılı olmaktır, bu kadar.
ali sami yen ve arkadaşları bir şirket kurmadılar. siz de 114 yıllık bir holdingin ceo su değilsiniz. biz de o şirketin borsada hissesini almış pay sahipleri değiliz.
1744
anlamakta güçlük çektiğim yönetim. diagne için 10-14 milyon euro arası bir para verebiliyorlarsa yurt dışından transfer etmek istediğimiz oyuncuları neden alamıyorlar. onlar için de zaten aşağı yukarı bu kadar bonservis isteniyordu. kasımpaşa ödeme planında belki kolaylık sağlıyordur. bunun dışında tutar olarak her şey aynı. marcao gibi bir adamı bulup 4 milyon euro'ya alan kulübün forvet transferinde böyle mantıksız işler yapmasını benim aklım almıyor.
1747
diagne trezeguet alırsa çok gecikmiş ama mükemmel bir işe imza atacak yönetim olacaktır. şaşırt bizi başkan
1748
spontane yönetim usulünü benimsedikleri son diagne hamlesi ile ortaya çıktı. istedikleri oyuncuları yurtdışı liglerde bulamayan, bulsa bile alamayanlar, milyonları turgay ciner'e gömme derdinde. neyse, susuyorum, daha fazla yazarsam pilot olurum. sadece aynı filmi izlemekten sıkıldım ulan, hepsi bu.
1749
ara transfer dönemiyle zaten sallantıda olan koltuğunu büyük olasılıkla kaybetmiş yönetimdir.
bütün bir ilk yarıyı forvetsiz oynamaya mahkum eden yönetim, becerisizlikliğini kapatabilmek adına dahi bir aksiyon alamamış ve bitime 2 gün kala kasımpaşa futbolcularına yönelmiştir. galatasaray vizyonu bu plansızlığı kaldırmaz.
sayın başkan mart ayından itibaren akaryakıt sektörüne yoğunlaşmalı, mayıs ayı ile birlikte stadımıza hobi olarak maç izlemeye gelmeli.