• 333
    https://twitter.com/...989130505670657?s=21

    --- alıntı ---

    there are so many dynamics around this topic. it’s an interesting one that i would really love to debate about. i think there is a lot to be learned about. it would also be so interesting for people to hear it from guys being referred to as such. straight from the horses mouth.

    one of the challenges is that there have not been many people of color or black people or african people in the limelight or who have some influence who have been able to fluently and accurately express their thought in turkish regarding this topic. most also evaded it altogether

    i always ask people if i am that what are you. they usually answer turk. then i explain the depth of what it means to be called turk. the history, heritage, culture an all that. and i ask for them to give me the same about “zenci” people.

    they usually get stuck and they have nothing to say but it being color black, then i simply tell them not to rob me off of my background and reduce me into a color. this usually hits home for many.

    --- alıntı ---

    3y1t youtube kanalı yayıncısı joel moriasi

    https://twitter.com/...015724248801280?s=21

    bir twitter kullanıcısı: “ türkiye'de zenci kelimesine bakış açın nedir ırkçılık olarak algılıyor musun? yoksa siyahi denmesini mi tercih edersin? bizde ona göre dikkat edelim. bu arada adamın dibisin.”

    kenyalı youtuber joel moriasi: “o kelimeyi sevmem.”

    “türkçe” konuşan başka bir youtuber:
    https://youtu.be/BNl-0Qrx-DA

    ayrıca;
    (bkz: zenci/@mokoena)
    (bkz: pascal nouma/@mokoena)

    tarihsel köken, farslar, niyet, kullanılan amaç... hiçbirinin önemi yok. koca bir türk dili uzmanı olsanız dahi “zenci” kelimesinin olumlu anlaşılabilecek bir anlamı yok. “ni..a” neyse o da o. ve ırkçı. abd’de de yüzbinlercesi “nigger means just black in hundred years...” falan diye savunuyor zaten.

    ek: konuyla bağlantılı “blackface” muhabbeti de var tabi çok ilgi alanımızın dışında. onun neden ırkçı olduğunu anlayan* zaten tüm konuyu da anlar.

    ek2: blackface; ama ilgi alanımızın dışında değil.

    https://www.instagram.com/...igshid=19er5emu2gjy7
  • 349
    sözlükte de dahil olmak* üzere sosyal medyada sıklıkla karşılaştığım bir türü vardır: orta doğuluları istediğiniz gibi aşağılayabilirsiniz. sihirli kelime! istediğiniz kadar hakaret edin, istediğiniz yakıştırmayı yapın! bir başka coğrafyadaki veya millete mensup kişilere ima dahi edemeyeceğiniz her şeyi, bu topraklarda yaşayan insanlara rahatlıkla söyleyebilirsiniz. orta doğu insanı, orta doğu zihniyeti, orta doğu bilmem nesi vs. bu, bir tür aşağılık kompleksinin ve kendini hayran olduğu topluluğa kabul ettirme ihtiyacının dışavurumudur. ''bunlar aşağılık; ama ben onlar gibi değilim! bakın ben de onları aşağılık görüyorum. ben de sizin gibiyim'' telakkisinin yansımasıdır.

    meselenin komik kısmı, bunları yazan kişiler genellikle ırkçılığa sözde karşı olan insanlar. kişi kendi zihninde ne yaşarsa yaşar, ilgimi çekmiyor. ancak, bu coğrafyada yaşayan birçok milleten insan hakir görmek ve dövüş torbası gibi her canı istediğinde pataklak kimsenin hakkı değil. bütün hayatı bugünden ibaret gören kişilerce ifadelerini meşrulaştırılacak temeller bulabilirler. uzun uzun yazmaya gerek yok. biraz kültür tarihi bilen bu topraklarda neler olduğunu bilir. yazdığımız yazıyı bile o 'aşağılık' orta doğululara borçluyuz. yurtdışında pek çok kez ırkçığa maruz kaldım. kimseyi yaşadığı millet veya coğrafya üzerinden küçük göremezsiniz. ben de o küstah tavırlı kişilere karşı, bu topraklarda yaşayan ne süryani'yi ne kürt'ü ne de türk'ü ne de arap'ı ne de onlarca halktan kimseyi, sırf onlara dahil olmadığı için aşağılatmadım, gücüm yettikçe de karşılarında durdum. yok biz kendi kendimizi ezdirmeyi seviyoruz diyorsanız, o zaman ırkçı biri sizi silindir gibi ezer geçer. kendisine saygısı olmayana kimse saygı duymaz!
  • 339
    mithat fabian sözmen konuya yine ince yerden dalmis: https://www.evrensel.net/...em-tarihi-riyakarlik

    --- alıntı ---

    akla gelen bir başka isim, ingiltere ve türkiye’de üç ayrı ırkçılık olayıyla suçlanan, didier zokora’ya ettiği ırkçı küfür nedeniyle hapis cezasına çarptırılan buna rağmen yıllarca başakşehir’in kaptanlığını yapan bugün de fenerbahçe futbol takımının en yetkili isimlerinden biri olan emre belözoğlu’ydu.

    herhalde ırkçılığa bu kadar tepkili bir ülkede emre belözoğlu hakkında cumhurbaşkanlığı bir khk hazırlamaya girişmiştir diye düşündüm! sonra emre belözoğlu’nun tüm bu mesaj seferberliğine girişen kesimlerle arasının gayet iyi olduğunu hatırladım.

    --- alıntı ---
  • 302
    türkiye'de yok diyenler ırkçılık ne demek bilmiyorlar. sözlükte bile bir çok örneği var bunun. adam yaptığı şeyin ırkçılık olduğunun farkında bile değil. o yüzden ırkçılık yok sanılıyor ülkede. yorumcusundan kahvedeki dayısına, tribündeki holigana kadar her yerde var bu ırkçılık. türkiye gibi bir orta doğu ülkesinde ırkçılık yapmak da ne bileyim..

    https://twitter.com/.../1280203503529590785

    feghouli'nin bu twitinin altındaki yorumlara bakarsanız ülkede var mı yok mu emin olursunuz. bu kadar basit.

    son olarak başka bir başlıkta söylemiştim ama buraya da yazayım. ne feghouli ne belhanda bu ırkçılığı hak etmemiştir. 2 yılda sana 2 şampiyonluk, türkiye kupası, süper kupa vb ülkedeki bütün kupaları kazandırdı bu adamlar sana. final maçlarında bu iki oyuncu vardı sahnede. çok uzağa gitmeye de gerek yok geçen sezon* şampiyon olduğumuz maçta biri golü attı, diğeri maçın asistlerini yaptı. bu kadar nankör olunmaz. şampiyon yaparken iyi ama tek sezon çuvallayınca "go to arabia"... hadi abi ya. kaldı ki adamlar arap bile değil, cahillik seviyesini ordan anlayın işte bu ırkçıların.

    bunları da feghouli'ye son maçta* gerçekten çok sinir olan, sözlüğe feghouli başlığı altında "maçı sattı" yazan birisi olarak söylüyorum. eleştirme hakkınızın olması, oyunculara hakaret ve ırkçılık yapma hakkı vermez. kaldı ki olayın üzerinden 1 gün geçmişken, sakin kafayla düşünüp yorum yazabilecek haldeyken bile böyle yorumlar yapılıyorsa basbayağı ırkçılık vardır bu ülkede.
  • 169
    yasamadan ne hissettirdigini anlamanin pek de mumkum olmadigi seydir. oyle bir insanin kanina dokunur ki, basarinla geldigin, en az otekilerle ayni seviyede olmana ragmen sadece benligin nedeniyle dislanmak kucumsenmek vs durumunu yasamak.

    sahsim adina bazi zamanlar geliyor ki, kendilerinden nefret etmeme ragmen turkiyeyi yoneten siyasi olusumu yabancilara karsi savunuyorum. o saf asagilamayi, sacma ignemeleri vs yasamadan ciddi anlamda hissettiklerimi anlamaniz cok kolay degil, benim de anlatmam.

    almanyaya tasinmamdan sonra, ki inanilmaz fazla da karsilasmadim irkcilikla, turkiyedeki azinliklarin, suriyelilerin, alevilerin vs neler cektigini sadece kafamda canlandirdim. yani saniyoruz ki irkcilik sadece siyahileri otekilestirmek, ya da yurtdisinda insanlarin azinliklara yaptigi bir sey ama ne yazik ki farkinda olmasak da turkiyede biz de fazlasiyla yapiyoruz bunu.

    sahsim adina, canim sozlugumun guzel insanlarindan, zaten yapan yoktur ama, farkli bir dinden olsun, farkli bir irktan olsun bir insan ile konusurken o bireylerin de sen ben gibi bir insan oldugunu, duygularinin oldugunu dusunmelerini ve herkese esit davranmak icin daha fazla gayret gostermelerini rica ediyorum.
  • 187
    irkçılığın tam tersi stockholm sendromlu hümanizmdir. ikiside kötüdür. ama aşırı ilkel olanları aşırı ilkel olduğunu başka türlü nasıl anlatacaksınız? bir kere de biz yanılalım. ama hep haklı çıkıyoruz. burada birkaç söz yazınca da ırkçılık diye laf ediyorsunuz. bence sorun sizde. herşeye ırkçılık bilmem ne diye mağdur edebiyatı yapmayın. herşeye ırkçılık diyerek ırkçılık kavramını boşalttınız. özellikle de belirli 2 halka laf söylendi mi canım memleketimde hemen ırkçılık ile yaftalanıyorsunuz. burada kendimiz olan türk milletinin de bazı durumlarını eleştiriyoruz. ayıptır yahu. eleştire eleştire gelişeceğiz. şurada iki söz etmeyelim di mi?
  • 152
    irkcilik soylemi cok garip birseydir. mesela turkiye de zenci denir. biz bunu irkcilik icin yapmiyoruz. yani amerika da zenci denince asagilama olarak gorulur eskiden yasananlardan oturu. bizdr zenci denince asagilamak vs icin degil sadece siyah ten icin kullanilor nasil sarisin vs diyorsak ayni durum.

    ancak ve ancak maalesef bu bile artik irkcilik icin kullaniliyor. bunu ayirtetmek gerekiyor. genel olarak halkimizda zenci insanlara veya afrika kokenlilere karsi kotu birsey yoktur. bizde kurt, laz cerkes vs irkciligi vardir.

    sonuc olarak bizim halkimiz cogu zaman irkcilik olarak siyahi futbolculara bir dokundurma yapmaz kullandigi kelimeyle. ancak kullandigi yeri bilmeyip kullanan sigirlar var. bunlar yuzunden zaten sorun ortaya cikiyor.
  • 226
    mütamediyen milliyetçilik ve vatanseverlik ile karıştırılan kavramdır.
    bizde ve dünyada özellikle son dönemde mülteci karşıtlığı üzerinden konu ırkçılığa getirilmeye çalışılsa da, o iş tam olarak öyle değil..
    insanın kendi değerlerini, yaşam biçimini, yaşama alışkanlıklarını korumak istemesi en doğal hakkıdır. değer yargıları senden çok farklı olan milyonlarca insanın hiçbir denetim olmaksızın topluma kaynaşması zaman içerisinde senin yozlaşman ve kendi kimliğini kaybetmen anlamına gelir.
    eğer dışarıdan bir işgücü talebin de yoksa bu insanları kendi kültürüne entegre etmen senin için yükten başka birşey değildir.

    buraya kadar olan kısmı sadece bizim için değil bütün avrupadaki mülteci karşıtlığının ortak gerekçesi, ancak bizim için durum bu kadar da naif değil. bir kuzey avrupa ülkesi olsan konuya sadece böyle bakabilirdin. ama balkanlar, kafkaslar ve ortadoğu gibi dünyanın en sıkıntılı 3 bölgesinin tam ortasında yaşıyorsan, senin gelecekte içine düşürüleceğin yeni bir bir etnik milliyetçilik problemine hazırlıklı olman önlem alman gerekir. türkiye kürt ırkçısı terörden 35yıl çektikten sonra bi 35 yıl da arap dinci/ırkçı terörü çekmeye maruz bırakılamaz.
    bazı şeyler içinden geçerken, yaşarken anlaşılmaz; uzun vadeli bakabilmeyi gerektirir.. bunları hesaba katıp ülkenin geleceğin düşünmek ırkçılık değil, olsa olsa potansiyel bir gelecekte ırkçı terörden masumları koruma arzusudr.
  • 357
    https://greekcitytimes.com/...l-fascist-ukrainian/

    mariupol'de neo-nazi ukraynali azov battalion orgutu tarafindan tutsak edilmis 100.000 uzeri yunan asilli vatandas hakkinda bir haber. yunan basininda ses bulmus ancak henuz bati gormezden geliyor.

    maalesef sadece zenci (irkci bir kelime degil) ogrenci ve calisanlarin ulke cikisinin zorluklari gosterilip beyaz-hristiyan avrupa vurgusu yapiliyor ancak is cok daha ciddi.

    arka arkaya bu basliga yaziyorum ancak durumun ciddiyetinin anlasilmasi gerek. bu yunan asilli vatandaslar iki sebepten tutuluyor; 1) rus saldirisinda sehir bosaltilmamis olsun ve sivil halk tampon gorevi gorsun,
    2) kendi yaptiklarini gizleyebilmek ve propaganda yapmaya devam etmek.

    avrupa dikkatli olmazsa cok buyuk bir belayi basina saracak. cebinde bicakla etrafi dagitan dazlaklara benzemez, elinde otomatik silahlarla gezinen neo-naziler.
  • 172
    bir sosyal antropoloji yüksek lisans öğrencisi olarak bu konu hakkında biraz konuşmak istiyorum, benim açımdan ırkçılık nedir/ne değildir anlatayım.

    öncelikle, dünya üzerindeki her şey, somut yahut soyut, insan tarafından anlamlandırılır. birisi tree der, öteki ağaç der, ancak "o" nesneye atfedilen bir kelime daima vardır. ha bu elma olur, armut olur, her dilde farklıdır. o ayrı. ancak vardır. her dilde farklı olduğu gibi, her insan için de farklı olabilir. sizin elma olarak gördüğünüzü bir başkası doğanın mucizesi, proteini eksik besin, hatta armut olarak da görebilir. bu insanları yakmak, bu insanlara salak demek birkaç yüzyıl öncesinde kaldı.

    ne dedik? hemen her şey insanlar tarafından anlamlandırılır. ırkçılık meselesi de böyle. şimdi bizim ülkemizde biliyorsunuz bir zenci sempatisi vardır. vardır bu. bir zenciye beş kere "kötü" ırkçılık yapılıyorsa, elli beş kere de "iyi zannedilen" ırkçılık yapılıyordur. ırkçılık bana göre bir kültürü, milleti yahut ten rengi mensubunu bulunduğu ortamda elinde olmayan farklılıklarından dolayı ötekileştirmek veya sürekli farklı ve dışarıdan hissettirmektir. frantz fanon'un siyah deri beyaz maskeler isimli çok değerli bir kitabı vardır. fanon der ki, zenci severlik ve zenci sempatisi de ırkçılıktır. bunun da zenciye, siyah adama farklı hissettirdiğini ve onu öteki yaptığını söyler ve bunu ırkçılık olarak yorumlar. dönemine göre bu yeni bir bakış açısıdır ve bana göre oldukça kıymetlidir. adam yiyen orta saha başlığı var bu sözlükte. bir bakın. badou ndiaye başlığına bakın. abdul kader keita başlığına bakın. fanon sağ olsaydı ve bunları görseydi, ırkçılar der geçerdi. böyle diyecek çok fazla insan olduğunu da söylemem gerek. bakın nereye geliyoruz? ırkçılık da farklı yorumlara, farklı bakış açılarına açıktır. dönelim bir başka değerli isim richard sennett'e. kendisi de otorite isimli kitabında yaptığı saha çalışmasında bir kadınla çalışır. kadın, ailesiyle yaşadığı gerilimde ailesinin onaylamayacağı zenci sevgililerini koz olarak kullanır. dışarıdan bakalım, zenci bir erkek, beyaz bir kadın. ırklara dair ön yargı yok gibi. ancak içeriden böyle değil, çünkü şu an olayı biliyoruz. kadın, zenci erkekleri kullanmakta. ailesiyle olan ilişkisinde zenci erkeklerle ilişkilerini kullanmakta, bir maşa olarak bu erkekler bu kadının hayatına hizmet etmekte. kaldı ki bir zenci sevgilisi bu kadına "gördüğüm en ırkçı insansın" demiştir. yine geldik başka bir ırkçılığa. halbuki ortada ırkçılık yok dışarıdan bakılınca. beyaz kadın, siyah erkek.

    şimdi gelelim benim açımdan ırkçılığa. ben türkiye'de yaşayan istanbullu bir insan olarak, ırkçılık şudur, budur şeklinde ahkam kesemem. çünkü ben bugüne kadar ne almanya'da, ne nikaragua'da, ne ingiltere'de, ne başka bir yerde düzenli şekilde yaşayıp ırkçı davranışlara maruz kalmadım. tecrübe etmediğim bir durum, sadece yaşananları okuyup, yorumlayıp, kısıtlı bir fikir beyan edebiliyorum. ben ırkçılığa maruz kalıp üzerine düşünmedim, yorum yapmadım.

    ama şunu söyleyebilirim: bana göre ırkçılık bir şahsa veya bir millete/kültüre/ten rengi mensubuna elinde olmayan nedenlerden ötürü bu nedenlere gönderme yapacak şekilde hakaret etmek, sözlü veya fiziksel şiddet uygulamak, şahsın ruh ve beden sağlığını bozmaktır. samimi siyahi arkadaşınızın cinsel gücüne veya cinsel organına yapacağınız yerinde bir espri komiktir. samimiyseniz, bunun onu bozacağını yahut bozmayacağını bilirsiniz zaten. bu davranışa ırkçılık demek, zorlama bir akademik bakış ve duyar olacaktır bana göre.

    mesut özil'in milli takımı bırakmasına neden olan meseleye gelelim. şimdi bu durumu "ya benzerini biz yaşasaydık" şeklinde değerlendirmek pek doğru değil. çünkü benzerini yaşarsak, aynı tepkiyi değil, tıpkı vakadaki gibi "benzeri" tepkiler verirdik. ama aynı tepkiyi vermezdik. çünkü vaka benzeri olduğu için tepki de benzeri olurdu ve benzerlikler farklılıkları da içerir, nüanslar mühimdir. salt vakayı değerlendirelim: mesut özil, almanya vatandaşı. almanya milli takımında oynuyor. almanya'ya vergi veriyor. almanya'da futbol oynadı. almanya'da daha çok zaman geçirdi. mesut özil, almanların pek de onaylamadığı bir devlet başkanıyla fotoğraf çektiriyor. dolayısıyla kendisine bir tepki oluyor. burada şuna bakalım, aynı tepki boateng'e, klose'ye, podolski'ye karşı oluyor muydu? ben okumadım, görmedim. peki bu mesut'un türkiye bağlantısından dolayı mı oluyor? evet ise, sizce neden herkes türkiye'ye düşman? neden batı bize düşman, batı bize kıskanıyor, batı kötü biz iyiyiz? cevap hayır ise, problem nerede?

    ben meselenin şöyle olduğunu düşünüyorum: iki taraf da hatalı ve tertemiz değil.
    mesut özil hatalı, çünkü vergi verdiği ve daha çok yaşadığı almanya'nın hassas olduğu konularda almanya'ya vuran, ilişkilerinin pek iyi olmadığı bir devlet başkanıyla samimi oldu. halk, federasyon v.s. tepki gösterdi.
    federasyon ve yetkililer hatalı, çünkü onlar da tertemiz değil. işin içinde devlet, hükümet varsa tertemiz olmak mümkün değildir. sizin probleminiz, sizin probleminizdir yetkililer. tüm problem mesut özil miydi? mesut bu fotoğrafı çekmese yeni havalimanını birlikte açacak, almanya'da türk-alman mühendislerimize bira içirip halay çektirecek ve tüm meseleleri çözecek miydik? yapmayın lütfen.

    ortada yanlış hareket eden bir futbolcu, yanlış hareket eden bir devlet başkanı, yanlış hareket eden bir alman futbol federasyonu var. ama herkes kendi yanlışını da başkasına yamayıp tertemiz kalma çabasında. bunu yemeyin, tek ricam bu.
  • 342
    demba ba aslında olayı aptala anlatır gibi anlatmış ama hala anlaşılmayan bir konu. en başta pierre webo olmak üzere olaya maruz kalan oyuncular bu konudan rahatsız olmuşken diğer insanların "yaa ne var gardeşim onda" demesi bana baya garip geliyor. adam rahatsız olmuş işte daha ötesi var mı? 2020 yılında "şu siyah adam" diye bahsedilmesini istemiyor adamlar kendileri hakkında. anlamak ne kadar zor olabilir. sana normal gelebilir de adam bunu is-te-mi-yor.

    kulübede kim olduğunu tarif etmek için "siyah" demek zorunda olduğunu söylemek aslında problemin ta kendisi. "yardımcı antrenörlerden biri" dersin, sonra hakem geldiğinde elinle işaret edersin amk ne kadar zor olabilir. bir de deniyor ki iki tane beyaz olsa "yeşil gözlü olan, sarışın olan" diye tarif edicekti aynı şey fhsfajshf. birincisi göz rengi, kıl tüy rengi ile ten rengi aynı şey değil. sarışınlık diye ırk mı var amk. ikincisi hakem ebesinin nikahındayken kimin hangi göz renginde olduğunu yine anlamayacağı için kulübeye geldiğinde gösteriyosun zaten kim olduğunu. aynı şekilde yap adamı rahatsız etme birader.

    son olarak da eminönünde saatçi, kabilene dön, çiğ et ye esprilerine zuhahaha diye gülünen, fenerbahçe, beşiktaş tribünlerinde alanen yapılan ırkçılık için bizim ülkemizde yok demek de ayrı bir komedi. evet bizim siyahilerle bir nefret ilişkimiz yok ama bu yapılanlar da ırkçılıktır. ilişkinin o boyutta kalmasının nedeni onların kürtler, ermeniler, rumlar vs. gibi ülkenin her sosyal katmanında yer almamalarıdır. yoksa onlar da az çekmezdi türkiye'de.
  • 25
    sadece sözlüğümüz için değil tüm sözlükle sosyal medya içinde yapılan bir hata var; her siyahi oyuncu için saat satıcısı esprisi yapılıyor. bu durum hiç iyi görünmüyor belki de çok fazla yapılıyor ondan hoş gelmiyor artık bu söz bana, belki de ben de yapmışımdır ya da yapıcam ama sürekli bu tarz entryler yazılar görmek canımı sıkıyor.

    bu entryi buraya yazmayı uygun gördüm, kimseyi ırkçılıkla suçlamak değil derdim.
  • 341
    ırkçılık gibi konularda "niyet önemli" görüşüne katılmıyorum. "o anlamda demek istememiştim", "benim kültürümde o anlama gelmiyor", "söylediğim şey o kişiyi tanımlayıcı bir kalıp" gibi açıklamalar empatiden uzaktır.

    aynı dünyada yaşıyor gibi görünsek de her insan kendi öznel dünyasında yaşar. var olduğu andan itibaren biyolojik, sosyal, psikolojik, çevresel birçok etken bireyi "biricik" kılar. aynı nesneye baktığımızı düşündüğümüzde bile o nesnenin bizdeki temsili çok farklıdır. bu farklılık, her kişiye, nesneye ya da duruma dair algımız için de geçerlidir. basit bir örnek vermek gerekirse birlikte uyuyan bir karı-kocanın gece vazo kırılma sesiyle uyandığı anı düşünelim. ikisi de aynı sesi duydu ama aynı şekilde mi yorumladı? eşlerden birisi bu olay karşısında "hırsız girdi" düşüncesine sahip ve bu sonucunda yoğun bir kaygı yaşıyor, terleme, kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtiler yaşıyor ve tüm bunların sonucunda davranışsal olarak saklanma, eşine sarılma gibi eylemlerde bulunuyor. diğer eşe baktığımızda ise sakin ve rahat bir durumda olduğunu görüyoruz. zihnini incelediğimizde ise "yatmadan önce pencereyi açık unuttum, esen rüzgar vazoyu düşürmüş olmalı" düşüncesini görüyoruz. iki insanın aynı olay hakkındaki düşüncesinin, duygusunun, fiziksel tepkisinin ve davranışının farklı olduğunu görüyoruz.

    peki, hiçbir konu hakkında tam anlamıyla ortak bir algıya ve dolayısıyla ortak bir duyguya ve düşünceye sahip olamadığımız halde nasıl sosyal bir varlık olarak yaşayabiliriz? en ufak olaylarda bile farklı yaşantılar deneyimliyorsak ortaya çıkan kişilerarası çatışmaları nasıl çözebiliriz? sizin bir kişiyi "tanımlamak" için söylediğiniz kelimenin karşı tarafta nasıl bir anlam yaratabileceğini öngörebilmenin bir yolu olsaydı keşke. hatta biyolojik olarak böyle bir gücümüz olsaydı her şey ne kadar kolay olurdu. mesela dünyanın gözü önünde bir insanı üzmezdik, sinirlendirmezdik. ya da "siyahi demek sarışın demek gibi bir tanımlamadır, bana da beyazi denebilir" diye düşünerek birçok kişiyi derinden yaralayan toplumsal bir problemi hafifletmeye çalışmazdık. buradaki kimseyi suçlamak niyetinde değilim ama biyolojik*, psikolojik ve sosyal boyutları olan ve empati olarak tanımlanan gücümüzü daha etkin şekilde kullanabileceğimizi hatırlatmak istiyorum. bu kavramı çok duyduk, duyuyoruz. çocukluktan beri kendimizi karşıdakinin yerine koyuyoruz. ama empati bundan çok daha fazlası. kendimizi karşımızdakinin yerine koyarken onun gibi hissetmeye, onun gibi düşünmeye çalışmalıyız. evet, bu çok zor. çünkü daha önce bahsettiğim gibi her birimiz öznel dünyamızda yaşıyoruz. ama sizin "beyaz olan" olarak diye işaret edilmeniz sonucu ortaya çıkan duygu, düşünce ve davranışınızla bir başkasının "siyah olan" diye işaret edilmesine karşı vereceği tepkilerin farklılaşabileceğini o öznel dünyamızdan bir nebze ayrılarak görebiliriz. çünkü bu olaya karşı geçmiş yaşantılarımız farklı ve olaya atfettiğimiz anlam farklı. mesela siz de "gözlüklü olan" şeklinde çağırılmaktan rahatsız olabilirsiniz. çünkü çocukluğunuzdan itibaren gözlük kullanıyorsunuzdur ve geçmişte bu olaya ilişkin olumsuz deneyimleriniz şu an verdiğiniz tepkileri etkiliyor olabilir. 65 yaşında yeni yeni gözlük kullanmaya başlamış birisi için ise "gözlüklü olan" şeklinde tanımlanmak sorun olmayabilir, çünkü gözlüğün anlamı onun için hayatını kolaylaştıran bir araçtan ibarettir. ancak bu demek değildir ki sizin bu konudaki tepkilerinizi önemsemeyeceğiz.

    her ne kadar zor gibi görünse de mümkün olduğunca gerçek anlamda empati yapabilmek, hayata ve insanlara bakışımızı etkileyecektir. bunun da hayatın her alanında yararımıza olduğunu düşünüyorum.
  • 374
    sessiz istilaya karşı görüş bildirmek kamuoyu oluşturmak ırkçılık değildir. herkes görüşünü bildirebilir. hiç bir ülke %10 üzeri göçe maruz bırakılamaz. gelişmiş, nüfusu yaşlanan bir ülke iseniz politika olarak nüfusa göre binde yarım alabilirsin planlı bir şekilde nüfusun varyasyonunu artırmak için her kültürden eşit şekilde. eğer gsyh'niz 13 bin dolardan yarısına düşen bir ülkede %10 üstü benzer kültürden göç alıyorsanız başka bir politika vardır ortada. buna karşı politik duruş sergilemeyen her insan bu politikanın ortağıdır. ayrıca merkez bankanızdan 128 milyar dolar buharlaşıyorsa başkanı murat uysal'ı türkiyenin en büyük spor kulübüne yönetici yapmazsınız.(bkz: eşref hamamcıoğlu)
  • 268
    hakkinda yanlis bilinen bir olgu.

    turkiye'de irkcilik vardir, yapisal irkcilik yoktur. arasindaki farki, bireysel seviyede irkci kisiler gorebilirsiniz (eboue'ye muz sallayan fenerbahce taraftari), fakat turkiye ve ozellikle osmanli imparatorlugu, cok fazla farkli irktan (sari irk, siyah irk) insan icermedigi icin bu yapisal seviyeye ulasmamistir.

    yapisal irkcilik icin: https://en.wikipedia.org/wiki/Institutional_racism

    yapisal irkcilik daha cok 18 ve 19. yy da dunyayi somurgelemis ulkelerde gorulur, fransa, amerika, ingiltere vs. biz asla boyle bir somurgecilige girmedigimiz icin (ya da giremedigimiz diyelim) bizde olan bir olgu degildir.

    su amerika birlesik devletlerinde olan olaylar tamamen 300 yillik ulkenin iliklerine kadar islemis olan irkciliktan, yani yapisal irkciliktan kaynaklanmakta. bizde boyle bir seyin olmasi icin oncelikle ulkemizde farkli irk gruplarindan insanlarin uzun bir sure bulunmasi gerek ve bu insanlarin sistematik olarak ayrimciiiga ugramasi gerek. bunun olmasi da onyillar, hatta yuzyillar alir, kisaca bu sozlukte su an yazan kimse boyle bir olgu gormeyecektir.
  • 318
    sadece siyahilere yapilmaz. ulkemizde de cesitli sosyal medya mecralarinda, hatta ve hatta bizzat milletvekilleri tarafindan acikca irkcilik yapilmakta. daha da ilginci, kitleleri yonlendiren bu insanlarin sozlerini benimseyen, destekleyen, gundelik hayatta kullanmaktan utanmayan insanlar var.

    belki 8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçı ulkemiz icinde de irkciligin ne kadar kotu bir sey oldugunun farkina varilmasina yardimci olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın