dominasyon yeni değil, sadece çok bağıranlar seslerini çok duyurduğu için aradaki fark az gibi algılanıyor. bu kadar bağırma sebepleri de yetişmek değil, farkı gizlemek zaten.
78
galatasaray turkiye’nin acık ara en basarılı futbol takımıdır ama bayern olamaz. birincisi turkiye’nin futbol iklimi, bayern cıkmasına izin vermez, turlu oyunlarla durdururlar. ikincisi eger futbol iklimi yetmezse galatasaray camiası icinden birbirlerini cekemeyenler, bizans oyunlarıyla takımı dagıtırlar. bu sebeplerden bayern olamayız
79
galatasaray'ın sırf rekabet olsun diye kötü güne kalsa fenerbahçe'yi finansal olarak kurtarmayacağı, fenerbahçe ve beşiktaş'tan istediği oyuncuyu para ile alamayacağı için ve taraftar sayıları özelinde olmayacak şey.
fenerbahçe'nin ekonomi, medya, lobi ve şike gücü kırılmadan gerçekleşmeyecek olan şey. kaslı gibi gözüken ama aslında dengesiz bir vücudu olan bir adamı sürekli dövüyoruz, çünkü teknik bilmiyor. ama sadece güçlü olduğumuz için dövmüyoruz. belli noktalarda dezavantajlı olmamıza rağmen dövüyoruz. bu bayern olmuyor işte.
bayern ve diğer takımlarla arasındaki farklar: 1- diğerleriyle olan ekonomik olarak uçurum. diğerlerinin bunu kabullenmesi. en yakın rakibi dortmund'dan 4-5 kat daha büyük maaş bütçesine sahip olması. 2- almanya'nın en iyi oyuncularını toplayabilme gücü. oyuncu yine de bayern'e gitmek istemezse anca yurtdışı. 3- rakiplerine maçlarda özellikle fark atmak istemesi, sadece yenmek değil rencide etmek istemesi. biraz arsız olması. bunu herkese normal olarak benimsetmesi. 4- federasyonun, siyasetin hatta çeşitli illegal yapılanmaların futbolda aktör olmaktan uzak olması( bu en imkansızı) 5- futbolun toksik olmaktan uzak olması. herkesin kendi işine bakıyor olması. 6- kadro formda veya formsuz olsun. futbolun bir futbol aklı ile yönetilmesi. o aklın hep hırs içinde olması.
bu şartlar yoksa galatasaray bayern'den daha büyük işler başarıyor, zoru başarıyor demek lazım. yolumuza devam etmemiz lazım. galatasaray vizyon ve başarı devrimi yaptı ama idari devrimi bir türlü yapamıyor. bu yüzden aslında kendi çapında da istikrarsız. yolun daha çok başındayız.
81
başarılması için kırılma anında olduğumuz durum.
taraftar sayısı farkı giderek açılıyor, hedef 10 sene üst üste şampiyonluk olmalı.
82
galatasaray artık tek büyüktür. yani bence bayern olduk artık. bundan sonra bunun kalıcı hale gelip gelmeyeceği bizim performansımızca belirlenecektir. zirveden uzaklaşırsak yine üç büyükler gelir. böyle devam ederse alman ligi gibi devam eder.
83
sane transferi sonrası akıllara gelecek olan ifade.
en yakın rakibe toplamda en az 20 şampiyonluk fark atıp, üst üste şampiyonluk sayılarını artırıp, esas konsantrasyonu avrupa'ya verebildiğimiz, esas başarı kıstasının avrupa'da alınan sonuçlar olduğu takdirde ulaşılabilecek tanımdır.
bu tanımdaki takım, 11 sene üst üste bundesliga şampiyonu olduğu dönemde bile 10 teknik direktör, sayısını hatırlamadığım kadar sportif direktör değiştirmişti.
o yüzden, o günler gelene kadar çalışmaya tam gaz devam.
86
sadece alarak değil, "ihtiyaç" sebebiyle "satmayarak" olunur. misal sane'yi aldık mı; barış'ı satmayacaksın, yunus'u satmayacaksın. böyle iyi takım olunuyor. aksi durumda yine yedek kulübesinin zayıf olduğu, 13 kişilik bir rotasyona mahkum oluyorsun.
kadromuzu koruduğumuz senaryoda sane gibi yapılacak her ekleme ligin bayern'i olma yolunda atılacak dev bir adım olur.