• 327
    yakın gelecekte gerçekleşmesi imkansıza yakındır.

    geçtiğimiz üç senede türkiye ligi'ni domine ederken, avrupa'da sparta prag, young boys, alkmaar gibi takımlara sürklase olarak elendik, dinamo kiev, malmö, riga gibi takımlara puanlar bıraktık. evet, tottenham'ı falan içeride ezdik ama avrupa maçlarında bu oyunda istikrarı sağlamayamadık.

    bence yaş ortalamamız hala çok yüksek, ve fizik olarak çoğunlukla rakiplerimizin gerisinde kalıyoruz. ligimizin seviyesi düşük olduğu için, lig maçlarını izlerken gözümüz boyanmaya daha müsait hale geliyor gibi.

    şu aşamada daha gerçekçi olmak lazım diye düşünüyorum. bence böyle bir hedefe ulaşmak için öncelikle birkaç sene üst üste şampiyonlar ligi'ne katılabilmek, katıldığımız her sene de üzerine koyarak devam etmemiz gerek.
  • 329
    kısa vadede gerçekleşmesi çok zor olan ihtimaldir. türkiye'de bunu gerçekleştirme ihtimali en yüksek camia olsak da sürekli oralarda olmadan bu başarıyı elde etmek bence çok zor. uzun vadeli bir planlama ve hedef başarıları bir bir elde ede ede ulaşacağımız bir başarı olacaktır. ilk hedef avrupa'da son 16 aşamasına katılım olmalıdır. sonra çıtayı hep bir üste koya koya ilerlemeliyiz. ama en önemlisi her sene orada olabilmek.
  • 330
    doğru ve gerçekçi bir yatırımla ve her şeyin mükemmel ilerlediği bir senaryoda bile en az 10-15 yıl sürer.

    adım adım gidip şansa bırakmak lazım. her sene üzerine koyarak sabırla ilerlemek gerek ama tüm kulvarlarda 148 maçta 108 galibiyet 22 beraberlik 18 mağlubiyet almış takımın teknik direktörünü sezon ortasında istifaya çağırıldığını, 87 maçta 61 gol 22 asist yapmış forvetini bir maçta sakatlanıp sezonu kapattıktan sonra topa değmeden göndermeyi düşünenler olduğunu gördükçe bana pek mümkün gelmiyor.

    çünkü bu yolun zorluğunu göz önünde bulundurunca istikrar ve sabır en önemli unsur. misal benim için ilk 24 başarı olur bu yıl ama ben eminim ki ilk 24'e kalınca bu sefer de turu geçemezse adam asmaca başlar. kısacası hedefleri doğru koyup adım adım gitmek gerek.
  • 331
    günümüzde ancak tesadüfle gerçekleşebilir. hani bu sefer sana göre tesadüftü değil, bize göre de tesadüf olur. lig aşamasında torbaların en zayıf takımları gelecek ve ondan sonra da her turda, o turun en zayıf takımı hangisi ise onunla eşleşmemiz gerekiyor. bizim gibi en az 2 takımın daha süpriz yapıp çeyrek finallere gelmesi ve bunlardan en az 1'inin de yarı final görmesi gerekiyor ki, yarı finalde de o takım karşımıza gelsin.

    bakıyoruz final oynayanlara; hani sadece bu sene için demiyorum; çeyrek'te işte barselona'yı eliyor, yarı final'de city'i eliyor, finalde liverpool'u yeniyor falan anca öyle geliyor kupa. hatta bakalım bu seneye; inter; önce feyenoord'u, ardından bayern'i, sonra da barselona'yı eledi finale çıkabilmek için. psg desen; önce liverpool'u, sonra aston villa'yı, son olarak da arsenal'i elediler. yani biz şurdan keyfimize göre 3 takım seçip eleme safhalarına oynayacaz desek; belki güncel durumu itibariyle feyenoord'a diş geçirebiliriz o kadar.

    şampiyonlar liginde bizim için başarı nedir? lig aşamasını ilk 24 içinde bitirip playoff'a kalmak. playoff'u geçebilirsek eğer müthiş iş yapmış sayılırız. sonrası yok zaten.
  • 334
    önümüzdeki 10-15 yılda gerçekleşmeyecek olaydır, hayal görmeye gerek yok.

    rfs deplasmanında puan bırakan, malmö deplasmanında mağlubiyetin kıyısından dönen, 35'lik futbolu bırakmaya yaklaşan forvetlere ezilen, sparta prag ve az gibi kendi liginde dahi zirveye oturamayan kulüplerden 5-6 gol yiyen ve ancak kendi liginde alay konusu olmuş tottenham, manchester united gibi takımları 3-2 mağlup edebilen bir kulübün o mertebeye gelmesi için, arap bir şeyh tarafından satın alındıktan sonra en az 10 yıl yatırım yapılması gerekmektedir. psg dahi hala o kupayı kaldıramadı, kaç para harcadılar meçhul. kovulma dehlizlerinde dolaşan hocanın takımı tottenham'ı, kulusevski topu 95'te 5 metre yana vuramadı diye 3-2 mağlup ettikten sonra tottenham avrupa ligi şampiyonu olduğu için bu hayallere dalınmaz. zaten o 3-2 mağlup edebildiğin tottenham'ın o gün sahadaki 11'inden, dünkü avrupa ligi finali ilk 11'ine giren oyuncu sayısı 3. yani bambaşka bir takım.

    bunun için önce bir jenerasyon, sonra her üyesi standard üstü oyuncular, akıcı bir oyun ve avrupa'da takımına iyi oyun oynatan bir antrenör lazım ve bunların hiçbirisi şu anda galatasaray'da yok, öyle osimhen'le, lemina'yla, sanchez'le de olacak iş değil.

    zaten ülke kulüpleri buna değil 2 ve hatta 3 numaralı kupaya kanalize olmalılar. konferans ligi'ni alabiliriz, hem de her sene, ama şampiyon oldukça oraya gitmek de zor. ismail kartal, takımı penaltı atmayı bilse konferans ligi'ni alacaktı düşünün. şl gruplarından el'ye gitmek de artık kalktığı için, şampiyon oldukça ve doğrudan lige katıldıkça o iş de çok zorlaşacak. bu yüzden bir dilemmada olduğumuzu düşünüyorum. şampiyonlar ligi'nde mart ayını görmek için uğraşırken djurgardens falan 3 numaralı kupayı kovalayacak, o arada fırsat kaçabilir.
  • 336
    hedefi büyük tutmak iyidir ama gerçekçi olmak lazım. bu sezon çok iyi olmamıza rağmen avrupa liginden erken elendik. öncelikli hedefimiz bu kupayı tekrar almak olmalı. dün akşam oynanan (bkz: 21 mayıs 2025 tottenham manchester united maçı)na bakıp kahrolmayanımız yoktur herhalde. bizim ilk hedefimiz bu finali oynamak olmalı.

    sonrası gelir zaten.
  • 338
    imkansız olmasa da imkansıza yakındır. bu kupanın sefiri real madrid bile olsanız ucl şampiyonluğu çok özel bir başarıdır. anlatayım.

    real 1966'da ucl aldı sonra tam 32 sene beklemek zorunda kaldı 1998 şampiyonluğuna kadar. yani real madrid olsanız 32 sene bekleyebiliyorsunuz. 2002'de alıp 2014'e kadar 12 sene bekleyebiliyorsunuz ya da.

    2010-20 arası 10 sene üst üste italya şampiyonu olan juventus muazzam kadrolarla bu kupayı alamadı. son şampiyonluğu 1996 yani 30 sene önce. toplamda 2 kupası var zaten.

    barcelona, messi 2021'de bırakmasına rağmen 2015'te alabildi en son. 10 senedir bekliyor.
    chelsea, abramovich'le birlikte 2003'ten beri yüz milyonlar harcadı, 2012'de alabildi.
    manchester city, 2010'dan beri paralar savurdu 2023'te alabildi.
    psg, 2012'den beri akıllara zarar paralar harcadı, 2025'te alabildi.
    bayern gibi winner kulüp 2001 sonrası 12 sene bekledi şampiyonluk için. modern dönemde 3 kez alabildiler.
    milan, kupanın real sonrası en çok kazananı 2007'den beri hasret çekiyor.
    lyon, 2000'lerin başından 2009'lara kadar fransa ligine hükmetti, kazanamadı.
    arsenal, bir premier lig devi olmasına rağmen müzesinde ucl yok.
    hollanda devleri ajax, psv kıyısından bile geçemiyor.
    portekiz'in büyükleri benfica, porto ve sporting lizbon alamıyor. porto'nun 2004 sürprizi dışında muhtemelen portekiz kulüplerinin hedefleri bile yok şu an için bu konuda.
    atletico madrid 2010'dan beri göz önünde ama kazanamadı.
    roma, dortmund gibi avrupa futbolu'nun kalburüstü kulüpleri kazanamıyor.

    kısacası bu kupayı kazanmak dev kulüpler için bile ciddi bir mesele. galatasaray'ın günün birinde alması gözümde real'in 10 ucl şampiyonluğu değerinde olur.
  • 339
    10-15 yıl önce daha yüksek ihtimalli bir durumdu. tabi ki şu anda sahip olduğumuz finansal duruma sahip olsaydık. imkansız değil elbet; ancak nokta atışı, günümüz futboluna uygun genç, otuzuna yaklaşmamış oyuncular ve bunları destekleyen icardi, osimhen, mertens gibi birkaç oyuncudan oluşan oyuncu grubuyla, birkaç sezon şampiyonlar liginde yukarıları zorlayıcı bir ekip olduktan sonra gerçekleşebilir. ikinci oyuncu grubunu kadroya katmak çok uzak ihtimal değil gibi görünüyor. asıl sorun en az 6-7 tane genç, ortalama değil, çok iyi gelecek vaad eden oyuncuları bulup kadroya katmak. bunlar öyle oyuncular olmalı ki 5 dakika seyreden herkesin yeteneğinden emin olacağı oyuncular olmalı.
  • 340
    yaş ortalaması nispeten genç, iskeleti sağlam, mücadeleden yılmayan, başarıya aç, rotasyonu kuvvetli ve belli başlı başarı seviyelerini tartmış bir takıml ve teknik ekiple neden olmasın? gelin şimdi bu dediğimi biraz açalım.

    yalnızca yıldızlar yetmiyor, safi güç de yetmiyor. kilit çözebilecek tekniğe de tekmeye kafa uzatacak yüreğe de beraber ihtiyaç var. üstelik performansı 90 dakikaya yayabilecek bir mücadele gücü de olmazsa olmaz. 5 dakika düştüğün anda 2 tane sıkıştırdıkları gibi maç elinden gider.

    hem hız, hem kondüsyon, hem de güç olarak genci yaşlısı iyi olmak zorunda. üstelik bu uzun maratonda yedekten gelenlerin de kalitesi ve formları yüksek kalmalı. cezalar, sakatlıklar her daim olacak. özellikle ileri turlarda maçlar adeta satranca dönecek. bunu yönetmek teknik ekip için de ciddi bir uzmanlık konusu.

    tüm bunlar yetiyor mu, tabi ki yetmiyor. yenilmek tecrübe kazanmanın en güzel yöntemi. yenilmekten ders çıkarabilen bir teknik ekibin, yenilmene sebep olan defoları giderebilecek bir yönetimin varsa geriye biraz da sabır kalıyor.

    son bir şey daha var; o da şans. şanslı da olacaksın. çeyrek finalden sonra bu faktörün önemi çok ama çok daha fazla artıyor. şampiyonlara ve finalistlere bakın, kesinlikle ipten döndükleri pozisyonlar olmuştur.

    şimdi geriye doğru tekrar bakıp siz cevap verin. mevcut durumumuz hayallerde olana ne kadar yakın?
App Store'dan indirin Google Play'den alın