• 7302
    insanların derdi çokken hobi olarak tuttuğu takımın kaybetmesi daha da dertlendirir. taraftar stada eğlenmeye, stres atmaya takımını desteklemeye gidiyor ve bunun için bedel ödüyor tabi ki de karşılık bekleyecek. milyon eurolar alan kişilerin oynadığı oyunu izliyor.bu yüzden seyirci taraftar farkı ortaya çıkar. tek işimiz sonuçta galatasaray değil, tek hobimiz galatasaray değil, tek derdimiz yine galatasaray değil. bu yüzden taraftarın takıma küsmesi darılması uzaklaşması normal.ha ben yine çıkar mağlup olduktan sonra takımının ceketini montunu formasını giyerim yine desteklerim bana koymaz belki ama koyacak milyonlarca insan var bu ülkede.koşulsuz şartsız destek beklemeyin taraftardan. türk insanını kazanmak da çok kolay kaybetmekte. anında küseriz anında barışırız çünkü hobilerden vazgeçmek kolay değil. e zaten karşıdaki de bir insan değil somut bir şey değil bir takım sonuçta.bu yüzden takıma sitemde bulunması da normal takımı desteklemesi de normal. çünkü bu hobiden zevk almak istiyor, takımı desteklemeyi hobi olarak görüyoruz. dert edindiğimiz cefa çektiğimiz bir şeyi neden sevelim sonsuz.
  • 7303
    tarihinde hiç görmediği bir bölünmeye adım adım giden taraftardır. şu anda galatasaray taraftarı ve fatih terim taraftarı olarak ikiye bölünmeye ciddi derecede giden bir süreç yaşanıyor.
    öncelikle şöyle bir durum var; futbolu mantıktan, sistemden, plandan uzak sadece duygusal gören ve geleneksel yaklaşan taraftarda fatih terim sevgisi çok fazla burada da en büyük argüman şu " fatih terim bu kadar şampiyonluk kazandırdı, uefa kupası kazandırdı, son 2 sene bizi şampiyon yaptı " ki bu argümanlar kağıt üzerinde bakıldığında gayet doğru ve nesnel bilgiler.
    diğer taraftan bakacak olursak, geri kalan taraftarımız da diyor ki " evet fatih terim geçmişte büyük başarılar kazandırdı, yeri ve ismi büyük ama özellikle son 1.5 sezonda futbol namına sahada bir şey göremiyoruz, oyuncu ve sistem seçimleri sorunlu, hocanın hareketleri ciddi derecede düzensizlik gösteriyor, inadı ve ben ders almam ders veririm tavrı takımı aşağıya çekiyor ". şimdi bu söylenenlere karşı çıkabilecek olan varsa ciddi derecede nesnellikten uzak ve at gözlüğü takmış demektir. son 2 sezonda şampiyonlar liginde resmen aciz duruma düşüp madara oluyoruz. kadro yetersiz, yedek kulübesi yetersiz, oyuncu planlaması yanlış gibi savlarla olay kotarılmaya çalışılıyor ama renktaşlar durum kotarılacak şekilde değil ki. tudor görevden ayrılalı kaç yarım sezon geçti, kaç transfer sezonu yaşandı, gönderilen-gönderilmeyen futbolcular ile kararı kim aldı, selçuk ile kim sözleşme yeniledi ?
    herhangi bir oluşumda veya camiada bir insan ya da bir alt insan grubu gücü ciddi derecede eline almışsa, başarılarda kahraman ilan edildiği kadar başarısızlıklarda da sorgulanmalıdır aksi durumda despotizme varan bir kibir oluşur. bugün 18 yaşında olup da fatih terim' i sonsuz derecede destekleyen genç arkadaşlarımı anlarım, gençliğin verdiği heyecan olsun, geçmiş dönemlerdeki çözülmeleri görmemek olsun, olaya sistemsel değil de duygusal bakmak olsun bu şekilde bakabilir ama fatih terim' i birinci döneminden beri takip eden, gerek normal yaşamı gerekse de futbol insanlığı konularında yaptıklarını gören renktaşlarımın daha nesnel olması gerekiyor, cidden sağduyuya ihtiyacımız var çünkü mevcut halde devre arasına kadar sahada daha çok rezalet yaşayacağız büyük bir mucize olmazsa.
    fatih terim' in kredisi sonsuzdur deniliyor ama kredinin sonsuz olması için, krediyi harcayan kişinin ortaya çaba, emek ve umut koyması lazım ama son 1.5 sezonda ben bunlardan herhangi birini göremedim. durum karışmaya başlayınca, herkes kötü herkes bizimle uğraşıyor dünya bize düşman biz aslında çok süperiz - benzeri bir yerden tanıdık gelmeli ! - ama yok böyle bir durum, öncelik sorumluluklardır, sorumlulukları tamamı ile yerine getirip sonra dış etkenleri dilimize dolayabiliriz ama şu anda bahanelerin arkasında saklanmaktan başka yapılan bir şey yok.
    maalesef galatasaray taraftarı şu anda öncelik sıralaması kargaşasına düşmüş durumda; bazılarımız cidden fatih terim' den nefret ediyor, bazılarımız cidden fatih terim' e aşık, bazılarımız ise sadece galatasaray' ın başarısı için kimin, nasıl çaba sarf ettiğine odaklanmış durumda. maalesef sosyal medyanın getirdiği hızlı etkileşim imkanı, taraftarlar arasında kontrolsüz söylem ve reaksiyon oluşmasına neden oluyor son yıllarda ve bu nedenle mantıklı hareket etme yüzdesi azalıyor. 12-18 yaş arasında fm oynayarak futbol profesörü olduğunu düşünen ergen tayfalar sosyal mecralarda oldukça fazla etkileşime neden oluyor, kendisine vitamin veren portakal bile dikilmemişken olan olayların google sonuçları ile yorumlar yapıyor ve bu da çığ halini alıyor.
    dün çok güzel bir şey söyledi fatih terim, bu cümleyi genele uyarlarsak; bireylerin geçmişine değil, geleceğe yatırım yapmalıyız.
    galatasaray taraftarı acil olarak öncelik sırasını belirlemeli ve tek hedefte ilerlemelidir.
    kredi nedir, nasıl verilir ve veriliş süreci nasıl izlenir, bunları düşünmelidir.
    kişiler üzerinden birbirlerine küfür, hakaret, nefret kusmayı bir an önce durdurmalıdır.
    fatih terim başta olduğu için takımımızın başarısızlığından zevk alanlar uzaklaşmalıdır.
    fatih terim başta olduğu için takımımızın başarısızlığını savunan, kör gözlerle bahane arayanlar uzaklaşmalıdır.
    sorgulamak, sorgulamak, sorgulamak... toplumumuzun en büyük eksikliği olan bu eylem, göz önünde bulundurulmalıdır.
  • 7304
    öyle bir şanslı kitle ki 4 aralık 2019 galatasaray tuzlaspor maçında selçuk inan denen maestroyu bir kez daha izleyebilecek. selçuk inan temposu ve tecrübesiyle gözümüzün pasını silecek. orta sahada görev yapabilecek gençler mi; ha onlar çok genç, pişecekler. olur da tuzlaspor gibi sert bir rakibe karşı sahaya sürülürse, daha olmadan kaybolabiirler. bu sene hiç görev almamış olsa selçuk denen illete bu maç için ses çıkarmazdım ama defalarca hoca tarafından forma verilmiş ve zerre katkısı olmayan bu illetin hala genç umutlar yerine o formayı işgal etmesi utanç verici ve çok üzücü.
    hocam neden bu prenslerin için biz "seyirci" ve bu sefer "taraftarları" dahi üzüyorsun.
  • 7305
    takımında mariano filho, yuto nagatomo, younes belhanda, sofiane feghouli gibi ilk on birde oynayan yabancı oyuncularının çoğu otuz yaş sınırında ve üstünde iken, ryan babel, steven nzonzi, jean michael seri, radamel falcao gibi transferler için ortalıği yakan bir grup. şimdi de sadece 25 yaşındaki christian luyindama, 26 yaşındaki mario lemina ve florin andone'dan memnun. üstelik takımın dinamizminden şikayetçi. enteresan.
  • 7306
    içerisindeki yüksek bir kesimin fatih terim’in yanına yardımcı hoca olarak teknik direktör istediği gruptur. hadi arkadaşlar kabul edelim fatih terim’in yanına ilhan palut, hamza hamzaoğlu gibi teknik direktörlük yapmış isimler istiyorsak artık sorunlar olduğu açıktır ve bazı şeyleri korkusuzca söyleyebilmemiz gerekir.
    eğer her seferinde hocaya gençlere şans ver diyorsak aynısını bizim de yapabilmemiz lazım. (u: bilemiyorum altan :()
  • 7312
    bizim stadımızda maç izlemek hobiden çok çile olduğu için ruhsuz oynayan bir futbolcu topluluğunu izlemek istememişler ve tepkilerini koymuşlardır. küfür yok hakaret yok yuhlama yok basit bir mesaj ve tepki tabi sahada bunu anlayacak kapasitesi olan varsa.
    bu puan farkı 8 iken de stad doluydu geçen sene. bırakalım da bu taraftarın da memnun olmadığını gösterme şekli bu olsun bu seferde.
  • 7317
    tribün performansı olarak aşırı düşüşte olan taraftar. geçtiğimiz yıl da bir düşüş vardı ancak bu yıl, özellikle ultraslan'ın tribün değişikliklikleriyle birlikte takıma iç sahada destek aşırı azalmış durumda. statta zaten bunu farkediyorsunuz ancak ekran karşısında da takımı ateşlemek için tribünün cılız sesler dışında hiçbir şey yapmadığını görmek üzücü oluyor. tezahüratların hepsi yavaş tempoda ve sahada oynanan oyunun (olmayan oyun) ritmine uygun gidiyor. eskiden olsa takımı uyandırmak için çabalardı tribünler. artık o da yok. son gelen şampiyonlukların psikolojik ağırlığını kaldıramadık galiba camia olarak. teknik direktöründen tribününe herkesin formu düşük.
  • 7319
    içinde bulunmaktan her zaman onur ve gurur duyduğum gruptur. galatasaray'ımın haklarını girdiği her ortamda sonuna kadar savunması gereken gruptur. galatasaray'ın olduğu yerde her zaman umut vardır. taraftarımız da bunu hiçbir zaman unutmamalıdır. kendi içimizde eleştirilerimizi düzeyli bir şekilde yapıp dışarıya karşı tek bilek tek yürek olmalıyız. biz bir olduğumuz zaman kimse bizim karşımızda duramaz. kenetlendikçe güçlenir, güçlendikçe kazanırız. biz kazandıkça rakiplerimiz kudurur. başka galatasaray yok, bu yüzden son nefesimizi verene kadar sevdamızın peşinden koşmalı, her zaman savunuculuğunu yapmalıyız.
  • 7320
    genel olarak türkiye'nin akıllı taraftar topluluklarından biridir. bence de akıllı taraftar bir kulüp için çok önemli bir güç. taraftar yanlışa doğru tepki gösterir, doğruyu dürüstçe desteklerse takımına yapabileceği daha büyük bir iyilik yoktur şahsımca. tabi ki galatasaray taraftarı içerisinde de ne yazık ki bazı bilinçsiz insanlar var ki bu da doğal.

    topluca ele alındığında bence türkiye'deki birçok takıma göre avantajlıyız bu konuda. örneğin transfer konusunda taraftar bazen takıma çok olumlu etki olabiliyor örneğin; "muslera dönemi kaleci transferi tepkisi, taraftar tepki göstermese medya eleştirilerinden dolayı muslera gibi bir kaleciye sahip olamayacaktık." ve bunun gibi birçok örnek vardır hatırlayacağınız, benim aklıma direk bu geldi.

    taraftar daha da bilinçlenirse galatasaray avrupa'nın tekrar önde gelen takımları ile yarış içerisine girebilecek potansiyelde bir takımdır, çünkü her ne kadar bazen bize sorun olsa da bir eğitim ekolü ile kurulmuş takımdır ve bu kültürü yeri geldiğinde çok olumlu kullanabilir. bu yüzdendir ki diğer türk futbol kulüplerinden ayrılır.
  • 7321
    sayısı tam olarak bilinmese de onlarca milyonla ölçülür. bu kadar insanın içerisinde haliyle farklılık görünür. milyonlarca taraftartan biri olarak şahsi fikrim genel anlamda çok zor tatmin edilecek bir topluluğuz. ülke sınırlarında kupa alınmadık şehir birakmadık neredeyse. üst üste tekrarlanan başarılar sıradanlaştı belki de. bırakalım da belli bir kredisi olsun hak eden insanların. illa ki herkese tepki gösterebilinir ama bunun ölçüsü çok önemli. bazıları kötü günde her şeyi hemen kestirip atıp iyi günde birden ortaya çıkmaya bayılıyor adeta. bunu söyleyince alınan bir kesim de var. her koşulda takımın arkasında durabildikten sonra gelen zaferleri kutlamak daha bir lezzetli oluyor. galatasaray taraftarı sallansa da yıkılmaz, yıkılmamalı.
  • 7322
    eskisine göre çok daha farklı bir profil çizen topluluktur.ben bunda az da olsa passolig'in etkisinin olduğunu düşünenlerdenim.sırf bu yüzden takıma değil de tribüne küsen sadece benim tanıdığım onlarca galatasaraylı var yoksa sadece başarıya odaklı değiliz kaldı ki 14 sene şampiyonluk görmeyen bir nesil de değiliz.tiyatro değil de tekrardan maç izlediğini hisseden,telefona değil sadece sahaya odaklı olan bir taraftar gurubu görmek gerçekten mümkün olur mu bilinmez ama benim özlediğim istediğim tek şey bu bizim adımıza.
  • 7325
    acilen kendi içinde önceliklerini belirleyip bir an önce reaksiyon göstermesi gereken taraftardır. yapılacak ilk şey, birinci öncelik galatasaray mı fatih terim mi, onu netleştirmektir. eğer birinci öncelik fatih terimse, aynan panpa devam modunda ilerleyebilirler ama birinci öncelik galatasaray ise acilen gerek florya' da, gerek ilk iç saha maçında ve gerekse de sosyal medyada tepkisini koyması gereken taraftardır.
    tabi bu tepki, cahil ve ergen bir şekilde, hakaret-küfür-aşağılama değil saygıyı elden bırakmadan, realist ve sorgulayıcı olmalıdır. başarısız olunsa bile, şu süreçte hakaret ve benzeri eylemlerde bulunanlar tamamı ile iyi gün taraftarlarıdır.
    unutmayın, taraftar takım için en iyisini ister, şahıslar için değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın