7051
türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmış imparatordur.onun galatasaray'a olan sevdasını,bağlılığını sorgulayan biri olursa allah taş yapar.fatih terim kendi isteğiyle galatasaray'ı asla bırakmaz,asla satmaz.birileri işine çomak sokmadıkça aşığı olduğu sarı kırmızı renklere sırtını dönmez,kendisine tapan milyonlarca taraftarı üzmez.eğer milli takımı tercih ettiyse kendi keyfinden değil, birileri onu galatasaray'da istemediğinden tercih etmiştir.ve en önemlisi, kendisi takımının başında antremandayken gönderildiğinin haberini almıştır.galatasaray kulubü, tarihinde hiç bir zaman bu kadar profesyonel olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır.seni bu şekilde gönderenlerin kalbi kurusun imparator.sen hep bizimlesin.
7052
süreçte hocayı hatalı bulanlar dahi yönetimin gstv ve sözcüsü vasıtasıyla yaptığı ayıbı görmeliler. eleman zihniyeti bitmedi.
7054
birruh biddem nefdik ya terim !
7055
galatasaray'ın başında kalmayı yeterince isteseydi kalırdı diye düşündüğüm teknik adam.
7056
o değilde stad imparator fatih terim diye inlerken sen orada olmayacaksın ya o dokunacak açıkcası bize... söylenecek çok şey var belki ama nafile... beşiktaş maçındaki kareografiyi gözlerin dolarak izledin ya bizim de gözlerimiz doldu, eufa kupasını alırken ağladın ya bizde ağladık, avrupa' da takımınla yeniden kükredin, titrettin ya çok büyüksün hocam... sen söylemişin ya rüzgar kayadan ancak tozunu alır diye bu aynen o işte... nerede olursan ol kalbim seninle... yolun açık olsun imparator... belki yine bizi mutlu etmek için bi yerlerden iki elin kanda da olsa çıkar gelirsin...
7057
kendisini çok sevsem de bu sene oynadığımız rezil futbol ve tarihimizin en büyük hezimetlerinden biri olan real maçındaki yanlış kadro tercihiyle zaten en fazla sezon sonuna kadar kalacaktı. şimdi gitmesi bir bakıma iyi oldu. en azından yerine gelecek hocanın yolunu açmış oldu.
7060
bir sen kalmistin be baba.. bir sen kalmistin.. sindiremiyorum..
7064
bir daha hangi ana doğurur seni...
7065
hersey bos acıkcası. 1-6 madrid macı sonrası muhtemelen ( basarı odaklı ) unal aysal tarafından gonderilmesine karar verilmistir. hatta tahminimce yerine gelecek hocayla bile anlasılmıstır. gerisi hikayedir. medyaya servistir vs...
yonetime soylenecek tek soz yazıklar olsun!
7066
4. yıldızın son kısmı boşta kaldı ya. yanarım yanarım ona yanarım.
7068
yaşanan kriz sürecinde en az ünal aysal kadar suçlu olan milli takımlar teknik direktörü. babam kadar sevdiğim fatih terim'i yıldırım demirören ile sarmaş dolaş poz vermesi, kendisine teklif edilen sözleşmeyi reddetmesi, ben milli takımı dört maç çalıştıracağım sonra sadece galatasaray diyememesi hatta ne milli takımı ben galatasaray'ı çalıştırıyorum neden bahsediyorsun efendim dememesi beni yaralamıştı. sürekli kriz sürekli kaos hali belki böylesi daha hayırlıdır, bilemeyiz ama imparatorun böyle gönderilmesi de tarihin en vicdansız kararlarından biriydi.
7069
galatasaray kulübünün 2 yıllık sözleşme teklifini reddetmiştir. bu belirsizlik takıma zarar vermeye başlamıştır. ünal aysal'ın da dediği gibi, "en kötü şey kararsızlıktır".
7070
gitmesine üzülüyorum, anlaşmazlıklar, egolar, kararsızlıklar hepsinin allah belasını versin. belki olması gereken oldu, belki olmamalıydı ama en çok üzüldüğüm 4. fatih terim dönemi ya olmazsa? ya onu birdaha göremezsek işte buna kahroluyorum. sanki çok sevdiğimiz birini kaybetmiş onu bir daha göremeyecekmiş gibi hissediyorum.
7071
imparator. hala. sana kızdık be hocam. çok kızdık hem de. çok sinirlendik. galatasaray varken siz kimsiniz diyerek, milli takım'a siktiri çekmediğin için kızdık. yıldırım demirören'e karşı attığın o yapıcı adımları, bize, galatasaray kulübü'ne atmadığın için kızdık. çok kızdık.
takım sik gibi oynarken, bizim kadar umurunda olmadığını düşündük bazen. eskişehir'de takım sürünürken oyunculara fırça çekmek dururken, ''kendinize gelin buradan sahaya kadar'' demek varken kenarda ertuğrul sağlam'la konuştuğun için bu aklımıza düştü. varolan türkiyedir'den sonra da bu aklımıza düştü.
sonra küstük. kalbimizi kıran, kırmak için çaba sarf eden adama küstük. yönetimle sidik yarışı yaparken hiç aklına galatasaray taraftarı gelmediği için küstük. 3 artı 1 yıl'lık sözleşme iddiasına ''hayır, olur mu öyle şey'' diyemediğin için küstük. aldatılmış gibi hissettik hocam. aldattın mı bizi?
biz sensiz çok üzüldük hocam. her gece akıllarımızda işimiz, okulumuz, sevdiğimiz değil ''ne olacak bu galatasaray'ın hali?'' vardı hocam. ben 1 kere dinledim. bazılarımız daha çok dinledi. o 2 senedir zaferlerin yuvası olan mabedimizde bize ''kümede kal'' diye bağırdılar hocam. o lafları tek tek çıkarttık hocam. sen, biz, hepimiz. sensiz çok üzüldük ama seninle de çok sevindik hocam. hep değil, ama çok.
biz seni galatasaray'la özdeşleştirmiştik be hocam. ölene kadar kal diyorduk. çok değil 3 ay önce. ne oldu bize hocam? neden ''kalsın'' derken aklımıza galatasaraylılığın değil kazanma ihtimalimiz olan kupalar geliyor? biz hiç başarısız olmadık mı seninle? o gün, ölene kadar hep seninleyiz, derken hiç tereddüt etmiyorduk, bugün niye aklımıza bin kurt düşüyor hocam? biz mi değiştik?
ben ''elbette'' şarkısını dinlediğim zaman 2003-2004 sezonu gelirdi aklıma. gittiğin güne lanet ederdim, allah bir daha göstermesin derdim. bu akşam dinlediğim zaman niye salya sümük ağladım hocam? niye bundan sonra dinlerken hep gözlerim dolacak hocam? niye şimdi gözlerim doldu hocam? niye ağlıyorum yine?
uğruna savaştığın şey, 2 senede harcadığın; 5 senelik emeğe, 10 senelik ömre değecek mi hocam? o savaşı kazandığında, kazandığın şeye baktığında değecek mi şu tükettiğin şeylere?
biz seni çok sevdik hocam. şu sevgiyi tüketmek kolay değil. yönetim falan da ırgalamaz bizi. olanları, sana ters gelen ne varsa söyleseydin keşke hocam. resti çekip milli takıma imza atmak yerine. başkanla mutluluk pozları vermek yerine, seni itibarsızlaştırmaya çalıştığını söylediğin adamlara sözler vermek yerine, anlatsaydın ne varsa.
bizde hep sevene kızılır hocam. sen de en çok sevdiklerine kızıyorsundur. insanın sevdikleri kalbini kırarmış. sen bizim kalbimizi kırdın hocam. bize güvenmeyerek kırdın. kişisel sorunlara dalıp rest çektiğinin galatasaray kulübü olduğunu unuttuğun için kırdın hocam.
biz burdaydık be hocam. durmaz mıydık arkanda? niye güvenmedin bize hocam?
dedim ya, insanın sevdikleri kalbini kırarmış. kırıldık işte. biz sana kırıldık. yönetim kim ki bizim kalbimizi kıracak.
7072
bir galatasaray efsanesidir.
"demirören'in" milli takımını seçerek iplerin kopmasına yol açan olmuştur maalesef.
ama tekrarlayayım, yaptıklarıyla bir galatasaray efsanesidir.
7073
mesele galibiyetler değil, mesele kupalar değil. hiç kimse senin kadar galatasaray'ı galatasaraylılığı savunmadı hocam. hiç kimse senin kadar bu taraftara güven vermedi. işler kötü gittiğinde 'fatih hoca el atar, halleder' gözüyle baktık hep. şimdi yetim kaldık hocam. n'olur hakkını ve galatasaraylılığını helal et bize. bizim göz yaşlarımız da helal olsun sana. bir gün tekrar muhakkak görüşmek üzere. ellerinden öperim.
7074
galatasaray eski teknik direktörü. maalesef tanımı artık bu.
4 sene üst üste şampiyon olduğumuzda henüz çocuktum. ama her maçı radyodan televizyondan bir şekilde izliyordum. şampiyonluk almanakları, gazetelerin verdiği posterler vs hepsini biriktiriyordum ve her karede de bu güzel adam vardı. öyle ki kendisini artık babam gibi görüyordum. çok seviyordum abi napayım. o duruşu, konuşması, gülüşü, sevinişi, üzülüşü her şeyiyle. uefa finalindeki o ağlayışını unutamam. 2000'de gönderildiğinde hiç hazmedememiştim. hep bir gün geri gelecek diyordum ki yine geldi rahmetli özhan başkan zamanında. bu sefer elinde kötü kadro vardı, koşullar zordu, olimpiyat yollarındaydık amk. buna rağmen ligi sergen'in son dakika golüyle ikinci tamamladık. zaten tff, hakem ordusu sayesinde kaybetmiştik şampiyonluğu. başarılıydık yani. 6 yediğimiz takıma 20 puan fark atmıştık. gel gör ki diğer sezon yine gönderildi. o stattan ayrılırken taraftarın ağlaması, onun lehine verdiği tezahüratları unutamam. silinmez abi böyle şeyler hafızalardan. yine gelecek dedim, ki yine geldi. hem de en kötü zamanda. 2 yılda 2 şampiyonluk, 2 süper kupa, şl çeyrek finali. oynadığımız derbilerde sadece 2 mağlubiyet ve rakiplere karşı elde edilen psikolojik üstünlük. mükemmel bir karne yine. bu sefer gitmeyecek dedim. sir alex ferguson gibi kalacak dedim. ama dış güçler galatasaray'ın önünü kesmeliydi. ve kesti de.
2013-2014 sezonuna girerken londra'da evinde arsenal'i yenip emirates cup'ı ardından fenerbahçe'yi yenip süper kupayı aldık. sonra ne oldu. başbakan acun ve rıdvan'dan öneri aldı ve milli takımın başına fatih hocanın geçmesini istedi. padişah isteyince malum reddedilmez, tüpçü de emiri aldı tabi. fatih hoca da milli menfaatler ayağına reddedemedi. ve sonrasında türk spor medyasının iğrençlikleri ile bulan senaryolar türedi günden güne. en sonunda da olacağı oldu.
hocam; şu satırları sırf kendime gelebilmek için iki bira alıp da yazıyorum. boğazım düğümlü. ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. ama gözlerimden yaşların gelmesine de engel olamıyorum.