milan'ı çalıştırdığı dönemi bugüne kıyaslarsak o takımın başına getirilmek bugünkü manchester city, liverpool, real madrid gibi takımları yönetmekle eşdeğerdir.
o zamanın serie a'sı da premier lig ile neredeyse eşdeğer idi. o dönem dünyanın en büyük 3 kulübünü sayın deseler herkesin aklına şüphesiz manchester united, real madrid ve milan üçlüsü gelirdi...
avrupa'da teknik direktör olarak çalışmak bir türk için kolay bir şey değil ayrıca, bu bir tercihtir. bizim açımızdan bakacak olursak iyi ki de avrupa'da çalışmamış o ayrı. bu dönemde bizi iki defa ipten aldığını
* * da unutmamak gerekir.
kendisinin ismi galatasaray taraftarını birleştirici bir unsur olması gerekirken, bir kısım galatasaray taraftarının twitterdaki trollere, fbjk medyasının algılarına çanak tutmasıyla birlikte ayrıştırıcı bir unsur haline gelmiştir.
atıyorum son gönderilişi sonrası bıraktığı kadroyu enkaz olarak yorumlayıp bu kadrodaki en az 3 adamdan 20şer milyon gelir beklemek akıl kârı değil, kötü niyetli bir yorumdur, bu yoruma saygı duyulmasını beklemesin kimse. bazı insanlar işi abartarak her gidişinde enkaz bıraktı yorumları bile yaptılar ki o konuda bir şey demek pek mümkün değil. teknik taktik eleştirisi falan apayrı konular birinin sevdiği bir oyun şeklini diğeri sevmeyebilir bu gayet doğal. ama ben bir entry okuduğumda kendi kendime bu adam bu entryyi böyle düşündüğü için yazmış demek istiyorum. kerem'in frikik golünden sonra ayak tenisi yerine frikik çalışınca böyle oluyor gibi bir yorum yaparsanız niyetinizin düşüncenizi ifade etmek olmadığı ortaya çıkıyor. bu durumda da engellemek zorunda kalıyorum. çünkü ben buraya sizin insanları kışkırtmalarınızı okumak için değil galatasaray taraftarının genel ruh halini, düşünce yapısını takip etmek için giriyorum.
