58
milan o malum golü attığında babam (ki kendisi fanatik fenerlidir, ama o zamanki avrupa maçlarında benimle tüm maçları heyecanla seyretmiştir) yatmaya gitmişti. evde annemin (ki kendisi de fenerlidir ama ben mutlu oluyorum diye galatasarayın başarılarına hep daha çok sevinmiştir) o kadar 'hadi git sen de yat' söylemlerine rağmen 10 yaşındaki ben (ki babamın anlattığına göre daha kendimi bilecek yaşta değilken kuzenlerimle geçirdiğim bir haftasonundan galatasaraylı olarak eve dönmüşüm) evde tek başıma maçın geri kalanını seyrediyordum. 2 gol atmamız gerektiğinin de farkındaydım fakat içimde bir umutla maçı sonuna kadar seyretmeye devam ettim. hakanın kafasından sonra apartmanı inleten bir sesle koşarak babamın yanına gittiğimde babam önce dakikayı sordu sonrasında da bi gol daha bulmanın zor olduğunu, benim de yatmam gerektiğini söyledi. o kadar sinirlendim ki penaltı olduğunda uyandırmaya yatak odasına gitmedim bile fakat benim sesime heyecanlanıp bu sefer her ikisi birden yanıma koşarak geldi. sonrası zaten malum.
şu an düşünüyorum da bana galatasarayın olduğu yerde umudun da hep olduğunu anlatan birisi olmamıştı. ilkokul yıllarında haftaiçi gece 11.30 a kadar uyanık kalmama izin verilen o günlerde öğrenmiştim ben bunu. yani babamın böyle bir şeyden daha haberi olmadığı yıllarda.
şu an düşünüyorum da bana galatasarayın olduğu yerde umudun da hep olduğunu anlatan birisi olmamıştı. ilkokul yıllarında haftaiçi gece 11.30 a kadar uyanık kalmama izin verilen o günlerde öğrenmiştim ben bunu. yani babamın böyle bir şeyden daha haberi olmadığı yıllarda.

