96
bodo takımı oturup üzerine saatlerce analiz yapılabilecek bir takım değil aslında. bunu olumsuz anlamda yazmıyorum; ne oynadıkları nasıl oynadıkları çok belli ve bariz bir takım. bütün bu bilinirliğe rağmen bodo'yu zorlu kılan mesele tempoları ve dinamizmleri. buna karşılık verildiği zaman bodo sıradanlaşabiliyor ki özellikle avrupa'da dış saha istatistikleri de bunu gösteriyor. oyunun merkezinde 4 isimleri var aslında. patrick berg, jens petter hauge, kasper hogh ve ulrick saltness. ulrick bu maçta sakatlığı sebebiyle oynamayacak. berg ortasahada tam bir maestro, hauge sol kanatları ve hogh de golcüleri. bu 3 oyuncunun merkez ortasahalarla bağlantısını kesebilirsek işi bitiririz. bodo merkez ortasahalarını etkili kullanan bir takım ama bütün olay kanatlarda başlıyor. hauge bir gakpo ya da salah değil. frimpong bile değil ama ikisinin toplamından daha fazla oyun görüşü ve zekası var.
öyle topu alıp 1e 1 oynayan kanatları yok. sadece bekleri oyalayıp, merkez ortasahaların bek ile stoper arasına sızmalarını paslarla cezalandıran ve buralardan pozisyon üreten bir takım. yani bu maçta beklerimizden ziyade ortasahalarımıza büyük iş düşecek. çok ama çok koşmaları gerekecek, rakibi takibi bıraktıkları her an pozisyon olarak döner kalemize.
aslında en başa dönelim; oturup uzun uzun analiz yapmaya gerek yok. bodo'nun panzehiri belli; yüksek kalitede pas yapmalı ve çok koşmalıyız. bodo asla bir kontra atak takımı değil, yani geride bekleyelim, hızlı ataklar arayalım demeyecekler. baskı yapacaklar, bazen 7-8 kişiyle baskı yapacaklar hem de. topa sahip olma istekleri de fazla zira oyun ezberleri de bu. ligleri de zaten bu şekilde oynamaya itiyor onları, bizim gibiler yani, senenin %90'ını kapanan savunmalara çözüm aramakla geçiyor.
sonuç olarak bence sabırlı oynarsak bodo hata yapmaya müsait bir takım. iyi ve hızlı pas, yüksek mücadele, savunmada yüksek konsantrasyon. dikkat ederseniz hep işin savunma tarafından konuşuyorum ama bodo'yu böyle yeneriz ancak; ilerde basalım yüksek tempolu oynayalım dersek hüsrana uğrarız çünkü adamların dinamizm ve temposuyla başedebilmemiz çok mümkün değil. sakin ve güçlü bir mücadele ile bodo'yu hataya zorlarsak hücumcularımız illa ki fırsatları yakalayacaktır. liverpool taktiğinin biraz modifiyeli hali lazım bize. aynı konsantrasyon ve savunma disiplini ama aynı zamanda topa daha fazla sahip olma düşüncesi. tam olarak ihtiyacımız olan şey bu.
öyle topu alıp 1e 1 oynayan kanatları yok. sadece bekleri oyalayıp, merkez ortasahaların bek ile stoper arasına sızmalarını paslarla cezalandıran ve buralardan pozisyon üreten bir takım. yani bu maçta beklerimizden ziyade ortasahalarımıza büyük iş düşecek. çok ama çok koşmaları gerekecek, rakibi takibi bıraktıkları her an pozisyon olarak döner kalemize.
aslında en başa dönelim; oturup uzun uzun analiz yapmaya gerek yok. bodo'nun panzehiri belli; yüksek kalitede pas yapmalı ve çok koşmalıyız. bodo asla bir kontra atak takımı değil, yani geride bekleyelim, hızlı ataklar arayalım demeyecekler. baskı yapacaklar, bazen 7-8 kişiyle baskı yapacaklar hem de. topa sahip olma istekleri de fazla zira oyun ezberleri de bu. ligleri de zaten bu şekilde oynamaya itiyor onları, bizim gibiler yani, senenin %90'ını kapanan savunmalara çözüm aramakla geçiyor.
sonuç olarak bence sabırlı oynarsak bodo hata yapmaya müsait bir takım. iyi ve hızlı pas, yüksek mücadele, savunmada yüksek konsantrasyon. dikkat ederseniz hep işin savunma tarafından konuşuyorum ama bodo'yu böyle yeneriz ancak; ilerde basalım yüksek tempolu oynayalım dersek hüsrana uğrarız çünkü adamların dinamizm ve temposuyla başedebilmemiz çok mümkün değil. sakin ve güçlü bir mücadele ile bodo'yu hataya zorlarsak hücumcularımız illa ki fırsatları yakalayacaktır. liverpool taktiğinin biraz modifiyeli hali lazım bize. aynı konsantrasyon ve savunma disiplini ama aynı zamanda topa daha fazla sahip olma düşüncesi. tam olarak ihtiyacımız olan şey bu.