• 77
    (bkz: bugün günlerden galatasaray)

    https://gss.gs/4Jt.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    agresif tribün bu maçın kilidi. liverpool takımının etkilendiği yerden bunların etkilenmemesi mümkün değil, yeter ki saçma sapan geriye düşmeyelim.

    bu maçın şifresi bence sığır presi.

    ben atmosferle birlikte, geriden çıkmaya çalışırken kaptırdıkları topla attığımız bir golü hayal ediyorum.

    topu kapan torreira golü atan da osimhen veya ilkay hatta sane olabilir.

    iyi pres maçı bize getirecektir.

    ama o agresif tribün çok çok önemli olacak 90 dk gevşemek yok!

    seni sevmeyen ölsün!

    konsantrasyon!
  • 79
    çok önemli maç. şampiyonlar liginde her puan, her galibiyet altın değerinde. bu maçı alırsak gerçekten başka yerler hayal edilir. gerçekçi hedefimiz olan ilk 24 veya 16 için de büyük bir adım atmış oluruz.

    taraftara büyük iş düşüyor.

    avrupa'da, büyük ihtimalle bodolu oyuncular ve teknik heyette de "galatasaray tribünleri büyük maçlara ayrı konsantre oluyor, bu maçta bodo'ya karşı aynı olmayabilir" düşüncesi var. onları tekrar şaşırtıp korkutmak lazım. özellike bu top rakipteyken ıslık işi epey gündem oluyor bizim maçlarda. resmen piskolojik şiddet ve iyi de kullanıyoruz.
  • 83
    liverpool maçındaki motivasyon ile çıkarsak çok yüksek ihtimalle kazanacağımız maç.

    ama en ufak rehavete girersek sıkıntı yaşarız. 2 değil 3 farkla dahi öne geçsek aynı motivasyonla 90 dakika devam etmeliyiz. şampiyonlar ligi çok acayip bir yer. isim farketmeksizin hangi takım boşluk yakalarsa affetmiyor. bu dediklerim sadece takım için değil tribünler için de geçerli. 90 dakika sahada olmalıyız.

    onların suni çimi varsa bizim de agresif tribünümüz var. ev sahibi avantajımızı değerlendirmeliyiz.
  • 85
    sezonun kalanı için belki de kırılma noktası olacak maç. kazanırsak lige de olumlu etki edecektir ama en önemlisi avrupa için büyük bir ışık yanacak şüphesiz.

    tribünden şüphem yok. futbolcular ve okan hoca da çok motive. şanssız şekilde geri düşsek de bozulmadan toparlanmalıyız. frankfurt maçında ilk yarının sonunda gelen iki golle gardımız düşmüştü. aslında ne güzel başlamıştık. bugün bunlara izin yok.
  • 86
    bodo'nun topu bize verip hadi oynayın, biz savunuruz mantalitesiyle çıkacağını hiç zannetmiyorum. kendi oyunları pas oyunu, bunu oynayacaklar, savunmaları da zayıf olduğundan başka bir çareleri yok. bunu müthiş yardımlaşarak, eforlu bir biçimde oynuyorlar. mesela ceza sahasına pozisyon anında 2 değil 4 hücumcu sokabiliyorlar. ekstra pas olayını abartıp boş kaleye şut denemeleri de çok fazla. açıkçası hiç klişe bir takım değil. çok değişik bir takım. bence tipik kuzey avrupa takımı da değiller. olayları fizik değil. zaten bu yüzden son yıllarda seviye atladılar. bu oyunu bir alışkanlık biçiminde oynuyorlar. iç sahada saha şartlarını da hesaba katarak rakibin adaptasyon sürecinin zorluğu da bunda faktör oluyor. ama dış sahada her zaman kaliteleri yetmeyebiliyor.

    bodo'nun tam tersine galatasaray'ın daha esnek olabileceğini düşünüyorum. galibiyet için birden fazla yol var. liverpool maçı gibi de oynayabiliriz, daha cesur da oynayabiliriz. ama önemli olan temaslı oynamak ve onların pas ritmini bozmak. geri çekilip uzun top da oynanabilir ya da bir 20 dakika tamamen kapatmalı baskı futbolu da. açıkçası skora göre oynamak mantıklı olabilir. 1-0'a kadar baskı yapabiliriz, 1-0'dan sonra geri de çekilebiliriz. ama her ne yapıyorsak sert olmalıyız. bu adamları sahada dövmeden yenemeyebiliriz. onlar kadar koşamayacağız belki ama oyun istediğimiz gibi gelişirse onlar da normalde koştuklarından daha az koşacaklar. liverpool maçında iki takım da 103 km koşmuştu. çünkü biz onları aşağıya çektik. aynı şekilde olmalı. rakibin oyunu bozulduğu gibi bizim bireysel kalitemiz devreye girebilir.

    taraftara yine çok iş düşüyor. takımın konsantrasyon seviyesini taraftar belirleyebilir. 2-0 öne geçsek bile ciddiyet devam etmeli. takım uyursa taraftar uyumamalı. geriye düşersek taraftar o kadar düşmemeli. kolay maç olmayacak. allah yardımcınız olsun.
  • 89
    aslında çok korktuğum bir maçtı. bodo glimt’li futbolcuların ve hocalarının açıklamalarını okuyunca derin bir oh çektim. normalde galatasaray bizden çok iyi bir takım galatasaray şöyle büyük takım böyle büyük takım deseler maçta iki pas yapamıyoruz. bunlar acemilik edip iyi bir maç olacak çok iyi hazırlandık falan demişler. siz daha başınıza gelecekleri bilmiyorsunuz…
  • 91
    rakibi gözümüzde büyütmeyerek ama ciddiye alarak oynamalıyız. ciddiyet ve mantıklı oyun bu maçta çok önemli.

    en önemli şeylerden biri de maçın akışına kendini kaptırmamak. bizim teknik kapasitemiz çok daha yüksek, oyunu bir o kaleye bir bu kaleye koştur çevirirsek bu onlara yarar. olabildiğince demlendirerek, tempoyu bizim standardımıza çekerek bodo'nun ritmini bozmak lazım.

    herkesin dilinde 2013'te içerde oynadığımız kopenhag maçı var ancak insanlar bir noktayı kaçırıyor: biz o maçta çok akıllı oynadık. tam anlamıyla teknik kapasitemizle fark yarattık. öyle harala gürele, rakip kaleye akın üstüne akın ederek kazanmadık. açın maçın özetini, ilk yarıda 3 pozisyonumuz yok 3 gol atmışız. işte tam öyle bir şey lazım. öyle akın akın gidelim, 50-60 dakika boğalım dersek yaramaz. öne geçsek dahi son 30 dakikayı bitirmemiz çok zor. o yüzden oyunu demlendirerek, topu yere indirerek, maçı bir savaştan ziyade futbol maçına dönüştürerek kazanabiliriz.
  • 94
    (bkz: sezonun en önemli maçı)
    l'pool maçından daha zor ve karmaşık olacağını düşünüyorum.
    pres gücü ile mi skoru almaya çalışacağız/çalışmalıyız yoksa sabırla oynayıp yakaladığımız mı skor yapmaya çalışacağız/çalışmalıyız bilemiyorum.
    bildiğim tek bir şey var bu maçı kazanacak olmamız.
    gerisi okan hocamın ve sahadaki 11+5 in işi.
    bize bu mutlu geceyi armağan edin.
    ucl'nin bu haftasından sonra gidişat şekillenmeye başlayacak gibi duruyor.
    (bkz: allah yardımcınız olsun)
  • 96
    bodo takımı oturup üzerine saatlerce analiz yapılabilecek bir takım değil aslında. bunu olumsuz anlamda yazmıyorum; ne oynadıkları nasıl oynadıkları çok belli ve bariz bir takım. bütün bu bilinirliğe rağmen bodo'yu zorlu kılan mesele tempoları ve dinamizmleri. buna karşılık verildiği zaman bodo sıradanlaşabiliyor ki özellikle avrupa'da dış saha istatistikleri de bunu gösteriyor. oyunun merkezinde 4 isimleri var aslında. patrick berg, jens petter hauge, kasper hogh ve ulrick saltness. ulrick bu maçta sakatlığı sebebiyle oynamayacak. berg ortasahada tam bir maestro, hauge sol kanatları ve hogh de golcüleri. bu 3 oyuncunun merkez ortasahalarla bağlantısını kesebilirsek işi bitiririz. bodo merkez ortasahalarını etkili kullanan bir takım ama bütün olay kanatlarda başlıyor. hauge bir gakpo ya da salah değil. frimpong bile değil ama ikisinin toplamından daha fazla oyun görüşü ve zekası var.

    öyle topu alıp 1e 1 oynayan kanatları yok. sadece bekleri oyalayıp, merkez ortasahaların bek ile stoper arasına sızmalarını paslarla cezalandıran ve buralardan pozisyon üreten bir takım. yani bu maçta beklerimizden ziyade ortasahalarımıza büyük iş düşecek. çok ama çok koşmaları gerekecek, rakibi takibi bıraktıkları her an pozisyon olarak döner kalemize.

    aslında en başa dönelim; oturup uzun uzun analiz yapmaya gerek yok. bodo'nun panzehiri belli; yüksek kalitede pas yapmalı ve çok koşmalıyız. bodo asla bir kontra atak takımı değil, yani geride bekleyelim, hızlı ataklar arayalım demeyecekler. baskı yapacaklar, bazen 7-8 kişiyle baskı yapacaklar hem de. topa sahip olma istekleri de fazla zira oyun ezberleri de bu. ligleri de zaten bu şekilde oynamaya itiyor onları, bizim gibiler yani, senenin %90'ını kapanan savunmalara çözüm aramakla geçiyor.

    sonuç olarak bence sabırlı oynarsak bodo hata yapmaya müsait bir takım. iyi ve hızlı pas, yüksek mücadele, savunmada yüksek konsantrasyon. dikkat ederseniz hep işin savunma tarafından konuşuyorum ama bodo'yu böyle yeneriz ancak; ilerde basalım yüksek tempolu oynayalım dersek hüsrana uğrarız çünkü adamların dinamizm ve temposuyla başedebilmemiz çok mümkün değil. sakin ve güçlü bir mücadele ile bodo'yu hataya zorlarsak hücumcularımız illa ki fırsatları yakalayacaktır. liverpool taktiğinin biraz modifiyeli hali lazım bize. aynı konsantrasyon ve savunma disiplini ama aynı zamanda topa daha fazla sahip olma düşüncesi. tam olarak ihtiyacımız olan şey bu.
  • 97
    galatasaray'ı biraz tanıyorsam keyiflerin gıcır olduğu, herkesin yükseldiği bir maçı kazanamaz ve 1 haftalık yeni bir kaos yaşatır.
    ayrıca bodo ters takım, bu gibi ters takımlar sadece galatasaray'ın değil tüm türk kulüplerinin baş belası.
    ancak hedef koyduğun, uğruna bu kadar para harcadığın yer için bodo'yu yenmen gerekiyorsa yeneceksin, lamı cimi yok.
    avrupa'da başarı hedefinin gidişatını belirleyen maç olacaktır. allah yardımcımız olsun.
  • 99
    kurada gerçekten en istemediğim rakip kendileriydi. 3 sene önce muhtemelen bahisle ilgilenenler harici çoğu kişinin adını bile bilmediği kulüp bugün gelene geçene kök söktürüyor 60m euro'ya yükselen değeriyle.
    norveç deplasmanı olsaydı net bir şekilde 0 puan yazacağım maç bu olurdu. fakat istanbulda sağlam bir tribün karşısında hafif şok geçirirlerken 2 tane zımbalamak gerekiyor maçın başlarında.

    hadi bakalım vurduğumuz gol olsun.
  • 100
    milli ara sonrası rotasyon yapıldı. abdülkerim dışında hem milli maçlarda hem de başakşehir maçında 90 dakika sahada kalan kimse olmadı. bu kritik bir avantaj.

    rakip, son 3 sezondur bizi alt eden sistem takımlarından… ancak gözlemlediğim kadarıyla savunma kurgusu sorunlu. en az onlar kadar mücadele etmek yetmez. aklımızı kullanmak zorundayız.

    rakip savunmacıları ağır ve savunma kurguları dağınık olduğu için aynı anda yunus sane ve barış görme potansiyelimizin olduğunu düşünüyorum. tabi ki gol yememek önemli ancak ana konsantrasyon gol yememek olursa stadın da enerjisi çekilir. bir anda rüzgar tersine döner ki rakip bunu bir çok güçlü deplasmanda çok defa gerçekleştirmiş. bu riskin önüne geçmenin yolunun oyunu tutmaya çalışmaktan çok kolay ve hızlı pozisyonlara girmek olduğunu düşünüyorum.

    tek isteğim maçın skoru ne olursa olsun taktiksel ve mental olarak maça tutunmak, a,b,c planlarımızın olması, en azından denemek…

    sistemleriyle öne çıkan takımlara havlu atmaktan bıktım. bunu görmek istemiyorum.

    okan buruk’un maç önü basın toplantısı konuşmalarını beğendim, konsantre görünüyor. bu önemli. hocanın da maçta olması önemli. bazen saha dışı konular nedeniyle kafası sahada olmuyor ki bu benim mazur görebileceğim bir durum değil. o zaman kolay dağılıyoruz.

    hızlı bir takımız. osimhen büyük avantaj. barış ve yunus bey oynamak isterse kazanırız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın