• 33
    takım istim üzerinde giderken çıkıveren milli maç arasında sözlük ahalisinin deşarj olma ihtiyacına merhem olan kimseler.

    şaka şaka...

    galatasaraylı olanların hatırı sayılır bir bölümü geçmişte galatasaraylı twitter fenomenleri olan kimseler.

    bundan 20 sene önce forumlar vardı, oralarda "nam salan" kimseler vardı. blogspot ile birlikte türkiye'de blog işi tutunca bu "abilerin" yerini takip edilen bloggerlar aldı. biz de bu akımı galatasaray sözlük ile ucundan kıyısından tutmuşuzdur.

    hemen sonra sosyal medya hayatımıza girdi, twitter "sesini duyurmak" için öne çıkan platform oldu. blog tutan tayfanın bir kısmı yenilsen de yensen de ile başlayan süreçte spor medyasını doldurunca bir ara herkes kendi "acaba"sı için uğraştı durdu. önce podcast işleri modaydı, bir ara kulüp evi*, sonraları da space odaları derken günün sonunda youtuberlık denen kavram futbol kamuoyunun hayatına girmiş oldu...

    elden ayaktan düşen ya da ayarsızlığı/hadsizliği/illegal tarafı yüzünden televizyondan kovulanlar bir kenara; bugün youtube yorumcusu diye başlık açılıp muhatap alınan insanların tamamı bu yollardan geçmiş, bu treni kovalamış ve peronun ucunda youtube vagonuna atlayıp da binebilmiş insanlardır.

    youtuberlık denen kavram ve onun maddi tarafı, halk olarak içinden geçtiğimiz süreçte yaşadığımız değişim, sosyo-kültürel durumumuz falan ayrı yazıların konusudur. ancak en kaba tabirle bu insanların sattığı şeyi satabilme sebebi alıcısı olmasıdır. alıcısı olmazsa tezgahın kapanması çok uzun sürmeyecektir.

    sözlükte kendince galatasaray misyonerliği yapan bizlerle aynı paydada olduklarını kabulünü yaparak getirilebilecek en "yapıcı" eleştiri ise sahip oldukları güce dairdir. öyle bir hedefi ya da beklentileri olmasa bile bir süre sonra kulübün "inside" tarafına geçer bu insanlar. 600-700 takipçili twitter hesabından attığım bir tweetin bir şube yöneticisinin beni telefonla aramasına kadar gidebildiği süreçte, hele biraz da takipçi/izleyici hacmine sahip olduktan sonra bu insanların bu süreci fazlasıyla yaşaması kaçınılmazdır.

    işler kötü gittiğinde, ya da kötü giden işler arka arkaya yapıldığında bu arkadaşların ağzından çıkacak bazen bir cümle bile umduklarından çok daha büyük bir etki yaratabilir. işte tam bu noktada bu arkadaşlar herkese eşit mesafeli olabilecek mi, yoksa "inside" taraftaki bazı abilerini/ablalarını kayıracak mı?

    nazarımda youtube yorumcularının en büyük sınavı böyle zamanlardaki tercihleri olacaktır. benim youtube yorumcularına dair itiraz edeceğim tek konu da bu zamanlarda yaparlarsa taraflı tercihleri olacaktır.

    mesela 2022 seçimlerinde dursun aydın özbek'in seçimi kazanmasında aslan paylarından biri şimdinin youtube yorumcusu, o dönemin henüz twitter fenomeni olan galatasaraylılarındır. mustafa cengiz baskın seçimde ters köşe yapınca "galatasaray'ın geleceği kurtuldu" denilen dursun aydın özbek liste çıkarıp da aday olabilsin diye seçim ertelendiğinde yaşanan o karamsar ve tepkisel kamuoyunun "yiaa erden abi yiaa <3" sevecenliğiyle tersine döndürülmesinde o dönemin twitter fenomenleri en önde koşanlar olmuştu.

    bu çok önemli bir güç.

    böyle bir gücün dik durabilen, düz yürüyebilen insanlarda olması gerek. hem moral değerler hem de ruhsal sağlık olarak zaafı olan insanların elinde bu güç fazla yönlendirilebilir olur. bu da günün sonunda galatasaray'a zarar verebilir...

    yoksa ben bu şekil giyinirim, bu bayan şu şekil giyinir, şu sekil giyinir ha hiç kimse hiç kimse karışmaya bir hakkı yok...
App Store'dan indirin Google Play'den alın