9966
liverpool maçında bambaşka bir mentaliteyle sahadaydı beşiktaş maçında bambaşka. liverpoolu yıkmışım, beşiktaşı öttürürüm diyordu adeta vücut dili. at ağbinin kıllı göğsüne şov yapsın modunda takılıyordu, tabii ki sıçtı, yetmedi her pozisyonda sıvamaya devam etti. devre arası sane-barış değişikliğine yüzde yüz gözüyle bakıyordum ama ikinci yarıya da sahada başlayınca çok sinirlendim okan hocaya, bu sane bu kadar mı kötüydü tripkolik barışın sıçtığından da mı kötü oynayacaktı.
neyse ikinci yarıda dakikalar ilerledikçe barış haddini bilerek oynayan bir görüntü vermeye başladı, kulağı çekilmiş belli ki. özellikle yedirdiği golün sonrası bekini müthiş kovaladı bir çok pozisyonda gökhan sazdağını birebirde alt etti hem geçti hem top çaldı. bu yaptıklarını sane yapamazdı eminim. ne savunmada ne hücumda ne de fiziksel mücadelede.
dk 75 gibi düştü yine aklıma sane. maç 1-1 yorulduk taze kan lazım 1 puana yatalım ama kontra da kovalayalım saneyi almanın tam zamanı. yine istediğim olmadı ama 85te kenarda belirdi sane. bir umut haydi dedim ama tamamen hayal kırıklığı. bir pozisyonda sol kanatta topu aldı sane pası geçiremedi, sekti top bizde kaldı yine sane, topuna müdahale ettiler yine sekti yine bizde kaldı tekrar sane, yine olumsuz kullandı top beşiktaşta kaldı. 10 saniyede 3 top kaybı yaptı. neyse dar alan olur öyle. bu seferde sağda canhıraş kazandığımız topu torrik saneye paslayınca heyecanlandım, ceza sahasına fuleli bir giriş asist, gol neler geçiyor aklımdan. 3 metre yanındaki torriğe pas iadesi deneyerek en güvenli hareketi denedi. bir süredir formsuzdu çok ekstraya girmek istemedi herhalde dedim ama girseydi keşke en azından bir şeyler deneyip başarısız olmuş olurdu. 3 metreye dünyanın en basit pasını geçiremeyerek maçı bitirdi.
konuştukça konuştum gereksiz uzattım ama şunu anlatmak istiyorum. sane’nin durumu öyle içler acısı ki şu sahanın orta yerine bırakan barış alperin bile kat kat gerisinde. sallai anadolu takımlarına karşı dozunda sertlik ve mücadele gücüyle sağ bekte parladı. önde kullanmak için hiç bir zaman yeterli ışığı veremedi. şuan okan hocanın elinde bir 60dklık yunus var bir de ergen barış. o da elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışıyor.
barışı satalım lookmanı alalım ne güzel fikir ama sanenin zahanın ziyechin durumu ortada. daha genç olması gelip yarın katkı sağlayabileceğini garanti etmiyor. barış satılırsa yerine gelecek yeni bir sane zaha riski barışı değerli kılıyor. suyun öte yanının toplam 45-50 m euro verdiği nene kerem ikilisinin de hali ortada.
edit:imla
neyse ikinci yarıda dakikalar ilerledikçe barış haddini bilerek oynayan bir görüntü vermeye başladı, kulağı çekilmiş belli ki. özellikle yedirdiği golün sonrası bekini müthiş kovaladı bir çok pozisyonda gökhan sazdağını birebirde alt etti hem geçti hem top çaldı. bu yaptıklarını sane yapamazdı eminim. ne savunmada ne hücumda ne de fiziksel mücadelede.
dk 75 gibi düştü yine aklıma sane. maç 1-1 yorulduk taze kan lazım 1 puana yatalım ama kontra da kovalayalım saneyi almanın tam zamanı. yine istediğim olmadı ama 85te kenarda belirdi sane. bir umut haydi dedim ama tamamen hayal kırıklığı. bir pozisyonda sol kanatta topu aldı sane pası geçiremedi, sekti top bizde kaldı yine sane, topuna müdahale ettiler yine sekti yine bizde kaldı tekrar sane, yine olumsuz kullandı top beşiktaşta kaldı. 10 saniyede 3 top kaybı yaptı. neyse dar alan olur öyle. bu seferde sağda canhıraş kazandığımız topu torrik saneye paslayınca heyecanlandım, ceza sahasına fuleli bir giriş asist, gol neler geçiyor aklımdan. 3 metre yanındaki torriğe pas iadesi deneyerek en güvenli hareketi denedi. bir süredir formsuzdu çok ekstraya girmek istemedi herhalde dedim ama girseydi keşke en azından bir şeyler deneyip başarısız olmuş olurdu. 3 metreye dünyanın en basit pasını geçiremeyerek maçı bitirdi.
konuştukça konuştum gereksiz uzattım ama şunu anlatmak istiyorum. sane’nin durumu öyle içler acısı ki şu sahanın orta yerine bırakan barış alperin bile kat kat gerisinde. sallai anadolu takımlarına karşı dozunda sertlik ve mücadele gücüyle sağ bekte parladı. önde kullanmak için hiç bir zaman yeterli ışığı veremedi. şuan okan hocanın elinde bir 60dklık yunus var bir de ergen barış. o da elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışıyor.
barışı satalım lookmanı alalım ne güzel fikir ama sanenin zahanın ziyechin durumu ortada. daha genç olması gelip yarın katkı sağlayabileceğini garanti etmiyor. barış satılırsa yerine gelecek yeni bir sane zaha riski barışı değerli kılıyor. suyun öte yanının toplam 45-50 m euro verdiği nene kerem ikilisinin de hali ortada.
edit:imla
