390 
                oturdum maçı baştan izledim. transfer süreci vs. derken iyi geldi.
ilk yarı 4-1-4-1 karşılamışız. 4-4-2 basarken adam adama gidiyorduk.
3-1-2-3-1 hücum etmişiz. ama oyuncular o kadar yer değiştiriyor ki bir ara arkada tor, lemina ve davi oyun kuruyordu. eren sol iç, apo sol bekteydi. ve bu pozisyon icabı değil, organize plan dahilinde oldu. hatta 2.gol apo’nun sol bek bindirme asistiyle geldi.
bu düzende 1 kere bile pozisyon vermedik. geçişimsi bile vermedik. ancak yerleşerek savunma yaparken eren ve sane ciddiyetsizliğinden 2 pozisyon verdik. tamamen bireysel hatalardan.
bu oyun çok açık bir şekilde avrupa denemesiydi. gayet kaliteli oynasak da 5-3-2 dizilen ve tamamen alanları daraltan takıma karşı oynadığında profil olarak beli o dar alanlara uygun olmayan oyuncularla oynadığımızda akışkanlık azalıyor. sara yerine ilkay olsaydı ve klasik 4-2-3-1’e dönseydik biraz daha hızlanabilirdi oyun ama bu düzen de bence önemli bir denemeydi. b planları her zaman hazırlanmalı.
rezalet icardi - lemina değişikliği, icardi’nin kilolarından bağımsız, sinir bozucuydu. hemen öncesinde osimhen’in golü olmasa şu gündemde okan buruk için başka şeyler konuşulurdu. sonrasında hatasında döndü hoca. hatasından döndükten 2 sn sonra o sırada berbat oynayan takımın asıl sorununun 4-4-2’ye dönmesi değil aslında 4-4-0 oynaması olduğunu gösterdi sallai. 1’e inen farktan ve kaotik maç sonundan kurtardı. bazı eleştirilerin sesini kıstı
galatasaray’ın en büyük sorunu rehavet. hocasından yöneticisine, futbolcusundan malzemecesine, malzemecisinden tribününe… herkes 36/36 çantada keklik zannediyor. 2-0’ken baskı yapan takıma karşı hem de 4-4-0 dizilmişken pasla kaleden avare avare oyun başlatmak da başlı başına şımarıklık göstergesidir.
bu şımarıklık, başa tüm transfer hatalarından da, hakem hatalarından da, futbolcu sakatlıklarından da daha beladır ve bu maç bunu bana bağıran bir maç olmuştur.
şımarmamak lazım, baskı büyük, ezilirsiniz.
                
            ilk yarı 4-1-4-1 karşılamışız. 4-4-2 basarken adam adama gidiyorduk.
3-1-2-3-1 hücum etmişiz. ama oyuncular o kadar yer değiştiriyor ki bir ara arkada tor, lemina ve davi oyun kuruyordu. eren sol iç, apo sol bekteydi. ve bu pozisyon icabı değil, organize plan dahilinde oldu. hatta 2.gol apo’nun sol bek bindirme asistiyle geldi.
bu düzende 1 kere bile pozisyon vermedik. geçişimsi bile vermedik. ancak yerleşerek savunma yaparken eren ve sane ciddiyetsizliğinden 2 pozisyon verdik. tamamen bireysel hatalardan.
bu oyun çok açık bir şekilde avrupa denemesiydi. gayet kaliteli oynasak da 5-3-2 dizilen ve tamamen alanları daraltan takıma karşı oynadığında profil olarak beli o dar alanlara uygun olmayan oyuncularla oynadığımızda akışkanlık azalıyor. sara yerine ilkay olsaydı ve klasik 4-2-3-1’e dönseydik biraz daha hızlanabilirdi oyun ama bu düzen de bence önemli bir denemeydi. b planları her zaman hazırlanmalı.
rezalet icardi - lemina değişikliği, icardi’nin kilolarından bağımsız, sinir bozucuydu. hemen öncesinde osimhen’in golü olmasa şu gündemde okan buruk için başka şeyler konuşulurdu. sonrasında hatasında döndü hoca. hatasından döndükten 2 sn sonra o sırada berbat oynayan takımın asıl sorununun 4-4-2’ye dönmesi değil aslında 4-4-0 oynaması olduğunu gösterdi sallai. 1’e inen farktan ve kaotik maç sonundan kurtardı. bazı eleştirilerin sesini kıstı
galatasaray’ın en büyük sorunu rehavet. hocasından yöneticisine, futbolcusundan malzemecesine, malzemecisinden tribününe… herkes 36/36 çantada keklik zannediyor. 2-0’ken baskı yapan takıma karşı hem de 4-4-0 dizilmişken pasla kaleden avare avare oyun başlatmak da başlı başına şımarıklık göstergesidir.
bu şımarıklık, başa tüm transfer hatalarından da, hakem hatalarından da, futbolcu sakatlıklarından da daha beladır ve bu maç bunu bana bağıran bir maç olmuştur.
şımarmamak lazım, baskı büyük, ezilirsiniz.

