36
hayatınızın odak noktası haline getirmemeli, sevdiklerinizin önüne koymamalisiniz. maclardan sonra bir sevinç ya da burukluk oluyor her halükarda. ama bu orada kalmalı mümkünse. günlük hayatınıza, ailenize, arkadaşlarınıza dönmelisiniz en hızlı şekilde. tekrardan keyif almaya devam etmelisiniz yaptıklarınızdan. düşünsenize, yıllardır işte şimdi battılar, işte şimdi bittiler diye düşüncelere daldık suyun öte yakasiyla ilgili. ama ne onlar battı, ne de bizde çok fazla bir değişiklik oldu. bu sezon, öbür sezon ve daha nicelerinde, her şey geçmişte olduğu gibi aynı şekilde akıp gidecek yine. belki farkında değiliz ama bu isin keyfi de burada zaten. bu iniş çıkışları, kendimizi bitirip tüketmeden yasayabilmekte, hissedebilmekte. dusunsenize her sene sampiyonlar ligi şampiyonu oldugumuzu. muhtemelen futbol izlemeyi bile bırakırız bir süre sonra. uefa kupasını aldığımız günü hatırlıyorum. gazeteden aldığımız 55 ekran televizyonda izlemiştik maçı. maç bitiminde her yer bayram yeri, insan seliydi. hem de bugün neredeyse düşman olduğumuz diğer takım taraftarı arkadaşlarımız, komşularımız, eşimiz, dostumuz da sokaktaydi. aradan 25 yıl geçti ve hiç bir türk takımı o başarıyı tekrar edemedi henüz. üstelik o günün üstüne kurulan nice takımları hala o günün kadrosu ile kıyaslıyoruz ve hemen hemen hepimizin kıyasında o takım daha ağır basıyor. futbolcuların formaya bakış açısı bile değişti. eski bülentler, tottiler, gerradlar yok artık.
bırakın futbolu, biz taraftarlar bile endüstriyelleştik aslında. üretmek yerine en iyi futbolcu gelsin istiyoruz artık. yeni yetişecek oyuncuya tahammülümüz kalmadı. nasıl ki cocuklarimiz doğuyor ve onlar büyürken her anından keyif aliyorsak, alt yapı oyunculari da takimlarin cocuklaridir, alıp yetistirip, buyuttukleri. ama taraftar olarak da en iyi isimler gelsin, oynasin, bizler de koştur koştur alışverişler yapalım, kulübü paraya boğalım ki daha iyi isimler gelsin diye düşünüyoruz. takım kötüyse maç izlemeyi, tribüne gitmeyi birakiyoruz. takım iyiyse para musluklarını sonuna kadar açıyoruz.
bırakın futbolu, biz taraftarlar bile endüstriyelleştik aslında. üretmek yerine en iyi futbolcu gelsin istiyoruz artık. yeni yetişecek oyuncuya tahammülümüz kalmadı. nasıl ki cocuklarimiz doğuyor ve onlar büyürken her anından keyif aliyorsak, alt yapı oyunculari da takimlarin cocuklaridir, alıp yetistirip, buyuttukleri. ama taraftar olarak da en iyi isimler gelsin, oynasin, bizler de koştur koştur alışverişler yapalım, kulübü paraya boğalım ki daha iyi isimler gelsin diye düşünüyoruz. takım kötüyse maç izlemeyi, tribüne gitmeyi birakiyoruz. takım iyiyse para musluklarını sonuna kadar açıyoruz.