• 3
    vedat milor ağabeyimizin fahri başkan yapılması gereken oluşum.

    kendisi hem gurme, hem çok sağlam galatasaraylı bir büyüğümüzdür.

    anladığım kadarıyla her ne kadar genel bir başlık olsa da deniz ürünlerine ayırılmış bir başlık.

    birkaç bilgi de biz yazalım:

    türkiye’de satılan çipura ve levreklerin %95’den fazlası çiftlik/yetiştirmedir. yetiştirme balığın sakıncası gdo’lu mısır yemiyle beslenmiş olup antibiyotik ve aşıya maruz kalmalarıdır ama gene de yetiştirme tavuğa göre daha sağlıklıdır. ama doğal olanları hem daha sağlıklı, hem de daha lezzetlidir ama tabii ki daha pahalıdır.

    . “vallahi billahi deniz levreği”, “ iki gözüm önüme aksın deniz çipurası” diyen satıcılar kendilerine göre yalan söylemiyorlar çünkü balık denizdeki çiftlikten geliyor. doğru soru “yetiştirme mi, yoksa doğal mı ?” olacak. ikisini ayıran, her balık için bazı farklılıklar vardır. büyük olmaları doğal olduğu, küçük olması da yetiştirme olduğu anlamına gelmez.
    hatta doğal levreğin en lezzetlileri, saros körfezi civarında ispendek adını verdikleri biraz daha ince/ küçükçe ama eti diri olan levreklerdir.

    deniz balığı alırken, başka önemli nokta civa ve ağır metal yoğunluğudur. bir de mikro plastik çıktı şimdilerde…
    bunların vücutta ve beyinde çok birikmesi insanda sağlık sorunlarına yol açar.
    internette balık türlerine göre endeksleri var.
    ama genel kural büyük etçil balıklar(ton/orkinos, kılıç, kofana, vs..) ve dip balıkları ( fener, dil,kalkan) daha çok civa ve ağır metal ihtiva eder. midye, tarak, vs gibi kabuklularda ise yoğunluk çok fazladır. boğazdan çıkan midyeyi yememenizi tavsiye ederim.

    bu anlamda yüzey/otçu balıklar (sardalya, hamsi, palamut. istavrit, vs..) daha güvenlidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın