36
güzide memleketim tekirdağ’da güneşin tatlı tatlı yüzünü gösterdiği bir pazar sabahı… saat 12’ye doğru, krallara layık bir kahvaltıyla güne başlıyorum. marşlar eşliğinde yavaş yavaş hazırlanırken, üzerime parçalıyı geçirip şampiyonluk moduna tam anlamıyla geçiş yapıyorum.
çevremdeki en sağlam iki galatasaraylı dostla buluşup arabaya atlıyoruz. arka planda marşlar yankılanıyor, ellerde biralar, dudaklarda gülümsemeler… şehri turlamaya başlıyoruz. her sokakta, her cadde başında galatasaray’ı haykırıyoruz.
ardından tekirdağ’ın incisi sahile iniyoruz. formamızla, gururumuzla, onurumuzla yürüyoruz. galatasaraylı olmayanların fesat ve kıskanç bakışları üzerimize çevrildikçe coşkumuz daha da büyüyor. biz susuyoruz, parçalı konuşuyor.
sahil turunun ardından yönümüzü üniversiteler bölgesi değirmenaltı’na çeviriyoruz bilen bilir, orasının yeri ayrıdır. araçla birkaç tur atıyor, sonra kumsala geçip biralarımızı keyifle yudumluyoruz. o an gökyüzü bile bizimle sarı kırmızı renkte parlıyor sanki.
gün batarken, ultraslan tekirdağ’ın organize ettiği, deniz kenarında geniş bahçeli dreamer park’a geçiyoruz. puflarımıza oturuyoruz. etrafımız galatasaray aşkıyla yanıp tutuşan yüreklerle dolu. maç öncesi çalınan marşlarla, söylenen bestelerle coşkumuz doruklara çıkıyor. maç başlıyor. her golde her pozisyonda galatasaraylılarla aynı duygular içinde olmanın güzelliğini yaşıyoruz.
ve gece… o gece tekirdağ bir kez daha şahit olacak: galatasaray taraftarı mı büyük, yoksa şehir mi? bu coşku ne sokaklara, ne sahillere, ne meydanlara sığacak.
çevremdeki en sağlam iki galatasaraylı dostla buluşup arabaya atlıyoruz. arka planda marşlar yankılanıyor, ellerde biralar, dudaklarda gülümsemeler… şehri turlamaya başlıyoruz. her sokakta, her cadde başında galatasaray’ı haykırıyoruz.
ardından tekirdağ’ın incisi sahile iniyoruz. formamızla, gururumuzla, onurumuzla yürüyoruz. galatasaraylı olmayanların fesat ve kıskanç bakışları üzerimize çevrildikçe coşkumuz daha da büyüyor. biz susuyoruz, parçalı konuşuyor.
sahil turunun ardından yönümüzü üniversiteler bölgesi değirmenaltı’na çeviriyoruz bilen bilir, orasının yeri ayrıdır. araçla birkaç tur atıyor, sonra kumsala geçip biralarımızı keyifle yudumluyoruz. o an gökyüzü bile bizimle sarı kırmızı renkte parlıyor sanki.
gün batarken, ultraslan tekirdağ’ın organize ettiği, deniz kenarında geniş bahçeli dreamer park’a geçiyoruz. puflarımıza oturuyoruz. etrafımız galatasaray aşkıyla yanıp tutuşan yüreklerle dolu. maç öncesi çalınan marşlarla, söylenen bestelerle coşkumuz doruklara çıkıyor. maç başlıyor. her golde her pozisyonda galatasaraylılarla aynı duygular içinde olmanın güzelliğini yaşıyoruz.
ve gece… o gece tekirdağ bir kez daha şahit olacak: galatasaray taraftarı mı büyük, yoksa şehir mi? bu coşku ne sokaklara, ne sahillere, ne meydanlara sığacak.