974
üzerine çok fazla kafa yorup kendimizi üzmememiz gereken bir sezon.
beşiktaş-hatayspor maçında yaşanan ve üzerinden iki buçuk yıl geçse de aydınlanamayan şaibenin asıl adının ne olduğu aşikardır ama o sezona dair sorulması gereken asıl soru başkadır: eylül 2020'den mayıs 2021'e kadar galatasaray'da mustafa cengiz yönetimi şampiyonluğu ne kadar istemiştir? veya galatasaray bir bütün olarak şampiyonluğu ne kadar istemiştir? o sezon şampiyonluğu sadece florya'da yer alan 50-60 kişi istedi. teknik heyet, futbolcular, malzemeciler, personel vs. galatasaray yönetimi temmuz 2020'deki transfer sezonunun başlangıcından, 15 mayıs 2021 tarihindeki malatyaspor maçına kadar sezonun hiçbir anında şampiyonluğu istemedi. rahmetli başkan, yusuf günay, kaan kançal ve benzerleri fatih terim'e ve takıma sataşmaktan galatasaray'ın haklarını korumaya ve transfer yapmaya fırsat bulamadılar. fenerbahçe'nin ve beşiktaş'ın lehine sürüyle hakem hatası yapıldığı bir sezonda başkanımız gs tv'ye çıkıp nihat özdemir federasyonunu ve mhk'yı övmekle meşgul oluyordu. kalan zamanlarında da hocaya "sana 38 tane transfer yaptım, gözün doysun" gibi açıklamalar yapmakla meşguldü. galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş arasında en kötü kadro tartışmasız galatasaray'daydı ama burada bile o dönem bilirkişi gözüyle bakılan yazarlar (isim de vereyim, salyangoz) ısrarla galatasaray'ın kadro kalitesinin rakiplerinden çok daha üstün olduğunu söylemekle meşgullerdi. galatasaray taraftarına sürekli o takımdaki problem çıkartan unsurun fatih terim olduğu empoze edildi, hoca "transfer obezi" konumuna sokulmak istendi. fenerbahçe ile karşılaştırmayı geçtim; o sezon beşiktaş'taki josef de souza ayarında orta sahamız, aboubakar ayarında forvetimiz yoktu halbuki. kaan ayhan, okay yokuşlu gibi galatasaraylı olduğu bilinen türk isimler galatasaray'a transfer olmak istedikleri halde, yönetim bu transferleri yapmakta isteksiz davrandı. görüşmelerde geç kaldı, kaynak bulamadı (daha doğrusu bulmak istemedi). galatasaray orta sahası kan ağlarken; kaan, okay gibiler bile alınamayıp takım etebo transferine mahkum edildi. ama burada olsun, sosyal medyada olsun; büyük bir çoğunluk mustafa cengiz yönetiminin fatih terim'e çok iyi bir galatasaray kadrosu verdiğini savunmaktaydı. ve buna inandırıldı insanlar. beşiktaş "köy takımı", galatasaray "uzay takımı" konumundaydı o sezon (güya).
fatih hoca o zaman "içimizdeki düşmanlar" demişti; ben ne olursa olsun galatasaray'ı yöneten kişiler hakkında "iç düşmanlar" demem ama şunu rahatlıkla diyebilirim ki galatasaray yönetimi, divanı, hatta taraftarın bir kısmı o sezon şampiyon olmamızı istemedi. inanmadı demiyorum bakın, istemedi diyorum. sezonun başında istemedikleri gibi, sezonun sonunda da istemediler. ligin son iki haftasında şampiyonluk avuçlarımızın içerisine kadar geldiği anda dahi istemediler. beşiktaş kulübü ligin son haftası maçtan bir gün önce izmir valiliğine yaptığı ziyaretin karşılığında göztepe stadına istediği kadar beşiktaşlıyı sokarken, üstelik stada girmek isteyen göztepelileri de izmir polisine engelletirken; bizim taraftarımız aynı saatlerde istanbul'da stadın dışında polisten dayak ve biber gazı yemek ile meşguldü. orta sahayı, forveti, billong'u, hakemleri geçtim; son hafta dahi beşiktaş yönetimi izmir'de şampiyonluğu için gerekli stat atmosferini sağlamak için girişimlerini yaparken, galatasaray yönetimi kendi stadındaki maça kendi taraftarını almak için ne emniyet nezdinde ne valilik nezdinde herhangi bir girişim yaptı. umurlarında olmadı. malatyasporluları stada sokmak da akıllarına gelmiş olabilir aslında ama sonrasında utanıp vazgeçmişlerdir muhtemelen.
sergen yalçın, aboubakar, billong, transfer, mhk, tff vs. bunların hepsi elbette birer etken. ama asıl sebep bunlardan hiçbiri değildi o sezon kaybedilen şampiyonlukla ilgili. galatasaray'ın şampiyon olabilmesi için yönetimi, teknik heyeti, futbolcusu, taraftarı bütün unsurlarının bir olması lazım. bu birlikteliğin olmadığı bir sezonda bizim bir şeyler başarmamız imkansız. bu birliktelik o sezon yoktu. galatasaray'ın içerisinde şampiyonluğu istemeyenlerin sayısı isteyenlerden çok daha fazlaydı. beşiktaş iste bizdeki görüntünün tam tersine şampiyonluk için gereken her şeyi yapmaya hazır bir durumdaydı. sonuç olarak florya'daki 50-60 kişinin istemesi şampiyonluk için yeterli gelmedi ve karşı tarafta bütün unsurlarıyla şampiyonluğu isteyen taraf kupayı aldı.
beşiktaş-hatayspor maçında yaşanan ve üzerinden iki buçuk yıl geçse de aydınlanamayan şaibenin asıl adının ne olduğu aşikardır ama o sezona dair sorulması gereken asıl soru başkadır: eylül 2020'den mayıs 2021'e kadar galatasaray'da mustafa cengiz yönetimi şampiyonluğu ne kadar istemiştir? veya galatasaray bir bütün olarak şampiyonluğu ne kadar istemiştir? o sezon şampiyonluğu sadece florya'da yer alan 50-60 kişi istedi. teknik heyet, futbolcular, malzemeciler, personel vs. galatasaray yönetimi temmuz 2020'deki transfer sezonunun başlangıcından, 15 mayıs 2021 tarihindeki malatyaspor maçına kadar sezonun hiçbir anında şampiyonluğu istemedi. rahmetli başkan, yusuf günay, kaan kançal ve benzerleri fatih terim'e ve takıma sataşmaktan galatasaray'ın haklarını korumaya ve transfer yapmaya fırsat bulamadılar. fenerbahçe'nin ve beşiktaş'ın lehine sürüyle hakem hatası yapıldığı bir sezonda başkanımız gs tv'ye çıkıp nihat özdemir federasyonunu ve mhk'yı övmekle meşgul oluyordu. kalan zamanlarında da hocaya "sana 38 tane transfer yaptım, gözün doysun" gibi açıklamalar yapmakla meşguldü. galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş arasında en kötü kadro tartışmasız galatasaray'daydı ama burada bile o dönem bilirkişi gözüyle bakılan yazarlar (isim de vereyim, salyangoz) ısrarla galatasaray'ın kadro kalitesinin rakiplerinden çok daha üstün olduğunu söylemekle meşgullerdi. galatasaray taraftarına sürekli o takımdaki problem çıkartan unsurun fatih terim olduğu empoze edildi, hoca "transfer obezi" konumuna sokulmak istendi. fenerbahçe ile karşılaştırmayı geçtim; o sezon beşiktaş'taki josef de souza ayarında orta sahamız, aboubakar ayarında forvetimiz yoktu halbuki. kaan ayhan, okay yokuşlu gibi galatasaraylı olduğu bilinen türk isimler galatasaray'a transfer olmak istedikleri halde, yönetim bu transferleri yapmakta isteksiz davrandı. görüşmelerde geç kaldı, kaynak bulamadı (daha doğrusu bulmak istemedi). galatasaray orta sahası kan ağlarken; kaan, okay gibiler bile alınamayıp takım etebo transferine mahkum edildi. ama burada olsun, sosyal medyada olsun; büyük bir çoğunluk mustafa cengiz yönetiminin fatih terim'e çok iyi bir galatasaray kadrosu verdiğini savunmaktaydı. ve buna inandırıldı insanlar. beşiktaş "köy takımı", galatasaray "uzay takımı" konumundaydı o sezon (güya).
fatih hoca o zaman "içimizdeki düşmanlar" demişti; ben ne olursa olsun galatasaray'ı yöneten kişiler hakkında "iç düşmanlar" demem ama şunu rahatlıkla diyebilirim ki galatasaray yönetimi, divanı, hatta taraftarın bir kısmı o sezon şampiyon olmamızı istemedi. inanmadı demiyorum bakın, istemedi diyorum. sezonun başında istemedikleri gibi, sezonun sonunda da istemediler. ligin son iki haftasında şampiyonluk avuçlarımızın içerisine kadar geldiği anda dahi istemediler. beşiktaş kulübü ligin son haftası maçtan bir gün önce izmir valiliğine yaptığı ziyaretin karşılığında göztepe stadına istediği kadar beşiktaşlıyı sokarken, üstelik stada girmek isteyen göztepelileri de izmir polisine engelletirken; bizim taraftarımız aynı saatlerde istanbul'da stadın dışında polisten dayak ve biber gazı yemek ile meşguldü. orta sahayı, forveti, billong'u, hakemleri geçtim; son hafta dahi beşiktaş yönetimi izmir'de şampiyonluğu için gerekli stat atmosferini sağlamak için girişimlerini yaparken, galatasaray yönetimi kendi stadındaki maça kendi taraftarını almak için ne emniyet nezdinde ne valilik nezdinde herhangi bir girişim yaptı. umurlarında olmadı. malatyasporluları stada sokmak da akıllarına gelmiş olabilir aslında ama sonrasında utanıp vazgeçmişlerdir muhtemelen.
sergen yalçın, aboubakar, billong, transfer, mhk, tff vs. bunların hepsi elbette birer etken. ama asıl sebep bunlardan hiçbiri değildi o sezon kaybedilen şampiyonlukla ilgili. galatasaray'ın şampiyon olabilmesi için yönetimi, teknik heyeti, futbolcusu, taraftarı bütün unsurlarının bir olması lazım. bu birlikteliğin olmadığı bir sezonda bizim bir şeyler başarmamız imkansız. bu birliktelik o sezon yoktu. galatasaray'ın içerisinde şampiyonluğu istemeyenlerin sayısı isteyenlerden çok daha fazlaydı. beşiktaş iste bizdeki görüntünün tam tersine şampiyonluk için gereken her şeyi yapmaya hazır bir durumdaydı. sonuç olarak florya'daki 50-60 kişinin istemesi şampiyonluk için yeterli gelmedi ve karşı tarafta bütün unsurlarıyla şampiyonluğu isteyen taraf kupayı aldı.