1514
galatasaray'ımızın teknik direktörü.
sezon başından beri birçok kişi ona güveniyor. taraftar takım yenildiğinde hiçbir teknik direktöre duymadığı saygıyı kendisine gösteriyor. çünkü bir ismi, bir etiketi var. barcelona ile büyük işler başarmış, şampiyonlar ligini kaldırmış bir teknik direktör kendisi.
yenilgilerinden sonra bu sözlükte rijkaard'ı eleştiren birçok sözlük yazarı oldu. ben rijkaard'a sahip çıkılmasını destekleyen bir kişi olarak bile bu karşı çıkmalara herhangi bir tepki göstermedim. eğer ki insansak, hepimizin farklı bir çevre yapısı, düşünme şekli varsa olacaktır bunlar. kimse diğeri gibi düşünmek zorunda olmadığı için bu eleştirilere tepki göstermedim. hatta bazen rijkaard'ı eleştirenlere gözü kapalı saydıran, kullanıcı başlığını açıp "aha rijkaard'a saldırdı. troll la bu. giydirin, uçurun kanatlandırın" muhabbeti yapanlardan özellikle tiksindim. düşünce faşizanlığıdır bu çünkü. eğer sözlükler belirli bir seviyede düşünme potansiyeline sahip, iki lafı bir araya getirebilen kişilerin bulunduğu, demokrasinin limitlerine kadar kullanıldığı bir ortam ise bu davranışlar neden?
rijkaard barcelona'da elde ettiği başarılarla kulübümüze geldi. orada müthiş bir oyun sistemi kurmuş, şimdi uzay takımı diye adlandırılan barcelonanın temellerini atmış, uzaydan geldi söylentileri çıkan lionel messi, xavi, andres iniesta gibi oyuncuları günümüzde oynadıkları oyun sistemine ilk defa monte etmişti. herkes bu umutla baktı galatasaray kariyerine de. o geldikten sonra adeta futbol sözlüğümüz genişledi. herkesin ağzında dolaşan total futbol kelimesi çıktı mesela. revizyon kelimesi yolda bağ-kur sırasında en arkada bekleyen yaşlı amcanın bile kelime lugatında yerini aldı. millet 4, 3 ve 3 rakamlarını yanyana görünce "ahanda galatasaray'ın oyun sistemi" dedi mesela. rijkaard'ın gelişi böyle bir etki yaptı işte. herkes ondan bir şeyler bekledi kısaca.
bugun rijkaard'ın galatasaraya geldiği günden bu yana yaklaşık 300 gün geçti. yani neredeyse bir sene. galatasaray avrupa ligine çok gerilerden başladığı için haziranın sonuna doğru çalışmaları açmıştı yanlış hatırlamıyorsam. çok fazla maç yaptı haliyle. ama ne yazıkki bu 300 günde galatasaray'da gözle görülür bir oyun sistemi hala oturmuş değil. o yerden ayağa seri pas, oyunun her alanında var olan bir galatasaray, duran topları etkili kullanan, rakibi boğan galatasaray'ı rijkaard hala oluşturabilmiş değil. bunun nedeni nedir bilmiyorum ama sayın sözlük kullanıcıları, şunu çok içten söylüyorum ki bunların bütün hepsi 300 günde belli bir seviyeye gelecek kadar olabilirdi. mesela yerden ayağa seri pas yapamıyor muyuz? biraz daha yavaş hareket ederdi oyuncularımız. rakibe pres yapardı veya. hiç olmadı ortasahanın ortasında koskocaman boşluklar oluşturmazdı. maalesef 300 günde bunlar bir iki maçlık sorunlar olarak değil, oynadığımız her maçın büyük sorunları olarak karşımıza çıkıyor.
rijkaard'ın yerden ayağa oynayacak oyuncuları da var aslında. hani bir uzay takımı barcelona'daki gibi değil tabiki ama bizim de pas olayını gayet güzel şekilde oynayabilecek, hatta bu yönde oynadığı taktirde daha iyi olabilecek oyuncularımız var. baros olsun, arda olsun, elano olsun, jo olsun. bunlar tek paslı oyun sisteminde gayet iş görecek, hatta performanslarını üst seviyeye çıkarabilecek adamlar. bunu geçen sene skibbe döneminde gördük. arda, baros, kewell müthiş paslar yapıyordu oyun içinde. buna defans ve ortasaha oyuncuları da ekleniyordu çok kere.
bkz. http://www.youtube.com/watch?v=AI0iNkzO3E8 **
http://www.youtube.com/watch?v=szlt9rcT1Es*
bu paslaşmaları bu sene de gördük.
bkz. http://www.youtube.com/watch?v=Z26zdpCcxQg
http://www.youtube.com/watch?v=Y7H6pLDl9lQ
videolarda da görüldüğü üzere bu oyun yapısına sahip oyuncularımız fazlaca var. yukarda dediğimiz gibi bu olayı geçen sene skibbe bir şekilde takımdakilere oturtmuştu. kariyeri rijkaard kadar olmayan skibbe bu sistemi o sürede oturtabiliyorsa, rijkaard'ın kariyeri ve tecrübesiyle bunu şimdiye kadar on defa yapmış olması gerekirdi. bu konu üzerine rijkaard'ın artık yoğunlaşması gerekiyor.* rakibini açamayan, sadece bireysel oyuncuların performanslarına bağlı bir takım görmek istemiyorum ben. sistem oturursa zaten bunlar kendiliğinden gelişecek şeylerdir. sistemler içinde yıldızlar doğar. ama önce sistemi oturtmamız, her maç nasıl oynayacağımızı bilmemiz gerekiyor.
umarım güzel günler galatasarayımıza yaklaşır artık. bu konuda da rijkaard'a güvenmeye devam edeceğim. umarım...
sezon başından beri birçok kişi ona güveniyor. taraftar takım yenildiğinde hiçbir teknik direktöre duymadığı saygıyı kendisine gösteriyor. çünkü bir ismi, bir etiketi var. barcelona ile büyük işler başarmış, şampiyonlar ligini kaldırmış bir teknik direktör kendisi.
yenilgilerinden sonra bu sözlükte rijkaard'ı eleştiren birçok sözlük yazarı oldu. ben rijkaard'a sahip çıkılmasını destekleyen bir kişi olarak bile bu karşı çıkmalara herhangi bir tepki göstermedim. eğer ki insansak, hepimizin farklı bir çevre yapısı, düşünme şekli varsa olacaktır bunlar. kimse diğeri gibi düşünmek zorunda olmadığı için bu eleştirilere tepki göstermedim. hatta bazen rijkaard'ı eleştirenlere gözü kapalı saydıran, kullanıcı başlığını açıp "aha rijkaard'a saldırdı. troll la bu. giydirin, uçurun kanatlandırın" muhabbeti yapanlardan özellikle tiksindim. düşünce faşizanlığıdır bu çünkü. eğer sözlükler belirli bir seviyede düşünme potansiyeline sahip, iki lafı bir araya getirebilen kişilerin bulunduğu, demokrasinin limitlerine kadar kullanıldığı bir ortam ise bu davranışlar neden?
rijkaard barcelona'da elde ettiği başarılarla kulübümüze geldi. orada müthiş bir oyun sistemi kurmuş, şimdi uzay takımı diye adlandırılan barcelonanın temellerini atmış, uzaydan geldi söylentileri çıkan lionel messi, xavi, andres iniesta gibi oyuncuları günümüzde oynadıkları oyun sistemine ilk defa monte etmişti. herkes bu umutla baktı galatasaray kariyerine de. o geldikten sonra adeta futbol sözlüğümüz genişledi. herkesin ağzında dolaşan total futbol kelimesi çıktı mesela. revizyon kelimesi yolda bağ-kur sırasında en arkada bekleyen yaşlı amcanın bile kelime lugatında yerini aldı. millet 4, 3 ve 3 rakamlarını yanyana görünce "ahanda galatasaray'ın oyun sistemi" dedi mesela. rijkaard'ın gelişi böyle bir etki yaptı işte. herkes ondan bir şeyler bekledi kısaca.
bugun rijkaard'ın galatasaraya geldiği günden bu yana yaklaşık 300 gün geçti. yani neredeyse bir sene. galatasaray avrupa ligine çok gerilerden başladığı için haziranın sonuna doğru çalışmaları açmıştı yanlış hatırlamıyorsam. çok fazla maç yaptı haliyle. ama ne yazıkki bu 300 günde galatasaray'da gözle görülür bir oyun sistemi hala oturmuş değil. o yerden ayağa seri pas, oyunun her alanında var olan bir galatasaray, duran topları etkili kullanan, rakibi boğan galatasaray'ı rijkaard hala oluşturabilmiş değil. bunun nedeni nedir bilmiyorum ama sayın sözlük kullanıcıları, şunu çok içten söylüyorum ki bunların bütün hepsi 300 günde belli bir seviyeye gelecek kadar olabilirdi. mesela yerden ayağa seri pas yapamıyor muyuz? biraz daha yavaş hareket ederdi oyuncularımız. rakibe pres yapardı veya. hiç olmadı ortasahanın ortasında koskocaman boşluklar oluşturmazdı. maalesef 300 günde bunlar bir iki maçlık sorunlar olarak değil, oynadığımız her maçın büyük sorunları olarak karşımıza çıkıyor.
rijkaard'ın yerden ayağa oynayacak oyuncuları da var aslında. hani bir uzay takımı barcelona'daki gibi değil tabiki ama bizim de pas olayını gayet güzel şekilde oynayabilecek, hatta bu yönde oynadığı taktirde daha iyi olabilecek oyuncularımız var. baros olsun, arda olsun, elano olsun, jo olsun. bunlar tek paslı oyun sisteminde gayet iş görecek, hatta performanslarını üst seviyeye çıkarabilecek adamlar. bunu geçen sene skibbe döneminde gördük. arda, baros, kewell müthiş paslar yapıyordu oyun içinde. buna defans ve ortasaha oyuncuları da ekleniyordu çok kere.
bkz. http://www.youtube.com/watch?v=AI0iNkzO3E8 **
http://www.youtube.com/watch?v=szlt9rcT1Es*
bu paslaşmaları bu sene de gördük.
bkz. http://www.youtube.com/watch?v=Z26zdpCcxQg
http://www.youtube.com/watch?v=Y7H6pLDl9lQ
videolarda da görüldüğü üzere bu oyun yapısına sahip oyuncularımız fazlaca var. yukarda dediğimiz gibi bu olayı geçen sene skibbe bir şekilde takımdakilere oturtmuştu. kariyeri rijkaard kadar olmayan skibbe bu sistemi o sürede oturtabiliyorsa, rijkaard'ın kariyeri ve tecrübesiyle bunu şimdiye kadar on defa yapmış olması gerekirdi. bu konu üzerine rijkaard'ın artık yoğunlaşması gerekiyor.* rakibini açamayan, sadece bireysel oyuncuların performanslarına bağlı bir takım görmek istemiyorum ben. sistem oturursa zaten bunlar kendiliğinden gelişecek şeylerdir. sistemler içinde yıldızlar doğar. ama önce sistemi oturtmamız, her maç nasıl oynayacağımızı bilmemiz gerekiyor.
umarım güzel günler galatasarayımıza yaklaşır artık. bu konuda da rijkaard'a güvenmeye devam edeceğim. umarım...