291
fener'in puan kazanmasına çok üzüldüğüm maç oldu. şu maç ilk yarıdaki rüzgarla 4-0 falan bitse daha da toparlayamaz düşerlerdi. ancak öyle bir senaryo gerçekleşti ki adamlar konvoy yapsa yeridir.
beşiktaş ilk 20 dakika çok iyi başlayıp 2-0'ı bulduğu andan itibaren yattı. 3. gol sadık'ın bireysel hatasıyla geldi. ancak 3-0'la soyunma odasına gidiyorsanız 2. yarı için aklınızda bir tek şey omalı; gol yememeliyim. zira 3-1 olduğu an hem kendini paniğe sokarsın hem rakibini ayağa kaldırırsın. kaldı bjk bunun tersini kendi yaşamış bir takım. benfica maçını 3-0'dan 3-3'e getirmişlerdi.
tek yapması gereken topu orta alana sıkıştırmak ve rakibin baskı kurmasını engelleme adına pasla oyunu soğutmak. 60-65'e kadar skoru korusan zaten devamında 4'e 5'e gidecek maç. valbuena ve ayew'in oyuna girişinden ziyade beşiktaş'ın tepkisizliği maça ortak etti fener'i. lens, güven ve burak ayaklarında hemen hemen hiç top tutamadılar. sakin kalamadılar. kagawa tecrübesiyle 2-3 faul alıp oyunu soğutsa da ona eşlik eden çıkmadı. mirin de ayağına gelen her topu fener'e teslim edince baskı ve panik kaçınılmaz oldu. 3-1 olduktan sonra maçın 3-3'e geleceğini bence maçı izleyenlerin % 80'i anlamıştı. belli ediyordu yani oyun. ve belirttiğim gibi fenerbahçe'den çok beşiktaş'ın duruşuyla anlaşılıyordu bu.
bir oğuzhan hamlesi, medel hamlesi ile bjk oyunu orta alana sıkıştırabilirdi. ya da caner hamlesi 50-55 arası gelse yine tutacaktı oyunu. ama şenol güneş izledi. ve maçın hiçbir anında maçın içinde değildi. ersun yanal valbuena ve ayew'i sokarken bunları tahmin etmiyordu. kuyruğu dik tutayım yeter diye düşündü sadece. ama tepkisiz bir bjk kenar yönetimi maçı altın tepside fener'e getirdi. fener 3-3'ten sonra skoru yeterli görmese maçı alabilirdi de.
ben üzüldüm. bjk mevcut oyunuyla bir yerlerde mutlaka takılacaktı zaten. o yüzden bu maçı kazanmalarını ve fener'i ateşe atmalarını çok istedim. ama olmadı. ve şu hikayenin de en büyük müsebbibi tartışmasız şenol güneş'tir. beşiktaş midesindeki ekmeği çıkarıp fener'le bölüştü resmen.
beşiktaş ilk 20 dakika çok iyi başlayıp 2-0'ı bulduğu andan itibaren yattı. 3. gol sadık'ın bireysel hatasıyla geldi. ancak 3-0'la soyunma odasına gidiyorsanız 2. yarı için aklınızda bir tek şey omalı; gol yememeliyim. zira 3-1 olduğu an hem kendini paniğe sokarsın hem rakibini ayağa kaldırırsın. kaldı bjk bunun tersini kendi yaşamış bir takım. benfica maçını 3-0'dan 3-3'e getirmişlerdi.
tek yapması gereken topu orta alana sıkıştırmak ve rakibin baskı kurmasını engelleme adına pasla oyunu soğutmak. 60-65'e kadar skoru korusan zaten devamında 4'e 5'e gidecek maç. valbuena ve ayew'in oyuna girişinden ziyade beşiktaş'ın tepkisizliği maça ortak etti fener'i. lens, güven ve burak ayaklarında hemen hemen hiç top tutamadılar. sakin kalamadılar. kagawa tecrübesiyle 2-3 faul alıp oyunu soğutsa da ona eşlik eden çıkmadı. mirin de ayağına gelen her topu fener'e teslim edince baskı ve panik kaçınılmaz oldu. 3-1 olduktan sonra maçın 3-3'e geleceğini bence maçı izleyenlerin % 80'i anlamıştı. belli ediyordu yani oyun. ve belirttiğim gibi fenerbahçe'den çok beşiktaş'ın duruşuyla anlaşılıyordu bu.
bir oğuzhan hamlesi, medel hamlesi ile bjk oyunu orta alana sıkıştırabilirdi. ya da caner hamlesi 50-55 arası gelse yine tutacaktı oyunu. ama şenol güneş izledi. ve maçın hiçbir anında maçın içinde değildi. ersun yanal valbuena ve ayew'i sokarken bunları tahmin etmiyordu. kuyruğu dik tutayım yeter diye düşündü sadece. ama tepkisiz bir bjk kenar yönetimi maçı altın tepside fener'e getirdi. fener 3-3'ten sonra skoru yeterli görmese maçı alabilirdi de.
ben üzüldüm. bjk mevcut oyunuyla bir yerlerde mutlaka takılacaktı zaten. o yüzden bu maçı kazanmalarını ve fener'i ateşe atmalarını çok istedim. ama olmadı. ve şu hikayenin de en büyük müsebbibi tartışmasız şenol güneş'tir. beşiktaş midesindeki ekmeği çıkarıp fener'le bölüştü resmen.
