487
sayın başkan tudor’un geliş hikayesini tasvip etmediğini söylemiş. ve dava konusunda da sanki ortada bir ahlaksızlık varmışçasına sözler etmiş.
çok uzatmaya gerek yok. sayın başkan muhteşem işler yaptı bugüne kadar dolayısıyla güzel niyetinden ve emeklerinden dolayı çok keskinleştirmeden eleştireyim.
şimdi tudor’un geliş hikayesi yanlıştı diyorsan başkan, senin a spor’daki veyahut fanatik’teki paralı kalemlerden paralı medya organlarından ne farkın kalıyor? galatasaray’ı kızıştırmak adına şeytanın aklına gelmeyecek teoriler ortaya atan ve olmadık haberler yapan bu insanlara çanak tutmuş olmuyor musun? hepsini geç, tudor konusundaki tamamen hukuki sürecimizi bir ahlaksızlık olarak göstermeye çalışanların iddiasını kabul etmiş oluyorsun bu sözlerle. ki benim esas takıldığım da bu değil. geldiği günden gittiği güne kadar neredeyse hiç para almamış adama (hani çoğunu alır da bir kısmı kalır tamam dersin, adam kuruş para almamış neredeyse) “dava açtı, işte ahlaki değil...” vb şekilde fişleme yaparsan millet bir taraflarıyla güler buna. adama sen kuruş para verme, sonra dava açtı diye söv.
ünal aysal’ın en iyi yaptığı şeylerden biri kulübün itibarını gözetmesiydi. hiçbir hak edişin ardından da itibar zedeleyici sözler söylemedi ki bazı yerlerde söylenmesi bile gerekiyordu. mustafa başkan’sa yaptığı son açıklamalarla kulübün itibarına bir kayıp verdirdi ne yazık ki.
elin avrupalı insanına bu açıklamayı okutturursan ah vah çekip üstüne de güler. galatasaray dediğiniz bu muydu der. düşünsenize, x takım teknik direktörüne kuruş maaş vermiyor, aradan aylar geçtikten sonra dava açınca da bu teknik direktör hakkında ahlak üzerinden açıklama ve fişleme yapıyorlar. ben gülerdim mesela.
ne var ki söz konusu galatasaray olunca sadece üzülüyoruz böyle durumlarda.
çok uzatmaya gerek yok. sayın başkan muhteşem işler yaptı bugüne kadar dolayısıyla güzel niyetinden ve emeklerinden dolayı çok keskinleştirmeden eleştireyim.
şimdi tudor’un geliş hikayesi yanlıştı diyorsan başkan, senin a spor’daki veyahut fanatik’teki paralı kalemlerden paralı medya organlarından ne farkın kalıyor? galatasaray’ı kızıştırmak adına şeytanın aklına gelmeyecek teoriler ortaya atan ve olmadık haberler yapan bu insanlara çanak tutmuş olmuyor musun? hepsini geç, tudor konusundaki tamamen hukuki sürecimizi bir ahlaksızlık olarak göstermeye çalışanların iddiasını kabul etmiş oluyorsun bu sözlerle. ki benim esas takıldığım da bu değil. geldiği günden gittiği güne kadar neredeyse hiç para almamış adama (hani çoğunu alır da bir kısmı kalır tamam dersin, adam kuruş para almamış neredeyse) “dava açtı, işte ahlaki değil...” vb şekilde fişleme yaparsan millet bir taraflarıyla güler buna. adama sen kuruş para verme, sonra dava açtı diye söv.
ünal aysal’ın en iyi yaptığı şeylerden biri kulübün itibarını gözetmesiydi. hiçbir hak edişin ardından da itibar zedeleyici sözler söylemedi ki bazı yerlerde söylenmesi bile gerekiyordu. mustafa başkan’sa yaptığı son açıklamalarla kulübün itibarına bir kayıp verdirdi ne yazık ki.
elin avrupalı insanına bu açıklamayı okutturursan ah vah çekip üstüne de güler. galatasaray dediğiniz bu muydu der. düşünsenize, x takım teknik direktörüne kuruş maaş vermiyor, aradan aylar geçtikten sonra dava açınca da bu teknik direktör hakkında ahlak üzerinden açıklama ve fişleme yapıyorlar. ben gülerdim mesela.
ne var ki söz konusu galatasaray olunca sadece üzülüyoruz böyle durumlarda.



