1
günümüzde başarısız hocalar için kullanılan en önemli bahanelerden biridir. örneklerle açıklamak istiyorum biraz:
roberto mancini ve prandelli...
ikisi de italyan ve ikisi de galatasaray'ı çalıştırdı. hem de 5 yıl arayla falan da değil. halef selef olarak. art arda yani. mancini'yi her ne kadar başarısız bulsam da belli bir futbol felsefesi vardı. özellikle iç sahadaki maçlarda rakibi boğan ve verkaçlarla seri gollere giden bir takım yaratmıştı. üstelik bunları takımla sezon başı kampı geçirmeden yapmıştı. nihayetinde de takım 2. olarak cl biletini kaptı. türkçe bilmiyordu. italyanca ve ingilizcesi vardı. ancak takımdaki çoğu futbolcu italyanca ve ingilizce'yi bilmiyordu. hani yani prandelli ingilizce bilmiyordu ondan farklı oldu diyecekler için söylüyorum bunu. bizim takımda o dönem ingilizce bilen yabancı sayısı 3 veya 4'tür.
ardından prandelli denen teknik direktör geldi. ne idüğü belirsiz bir oyun karakteri ile 10-15 maç sabrımızı sınadı. şampiyonlar ligi'nde ise averaj takımı olduk. dil falan hikaye. çok değil 4-5 ay önce başka bir italyan bursa'ya 6 atarken kendisi geldikten sonra başakşehir'den 4 yiyecek kıvama erdik. ama sorsan dil bilmiyordu.
veyahut italyan milli takımını ele alalım. prandelli ile dünya kupasında uyuz eşşekler gibi bir performans sergilemişti takım. aynı bizdeki gibi. maç boyu denk gelirse 2-3 gol pozisyonuna girip maçı tamamlıyorlardı. allah'tan uruguay son anda attı da kurtulduk bu futbol mentalitesinden. aradan 2 yıl geçti, conte'li italyanlar şuan en iyi milli takım olan almanya'ya kafa tuttu. penaltılarda elendiler. üstelik buraya kadar da taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayarak.
prandelli, italyanca da bilmiyordu sanırsam.
winner teknik adam, dil bilmese bile kaşıyla gözüyle de olsa takıma maç kazandırır arkadaş. derwall geldiğinde türkçe mi biliyordu? veyahut takımda kaç kişi almanca biliyordu? en fazla 2 olabilir. ben bu dil olayını mazeret olarak görmüyorum kusura bakmayın.
alın size vitor pereira örneği. vitor'u anlamayan bir türkler var o kadar. bir iki tane de yabancılardan dilini bilmeyen olabilir. takımın yüzde doksanı ile doğrudan temas kurabiliyor. eee noldu arşa mı yükseldiler? rezil bir performans ile hayal kırıklığı yarattı sadece. iş teknik direktörde bitiyor.
bir de anlamadığım bir şey var. özellikle prandelli için falan kullanılıyor bu argüman. neymiş, dil bilse harikalar yaratırmış. sanırsınız bu adamlar futbolun hiç bilinmeyen gizli bir taktiğine sahipler de dil bilmedikleri için bunu aktaramıyorlar. simyacılar bu kadar uçmuyordu yahu...
velhasıl kelam dil falan hikaye. iş hocada bitiyor.
roberto mancini ve prandelli...
ikisi de italyan ve ikisi de galatasaray'ı çalıştırdı. hem de 5 yıl arayla falan da değil. halef selef olarak. art arda yani. mancini'yi her ne kadar başarısız bulsam da belli bir futbol felsefesi vardı. özellikle iç sahadaki maçlarda rakibi boğan ve verkaçlarla seri gollere giden bir takım yaratmıştı. üstelik bunları takımla sezon başı kampı geçirmeden yapmıştı. nihayetinde de takım 2. olarak cl biletini kaptı. türkçe bilmiyordu. italyanca ve ingilizcesi vardı. ancak takımdaki çoğu futbolcu italyanca ve ingilizce'yi bilmiyordu. hani yani prandelli ingilizce bilmiyordu ondan farklı oldu diyecekler için söylüyorum bunu. bizim takımda o dönem ingilizce bilen yabancı sayısı 3 veya 4'tür.
ardından prandelli denen teknik direktör geldi. ne idüğü belirsiz bir oyun karakteri ile 10-15 maç sabrımızı sınadı. şampiyonlar ligi'nde ise averaj takımı olduk. dil falan hikaye. çok değil 4-5 ay önce başka bir italyan bursa'ya 6 atarken kendisi geldikten sonra başakşehir'den 4 yiyecek kıvama erdik. ama sorsan dil bilmiyordu.
veyahut italyan milli takımını ele alalım. prandelli ile dünya kupasında uyuz eşşekler gibi bir performans sergilemişti takım. aynı bizdeki gibi. maç boyu denk gelirse 2-3 gol pozisyonuna girip maçı tamamlıyorlardı. allah'tan uruguay son anda attı da kurtulduk bu futbol mentalitesinden. aradan 2 yıl geçti, conte'li italyanlar şuan en iyi milli takım olan almanya'ya kafa tuttu. penaltılarda elendiler. üstelik buraya kadar da taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayarak.
prandelli, italyanca da bilmiyordu sanırsam.
winner teknik adam, dil bilmese bile kaşıyla gözüyle de olsa takıma maç kazandırır arkadaş. derwall geldiğinde türkçe mi biliyordu? veyahut takımda kaç kişi almanca biliyordu? en fazla 2 olabilir. ben bu dil olayını mazeret olarak görmüyorum kusura bakmayın.
alın size vitor pereira örneği. vitor'u anlamayan bir türkler var o kadar. bir iki tane de yabancılardan dilini bilmeyen olabilir. takımın yüzde doksanı ile doğrudan temas kurabiliyor. eee noldu arşa mı yükseldiler? rezil bir performans ile hayal kırıklığı yarattı sadece. iş teknik direktörde bitiyor.
bir de anlamadığım bir şey var. özellikle prandelli için falan kullanılıyor bu argüman. neymiş, dil bilse harikalar yaratırmış. sanırsınız bu adamlar futbolun hiç bilinmeyen gizli bir taktiğine sahipler de dil bilmedikleri için bunu aktaramıyorlar. simyacılar bu kadar uçmuyordu yahu...
velhasıl kelam dil falan hikaye. iş hocada bitiyor.