resim
Barış Alper Yılmaz
Takım:Galatasaray
Mevki:Sol Kanat
Yaş:25
Boy:1.86
Uyruk:Türkiye
  • 8699
    kasamıza paydan sonra 40-45 milyon giriyorsa satılması gereken futbolcu. kendisini severdim, futbolunu da beğeniyorum. takım için önemli bir isim olduğunu düşünüyorum. fakat singo 3-3.5m maaşa geliyorsa, orta sahaya en az bir transfer ve kanada genç kontenjanından topçu alıp takıma hem derinlik hem de kalite katacaksak bizim için büyük bir kayıp olmaz.

    sallai kanat rotasyonuna girebilir, potansiyelli bir kanat da alırsak kanat rotasyonu gayet yeterli hale gelir. singo ile sertik ve atletizm açısından barış’ın kaybı telafi edilir. sane sol kanatta da oynayan birisi, keza sallai de geçen senenin sonlarında zaman zaman kanatta da fırsat buldu ve fena maçlar çıkartmıyordu. yunus ve sane ikilisi gayet yeterli. eren ve jacobs ikilisini zaten hoca deniyordu. atletizm ve pres gerektiren maçlarda bu ikili de kullanılabilir.

    bissouma ve singo çektiğimiz senaryoda zaten atletizm ve sertlik anlamında barış’ı kompanze edeceğiz. burada tek sıkıntı yerli ve ülkede yetişmiş futbolcu ihtiyacı. bunu çözebiliyorsak ben bu fiyatlara gidişine çok olumlu bakıyorum. barış önemli bir futbolcu. fakat bana kalırsa gidişi telafi edilebilir. 40-45 milyon net gelir de barış için yeterli.

    kimseyi zorla tutamayız fakat sözleşmeler de boşa yapılmıyor. bu kadar gitmek istiyorsa bize bonservis getirmeli. sakatlanınca veya berbat oynadığında maaşını çatır çutur ödüyoruz ama. neom 35 veriyorsa 4 senelik mukavele yapıyorsa azaltacak 3’er milyon maaşından veya menajerlik ücretinden getirecek bize 40-45 milyonu sonra güle güle. keçiören’den bu sahneye onu biz çıkardık. buralara biz getirdik. sözleşme de bu yüzden yapıldı. burası bir hayır kurumu değil. madem profesyonel olduk al sana profesyonellik barış. sözleşmen devam ediyor. sözleşmen bitene kadar kupada takılırsın sonra da kasımpaşa’da 500-600 bin euroya futbol kariyerine devam edersin.
  • 8700
    son yılları baz alırsak, dört büyüklerde oynayan hiçbir oyuncu, barış'ın yaptığı saygısızlığı yapmamıştır.
    hani yedek bekleyen kazan kaldırabilir veya ne bileyim ülkeye alışmamıştır bahane arıyor denilebilir ama barış bu kadar çok seviliyorken yaptığı şeyin izahı maalesef yok.

    camia'ya, taraftara, hocaya çok büyük ihanet etti. hocanın açıklamalarından sonra anlık olarak içim biraz soğudu ama sadece birkaç saat sürdü. fark ettim ki bu adam artık benim için yok hükmünde.
    her şeyin bir adabı var ve görüldüğü üzere barış ne adap, ne de edep biliyormuş.

    umarım kulübün menfaatleri doğrultusunda bir an önce gönderilir.
    kendisine ad-soyad kısaltmalarıyla vedalaşalım: bay
  • 8701
    genel olarak yönetimlerin yerli oyuncuları 'evlat' kontenjanından sömürdüğü, yılların konusudur, yeni bir şey değil. efsane addettiğimiz birçok oyuncu bile sorsan neler anlatır...

    fakat, barış özelinde, daha kötü bir zamanlama olamazdı. yaptığı şeye inanmakta güçlük geçiyorum.

    evet, gerektiğinde sağ bek, sol bek, her yerde oynadın. kulüp başarısı için ter döktün. peki hiç düşündün mü; bu zorunluluklar ve zorluklar, verdiğin emek, anlık olarak kulübün başarısına yararken, aynı anda seni de hayal edemeyeceğin şekilde geliştirdi... bu hikayenin hakkı böyle olmamalı.

    emeğine yaraşır parayı isteme hakkına sonsuz saygı duymakla beraber, yaşadığın hikayenin benzersizliği, sikindirik siyah instagram stroy'leriyle ve idmanlara hatta maça çıkmamakla mı devam edecekti?

    bir futbolcu için maça çıkmamak denen şeyi, futbol oynamayan tam anlamayabilir; baban ölse ve ertesi gün maç olsa maça çıkarsın. futbol sahası, hala emeğini hikayesiyle birleştiren insanlar için var.

    dolayısıyla bu süreç, bir an önce sonlanmalı. adını gördüğümüzde/duyduğumuzda içimizde buruk bir sessizlikle kendisini yok saymamak ve senelerdir yaptığımız gibi samimi desteğe devam etmemizi istiyorsa barış bunu istemek zorunda.

    "yazıklar" olmaması için.
  • 8702
    yediği naneden sonra çıkıp iki kelam bile etmeyen oyuncu. çok kapsamlı da değil ''kendimi yanlış ifade ettim, hata yaptım, tüm galatasaray camiasından özür diliyorum.'' bunu bile diyemiyorsan yazık sana. üç satır şeyi paylaşmaya bile yeltenmiyorsun. bunu yapsa özrünü tabi ki hafifletmez ama adam buna başvurmuyor inanılır gibi değil.

    ya cidden sanıldığından daha mankafa biri ya da bilerek tepkisiz kalıp, arayı soğuk tutup kendini sattırmak istiyor. bu karakterden 2. seçenek beklenir.

    kulübün yapması gereken şey ne olursa olsun transferin son saati bile olsa u23 kanat oyuncusu indirmek olmalı. bu oyuncu en kötü kiralık opsiyonlu olabilir ama düşük profilli olmamalı. barış bugün gitmese ya ocakta ya sezon sonu mutlaka ayrılacak. parayı koyup yerine şimdiden adam alalım. kendisinin de dakikalarını kısıp farka gittiğimiz anadolu maçlarının son yarım saatinde falan oyuna alalım. hele ucl maçlarında barış'a süre vermek yazık olur, haliyle tavrıyla asla hak etmiyor. zaten şu ana dek ses getirdiği uefa maçı oldu mu varsa bilen paylaşsın, barış'ın böyle bir maçı olmadı yunus gol krallığına oynuyordu mesela uefa'da.

    buna kimse 50-60 milyon getirmez. yerine adam koyup yolumuza bakalım.
  • 8704
    transfer sürecinde kendisine %1 bile hak verenin ya başka takım taraftarı ya da "bu konuda" aptallaştığını düşündüğüm futbolcu. günlerdir başta futbolcu eskileri (özellikle izlediğim tugay, tümer ve volkan'ın yer aldığı program) barış'ın haklı olduğunu söyleyip duruyorlar. neymiş, kulüp barış'a söz vermişmiş. dar pencereden bakınca "daha fazla kazanmak futbolcunun hakkıdır" diye beylik laf edip duruluyor. şimdi olayı geniş açıyla değerlendirelim:

    öncelikle bu transferde barış'a verilecek paranın ne kadar olduğunu bilmiyoruz. benim senaryom şöyle: arabistan kulübüyle barış'ın menajerleri görüşme yaptı, kulüp dedi ki: "galatasaray'ı bonservis konusunda ikna edin, aradaki parayı barış'a verelim". barış ve barış'ın menajeri de kulübün "transfer teklifi alırsan sana yardımcı oluruz" sözüne güvenip aradaki parayı galatasaray'ı vermektense kendileri almak istedi. iyi de, galatasaray yöneticileri sahadaki futboldan anlamayabilirler ama hemen hepsi aklı başında, eğitimli kişiler. barış'a "sana kolaylık sağlarız" dedilerse arka planında yatan anlam şudur: "hemen her türk futbolcusunun ana hedefi avrupa'daki kalburüstü takımlardan birinde futbol oynamaktır. senin de bu yönde düşüncen olabilir. eğer avrupa'daki büyük takımlardan biri seni transfer etmek isterse, sana kolaylık sağlarız". barış'ın transfer olmak istediği ülke ve takım ne? tek amacının "daha çok kazanmak" olduğu yerde galatasaray neyin güzelliğini yapacak? barış'ın amacı futbol oynamak, kendini göstermek, orayı bir sıçrama tahtası olarak görmek değil ki? senin amacının sadece para kazanmak olduğunu gören kulüp niye sana güzellik yapsın? hem de transfer sezonunun kapanmasına az bir süre kala. futbolcu eskileri de, barış'a az ya da çok hak verenlerin de anlamadığı nokta burası. "ben kazanayım, daha çok kazanayım hatta benim bu seviyelere gelmeme sebep olan takımın alması gerektiği parayı da ben alayım". eskiler "deveyi havuduyla yutmak" derdi bu durumlar için. bir akıllı sen ve senin menajerin zaten!
  • 8705
    okan hoca kendisini kazanmaya çalışıyor, yönetim de fevri davranmıyor. şu etrafında olup bitenleri ve insanların kendisine karşı anlayışlı davranışlarını gözlemleyip, biraz düşünüp tartıp hatasını da artık kabullenmeli. daha sonra da galatasaray futbolcusuna yakışır şekilde taraftardan, yönetimden ve hocasından özür dileyip işine bakması gereken futbolcu. giderse galatasaray kendisi kadar kaybetmez emin olsun bonservissiz takımdan ayrılamaz bu bir gerçek. her geçen gün aleyhine olumsuzluk olarak dönüyor, daha da kafası bulanacak. kendisini yanlışa iten menajeriyle yollarını ayırıp artık futbolu düşünmeli neom da nedir ya, biraz mantık lütfen...
  • 8707
    yediği halt sonrası sessiz sedasız, sanki hiç bu olaylar olmamış gibi hayatına devam eden kişi. paşam bir hafta antrenmana çıkmadı, lig maçında herhangi bir fiziksel engel yokken forma giymedi, menajeri galatasaray'ı hedef aldı, menajerinin attığı gollük pasları türlü türlü adamlar galatasaray'a sallamak için kullandı. maçtan önce bir hikaye paylaşıp başarılar diledi, hoca maçtan sonra iki cümle etti, beyefendi de ertesi gün idmana çıktı ve işler normale döndü.

    bu barış'ı kazanmak değil galatasaray'ı dokunulur ve güçsüz kılmaktır...

    ya menajerliğini yapan şark kurnazına yol verip taraftardan özür dileyecek, ya da kulüp bir yaptırım uygulayacak. aksi bir gidişat tamamen orta yolculuk olur...

    galatasaray kendi içinde bile bunlara müsade ederse organize ve profesyonel bir kötülük yarın öbürgün galatasaray'ı uçurtma yapar uçurur...
  • 8708
    yonetim ve hoca kendisi ile ilgili aksiyon almak icin transfer doneminin bitmesi bekleniyorsa da, taraftari her zamanki givi salak yerine koyup sessiz sedasiz bu skandal olayi kapatacagini dusunuyorsa da buyuk sikinti. surekli ustten ustten biz galatasarayi, soyle gucluyuz boyle yapariz demekle olmuyor bu isler, kici kirik (evet kici kirik) bir topcuyu su tavirlarindan sonra mum gibi yapamiyorsan, birak buyuklugu kucucuk takimsin.
  • 8709
    anadolu kulüplerinde olsa fırtınaların kopacağı bir skandal, maalesef galatasaray’da sessiz ve ne olduğu belirsiz şekilde yönetiliyor. aman barış’a zarar gelmesin aman şu olmasın… niye zarar gelmesinmiş? zarar verecek hareketi galatasaray mı yaptı? akılsız başın cezasını eller ve ayaklar çeker demişler. barış bu denli bir ayıp yapacak ama incinmesin öyle mi? bu taraftar öyle bir incitir ki hayat boyu sami yen’e adım atamaz hale gelir bu kendini bilmez oyuncu. hala galatasaray’ı taciz eden menajerlerinden ses yok. barış’tan özür veya geri adım yok. getirsin 40-55m arası bir maddi kazanç ve bay bay kendisine. bu saatten sonra ben benimseyerek bakamam. bugüne kadar hep olumlu şeyler yazdım ama bu ülkede olumlu, pozitif yaklaşımlara yapılan enayi muamelesini daha fazla kaldırmıyorum. gerek iş hayatımda gerek özel ilişkilerimde. galatasaray da şu hayattaki büyük keyiflerimden biri ve bu denli özenilmiş bir markaya bunu yapanın aramızda yeri olmadığına inanıyorum.
    artık uzatmasın ve parasını getirip basıp gitsin. ne yapacaksa takım yapar iş başa düşünce.
  • 8711
    barış alper yılmaz'a yapılması gereken tarife belli. cumartesi günü okan hoca kadroya alsın, kulübede oturtsun. kendisi hiçbir şekilde tribüne çağrılmasın, ama maç önü ama maç sonrası tribüne gidip özür dileyip galatasaray'da kalacağını açıklamadığı noktada pazar günü sabahtan kulüp disiplinsiz davranışları sebebiyle kadro dışı bıraksın, ayrı bir saha tahsis edilsin. aleni yapılan kabahatin özrü tenhada olmaz, siyah storynin karşılığı daha büyük olmalı. bu stadda caner erkin misali diz çökme mi olur, maç sonu yayınında canlı canlı kaldığını menajerini gönderdiğini söylemek mi olur onu kendi bilir ama sessiz sedasız kadroya dönmek olmaz.

    hadi döndü diyelim, o zaman da iç saha maçlarında tribüne büyük iş düşüyor, asla bağra basılmamalı bu tip bir hareket görülene kadar kendisi yok sayılmalı, tribüne çağırılmamalı, arabistanda boş tribünlere oynayacaktı nasılsa burada da kendisi adına öyle bir boşluk yaratalım oynasın dursun.
  • 8713
    artık en sevilen rizeli olmayan, hatta bu aralar en nefret edilen oyuncu.

    uzunca bir yazı fakat tam değinilmemiş bazı noktalar var.

    kendisinin bu haince ve akılsız çıkışının ve de bencil inadının arkasında rizeli olması sebebiyle arkasında olan/hissettiği lobi gücü vardır. rize/fenerbahçe/politik oluşum kaynaklı güç (hangi faktör daha çok etkendir bilemiyorum çünkü iç içeler) ilk önce kerem, sonra barış olaylarını, tam sezon önceleri kaşıdı ve patlattı.
    ilk önce maaşını yükseltip sonra buna kalkışması bile planlı olduğunu gösterir. “kadro dışı kalsam bile dolar bazlı paramı alırım” tuzağı..
    tabii bu da en başta, bu iki oyuncunun karakter zaafiyetleri açısından bu tip şark kurmazlıklarına uygun olmasından ileri geliyor. her ikisi de kendi olayları patlamadan en az 3-5 ay önce zaten bunun sinyalleri verdiler.

    normal şartlarda galatasaray kulübü bu tip profesyonellik dışı hareketleri çok ağır şekilde cezalandırır. gelenekleri ve kültürü vardır, kim olursa olsun, sert yaptırım uygular. fakat şu anda kulüp muhtemelen ekonomik ve siyasi olarak büyük baskı altında...
    gerek ultraslancıların, gerekse da okan buruk’un sıradışı demeçlerinden bunu anlıyoruz.
    ama unutulmasın, galatasaray’da kurum hafızası çalışır, bir yere not eder, ülke şartları değiştiğinde faturayı önüne çıkarır.

    bu tip alt ligden alınmış, karakter problemi ve eksikliği olan oyuncular için şu durumlar mevcut:

    1-) galatasaray arması ile bütünleşen sembol oyuncular asla olamazlar. o anlayış ve birikim yok. insan olarak değil, bunları bilanço değeri olarak görmek lazım. geçmişte tanju, tugay, emre belezoğlu, fatih akyel vs..falan böyleydi. galatasaray bunları yolladı, hiç eksiklerini hissetmedi, daha iyi oldu.

    2-) daha başlarda parlama noktasına ulaşınca hemen satılmaları gerekir çünkü bu noktadan sonra zarar verme süreçleri başlar. bu yüzden bu ayıplı “ malları” en tepe değerde satamazsanız. kerem için 12, barış için net 30-35 iyidir. evet, insanın içini acıtıyor, daha fazlaya giderlerdi ama bunlar defolu mal, içten içe çürüyorlar, son kullanım tarihleri doluyor. satarken değil, zaten düşük bedelle aldığında kazanmıştı galatasaray. düşük bedele oynatıp, yüksek verim aldı. bunlar takım içinde tutulurlarsa, bir sürü geneli etkileyecek sıkıntılar çıkarır. ama taraftarın tepkisi bunları dizginleyecek en önemli konu. 40’fan aşağı, 50 aşağı satılmamalu tepkilerini çok doğru ve gerekli buluyorum olamayacağını görmeme rağmen. bu destek pazarlıklarda, yönetimin en önemli dayanığıdır.

    3-) bu oyuncular çiğ, görgüsüz,cahil, huzursuz ruhlu ve patlamalı oyuncular olduğu için, sadece galatasaray gibi aile ortamlı,huzurlu, gelenekleri, düzeni, sistemi olan, çağdaş yapılarda gelişip aşama kaydederler. ama şişen egoları, yetersiz eğitimleri ve düşük zekaları gelişimi ve tanınmayı kendilerinden bilir. ondan sonra gidecekleri bu niteliklere sahip olmayan kulüplerde. değerinden çok çok fazla maliyet ve maaşlarla, saatli bomba görevi görürler. en başarılıları, emre belezoğlu’nun bile oyuncu, yönetici ve antrenör olarak fenerbahçeye verdiği zarar muazzam. adeta bombayı kurduk ve içlerine bıraktık.
    bilakis kerem’in ve barış’ın kontratlarına “ türkiye’ye dönerlerse fenerbahçe’den başka takımda oynayamazlar” ibaresi koydurturdum. yukarıda saydığım eski isimlerde hep böyle oldu. rahat olalım.

    aslolan galatasaray’dır. bu arma hakedenleri içinde tutar, haketmeyenleri dışına atar.
  • 8714
    2025/2026 yaz transfer sezonunda transfer olmak istediği için antrenmanlara çıkmayan, menajeriyle birlikte galatasaray'i baskı altına almaya çalışan futbolcumuz. süreç ile ilgili kulüp tarafın gayet yumuşak ve yapıcı açıklamalar gerçekleştirdi. buna rağmen barış alper tarafindma ne bir özür ne de orta yolcu bir aciklama var. 0'a indirdiği kredisini eksiye düşürüyor artık.
  • 8715
    kredisi kalmayan oyuncu. taraftar nezdinde sallai bile kendisinden birkaç adım öndedir diye düşünüyorum. sorunları görmeden gelmek yahut geçiştirmeye çalışmakla bu iş çözülmez. kısacası bu ateş üfleyerek sönmez.

    ayrılacaksa, ki ben antrenmana çıkmayan kulübü zorda bırakan oyuncunun satılması fikrindeyim, 45 ve üzeri bir rakam getirip ayrılmalı.

    kalacaksa yönetim disiplinsizliği için ceza vermeli, menajeri ile yollarını ayırmalı, takım arkadaşlarından hocasından ve taraftarlardan özür dilemeli. kesinlikle maaşına zam da yapılmamalı. hiç bir şey olmamış gibi kadroya alınıp maçlara çıkarılırsa tribünler hak ettiği muameleyi gösterecektir. ki bu da hiç hoş olmaz.

    oyunumuz için kritik bir parçaydı. ancak hiç bir oyuncu vazgeçilmez değildir. galatasaray kulübü tarihi boyunca gitmek isteyenlerin yerini her zaman doldurmasını bilmiştir. kimseyi zorla tutacak değiliz. gitmek isteyene kapı orada. biz barış olmadan da şampiyon oluruz.
  • 8716
    bu çomar ve hain futbolcu müsveddesinin amacı transfer olmak falan değil. maaşının artırılmasını istiyor. çünkü kendisini takımın en önemli oyuncusu olarak görüyor. herkes sallai falan diyor ama osimhen'in, özellikle de sane'nin maaşını kabullenemiyor. çünkü muhakeme yeteneğinden yoksun, fiziği gelişmiş lakin beyin kıvrımlarını aynı oranda geliştirmeyi becerememiş yahut farkında bile olmayan bir zırcahil kendisi. abdullah kavukçu kendisi hakkında doğru bir cümle sarfetmiş. istediği yere s. gitsin ama getirebiliyorsa istediğimiz parayı getirsin. yoksa tarlalarda ineklerle antrenman yapabilir. yalnız inekler dikkat etsin mamalarını sularını kıskanabilir bu arkadaş.
  • 8717
    doğduğu ülkenin açık ara en büyük takımında oynuyor. üst üste şampiyonluklar yaşamış. üst üste şampiyonluk rekoruna ortak olacak takımın en önemli oyuncularından biri. yerli oyuncuların en önemlisi. başında kurt hoca var; kendisinin özelliklerinden en iyi faydalanabilecek şekilde planlar, oyun setleri çiziliyor. her fırsatta, her boşlukta performansı arttığı için kontratında iyileştirilmeler yapılmış. burun kıvırdığı dünya yıldızlarıyla aynı takımda oyunun inceliklerini öğreniyor. taraftar tarafından el üstünde tutuluyor. mesleğiyle ilgili tüm ihtiyaçlarını göz açıp kapayıncaya kadar çözebilecek bir staff elinin altında.

    bu çocuk 3. ligden gerçek bir futbol takımına geldiğinde fizikli bir kalastan fazlası değildi. futbol aklı yok gibiydi. inanılmaz bir senaryoyla böylesine yıldızlaşmışken, premier league, serie a, bundesliga takımları tarafından izleniyorken, şampiyonlar ligine hiç olmadığı kadar hazır gidecekken, zaten canavar gibi para kazanıyorken, adı sanı belli olmayan bir menajer çakmasıyla, adı sanı belli olmayan ligin, adı sanı belli olmayan bir takımına transfer olmak için transfer penceresinin son haftasında böyle tatavalar yapıyorsa, kimse kusura bakmasın ama kara cahildir. yani şu olanlara şahit olup sinirlenmeyen bir tane galatasaraylı yoktur. alsın yolunu.

    akabinde de "sıla hasreti" bahanesiyle ister fenerbahçe'ye transfer olsun, ister beşiktaş'a, hiç fark etmez. zira on yıllardır görüyoruz ki, galatasaray'la uğraşanın çocuğu olmuyor. galatasaray'la uğraşan dikiş tutturamıyor. bu kadar vizyonsuz olunmaz. 25-26 yaşına gelmişsin, hiç mi kafan çalışmıyor acaba?

    satılması taraftarıyım. yolabildiğimiz kadar da yolalım mümkünse. maalesef bu saatten sonra takımda kalması yalnızca problem yaratacak. galatasaray barış ile var olmadı. barış'ın varlığı veyahut yokluğunun böylesine davranışlardan sonra herhangi bir hükmü yoktur.
  • 8720
    barış istediği kadar kalmak istemiyorum desin. hani araplar 50 milyon mu verdi de gidiyor. ya toparlayacak takıma katkı sağlayacak, ya ergen ergen küsecek kadro dışı kalacak. bu iş bu kadar net. herkes yerini bilsin. bu sene oynar değerini artırır seneye gider ya da oynamaz, performans ve değerini düşürür 3 sene daha oturur kendi bileceği iş. basın sürekli barış'tan bahsediyor da yönetimin tavrını kimse söylemiyor. tavrımız net git-me-ye-cek.
  • 8721
    efendi gibi gitmek istediğini söyler bu süreçte antrenmana çıkmamazlık yapmazsın, sürecin tamamlanmasını beklersin. galatasaray menfaatlerini iplemeyenler arasına yazıldı. kerem'den pekte bir farkı kalmadı benim için.

    bana öyle geliyor ki neom'a transferin son günü satılır. bir-iki sene içinde de fenerbahçe'de forma giyer. yenilen kaba sıçmak bu ara moda oldu. biz de şaşırmayız. lizbon'daki oğlandan nasıl soğuduysak en az senden de o kadar soğuduk be barış.
  • 8722
    kendisini 50 milyona satsak dahi acil gönderilsin diyen yazar arkadaşlardan transfer stratejisine dair bir yol haritası tavsiyesi dinlemek istediğim futbolcu. şu an 1 adet yabancı hakkımız var, cuesta da gidemedi, zaniolo sürüncemede. kendisini sattık diyelim, hangi yabancıyı alacağız? kendisinin yerine bir yabancı mı? bu sefer sağ bek/stoper nolacak? kaleye uğurcan mı istiyoruz? ona da herkes "yok istemeyik" çekiyor. kendisinin yerine adam almadığımızı düşünürsek koca sene kanat rotasyonu yunus-sane mi olacak bu takımın?

    yönetime güvenim falan yok ama okan hoca kulüp için en hayırlı olan neyse pragmatik olarak onu almayı başaracaktır, güveniyorum. şimdilik oyuncuyu kazanmaya çalışacak gibi duruyor, oyuncunun da üstüne düşen adımları atıp taraftarın gönlünü almak zorunda. okan hocanın tavrı da bu olacaksa fevri bir şekilde köprüleri atmaktan ziyade hocanın yanında durmakta fayda var.
  • 8723
    1 hafta öncesine kadar takımda en sevilen isimlerin başında gelen, ama şimdi en nefret edilen isim haline gelen oyuncu. barış'ın yakın zamanda takımdaki sane, osimhen ve ıcardi için 'onlarda benimle oynadıkları için şanslılar' açıklamasını hepimiz sempatik bulup gülmüştük. halbuki barış orada bize ciddi bir sinyal vermiş. çok sevdiğimiz biriyle iletişim koptuktan sonra daha önce söylediklerini hatırlarız ya, o an normal gelen, ama ayrıldıktan sonra kafamızda dönüp duran, barış'ın bu açıklaması da ona benziyor.

    barış takımda kalırsa nasıl motive ederiz diye soruluyor. bence barış motive olmazsa kendi kaybeder. piyasası düşerse şu an aldığı teklifleri alamaz ve kendi bacağına sıkmış olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın