8703
transfer sürecinde kendisine %1 bile hak verenin ya başka takım taraftarı ya da "bu konuda" aptallaştığını düşündüğüm futbolcu. günlerdir başta futbolcu eskileri (özellikle izlediğim tugay, tümer ve volkan'ın yer aldığı program) barış'ın haklı olduğunu söyleyip duruyorlar. neymiş, kulüp barış'a söz vermişmiş. dar pencereden bakınca "daha fazla kazanmak futbolcunun hakkıdır" diye beylik laf edip duruluyor. şimdi olayı geniş açıyla değerlendirelim:
öncelikle bu transferde barış'a verilecek paranın ne kadar olduğunu bilmiyoruz. benim senaryom şöyle: arabistan kulübüyle barış'ın menajerleri görüşme yaptı, kulüp dedi ki: "galatasaray'ı bonservis konusunda ikna edin, aradaki parayı barış'a verelim". barış ve barış'ın menajeri de kulübün "transfer teklifi alırsan sana yardımcı oluruz" sözüne güvenip aradaki parayı galatasaray'ı vermektense kendileri almak istedi. iyi de, galatasaray yöneticileri sahadaki futboldan anlamayabilirler ama hemen hepsi aklı başında, eğitimli kişiler. barış'a "sana kolaylık sağlarız" dedilerse arka planında yatan anlam şudur: "hemen her türk futbolcusunun ana hedefi avrupa'daki kalburüstü takımlardan birinde futbol oynamaktır. senin de bu yönde düşüncen olabilir. eğer avrupa'daki büyük takımlardan biri seni transfer etmek isterse, sana kolaylık sağlarız". barış'ın transfer olmak istediği ülke ve takım ne? tek amacının "daha çok kazanmak" olduğu yerde galatasaray neyin güzelliğini yapacak? barış'ın amacı futbol oynamak, kendini göstermek, orayı bir sıçrama tahtası olarak görmek değil ki? senin amacının sadece para kazanmak olduğunu gören kulüp niye sana güzellik yapsın? hem de transfer sezonunun kapanmasına az bir süre kala. futbolcu eskileri de, barış'a az ya da çok hak verenlerin de anlamadığı nokta burası. "ben kazanayım, daha çok kazanayım hatta benim bu seviyelere gelmeme sebep olan takımın alması gerektiği parayı da ben alayım". eskiler "deveyi havuduyla yutmak" derdi bu durumlar için. bir akıllı sen ve senin menajerin zaten!
öncelikle bu transferde barış'a verilecek paranın ne kadar olduğunu bilmiyoruz. benim senaryom şöyle: arabistan kulübüyle barış'ın menajerleri görüşme yaptı, kulüp dedi ki: "galatasaray'ı bonservis konusunda ikna edin, aradaki parayı barış'a verelim". barış ve barış'ın menajeri de kulübün "transfer teklifi alırsan sana yardımcı oluruz" sözüne güvenip aradaki parayı galatasaray'ı vermektense kendileri almak istedi. iyi de, galatasaray yöneticileri sahadaki futboldan anlamayabilirler ama hemen hepsi aklı başında, eğitimli kişiler. barış'a "sana kolaylık sağlarız" dedilerse arka planında yatan anlam şudur: "hemen her türk futbolcusunun ana hedefi avrupa'daki kalburüstü takımlardan birinde futbol oynamaktır. senin de bu yönde düşüncen olabilir. eğer avrupa'daki büyük takımlardan biri seni transfer etmek isterse, sana kolaylık sağlarız". barış'ın transfer olmak istediği ülke ve takım ne? tek amacının "daha çok kazanmak" olduğu yerde galatasaray neyin güzelliğini yapacak? barış'ın amacı futbol oynamak, kendini göstermek, orayı bir sıçrama tahtası olarak görmek değil ki? senin amacının sadece para kazanmak olduğunu gören kulüp niye sana güzellik yapsın? hem de transfer sezonunun kapanmasına az bir süre kala. futbolcu eskileri de, barış'a az ya da çok hak verenlerin de anlamadığı nokta burası. "ben kazanayım, daha çok kazanayım hatta benim bu seviyelere gelmeme sebep olan takımın alması gerektiği parayı da ben alayım". eskiler "deveyi havuduyla yutmak" derdi bu durumlar için. bir akıllı sen ve senin menajerin zaten!