• 11
    ankaragücü taraftarı bir yavşakla boğaz boğaza kavga etmeme neden olmuş aktivitedir.

    bursa maçı hiç unutmam. sene 2004. en büyük aktivite maçları izlemek haliyle. ankara'da askerim gazinoda toplanmış maçı izliyoruz.

    tam arka sandalyemde yavşak oğlu yavşak bir uzun dönem asker car car car maç boyu ''bursa şöyle vurucak böyle takacak'' anlatıp duruyor.
    deli etti beni bursa gol de attıydı hatta. herif deli ediyor beni. ya sabır ya sabır. arada poşettttt aşağı poşettttt yukarı bana kişisel kullanmıyor tabi ama giderlerin bini bir para.

    neyse dediğim gibi ya sabır ya sabır sonra 1-1 mi oldu tam da hatırlamıyorum ama şunu çok net hatırlıyorum ya skoru 1-1'e ya da 1-1'ken 2-1'e getiren öyle bir gol attı ki hakan şükür döndüm arkama ve çok net, tane tane anlaşılır bir ifadeyle ''bu gol de sana girsin amına kodumun yavşağı'' dedim.

    müthiş bir rahatlama yaşadım haliyle arkasına kavga gürültü ortalık karıştı dövüştük rahatladık stres attık ayırdılar vs. gittik koğuşumuza.

    bu da böyle bir anımdır.
  • 21
    söz konusu olan maç,

    (bkz: 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçı)

    bir pazar günü oynanan bu maçın moduna hankmoody devrem ile beraber günler öncesinden girmiştik zaten. fakat, maça günler kala yaptığımız araştırmalar sonucu maçı seyredebileceğimiz sadece 1 yer olduğu ve o yerin de maximum 200-250 kadar adam alabileceği gerçeğini de kanıksamıştık. maç günü sabah içtimasının ardından tek televizyon olan yer kantine varmamız saat sabah 10 civarıydı fakat maça 9 saat olmasına rağmen 100 kişiye yakın adam yer tutmaya çoktan başlamıştı bile. biz o maçı izlemeliydik bir şekilde tabi. ilk başlarda yerimizi güzel korusak da, pazar ziyaretçi günü olmasından dolayı ziyaretçi parkından sandalye taşıyan personel sayısı artınca milletin anası, babası ayakta kaldı ve kışla komutanı olaya el atmak durumunda kaldı... akşam 17:00'e kadar ziyaretçi parkı ve kantin çevresnde tam kamuflajsız ve traşsız adam olmayacaktı...

    tabi bizim 5-6 saattir verdiğimiz mücadele boşa gitti ve gidip traşı da bir güzel olduk. bu kez 17:00'den sonra tuttuğumuz yeri korumak gibi bir görevimiz vardı ama her yer her yerdeydi tabiri caizse. bizim koyduğumuz sandalyede bambaşka adamlar falan oturuyordu en son. neyse o hengameyi de atlattık bir şekilde ama yerimize kurulan adama hankmoody 'nin benim hakkımı yiyenin çoluğundan, çocuğundan çıksın!" serzenişi işe yaramış olacak ki, hakikaten herif akşam yemeğinde çıkan sütlacı kaşıklayıp "ben izlemekten vazgeçtim." diyerek gitti amk. ona anlam veremedik...

    maça gelecek olursak, fm'deki 2 boyutlu noktalar halinde izledik desek yeridir amk. çünkü televizyona mesafemiz rahat 200 metreye yakındı. gol attığımızı falan ön sıralardaki hareketlenmeden öğrendik.

    değişik bir tecrübeydi yani. umarım bir gün herkes tadar.*
  • 20
    (bkz: 19 ağustos 2017 osmanlıspor galatasaray maçı)

    galatasaraylı olan islam adlı komutanın nöbetçi komutan olduğu güne denk gelmesi halinde gerçekleşmesi mümkün olabilen fiildir. dijitürkü var, kantindeki televizyona takıyor sağolsun.

    geçen hafta osmanlı maçını izleyebildim ve islam komutanın bugün de nöbetçi olduğunu duydum, sevindim. bugün de izlerim umarım, bakalım.

    (bkz: 25 ağustos 2017 galatasaray sivasspor maçı)

    edit: izleyebildim.
  • 7
    kopenhag maçını izleyip sabahında teslim olmuştum birliğime tarih 5 kasım 2013. sabah bambaşka bir alemde olacağım ancak şampiyonlar ligi maçından önemli değil tabi ki bu. yenildik 1-0 üzüldüm sabaha kadar da hem maçı düşündüm hemde askerlik mevzularını bilen bilir ilk 2 3 gün o mallık insanın hep üzerinde oluyor.

    askerde ligtv konusunda sıkıntımız yoktu dilediğimiz gibi izliyoruz maçları akşam vakti olduğu sürece. acemi birliğinde eğitim çavuşuyum bu arada. 353.kd olarak yapıyorum askerliğimi.

    tabi kış sert nöbetler falan derken tek aktivitem galatasaray maçlarını takip etmek ve bir sonraki maça kadar spor haberlerini okumak gazete sayfalarından. hajrovic, ontiveiro, telles geliyor haberleri, mancini'nin bir maç süper oynayan takımı öbür maç dökülüyor derken tarih geldi çattı. (bkz: 10 aralık 2013 galatasaray juventus maçı).

    ulan d smart yok alayda, radyodan takip nasıl ederiz diye falan arkadaşlarla oturduk araştırıyoruz ki bir haber geldi, nöbetçi olan alay amiri (yakışıklı bir binbaşıydı adını hatırlamıyorum) fanatik galatasaraylıymış d smart bağlatacakmış haberleri beni tabiri caizse coşturdu. kendi kendime bugün askerdeki en mutlu günüm olabilir falan diye düşünüyorum suratsız komutanlarım ne derse desin bir an önce verdikleri işleri bitirip başımdan defetmeye bakıyorum.

    neyse akşam oldu parkanın cebine doldurdum tuzlu fıstığı askerlik tarihimin en güzel gününü geçirmeyi kafaya koymuşum. maç başladı heyecan hat safhada acemilerin olmadığı bir bölgeye oturdum ve başladım maçı izlemeye. hayatımda gördüğüm en hızlı kar dolu yağışıyla birden bembeyaz olan zemin mi dersin, topun sekmemesi mi dersin hop hakem maçı soyunma odasına gitti. baya da bekledik hakem belki gelir de devam ettirir diye ama sonunda iptal kararını aldık.

    bir süre sonra da gece nöbeti olan komutanla konuşurken komutana haber geldi maçın ertesi gün yani 11 aralık 2013 tarihinde öğleden sonra oynanacağını söyledi güzel insan fırat komutan.

    neyse geldik 11 aralık 2013 sabahına. bölük komutanı bugün atış yaptırılacak acemilere dedi. höseyiiin diye hönkürdü. o an sıçtık dedim atışta görevliyim. gittik mermileri getirdik acemileri sıraya dizdik falan derken atışa başlandı. benim gözüm saatte. uzadıkça uzadı uzadıkça uzadı. maç başlamıştı benim de umutlar söndü tabi artık.

    komutan atışı bitirdi benim kovan falan saymam lazım derken hop siz gidin biz hallederiz dedi başka bir güzel komutan ve ben kar buz ve postal üçlüsünün bana vermiş olduğu eziyete aldırmayıp postallar götüme vuraraktan koştum maça. tek bildiğim şey vardı skor 0-0. koşarken de gelen herkese soruyorum var mı gol? son durum nedir? gibilerinden bilgi almaya çalışıyorum.

    neyse girdim içeriye maçı en arkadan yüzlerce kişinin arkasından izliyorum. dakika 70 civarı olmuş nasıl olur nasıl biter diye içleniyorum. top oynamaya müsait bir zeminde yok. büyük ihtimalle böyle bitecek diye içimden geçirmeye başladım inceden.

    dakikaler ilerledi ve o güzel an geldi. umut şişirdi ceza sahasına, drogba topu indirdi sneijder öyle bir vurdu ki topa. allahım gol olabilirdi o anın ismi ancak. ercan taner'de isimlendirdi zaten bu şekilde.

    askerlikteki en mutlu günüm 10 aralık 2013 olacakken ve tüm umutlarımı yitirmişken bu gün benim için 11 aralık 2013 oldu hava muhalefeti nedeniyle. ama oldu. o golden sonra tanımadığım adamlarla çocuklarla sarılmam mı dersin, sesimin 1 hafta boyunca kısılıp çıkmaması mı dersin, komutanlardan bir kaçının sevinç sırasında sakatlanması mı dersin neler neler.

    ama o an gerçekten de allahım gol anıydı.

    iyiki galatasaraylıyım dedim yine pek tabi. her zaman dediğim gibi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın