• 387
    post modern hatta hakikat ötesi (post-truth) olarak tanımlayabileceğimiz, hızla akan zamanın, müthiş bir devinim içinde hareket eden iletişim çağının en büyük kurbanlarından (korkunç siyasal ve toplumsal yozlaşma nedeniyle) olan türkiye cumhuriyeti halkını derinden sarsan, milyonlarca insanın üzerinde uzun yıllar sürecek etkilere ve travmalara haiz korkunç doğa olayı. özellikle materyal zenginliği (ev ve araba sahibi olmak, lüks tüketim araçlarını gösteriş unsuru olarak hayatın merkezine koymak vs.) kişiliği oluşturmanın temeli olarak görmeyi alışkanlık haline getiren, hayatındaki tüm maddi edinimlerini ve sahip olduklarını tamamen başkalarına gösterme ve bunu kudret sanma sanrısıyla hızla modernleşme çemberine dalan türkiye halkına 90 saniyede her şeyi kaybedebileceğini göstermiştir. manevi değerlerimizi yok eden korkunç sosyolojik ve psikolojik dönüşümlerin içerisinde bu tür felaketlerden en az etkilenmenin yolu toplumca ortak bir ahlak ve anlayış geliştirmemizden geçiyor. yiten canlar, sönen ocaklar her birimizin ciğerini yakmıştır. vefat edenlere rahmet, kalanlara sabır diliyorum.
  • 282
    devletin beslediği kanallar/klikler tarafından siyasi savunma boyutuna geçilmesi 4 gün süren deprem. hatta o kadar bile sürmemiş olabilir.

    devlet büyüklüğünü gösterip yaşanan şeylerin gerçek boyutuyla kabullenip gereğini yapmazsa kayıpların boyutu daha da artacak.

    insanların canı gerçekten yanarken tepkiler olacak, siyaset bu sektörle bu kadar dirsek temasındayken eleştirilerin içinde siyaset de olacak.

    hatta ve hatta farzedelim ki denildiği gibi siyasi hesap var arkasında.

    devlete, devlet adamlığına, devlet bilincine yakışan tahammülle yaklaşıp var olan "bütün" gücünü bu işin bundan sonrasına odaklamaktır.

    böyle bir sosyal patlamanın eşiğindeyken umarım bu konu daha da kaşınmaz. yoksa geride kalanları hayata döndürmeye çalışmamız gerekirken bu işlerle daha beter birbirimizi kırmakla cebelleşir dururuz...
  • 167
    depremin en ağır vurduğu şehirler içinde en hafif atlatan diyarbakır herhalde, diyarbakır' da yaşıyorum, diyarbakırlı' yım.
    saat dörtte eşimin " deprem oluyor" çığlığına uyandım. yirmi aylık bebeğim ve eşimi kaptığım gibi buzdolabının yanına koştum. uyanır uyanmaz çok büyük bir deprem olduğunu anlamıştım. bir dakikadan fazla tastaki su gibi çalkalandık.
    deprem biter bitmez artçılarından korkup bina yıkılır diye eşimi, kızımı ve bizde misafir üç küçük kardeşimi alıp dışarı çıktım.
    karşımızdaki bina yıkılmıştı. biraz ileride iki bina daha olmak üzere yedi bina yıkılmıştı, öğlenki artçıyla yirmi bina yıkıldı diyen var.şehir tüm gün felç oldu.
    adıyaman, maraş, hatay... allah' ım yardım et ki buralar çok kötü durumda. hayal dahi edemiyorum dehşetten. allah' ım yardım et.
  • 147
    bir öğretmen olarak hatay'a gitmek üzere gönüllü oldum. 11'de ümraniye belediye önünde buluşup adana'ya uçakla gidecektik, oradan karyoluyla hatay. hazırlandım hemen çıkmak üzereyken evden, afad gönüllü akredite değilsen gidemezsin dediler. ya kardeşim milli eğitim'de yıllardır varız bu eğitimleriniz çok da kaliteli eğitimler değil. ya da basit ayak işleri yapsaydık buna da mı sertifika gerek? orada çok büyük insan gücüne ihtiyaç olduğu ortada. ya da bize önceden bu eğitimleri verseydiniz. böyle bir sertifikadan çoğu öğretmenimin haberi bile yok. yani batırdınız kardeşim. zaten binaların deprem hazırlığı kötü, üstüne bir de insan kaynağını yaraları sarmada da kullanamıyorsunuz. bu soğukta insanları hipodermiden kaybedeceğiz ve veballeri boynunuzadır.
  • 170
    duygusal olarak çökmüş, bitmiş durumdayız. en acısı da sahipsiz bir millet olduğumuz bir kez daha acı bir şekilde yüzümüze tokat gibi çarptı. yardım bekleyen binler, onbinler var ama afad'a göre ulaşılamayan enkaz yok. cumhurbaşkanı yardımcısı fuat oktay 7.6 şiddetindeki depremin merkez üssü, 150bin nüfuslu elbistan için "20 kişilik ekibimiz elbistan'da" diyor. 20 kişi. yemin ediyorum dayanamıyorum artık. bitirdiler bizi. millet olarak bitirdiler.
  • 173
    şu an gözlerim kıpkırmızı. az önce dişlerimi fırçalarken gözlerimin kan çanağına döndüğünü farkettim ki 3 gündür ağır griple yorgan döşeğim. kendi tarihime bakıyorum da böyle, 5-10 dakikada bir hıçkırdığım bir zaman yok. intikam ve öfke doldu boğazıma kadar. şu dram karşısında malum zihniyettekilerden öyle tweet'ler okuyorum, öyle yetki sahiplerinin hiçbir şey yapmadan halkı kaderine terkettiğini vs görüyorum ki karşımda olsalar insanlıktan çıkarım. çocukların bebeklerin kaçırıldığı haberleri okudum az önce, beynime bıçaklar saplanıyor şu an. afet değil işgal ve katliam bu artık.

    türk vatanı, sana yazıktır.
  • 408
    tam bir yıl önce (bkz: 5 şubat 2023 galatasaray trabzonspor maçı)'nı izleyip nicolo zaniolo'nun transfer haberiyle uykuya dalıp cehenneme uyandık. doksan saniye içinde yakınlarımızı, dostlarımızı, arkadaşlarımızı, komşularımızı, işlerimizi ve canım şehrimizi kaybettik. bir yıldır simülasyonun içinde debelenip duruyoruz. bizi ayakta tutan tek şey öfkemiz...tam bir yıl önce yazdığım şeyleri tekrar yazacağım lütfen sevdiklerinize sımsıkı sarılın ve lütfen buradaki yaşanan çaresizliği unutmayın.
  • 322
    ölü sayılarını hep düşük gösterdiler, maalesef ölü sayısı daha çok artacak.
    yıkılan binalar 10-15 katlı.
    yıkılan bina sayısını 6300 açıkladılar, ağır hasarlı buna dahil değil. bir hesaplayın bakayım bu enkazlarda depremden önce ne kadar insan yaşıyordu, ne kadarı kurtuldu, ne kadarı uykuda depreme yakalandı.
    belkide en yüksek can kaybının yaşandığı bir deprem olarak tarihe geçecek. binalar sağlam yapılsaydı veya bu kadar çok katlı yapılmasaydı can kaybı bu denli yüksek olmayacaktı.

    suçlular muhakkak cezalandırılmalı (en alttaki belediye yetkilisinden en tepedeki adama kadar).

    bu çürük binalardan para kazananlarında mal varlığına el konulmalı, sadece hapse atmak yetmez.
  • 328
    p.uzm.çvş yakup yaman'ı, eşini ve iki çocuğunu bizden alan deprem.
    https://twitter.com/...49cno0ejNzg&s=19

    ah be yakup uzman! söyleyecek söz bulamıyorum. bir yere yazmam gerekiyordu. sosyal medyada seni ve aileni gördüğümde inanamadım. bölgede yaşayan yüzlerce hatta binlerce akrabam var ancak henüz kötü bir haber almamıştım. enkaz altından bir umut çıkarsınız diye bekledim. günler geçtikçe belki biri kurtulur dedim... sonra malum haber düştü. dün cenaze görüntülerini görünce inanmaktan başka çarem kalmadı.

    2017-18 yıllarında şemdinli'de üs bölgesinde birlikte çalıştık yakup uzmanla. havancıydı. sözleşmeli personeli iyi eğitirdi. bir defasında atış sırasında sıkışan mühimmatı korkmadan çıkarmıştı. diğer uzman çavuş acemi olduğundan becerememişti.

    ben ayrılırken yakup uzmanın da kıbrıs'a tayini çıkmıştı. eşi ilk çocuklarına 5 aylık hamileydi. kız bekliyorlardı. hatta haberi ilk aldığında üs bölgesine baklava ısmarlamıştı. ama kara kara düşünüyordu hamile eşini kıbrıs'a götürüp götürmeme konusunu. geçen sene oradaki görevini de tamamlayıp kahramanmaraş'a gitmiş. arada bir de oğlu olmuş.

    hayat gerçekten boş. bugün varız, yarın yokuz. başımız sağ olsun.
  • 396
    onbinlerce hayatın bitmesine, yüzbinlerce hayatın yarım kalmasına vesile olan afet.

    birinci hatta ikinci dereceden dahi etkilenmemiş olan bizlerin bile hala bir tarafında bir eksiklik vuruyor en mutlu anımızda bile.

    fay hatlarının üzerinde imar affı yapanlar, depremin büyüklüğünü kabul edip gerekli organizasyonu yapmak için günlerce bekleyenler, yurdum klasiği çalıp çırpıp bina yerine karton inşa edenler...

    umarım bir gün hesaplaşırız...
  • 439
    aslında iki tane olan ya da depremleri şeklinde cereyan eden doğa olayı. afrika, arap ve anadolu levhalarının birbiriyle temas ettiği yerde yaşanmıştır.

    türkiye ve deprem konulu başlangıç seviyesi de olsa az biraz bilimsel içeriklerin hepsinde yer alan bilgidir. bizim üzerinde yaşadığımız kara parçalarının aslında levhalar halinde olduğu, afrika levhası sabit iken diğerlerinin bir yöne hareket etmeye çalıştığı, bu sebeple birbirlerine sürtününce depremler olduğu...

    doğudaki arap levhası kuzeye doğru gitmeye çalışır. bunu yapmaya çalışırken de anadolu levhasını batıya doğru iter. "biz bir gün yunanistan'a çarpacakmışız ehe ehe" şeklinde goygoy malzemesi de yapılır bu konu hatta.

    o gün yaşanan depremlerin altındaki temel mekanik de buydu aslında. normalde senede birkaç santimetre hızında yaşanacak, bu seviyede olsa aletsel ölçüm hariç fark edilmeyecek olan ancak levhaların birbirinin yolu üzerinde olmasından ötürü on yıllardır gerçekleşemeyen hareket 2 seferde ve toplam 145 saniyede yaşandı.

    tabi bu hareketin yer yüzünde yarattığı sallantı ürkütücü oldu. özellikle ilk depremde türkiye'nin neredeyse yarısı depremin kendi şehrinde olduğunu sanarak uyanmıştır.

    bu kadar büyük sallantıya ek olarak yılın muhtemelen en soğuk geçmiş birkaç gününden birine denk gelmesi de ayrı bir talihsizlikti.

    sonrası ile ilgili yazılacak çok fazla şey var ama, tuzu kuru iken yazmak şımarıklık gibi geliyor.

    yaşayanlar, sevdiklerini kaybedenler bir kenara; çok uzak olanların bile aslında travmatik olan pek çok olayı/görüntüyü günlerce görebilmesi, bu sebepten toplumsal duyarlılığın ve beraberliğin bir süre için de olsa üst seviye olması belki de güne dair iyi olarak anılabilecek tek notu...

    entrynin başında bahsi geçen anadolu levhasının kuzey cephesi meşhur(!) kuzey anadolu fay hattı oluyor. bu hat üzerindeki deprem fırtınasının oluşma sebebi de aynı; anadolu levhasının batıya doğru itilmesi.

    uzun lafın kısası, beklenen büyük istanbul depremi de aşağı yukarı o gün yaşanan şey gibi olacak. bu tarz büyük bir hareket belki bir seferde belki yine iki seferde olacak. belki aynı günde iki büyük deprem olacak ya da 1999 gibi yakın tarihli iki deprem yaşanacak.

    bu iki depremin yaşandığı coğrafyada 11 milyon insan yaşıyordu. aynı büyüklükte bir alanı ülkenin kuzey batısına çekince en iyimser tahminle 35-40 milyon insan etkilenecek. sadece istanbuldaki kilometrekare başına düşen insan yoğunluğu, 6 şubat depremlerinden etkilenen bölgelerin neredeyse 8 katı.

    6 şubat depreminde, biz uzaktakilerin en yakın kayıpları eğitim ya da iş için batıya gelmiş de geri dönmüş az sayıda arkadaşlarımızdı.

    büyük istanbul depreminde bildiğimiz tanıdığımız arkadaşlarımızın çoğu orada olacak. yıkılan bina sayısı çok daha fazla olaca. yetmezmiş gibi işin kötüsü ayakta kalmış ve yardımların organize edilebileceği o kadar imkanı bol bir şehir de olmayacak...

    düşündükçe insan ürperiyor...
  • 324
    fay hattının ortasında bir memleket. zamanı bilinmeyen, kendisi bilinen bir doğa olayı. neye mal olacağı, nelere yol açacağı bilinen, hesaplanmış öngörülmüş, daha önceden tecrübe edilmiş bir afet. önlemleri bilinen, nasıl en az hasarla atlatılabileceği insanoğlu tarafından ortaya konulmuş bir gerçeklik.

    6 şubat 2023 depremi için, hatta bütün depremler için yukarıdaki tanımlar yeterince doğrudur. yüzyılın felaketi, asrın felaketi, kıyamet tanımlamaları ise gerçeği çarpıtmak için uydurulmuş sıfatlardır. 6 şubat'ta olmasa 17 eylül'de olur. 2023'te olmasa 2043'te olur. bugün olmasa yarın olur. olmadı mı 99'da mesela?

    yüzyılın felaketi nedir biliyor musunuz? bu deprem sonrasında yaşananlardır. onca evin yıkılmasıdır, yukarıdaki tanımlamaya rağmen. onca insanın göçük altında kalmasıdır. sonrasında günlerce ulaşamamaktır o insanlara, enkazdan çıkanlara bir çorba bile verememektir, insanlar hala enkazın altındayken yetişememektir, 2023 yılında internetin olmamasıdır, ulaşımın olmamasıdır, 161. saatte mucize kovalamaktır 16. saatte çıkarabilmek varken...

    asrın felaketi buz gibi gerçeği görmezden gelmektir, fay üzerindeki yaşamların güvenliğini sağlayamamaktır.

    bu coğrafya insanlarının başı sağolsun. çoktan yazılmış, "kaderin planının" bir oyuncağı oldukları için.
  • 335
    yemek yemeye utanıyorum. uyumaya utanıyorum. sıcak evde oturmaya utanıyorum. memleket istiyorum. ne zengin ne fakir, ne sen ben farkı olsun. kış günü herkesin evi barkı olsun.
    vatandaşlarımız o enkazın altında sıkıştıkça bizim de canımız, ruhumuz sıkıştı.
    ülkemizin başı sağ olsun. yaralılara acil şifalar diliyorum. bu felakette sorumluluğu olan her bir kişinin yargı önünde hesap verdiğini görmeyi temenni ediyorum. cumhurbaşkanı dahil.
  • 182
    binlerce insan göçük altında, hala her yerden yardım çığlığı yükseliyor devlet erkanı iki kuru açıklamayla yetiniyor kafayı sıyırmak üzereyim. insanlar kendi başlarına bir şeyler yapmaya çalışıyor, bazı yerler kaderine terk edilmiş ama sorsan her yere ulaştık deniyor. eleştiriyorsun nerede yardım diyorsun siyaset yapma diyorlar, ayan beyan yalan söyleyenler değil sen suçlu oluyorsun. canlar kurtulsun ben suçlu olayım ama benim yakınlarım istanbul'dan hatay'a kendi araçlarıyla ulaşabildiyse neden yeterli profesyonel yardımın gidemediğini sormak zorundayım. allah aşkına siyaseti, adamcılığı, hemşehriciliği bir gün olsun kenara bırakıp askeriye dahil tüm imkanları seferber edin.
  • 409
    uykum geldi ama uyuyamıyorum be sözlük. her zaman söylerim böyle bir felaketten ne kadar az hasarla atlatılabilirse ben ve çekirdek ailem o kadar az kayıp verdik.
    başta hayatını kaybeden akrabalarım ve arkadaşlarım, hiç tanımadığım ama herkesten hakkında iyi şeyler duyduğum sözlük yazarımız childofbodom, zanioloyu ne zaman görsem aklıma gelen muhammed kardeşim olmak üzere hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza allah rahmet eylesin, yattıkları yer incinmesin.
    buraları unutmayın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın